Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
allah´a, dilemek, hadisler, ulasmayi

Hadisler - Allah´A Ulasmayi Dilemek

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hadisler - Allah´A Ulasmayi Dilemek




Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım, İslâm’dan geriye kalanlar, İslâm’ın 5 şartı acaba insanları cennete ulaştırmaya yeterli mi? İslâm’dan geriye kalanlarından belki en önemlisi bu İslâm’ın 5 şartıdır


Bir hadîsten bahsediliyor Bir bedevi geliyor Hazreti Muhammed (SAV)’in yanına ve diyor ki:


- Ey Allah’ın Resûl'ü, ben cennete girmek istiyorum ne yapmalıyım


Peygamber Efendimiz (SAV) de ona:


- Namaz kıl, oruç tut, zekât ver, hacca git ve kelime-i şahadet getir, diyor


- Ey Allah’ın Resûl'ü ben bunların ne eksik ne fazla hepsini yaparsam cennete girer miyim?


- Bunların hepsini yaparsan cennete girersin


İşte bir tarafta, terazinin bir kefesinde Kur'ân-ı Kerim var Öbür kefesinde de Peygamber Efendimiz (SAV)’in hadîsleri var Bu hadîsin gereği olarak insanlar bir sonuca ulaşmışlar “Madem ki hadîs böyle söylüyor, öyleyse kim İslâm’ın 5 şartını gerçekleştirirse mutlaka Allah’ın cennetine girer” denmiştir


Peygamber Efendimiz (SAV): “Benim hadîslerim tartışılacaktır Kur'ân’la karşılaştırın Hangi hadîsim Kur’ân’a aykırıysa onu benim söylemem mümkün değildir” buyuruyor


Kur'ân, Allahû Tealâ tarafından furkan olarak vasıflandırılıyor Kur’ân’ın furkan olma özelliği vardır Furkan doğruyu yanlıştan ayıran ayıraçtır


Allahû Tealâ’nın indinde Allah’ın indirdiği tek bir dîn söz konusudur İlk insan ve ilk peygamber olan Hz Âdem (AS)’dan, Son Peygamber olan Hz Muhammed Mustafa (SAV)’e kadar ikinci bir dîn hiç olmamıştır Bundan sonra da olması mümkün değildir Kâinat hep o tek dîn tarafından ve tek şeriat tarafından idare edilmiştir


Allahû Tealâ buyuruyor:




-42/ŞÛRÂ-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu)

(Allah) dînde, onunla Hz Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın” diye Hz İbrâhîm’e, Hz Musa’ya ve Hz İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldı Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır)





“Hz Nuh’a, Hz İbrâhîm’e, Hz Musa’ya ve Hz İsa’ya verdiğimiz indirdiğimiz şeriatı Sana da vahyetmek suretiyle size de farz kıldık Dîni ayakta tutun ve fırkalara ayrılmayın diye


İşte dînin ayakta tutulması ve fırkalara ayrılmama müessesesi Fırkalara ayrılmamak ve dîni ayakta tutmak Hz İbrâhîm’in hanif dîninin temel özellikleridir


Hz İbrâhîm’in hanif dîninin 3 tane temel şartı vardır:


1- Vahdet Allah’ın tekliği, tek bir Allah var başka bir ilâh yok


2- Tevhid Sadece ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştırmayı dileyenlerin oluşturduğu tek bir fırka


3- Teslim Sırasıyla, ruhumuzu 22 basamakta, fizik vücudumuzu 25 basamakta, nefsimizi 26 basamakta ve irademizi 28 basamakta Allah’a teslim etmekten oluşan bir teslim dîni


Vahdet, tevhid ve teslim; Hz İbrâhîm’in hanif dîninin üç temel esasını oluşturuyor


İşte bu minval üzere dîni incelediğimiz zaman Hz İbrâhîm’in, Hz Musa’dan da Hz İsa’dan da Peygamber Efendimiz (SAV)’den de önce geldiğini görüyoruz Önce O yaşamıştır


Böyle bir dizaynda Allahû Tealâ’nın, Hz İbrâhîm’in hanif dîni konusunda Peygamber Efendimiz (SAV) devreye girdiğinde neler olduğuna bakıyoruz Rum Suresinin 30 âyet-i kerimesi, bu sualin cevabını veriyor:




-30/RÛM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne)

Artık hanif olarak kendini (vechini) dîn için ikame et, Allah’ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları onun üzerine (hanif fıtratıyla) yaratmıştır Allah’ın yaratmasında değişme olmaz Kayyim olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak) dîn budur Fakat insanların çoğu bilmez





“Habibim, vechini (şu fizik vücudunu) hanif olarak dîne doğrult O hanif fıtratıyla ki; Biz bütün insanları hanif fıtratıyla yarattık Allah’ın dîninde değişiklik göremezsin O dîn ezelî ve ebedî dîndir, kayyum olan dîndir


