Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Resim Sergisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
1902, 1947, cemal, güler, nadir

Cemal Nadir Güler (1902 - 1947)

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cemal Nadir Güler (1902 - 1947)



Cemal Nadir Güler (1902-1947)




“Ben karikatürü bir güzel koku gibi insana bir an zevk verdikten sonra elde bir boş şişe veya sarı bir leke bırakıp havaya karışan bir marifet olmaktan başka türlü anlıyorum O ne palyaçoluktur, ne de göbek attıran, çeneleri ağrıtan kahkahadır Bence karikatür , insan beyninin muhtaç olduğu tebessüm ve tefekkürü (düşünceyi) temin eden bir güzel sanat olmalıdır”Cemal Nadir Güler (15/10 1942)

Cemal Nadir Güler Türk karikatürist "Amcabey", "Efruz Bey", "Dalkavuk", "Akla Kara", "Yeni Zengin" gibi tiplerin yaratıcısı






Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Bursa'da doğdu İlköğrenimini Bursa'da tamamladıktan sonra ortaokulu Bilecik'te okudu Girdiği bir sınavdan sonra mühendislik eğitimi görmek üzere Almanya'ya gitme hakkını kazandıysa da bu hakkını kullanmadı Aynı zamanda hattatlık yapan babasının da etkisi altında ressam olmaya karar verdi İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi'nin (Mimar Sinan Üniversitesi) sınavlarına girdi, ancak başarısız oldu






Bir kasnakçının ve bir makine tamircisinin yanında çırak olarak çalıştı Bir süre sonra tabela ressamlığı yapmaya başladıBuna paralel olarak ilkokullarda resim öğretmeni olarak da çalıştı İlk kez 1920 yılında Sedat Simavi'nin yayınladığı Diken dergisinde bir karikatürü yayınlandı










1926 yılında geçimini karikatürcülükle sağlamaya karar veren Cemal Nadir'in bu uğurda çıktığı ilk İstanbul yolculuğu hüsranla sonuçlanacaktır

Babıali'deki 'Papağan' gazetesine bir süre çizen Nadir, aldığı parayla geçinemez ve gerisin geri Bursa'ya döner Bu arada evlenmiştir de






Bursa'ya döndüğünde bir tabelacı dükkanı açan Nadir'in imdadına 'harf inkılabı' yetişir Bursa'daki bütün dükkanların, resmi dairelerin vs tabelaları yeni alfabeyle yazılacaktır ve Nadir de gece gündüz çalışmaya başlar Bu arada karikatürü de ihmal etmez ve 'Sinema Mecmuası'na reklam karikatürleri; atasözlerini tersyüz ederek oluşturduğu 'yazı ile karikatürler' çizer






Bu arada 'Akbaba' dergisine yolladığı karikatürleri ilgi çekmeye başlar Yıl 1928'dir ve Akşam gazetesinin başyazarı Necmettin Sadak bir mektup yazdırarak Nadir'i davet eder Ve Nadir -kısa bir tereddütten sonra- 15 yıl boyunca çalışacağı Akşam gazetesi için ikinci İstanbul yolculuğuna çıkar

Cemal Nadir bir yandan Akşam'da çalışırken bir yandan da dergilere, başka yayınlara karikatür çizer Cemal Nadir'in bugün bile tanınan en önemli tipi Amcabey, '1929 yılında Akşam gazetesinin idarehanesinde doğar' Türkiye'nin 'ilk yerli bant-karikatür tiplemesi' olan Amcabey hayatının sonuna kadar Cemal Nadir'e eşlik edecektir 1932 yılında yayımlanan Amcabey albümü de Türk karikatür tarihinin ilk albümü olur







Cemal Nadir 1943 yılında Akşam'dan ayrılır ve hayatını kaybedene kadar çalışacağı Cumhuriyet'e geçer Bu değişikliğin nedenini arkadaşı Avni İnsel'e şöyle açıklar: "Dar yakalı elbiseler giydiğim halde iki yakamı bir türlü bir araya getiremiyorum Şu yokuş Yunus Nadi gibi birkaç babacan patrona daha sahip olsa Babıali gazetecilerin Darülacezesi olmaktan kurtulur!"

