| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| bilgiler, hakkında, shakespeare, soneler, william | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerWilliam ShakespeareSoneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler «Bütün dünya bir sahnedir» William Shakespeare Alıntı: TÜM SONELER / Talât Sait Halman Alıntı: Cem Yayınları / 1989 Shakespeare yeryüzünü baştan başa sahne olarak görmüş ve kendi sahnesine bütün yeryüzünü sokmağa çalışmıştır  Ama, hem oyun yazarı, hem şair olan Shakespeare'in bütün dünyası sahne değildi  Yaşantılarının birçoğunu trajedilerindeki ve komedilerindeki kişilerin sözleriyle dile getirmekle yetinmedi, şiirleriyle de açıkladı   Büyük yazarın iç dünyası, Sonelerindedir  Bu özlü şiirlerde, dramatik ses değil, lirik ses egemendir  Çoğu, derin duyguları, güçlü heyecanları, acıları ve sevinçleri anlatır  İngiliz şairi William Wordsworth Soneler için diyor ki: «Bu anahtarla Shakespeare gönlünün kilidini açmıştır  » Onaltıncı yüzyılın sonlarında yazılmış olan Sonelerde, Shakespeare insan ruhunun birçok boyutlarını yansıtmış ve yaratmıştır  Baştan sona okunduklarında incceik sevgilerden yaman cinsel iştahlara kadar değişen bir gönül serüvenini anlattıkları görülüyor   Soneler, denebilir ki, İngilizcenin en ünlü şiir dizisidir  Hem de dünya aşk edebiyatınin en güzel örnekleri arasındadır  İngilizce, bu şiirlerde, gerek duygu ve düşünce derinliği  gerek söyleyiş zenginliği bakımından, ölümsüz bir yere ulaşmıştır   Sonelerin önemi, özellikle üç yönden büyüktür: 1 - Salt şiir olarak, Soneler'in çoğu, benzeri az bulunur güzelliktedir  Ünlü Hayyam çevirmeni Edward FitzGerald şu övgüyü boşuna yazmış olmasa gerek: «Soneleri titizlikle okuduğum güne kadar bana yarı-tanrı gibi göründüğü için Shakespeare'i yarı tanıdığımı söylersem yargımın aşırı olduğunu sanmam  » 2 - Soneler, Shakespeare'in iç dünyasının birçok yönlerine ışık tutmaktadır  Büyük İngiliz ozan ve eleştirmeni Samuel Taylor Coleridge'in oğluna Shakespeare'in kafasını anlamak için Sonelere başvurmasını salık vermesi bunun içindir   3 - Soneler, ünlü yazarın dramatik sanatçılığı ile lirik sesi arasında kesin bağlar kurduğu için de ilginçtir   Sonelerin tümünü başka herhangi bir dile aynı biçimle, aynı kafiye düzeniyle çevirmek, düşünülebilecek en zor çeviri işlerinden biridir  Nitekim, birçok dillerde, tüm Sonelerin çevirisi yoktur  En gözüpek çevirmenler bile, bu mihnetli işi üstlenmekten ürkmüş gibidirler   İngilizceden Türkçeye sone çevirisi, iki dilin yapısı ve ses düzeni birbirine hiç benzemediği ve vakit vakit ters düştüğü için, büyük zorluklar çıkarmaktadır  Belki de bu yüzden, Shakespeare'in oyunlarının üçte ikisi-bazıları altı yedi kez,- dilimize çevrildiği halde, Soneler genellikle ihmale uğramıştı  Tüm Sonelerin ilk çevirisi 1979 yılında Saadet Bozkurt ve Bülent Bozkurt tarafından yayınlandı  Titizlikle hazırlanmış olan ve orijinallere sadık kalan bu yararlı çalışmada:, çeviriler vezinsiz, kafiyesiz, düzyazı iledir, yer yer mısraların açıklamasını yapıyor gibidir; şiirsellikten çok uzaktır  Bence, şiirsellik yönünden,en başarılı örnekler arasında, Sabri Esat Siyavuşgil'in bir, Can Yücel'in iki sone çevirisi vardır   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSONELERİN YAYIMLANMASI: 154 Sone ilk kez 1609 yılında topluca Thomas Thorpe tarafından basılmıştır  Thorpe'un, Soneleri Shakespeare'den değil, başka birinden alıp izinsiz olarak bastığı sanılıyor  Yanlışlarla dolu olan bu birinci baskıyı Shakespeare kitap satışa çıktıktan sonra görmüş  Thorpe, T  T  harflerini kullanarak Soneleri adı sadece W  H  olarak verilen birisine armağan etmiş  W  H  , armağan yazısında, «the onlie begetter of these insuing sonnets» diye tanıtılmaktadır  «Begetter» in anlamını iki türlü yorumlamak mümkün: Biri, «bulup getiren», ikincisi «ilham eden»  Bu anlam karışıklığı yüzünden, W  H  adlı kimse, Soneleri Shakespeare'in haberi olmadan Thorpe'a veren mi, yoksa Shakespeare'in ilham kaynağı olan mı, diye sürüp gelen bir tartışma var  W  H  adının kimin adı olduğu üzerinde uzun kitaplar ve sayısız yazılar yazılmıştır   1640 yılında, Soneler, John Benson tarafından yeniden yayımlanmıştır  Benson, Sonelerin arasına başka şiirler karıştırmış, başlıklar eklemiş; birtakım deyimleri değiştirmiş ve Soneleri yeni bir sıraya koymuş   Bu ilk iki baskıdan bu yana, Soneler yüzlerce defa