İşte Allahû Tealâ’nın söylediği şey: “Biz bir tek dîn yarattık O dîn ezelî ve ebedîdir İsmi Hz İbrâhîm’in hanif dînidir Sen de hanifsin yani dîn olarak Hz İbrâhîm’e neleri vermişsek sana da aynı şeyleri verdik Onun dîniyle senin dînin aynı dîndir Sen de Hz İbrâhîm gibi hanifsin ve Biz insanları kıyâmete kadar hep hanif fıtratıyla yaratacağız ve dîn de sadece hanif dîni olacak, başka bir dîn hiç olmayacak


Öyleyse burada bir bütün görüyoruz: Allah’ın insanı yaratması da hanif fıtratıyladır, Allah’ın yarattığı dîn de hanif dînidir İşte böyle bir dizayn içinde Allahû Tealâ’nın dîn müessesesi ortaya çıkıyor İnsanların ruhunu, vechini, nefsini ve iradesini Allah’a teslim ettiği bir dîn ortaya çıkıyor


Şimdi İslâm’ın 5 tane şartına geliyoruz; diyorlar ki: “İslâm Allah’a teslim olmak demektir ve 5 tane şartı vardır: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek ve kelime-i şahadet getirmek Biz bunların hepsini hamd olsun ki gerçekleştiriyoruz Allah’ın emrini tam olarak yerine getiriyoruz Madem ki bu hadîs mevcuttur, biz Peygamber Efendimiz (SAV)’in bütün hadîslerinin gerçek olduklarına inanırız Peygamber Efendimiz (SAV) ne söylemişse doğrudur


El hak, doğru İslâm gerçekten teslim olmak demektir “Silm” kökünden gelir; sin, lam ve mim Biz de aynı fikirdeyiz, Peygamber Efendimiz (SAV) ne söylemişse mutlaka doğrudur Ama acaba bu hadîsi O mu söyledi? Birçok uydurma olan hadîsin günümüze girdiği hatta bu yüzden birçok idamların yapıldığı bir vakıadır “3000’den fazla hadis uydurdum” diyen ve idam edilen birisini hatırlıyoruz, ismi aklımızdan çıkmış


“Bu muhtevada biz İslâm’ın 5 şartını yerine getiriyoruz İslâm, Allah’a teslim olmak demektir Öyleyse biz Allah’ın emrettiği gibi Allah’a teslim olanlarız Hz İbrâhîm’in de hanif dîni zaten Allah’a teslim olmayı içeriyordu Biz de Allah’a İslâm’ın 5 tane şartını yerine getirerek teslim oluyoruz”Böyle diyorlar, biz de onlara soruyoruz: “Hay Allah razı olsun Çok güzel Tebrikler ama bir sualimiz var Siz Allah’a teslim olduğunuzu söylüyorsunuz, Allah’a 1 teslim ruh teslimidir Allah’a ait olan ruh, Allah’a iade edilir, teslim edilir 2 teslim, şu fizik vücudumuzun Allah’a teslimidir 3 teslim, nefsimizin Allah’a teslimidir 4 teslim, irademizin Allah’a teslimidir Acaba siz hangisini teslim ettiniz?”


Allahû Tealâ’ya bu sualin cevabını bugüne kadar kimse veremedi “Biz Allah’a teslim olduk” diyenler, nelerini teslim etmek konusunda bir şeyler söyledikleri zaman onlara, teslimlerin öyle bedava işler olmadığını ve hepsinin bir gayret gerektirdiğini, Kur'ân-ı Kerim tarafından şartlara bağlandığını ifade ettik 28 basamaklık bir İslâm merdiveninde Allah’a İslâm’ın 5 şartıyla hiçbir şeyin teslim edilemeyeceğini kesin olarak Kur'ân âyetleriyle ortaya koyduk Öyleyse kim İslâm’ın 5 şartıyla Allah’a teslim olduğunu zannediyorsa bilsin ki Allah’a hiçbir şeyini teslim etmemiştir


Kim Allah’a ulaşmayı dilerse, Allah’a ulaşmayı dileyen kişiyi Allah Kendisine ulaştıracağını garanti ediyor Allah’a ulaşmayı dileyen kişinin nesini, fizik vücudunu mu? Hayır, ruhunu Allahû Tealâ Kendisine ulaştıracağını garanti ediyor


Kişi eğer gerçekten kalbinden bir dilekle Allahû Tealâ’ya: “Yarabbi, Senin bunca ermiş evliyan var Hepsi Sana ruhlarını ulaştırmışlar Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum” diye Allahû Tealâ’ya kalbinden bir dilekle müracaat ederse, Allahû Tealâ bu dileği mutlaka kabul ediyor ve o kişinin ruhunu Kendisine ulaştırıyor Allahû Tealâ bunu garanti etmiştir:




-42/ŞÛRÂ-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu)

(Allah) dînde, onunla Hz Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın” diye Hz İbrâhîm’e, Hz Musa’ya ve Hz İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldı Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır)