Cemal Nadir 27 Şubat 1947'de henüz 45 yaşındayken öldüğünde o güne kadar İstanbul'da pek görülmemiş bir şey olur ve adeta hayat durur Cenazesinin kalkacağı gün İstanbul'da esnaf dükkanını açmaz ve büyük bir insan seli eşliğinde Zincirlikuyu mezarlığına defnedilir







Çok genç yaşta hayatını kaybeden Nadir'in bir diğer önemli özelliği de genç karikatüristlere verdiği destek Daha sonra 50 kuşağı diye anılan Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk, Güngör Kabakçıoğlu gibi birçok isim Nadir'in çizgisinden ilerliyor

1942-44 yılları arasında çıkardığı Amcabey dergisinde amatör karikatüristlerin işlerine yer veriyor ve onları yüreklendiriyor

Karikatürcü kimliği ön plana çıksa da, Nadir'in hayatı boyunca vazgeçemediği bir tutkusu da resim 'İkinci İstanbul Seferi'nde o zamanki adı 'Sanayi-i Nefise Mektebi' olan Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmeyi deniyor fakat sınavları kazanamıyor Yine de hayatı boyunca resim yapmaya devam ediyor






Karikatürlerinde çoğu zaman toplumsal konuları işleyen Nadir, İkinci Dünya Savaşı sırasında da Hitler faşizmine çizgileriyle karşı duruyor 1946 seçimleri öncesinde kendisine CHP'den Bursa milletvekilliği önerildiğinde 'Partili olursam karikatür çizemem' diyerek teklifi reddediyor





Yarattığı Tipler




Yarattığı tiplerle toplumsal bir eleştiri yapan Cemal Nadir, Arkadaş dergisinde çizdiği Dede ile Torun karikatürlerinde bilgi ile cehaleti, yeni ile eskiyi karşı karşıya getiriyordu Amcabey tiplemesiyle toplumdaki çarpıklıkları, çıkarcı tipleri, ikiyüzlülükleri alaya alırken, Dalkavuk tiplemesiyle de dalkavukluk yaparak çıkarlarını koruyanları eleştiriyordu Yeni Zengin tiplemesi toplumdaki sonradan görmeliği, Akla Kara tiplemeleri de eğitimsizliği ifade eden karakterlerdi






Cemal Nadir’in kendisine atfedilen pek çok fıkra vardır Bunların içinde en ünlüsü onun az gülmesiyle ilgilidir
Üzüntülü bir gününde Cemal Nadir’e sorarlar:
- Bu ne somurtkanlık Allah aşkına üstad? Halbuki sen “Güler”sin!
Cemal Nadir cevap verir:
- Yanılıyorsun dostum Ben “Nadir Güler”im!




Ölmeden önce söylediği son söz;

"Ah iyi olsam, terliklerimi giysem, şu odada dolaşsam, şu köşeye geçsem, resimlerimi yapsam"









































Alıntı Yaparak Cevapla

Cemal Nadir Güler (1902 - 1947)

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cemal Nadir Güler (1902 - 1947)



Çizgileriyle
Cemal Nadir Güler



Aman oğlum, hangisi uyku getiriyorsa ondan ver!
Diken, 1920






Hanımlar! Bakınız, kalbiniz nerede!
Akbaba-1924






Şişman - Bütün vücudumu kendisine hasr etmeye karşı hain kadın ne yapsa beğenirsin?
Zayıf– Yetişin, eziliyorum! Can kurtaran yok mu!? diye bağırmıştır!
Akbaba-1924






Bir çare!
Zabıta– Bir yerde toplanmış olan ahaliyi dağıtmak için ne yaparsın?
Asker– İane[bağış] toplamaya başlarım efendim!
Zümrüdüanka -1924