“Allah, dilediğini Kendisine seçer ve o seçtiklerinden kim Allah’a ulaşmayı dilerse, Allah’a yönelirse Allah onu Kendisine ulaştırır


Allah’ın sözünde hulf olmaz Allahû Tealâ: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştıracağım” diyorsa mutlaka onu Allah Kendisine ulaştırır Allahû Tealâ’nın kişiyi Kendisine ulaştırması, kişinin ruhunu ulaştırmasıdır Allahû Tealâ’nın verdiği sözü yerine getirmemesi hiçbir zaman mümkün değildir


Öyleyse şartlara bakıyoruz Bir insanın Allah’a ulaşmayı dilemesi, onun cennete girmesi için yeterli bir sebeptir Allahû Tealâ tarafından insanların %90’dan fazlası seçilir Bu seçilenlerden kimler Allah’a ulaşmayı dilerse; onlar Allah’a ruhlarını ulaştırmazlar, Allah onların ruhlarını Kendisine ulaştırır


Kur'ân-ı Kerim’in muhtevasına baktığımız zaman Allahû Tealâ’nın bir vasıta emirleri var bir de hedef emirleri var 28 basamaklık bir İslâm merdiveninde hedefler; ruhun, vechin (fizik vücudun), nefsin ve iradenin Allah’a teslimidir Hedefler, teslimlerdir


İslâm, Allah’a teslim demektir Ruhumuzu teslim, fizik vücudumuzu teslim, nefsimizi teslim ve irademizi teslim, hepsi Kur'ân’da âyetlerle belli şartlara bağlanmıştır Allahû Tealâ’nın söylediği: “Allah dilediğini Kendisine seçer O seçtiklerinden her kim Allah’a ulaşmayı dilerse Allah onu Kendisine ulaştırır” ifadesi açık ve kesin bir hüviyet gösteriyor Eğer o kişi Allah’a ulaşmayı dilemişse Allah o kişiyi mutlaka Kendisine ulaştırır Gerisi de kişinin gayretine kalmıştır O kişi yoluna devam ederse, Allah’ı kendisine vekil tayin ederse, o zaman fizik vücudunu da Allah’a teslim eder Ondan sonra devam ederse nefsini de teslim eder Onunla da yetinmeyip daha ötesine iradesini kullanarak yürürse, iradesini de Allah’a teslim ederse, kişi Allahû Tealâ tarafından irşad makamına tayin edilir


Bir tayin olmaksızın bir insan çıkar da: “Ben mürşidim” derse, bu onun kendisine verdiği bir payedir, Allah’ın verdiği bir paye değildir Herşey Kur'ân tarafından şartlara bağlanmıştır


Allah’a ulaşmayı dilemeyen insanlar sadece başlangıçtaki 2 basamağı işgal ederler Bütün insanlar olayları yaşarlar, Allah’a ulaşmayı dileseler de yaşarlar, dilemeseler de yaşarlar ve olayları kendi ölçülerinde 2 basamakta değerlendirirler Dileyenler de değerlendirir, dilemeyenler de değerlendirir


Olay bundan sonra başlar O insanlardan her kim Allah’a ulaşmayı dilerse o kişi ancak 3 basamağa ulaşır İnsanların ne yazık ki %90’dan fazlası Allah’a ulaşmayı dilemeleri için seçildikleri halde bunların %10’dan daha azı Allah’a ulaşmayı dileyenlerden olur Geri kalanı gene dinlemeyecektir, gene kurtuluşu mümkün olmayacaktır


Kim, Allah’a ulaşmayı dilerse Allah onun üzerinde derhal Rahîm esmasıyla tecelli eder Bu tecelli, o kişinin irşad makamına karşı kör olan gözlerini açar Sağır olan kulaklarını açar İdraksiz olan kalbini müdrik hale, idrak eder hale getirir Görme, işitme ve idrak etme hassalarını Allahû Tealâ açar O kişi irşad makamına karşı kör, sağır ve dilsizken yani onu herhangibir kişiden ayırt etmez bir hüviyetteyken, onun bir mürşid olduğunu ve kendisini Allah’a ulaştırabilecek olan özelliklerle mücehhez olduğunu fark eder


Burada görme, işitme ve idrak hassalarının açılması 3 ayrı basamağı ifade eder Allah’a ulaşmayı dileyen kişi 3 basamaktadır 4 basamakta Allah Rahîm esmasıyla tecelli eder Kör, sağır ve dilsiz olan o kişiden, 5, 6 ve 7 basamaklarda, irşad makamına karşı onun söylediklerini işiten, irşad makamını irşad makamı olarak gören ve söylediklerini kalbiyle de idrak eden bir insan ortaya çıkar Bu, Allah’ın ilk yardımıdır Ondan sonra Allah’ın o kişiye ulaştığını görürüz Allahû Tealâ buyuruyor ki:




-64/TEGÂBUN-11: Mâ asâbe min musîbetin illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve men yu’min billâhi yehdi kalbehu, vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun)

Allah’ın izni olmadıkça bir musîbet isabet etmez Ve kim Allah’a îmân ederse (âmenû olursa), (Allah) onun kalbine ulaşır Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir





(Devam edicek)

Alıntı Yaparak Cevapla

Hadisler - Allah´A Ulasmayi Dilemek

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hadisler - Allah´A Ulasmayi Dilemek




(Devamı)


“Kim Allah’a âmenû olursa, Allah’a ulaşmayı dilerse; onun kalbine ulaşırız


Allahû Tealâ daha sonra o kişinin kalbini Kendisine çevirir ve sonra onun göğsünü yarar, göğsünden kalbine nur yolu açar Sonra o kişi zikir yapar Allah’ın rahmeti ve fazlı göğsüne gelir Göğsünden Allah’ın açtığı o yoldan geçerek kalbe ulaşır Kalbe rahmet nurları sızar Bu nurlar %2’yi bulduğu zaman kişi huşû sahibi olur Kişi huşû sahibi olursa hacet namazı kılarak irşad makamını sorma yetkisi doğar Allah’tan mürşidinin kimliğini sorar Allahû Tealâ bu şartların sahibi olan kişiye mutlak mürşidini gösterir ve kişi 14 basamakta mürşidine ulaşır ve tâbiiyetini gerçekleştirir


Bu tâbiiyetini gerçekleştiren insan kimdir? Özelliği nedir? Özelliği, Allah’a ulaşmayı dilemiş olmasıdır Dilemeseydi ne olacaktı? Dilemeseydi, Allah ona yardım elini uzatmayacaktı Allah’a ulaşmayı dilemeleri için, dileyeceklerin 10 katından daha fazlası seçilir Seçilen insanların %10’dan daha azı Allahû Tealâ’ya ulaşmayı dilediklerine göre ortaya böyle bir orantı çıkıyor Kişi, Allah’a ulaşmayı eğer dilerse, o kişinin ruhunu Allah’a ulaştırması söz konusu değil, Allah’ın o kişinin ruhunu Kendisine ulaştırması söz konusudur


Allahû Tealâ’nın İndi’nde böyle bir olay cereyan ediyor Kimin hangi mürşide tâbî olacağını Allah tayin eder ve hacet namazı kılındığı zaman mutlaka o kişiye gösterir Allah’a ulaşmayı gerçekten dilemişse, Allah onu bilir


Tâbiiyet, kişinin o ana kadar aldığı 12 tane ihsana, 7 tane de ni’met eklenmesine sebebiyet verir O kişinin başının üzerine devrin imamının ruhu gelir O kişinin kalbinin içine îmân kelimesi yazılır Allah’a ulaşmayı dilediği an kişinin bütün günahları örtülmüştü Burada, tâbiiyette de sevaba çevrilir


Bu kişi nefs tezkiyesine başlar Nefs tezkiyesi “Allah, Allah, Allah…” diye Allah’ın ismini zikretmek suretiyle Allah’ın katından, rahmetle fazl ve rahmetle salâvât isimli iki grup nurun o kişinin göğsüne gelmesini temin eder Bu kademede tâbiiyetin gerçekleşmesiyle birlikte o kişi zikir yaptığı zaman, başlangıçtaki %2 rahmetin ötesinde onun kalbine rahmetle fazl, rahmetle salâvât beraberce girer


Kişinin nefsinin kalbinde %2 rahmet birikiminden sonra hep fazıllar birikmeye başlar Bu fazıllar %7’yi bulduğu zaman kişinin vücudundan ayrılan ruhu 1 gök katına ulaşır, burası Nefs-i Emmare’dir 2 bir %7 fazl birikimi Nefs-i Levvame, ruh 2 gök katındadır 3 defa %7 nur birikimi Nefs-i Mülhime, ruh 3 gök katındadır 4 gök katında Nefs-i Mutmainne 5 katta Nefs-i Radiye, 6 katta Nefs-i Mardiyye 7 katta, Nefs-i Tezkiye olmak üzere kişide, 7 kademede %7’den %49 fazl birikimi gerçekleşir


Önce giren %2 rahmetle beraber nefsin kalbindeki nurlar karanlıkları aşar O noktada nefsin kalbinde %51 nur vardır, %49 da karanlık kalmıştır Karanlıklar %100’den %49’a düşmüştür ve ruh, her nefs kademesinde bir gök katı yükseldiği için 7 seferinde, 7 gök katını aşar, 7 tane âlemi geçerek Allah’ın Zat’ına ulaşır Allah’ın Zat’ında ruh yok olur, ifna olur İşte burada ruh Allah’a ulaşmıştır Kişi fenâfillâh olmuştur Allah’ta ruhun yok olması anlamındadır (Fenâ: yok olmak, Fi: içinde)


O ruh zaten Allah’a aitti Allah’ın bize gönderdiği, üflediği ruhtu, sahibine geri dönme emri almıştı Ruh hep bu taleple yaşar sonunda da eğer insanoğlu Allah’ın kendisine verdiği emri idrak ederse ve Allah’a ulaşmayı dilerse, mutlaka ruhunu Allah’a ulaştırır