Dünya hadisatına [olaylarına] nazaran [göre]:
Sulh kuşunun tüneği!
Zümrüdüanka- 1924






İstanbul’da soğuklarla beraber öten:
Sefalet borusu!
Zümrüdüanka- 1924






Refikanız (eşiniz) hanım efendiyi daha yeni tanıyorum!
– Ne mesut adamsınız azizim!
Papağan-1925






Hicret!
Akşam- 1928





-Şimdi gidip şu Balıkpazarı’nı teftiş edeceksin!
– Kabil değil beyim, oraya pislikten girilir gibi değil!
Cemal Nadir Karikatür Albümü-(1929-1933)






İstanbul bulvarlarında ağaç gölgesi:
– Ohhhh! Şükür yetiştirene!
Cemal Nadir Karikatür Albümü- (1929-1933)






4 Buçuk matinesine hazırlık
Artist- 1931






Hanedan-ı Âli Osman– Benim yokluğum nasıl da belli!
Akbaba- 1934






Yağmur mevsiminde Taksim Stadyomu’nda:
Maça girerken
Maçtan çıkarken
Top-1934







Gazetelerden: “Futbol federasyonu İngiltere’den antrenör getiriyor
Yeni Yıl– Al bakalım, küçük yaramaz, senin için güzel bir oyuncak
Top- 1934






Tilki– İşte gene bir avcı! Şu insanların elinden postumuzu ne zaman kurtaracağız, bilmem?
Arkadaşı– Kadınlar kürk modasından vazgeçtikleri zaman!
Akbaba- 1935






Alıntı Yaparak Cevapla

Cemal Nadir Güler (1902 - 1947)

Eski 08-03-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cemal Nadir Güler (1902 - 1947)




Eski Günlerin Karikatürleri:
– Ey cemaat, başkasının malına göz koyan neuzübillâh kâfir olur!
Akbaba- 1936





– Sanan ne oldu arkadaş?
– Dün altıma bir muhtekir [vurguncu] gömdüler!
Akbaba-1936





Eski Günlerin Karikatürleri:
– Şâye-i şahanede hukuku nisvana riayet ederim! Binaenalâzalik sağ çizmemi birinci haremim hanım, sol çizmemi ikinci haremim hanım çıkarsın!
Akbaba-1936




-Facialardan sonra bir görünüş:
Tram vay!
Akbaba-1936




Gülünç Adamlar-1936




Gülünç Adamlar-1936




Dün, bugün!
– Anne bak, Sabiha Gökçen uçuyor
– Bakamıyorum Gözlerim kararıyor!
Akbaba-1937




Eski Günlerin Karikatürleri:
Köy düğünü!
Akbaba-1937





Garplılaşmak [Batılılaşmak]
Dün - Bugün
Yücel-1937





Maslak yolunda her gün bir kaza oluyor
– Baba, bu yol nereye gider?
– Ahrete!
Akbaba-1937




Gazetelerden: Dulların, yetimlerin, tekaüdlerin üç aylıkları bayram münasebetile üç gün içinde verilecek!
– Çocuklar, hakkınızı helâl edin, ben maaş almaya gidiyorum!
Akabab-1937




Gazetelerden: “Hukuk Fakültesi’nde 1440 talebeden 200 tanesi sınıf geçti!”
– Kim bu acaba? Bahrımuhiti[büyük denizi] geçen bir kahraman mı?
– Hayır, sınıf geçen bir kahraman!
Akbaba-1937




Gazetelerden: “Devlet Matbaası işlerinin çokluğundan mektep kitaplarını basamıyor!”
– Uğurlar olsun arkadaş, böyle koşa koşa nereye?
– Aman lâfa tutma! Mekteplere kitap yetiştiriyorum!
Akbaba- 1937






– Yahu, eskiden ramazanda meddaha giderdik Acaba hâlâ meddah var mı?
– Var ya Hiç gazete okumuyor musun?!
Akbaba-1937





– Nasıl, asrî bir film mi?
– Hayır Sonunda evleniyorlar!
Akbaba-1937






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.