Böyle bir olguyla karşı karşıyayız Kişinin ruhu Allah’a ulaştığı zaman, Allah’ın Zat’ında yok olduğunda, Allah’ın bütün insanlara verdiği söz gerçekleşir Allahû Tealâ diyor ki: “Kim Bana ruhunu ulaştırmayı dilerse Ben onun ruhunu Kendime ulaştırırım


Allah’a ulaşmayı dilemezse ne olur? O zaman Allahû Tealâ dalâlette olan o kişiyi bulunduğu yerde bırakır, onları Kendisine ulaştırmaz Allahû Tealâ diyor ki:




-13/RA'D-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe)

Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir)





“Allah dilediğini dalâlette bırakır” Yani kişi dalâlettedir Allah onunla ilgilenmez Allah’a ulaşmayı dilemeyen herkesin dalâlette olduğunu bu âyet-i kerimeden çıkartıyoruz “O dalâlette olanlardan kim Allah’a ulaşmayı dilerse, Allah onları mutlaka Kendisine ulaştırır (hidayete erdirir)


Allahû Tealâ buyuruyor:




-3/ÂLİ İMRÂN-73: Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun)

Ve sizin dîninize tâbî olandan başka kimseye inanmayın (Habibim) de ki: “Hiç şüphesiz HİDAYET, Allah’ın (Kendisine) ulaştırmasıdır (İnsan ruhunun ölümden evvel Allah’a ulaşmasıdır) Size verilenin bir benzerinin başka birine verilmesi (sebebiyle mi) veya Rabbinizin katında (sizlerle) tartışacakları için mi (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Hiç şüphesiz fazl, Allah’ın elindedir Onu dilediğine verir” Ve Allah, Vâsi’un Alîm’dir (Allah herşeyi kuşatan ve herşeyi bilendir)





“inne hudâllâhi huvel hudâ”


“inne: muhakkak ki,


el hudâ: hidayet,


hudâllâhi: Allah’a ulaşmaktır


İnsan ruhunun vücudundan ayrılarak Allah’a doğru seyr-i sülûk isimli bir yolculuğunu tamamlaması ve ruhunun Allah’ın Zat’ına ulaşıp Allah’ın Zat’ında yok olması, o kişinin hedefe ulaşmasıdır Aslında o kişi ulaşmamıştır O kişi sadece Allah’a ulaşmayı dilemiştir Allah onları Kendisine ulaştırır İşte Allah’ın verdiği söz buraya kadardır Bundan sonrası kişisel gayrete dayalıdır Peki ama ne oldu da kişi ruhunu Allah’a teslim etti?


Görüyorsunuz ki; bırakınız fizik vücudun teslimini, nefsin teslimini, iradenin teslimini daha ruhun teslimi için ne kadar çok işlev gerekiyor Mutlak olarak kişinin Allah’a ulaşmayı dilemesi gerekiyor Peki, bu kişi Allah’a ulaşmayı dilemezse? Dilemezse söylediğimiz Rad Suresinin 27 âyet-i kerimesi gereğince o kişi dalâlettedir, Yunus-45’e göre de hüsrandadır, hidayette değildir Allahû Tealâ diyor ki:




-10/YÛNUS-45: Ve yevme yahşuruhum keen lem yelbesû illâ sâaten minen nehâri yete ârefûne beynehum, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne)

Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek) Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar) Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler) Ve hidayete eren kimse(ler) olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar)





“Kim Allah’a mülâki olmayı inkâr ederse (ki bunların Allah’a ulaşmayı dilemeleri mümkün değildir, inkâr ettiği bir şeyi bir insanın dilemesi söz konusu değildir), onlar hüsrandadır ve hidayette değildir


Allahû Tealâ daha pek çok şeyler söylüyor Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin, takva sahibi olmadıklarını ve şirkte olduklarını söylüyor Allah’a ulaşmayı dilememek teslim olmamanın temelidir Teslimin de ilk adımı mutlaka Allah’a ulaşmayı dilemekten geçer




-30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne)

O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun Ve namazı ikame edin (namaz kılın) Ve (böylece) müşriklerden olmayın



-30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyeâ(şiyean), kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne)

(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar





Allah ile olan ilişkilerinizde Allah’a ulaşmayı dilemezseniz, o zaman dalâlette kalmak söz konusu, hüsranda kalmak söz konusu ve Allah’ın cennetine girmek hiçbir şekilde mümkün değil


İslâm’ın 5 şartı dediğimiz namaz kılmak, istediğiniz kadar namaz kılın Oruç tutun, isterseniz daima oruç tutun Zekât vermek, söylenilenden daha fazlasını verin Hacca gitmek, 2 defa, 3 defa, 10 defa gidin ve kelime-i şahadeti defalarca getirin Bunların hepsinin toplamı, sizi asla Allah’a ulaştırmaz, bunun için yeterli değillerdir Şartlar sizde oluşmamıştır


Allah’a ulaşmayı dilemediniz Dilemedikçe hidayette olamazsınız Hidayete eremezsiniz ve ne ruhunuzu ne vechinizi ne nefsinizi ne de iradenizi Allah’a teslim edemezsiniz Hedeflerden birincisi ruhunuzu Allah’a teslim etmekti Nasıl teslim edeceğinizi söyledik


Fizik vücudun teslimi bundan sonraki aşamadır Nefsin teslimi ondan da sonraki aşamadır İradenin teslimi ise son aşamadır Birincisinin oluşması hiçbir zaman o kişi İslâm’ın 5 tane şartını gerçekleştirdi diye gerçekleşemez İslâm’ın 5 şartı hedef değildir, vasıtadır Şeytan hedefleri de vasıtaları da yok etmiştir O yok ettiği hedeflerin yerine ikame etmiş ve biz insanlar Allah’a ulaşmayı dilemeyi asırlar sonra unutmuşuz ve tabiatıyla gideceğimiz yer cehennemdir


Öyle mi? Allah’a ulaşmayı dilemeyenler cehenneme mi girer? Ne yazık ki öyle Allahû Tealâ şöyle buyuruyor:




-10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne)

Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır



-10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne)

İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir)





“Onlar, muhakkak suretle Bize ulaşmayı dilemezler, Bize mülâki olmayı, ruhlarını hayattayken Bize ulaştırmayı dilemezler Onlar dünya hayatından razıdırlar Dünya hayatıyla mutmain olurlar Onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır Gidecekleri yer, kazandıkları dereceler itibariyle cehennemdir


İşte herşeyin sonu burası Görülüyor ki İslâm’ın 5 tane şartını bir kişi hangi ölçüde yerine getirirse getirsin, Kur'ân-ı Kerim’in koyduğu şartların hiçbirisi tahakkuk etmiyor O kişinin cehennemden kurtulması hiçbir şekilde mümkün değildir Küfürden kurtulması mümkün değildir Dalâletten kurtulması mümkün değildir Hüsrandan kurtulması mümkün değildir Şirkten kurtulması mümkün değildir O kişinin gideceği yer de cehennemdir


Sonuç; İslâm’ın 5 şartı kimseyi kurtaramıyor Ne yazık ki insanlar Kur'ân’ı tamamen devreden çıkarmışlar, unutmuşlar ve kurtuluşu İslâm’ın 5 şartına bağlamışlar İblis kurtuluşu onlara bu 5 şarta bağlatmıştır ve de hiçbirinin cehennemden kurtulması mümkün değildir Allah bize bu ilmi öğretti Biz de sizlere…


Allahû Tealâ’nın huzurunda hepinizi hem cennet saadetine, hem de dünya saadetine ulaşması konusunda, hepiniz için o hedefe ulaşmanız için duada bulunurken sözlerimizi burada tamamlıyoruz Allah hepinizden razı olsun

Alıntı Yaparak Cevapla

Hadisler - Allah´A Ulasmayi Dilemek

Eski 08-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hadisler - Allah´A Ulasmayi Dilemek




SÜNNET- CANLI KURANDIR

"KURANI KENDİ KAFASINA GÖRE YORUMLAYAN KAFİRDİR"

AMA BİRİLERİ İŞTE BURADA ENGEL GÖRÜYORLAR ÇÜNKÜ HADİSLERDE BELLİ BİR ÖLÇÜ VARDIR

DİREK İSLAMA SALDIRMAK KAR GETİRMEYECEKTİR ONUN İÇİN İSLAM MÜESSESELERİ OLAN SÜNNET, MEZHEB VE MEŞREBLERE SALDIRILIYOR TA KURANI İSTEDİKLERİ GİBİ YORUMLAYIP İSTEDİKLERİ MAKSADA ULAŞABİLMEK İÇİN!

AMAÇ : GÖLGE DÜŞÜRMEK MÜSLÜMANLARI SÜNNETTEN KOPARMAK


RESULULLAH EFENDİMİZ (SAV) ÜMMETİNİ KIYAMETE KADAR GELECEK OLAN MÜSİBETLER HAKKINDA UYARDI

O BİZİ "HADİSLER UYDURULACAKTIR DİKKAT EDİN HADİSLERE İNANMAYIN" DİYE UYARMADI AKSİNE : Mikdâm İbnu Ma'dîkerib (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır Bilin ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir"Ebu Dâvud, Sünne, 6, (4604); Tirmizî, İlm 60, (2666); İbnu Mace, Mukaddime 2, (12)


Ebu Dâvud'un rivayetinin baş kısmında şu ziyâde vardır: "Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi" Rivayetin gerisi yukarıdaki mânada devam eder


İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şunu söylemiştir: "Size iki şey bırakıyorum Bunlara uyduğunuz müddetce asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitab'ı ve Resûlünün sünneti" DEMEK Kİ MUHAMMEDUL EMİN (SAV) BİZE İKİ EMANET BIRAKTIĞINI SÖYLEDİ VE BUNLARA KESİNLİKLE UYMAMIZI EMRETTİ BUNLAR : KURAN VE SÜNNETTİR


Muvatta, Kader 3, (2, 899)





"BENİM SÜNNETİMİ TERK EDENLER BENDEN DEĞİLDİR"


"Bizim sünnetimize uymayan bir amel işleyenin yaptığı amel de merduddur/REDDEDİLMİŞTİR"

Alıntı Yaparak Cevapla

Hadisler - Allah´A Ulasmayi Dilemek

Eski 08-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hadisler - Allah´A Ulasmayi Dilemek



“Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip “Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız” diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu; İşte gerçekten kâfirler bunlardır Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır Allah’a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara (gelince) işte Allah onlara bir gün mükâfatlarını verecektir Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir” (Nisa, 4/150153)İşte deliller:


1) Tevhid ve şehadet cümlesi: “La ilahe illallah Muhammedün Resulullah”


2) İman, bu tevhit cümlesini kalp ile tasdik ve dil ile ikrar etmektir Kurtuluş yolu ancak budur


3) “Onu bütün dinlerin üzerine yüceltmek için Resulünü hidayet ve hak din ile gönderen O’dur” (Tevbe 33)


4) “De ki; Allah’a ve Peygamberlere itaat edin Eğer yüz çevirirlerse muhakkak ki, Allah kafirleri sevmez” (Ali İmran 32)


5) “De ki; Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın” (Ali İmran 31)


6) “Eğer onlar İslam’ın hak din olduğu hususunda seninle mücadele edecek olurlarsa onlara de ki: “Ben kendimi Allah’a teslim edip O’na yöneldim Bana uyanlar da öyle yaptılar ve kitap verilenlere de, müşriklere de “İslam’ı kabul ettiniz mi?” diye sor İslam’a girerlerse doğru yolu bulmuşlardır Eğer yüz çevirirlerse senin üzerine düşen tebliğ etmektir” (Ali İmran 20)


7) “Her kim İslam’dan başka bir din ararsa o din ondan kabul olunmaz Ahirette ise o hüsrana uğrayanlardandır İman edip peygamberin hak olduğuna şahitlik ettikten ve kendilerine apaçık deliller geldikten sonra inkara sapan topluluğu Allah nasıl hidayete erdirir? Allah zalimler grubunu doğru yola iletmez” (Ali İmran 85–86)


8) “Doğru yol kendisine apaçık belli olduktan sonra kim peygambere muhalefet edip müminlerin yolundan başka bir yol tutarsa, Biz de onu kendi seçtiği yola sevk eder ve cehenneme sokarız Gidilecek ne kötü bir yerdir orası!” (Nisa 115)


9) Sizden kim Allah’a ve Resulü’ne itaat eder ve güzel işler yaparsa, ona da mükafatını iki kat veririz” (Ahzap 31)


10) “And olsun ki, Allah’ın rahmetini ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için, Allah’ın Resulü’nde size güzel bir numune vardır” (Ahzap 21)


11) “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin ki amellerinizi boşa çıkarmış olmayın İnkar eden ve halkı Allah yolundan alıkoyan, sonra da kafir olarak ölenleri Allah bağışlamaz” (Muhammed 33–34)


12) “Kim Allah’a ve Resulü’ne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar Kim yüz çevirirse onu da pek acı bir azapla cezalandırır (Fetih 17)


13) “Bütün dinlere üstün kılmak üzere Resulü’nü hidayet ve hak din ile gönderen O’dur Buna şahit olarak Allah yeter” (Fetih 28)


14) “Allah’ın çizdiği sınırlar yerine başka hükümler getirerek Allah’a ve Resulü’ne düşmanlık edenlere gelince: Kendilerinden öncekiler nasıl zillet ve rezalete düştü iseler, onlarda öylece zelil ve rezil olacaklardır Çünkü biz apaçık ayetleri indirmişizdir Bu ayetleri inkar edenlerin hakkı da hor ve hakir edici bir azaptır


(Mücadele 5)


15) “Ey iman edenler! Gizlice konuştuğunuzda sakın günah işlemek, müminlere düşmanlık etmek ve peygamberlere karşı gelmek üzere fısıldaşmayın Aranızda iyilik ve takvayı konuşun Huzurunda toplanacağınız Allah’tan da korkun“ (Mücadele 9)


16) “Allah’ın çizdiği sınırlar yerine, başka hükümler getirerek Allah’a ve Resulü’ne düşmanlık edenler, en aşağılık kimseler arasındadırlar“ (Mücadele 20)


17) “Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, Allah ve Resulü’ne düşmanlık edenlere sevgi beslediğini göremezsin“ (Mücadele 22)


18) “Peygamber size ne emretmişse alın, neyi yasaklamışsa ondan kaçının Allah’tan korkun Muhakkak ki Allah’ın azabı pek şiddetlidir” (Haşır 7)


19) “Allah ve Resulü bir meselede hükmünü verdiği zaman, bir mümin erkeğin yahut bir mümin kadının artık işlerinde başka bir yolu seçme hakkı yoktur Kim Allah’a ve Resulü’ne isyan ederse, apaçık bir sapıklığa düşmüştür” (Ahsap 36)


20) “Ey Peygamber! Biz seni insanlar için bir şahit, bir müjdeci bir sakındırıcı, O’nun izniyle insanları Allah’ın yoluna çağrıcı ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik” (Ahzap 45–46)


21) “O peygamberler ki Allah’ın emirlerini tebliğ eder yalnız ondan korkar ve Allah’tan başka hiçbir kimseden korkmazlar Hesap görücü olarak Allah kafidir Muhammed hiçbirimizin babası değildir O Allah’ın Resulü’dür ve peygamberin sonuncusudur Allah ise her şeyi hakkıyla bilir” (Ahzap 39–40)


22) “Peygamberlere itaat eden Allah’a itaat etmiş olur Kim bundan yüz çevirirse, seni öylelerinin üzerine muhafız olarak göndermedik sen ancak doğru yolu gösterip tebliğ etmekle mükellefsin” (Maide 14)


23) “Ey insanlar Peygamber Rabb’inizden size hakkı getirdi Ona inanın; hakkınızda hayırlı olan budur Eğer inkar ederseniz göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır Allah ise her şeyi hakkıyla bilir her işi hikmetle yapar” (Nisa 170)


24) “Ey insanlar! Size Rabb’inizden apaçık bir delil olan bir peygamber geldi ve size dünyanızı ve ahiretinizi aydınlatıcı apaçık bir nur olarak Kur’an indirdik” (Nisa 174)


25) “Allah’a itaat edin Peygambere de itaat edin Eğer yüz çevirirseniz Resulümüz üzerine düşen açıkça tebliğ etmekten ibarettir” (Tegabür 12)


26) “İman edip yasak işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed’e indirilene inanların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir Bunun sebebi, inkar edenlerin batıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır” (Muhammed 2–3)


27) “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmezler” (Sebe 28)


28) Ey iman edenler! Allah’a itaat edin Peygambere ve sizden olan alimlere de itaat edin” (Nisa: 59)


29) “Onlara: Allah’ın indirdiğine (Kur’an’a) ve Resul’e gelin (onlara başvuralım) denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün” (Nisa: 61)


30) “Kim Resul’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik” (Nisa 80)


31) “Ey insanlar! Resul size Rabb’inizden gerçeği getirdi (Bunda şüphe yoktur) Şu halde kendi iyiliğinize olarak (O’na) iman edin” (Nisa 170)


32) “(Yine o münafıklardan): O (Peygamber, her söyleneni dinleyen) bir kulaktır, diyerek peygamberi incitenler de vardır De ki: O, sizin için bir hayır kulağıdır Çünkü o Allah’a inanır, müminlere güvenir ve O, sizden iman edenler için de bir rahmettir Allah’ın Resulüne eziyet edenler için mutlaka elim verici bir azap vardır” (Tevbe: 61)


33) “O halde (Resulüm), öğüt ver Çünkü sen ancak öğüt vericisin Onların üzerinde bir zorba değilsin Ancak yüz çevirip inkar edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır” (Gaşiye 21–24)


34) “(Resulüm) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik Deki: Bana sadece, sizin ilahınızın ancak bir tek Allah olduğu vahyedildi Hala Müslüman olmayacak mısınız? Eğer yüz çevirirlerse de ki: (Bana emrolunanı) hepinize açıkladım Artık size vâdolunan şey (mahşerde toplanma zamanı) yakın mı uzak mı, bilmiyorum” (Enbiya107–109)


35) “Muhakkak ki, sana biat edenler ancak Allah’a biat etmektedirler Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse, Allah ona büyük bir mükafat verecektir” (Fetih 10)


36) “Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Peygambere karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız O ne kötü bir yerdir” (Nisa 115)


37) “Allah ve melekleri, Peygambere çok salavat getirirler Ey müminler siz de O’na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin Allah ve Resulünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır“ (Ahzap 56 – 57)


38) “Müminler, ancak Allah’a ve Resulü’ne gönülden inanmış kimselerdir” (Nur 62)


39) “Ey müminler! Peygamberi kendi aranız da birbirinizi çağırır gibi çağırmayın İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir Bu sebeple, O’nun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar” (Nur 63)


40) “Ey iman edenler! Allah’ın ve Resulü’nün önüne geçmeyin Allah’tan korkun Şüphesiz ki Allah işitendir, bilendir” (Hücurat 1)


41) “Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinin üstüne yükseltmeyin Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygambere yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir” (Hücurat 2)


42) “Hayır, Rabb’ime andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiği hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (O’nu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar” (Nisa 65)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.