basılmıştır  Hepsi ya da çoğu, yeryüzünün bütün belli başlı dillerine ve birçok başka ufak dillere çevrilerek yayımlanmıştır   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #3 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSONELERİN BİÇİM VE ÖZELLİKLERİ: Rönesans İtalyasında başlayan sone türü, Shakespeare'den önce İngiliz şiirinde geniş ölçüde kullanılmış ve geliştirilmişti  Shakespeare, soneyi olgun bir lirik şiir aracı olarak kıvama erdirmiş, bu türün en sağlam ve canlı örneklerini vermeyi başarmıştır  Bilginlerin yaptığı incelemelerden Shakespeare'in Petrarch (1304-1374), Pierre de Ronsard (1524-1585) ve Torquato Tasso (1544-1595) gibi yabancı ve Sir Philip Sidney (1554-1586) ile Samuel Daniel (1562-1619) gibi İngiliz ozanlarının sonelerini okuyup etkilendiğini öğreniyoruz   Shakespeare, İtalyan ve Fransız sonesinden biçim bakımından değişik olan İngiliz sonesini kullanmıştır: _______ a _______ b _______ a _______ b _______ c _______ d _______ c _______ d _______ e _______ f _______ e _______ f ______ g ______ g Uyak düzeninde görüleceği gibi, İngiliz sonesi üç dörtlükle bir beyitten meydana gelmişe benzer  Genellikle birinci dörtlük, konuyu sunar; ikinci dörtlük konuyu genişletir; üçüncü dörtlük geliştirip doruğa götürür; son iki satır ise şiirin özünü ve özetini verir  Shakespeare, Sonelerini her zaman bu sıraya göre yazmış değildir elbette  Biçim bakımındansa fazla değişiklik yapmamıştır   Sone 126'da 14 değil, 12 satır vardır; Sone 135 apayrı bir uyak düzeniyle yazılmıştır (abab/bcbc/adad/aa)   Shakespeare, Sonelerinde, piyeslerinde olduğu gibi, çoğunlukla «iambic pentameten> ölçüsünü kullanmıştır  Bu ölçüde, satır sırayla biri vurgusuz, biri vurgulu olmak üzere on heceden meydana gelir  Vurgusu'z heceler yerine bir (  ), vurgulu yerine de bir kısa çizgi (-) koyarsak satırın ölçüsünü şöyle gösterebiliriz:  _  _  _  _  _   Bu ölçünün İngiliz şiirinde ve Shakespeare'de uygulanışı kesin bir kurala bağlı kalmaz: Vurgular yer değiştirebilir, bir iki hece eklenebilir, satırlara çeşitli ritmler konulabilir  Böyle değişiklikler olsa da olmasa da, bu ölçü ses ve anlam vurgularındaki belirli ayrımlar dolayısıyla iniş çıkışlı ve kıvrak bir ahenk sağlar   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #4 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSONELERİN GENEL ÖNEMİ: Shakespeare'in sanatında Sonelerin önemli bir yeri olduğu, belirli ve bilinen bir gerçek  Belli başlı trajedi ve komedileriyle birlikte Sonelerinin de titizlikle okunup değerlendirilmesi, Shakespeare'in yaratıcılığını bütün yönleriyle görüp anlamak bakımından bir zorunluluk olmuştur   Soneler, salt şiir olarak, Shakespeare'in lirik dehasını, dramatik eserlerinde sezinlediğimizden çok daha yoğun bir güçle karşımıza çıkıyor  Üstelik, Shakespeare'in birçok kişisel yaşantıları -hatta yer yer iç dünyasının gizli köşeleri o Sonelerde gözler önüne seriliyor   Bu iki yönden, bilginler ve eleştirmenler Soneleri gözden geçirmişler, yorumlayıp tartışmışlardır  Sonelerle ilgili birtakım muammalar da Shakespeare uzmanlarını öteden beri uğraştırıyor  Bu cevapsız sorular, Sonelerin yazıldığı yıllardan Shakespeare'in kendisini Sonelerinde ne denli açıkladığına kadar değişiyor   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #5 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSONELERİN YAZILDIĞI YILLAR: Çeşitli bilginlere göre, Shakespeare'in Soneleri yazmağa başladığı yılı 1588 kadar geriye, bitirdiği yılı ise 1609'a kadar ileriye götürebiliriz  Sonelerin adını anan ilk kaynak, Francis Meres'in 1598,yılında çıkmış bir kitabıdır  Sonelerle 1595 yılına kadar yazılmış olan birkaç piyes (Love's Labour's Lost, Two Gentlemen of Verona, Romeo and Juliet, Richard II, Richard III ve iki uzun şiir (Venus and Adonis, Rape of Lucrece) arasındaki bağlantılar, Sonelerin hiç değilse bazılarının 1595 yılından önce yazılmış olduğunu gösteriyor  Birçok kaynaklarda belirtilen çeşitli noktaları karşılaştırarak şu sonuca varabiliriz: Shakespeare, Sonelerini 1592 sıralarında yazmaya başlamış, çoğunu 1595 yılından sonra kaleme alınış ve her halde 1598 sıralarında tamamlamıştır   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #6 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSARIŞIN GENCİN KİMLİĞİ: Shakespeare 154 Sonesinin ilk 126' sını güzel, sarışın ve soylu bir gence yazmıştır  1609'da çıkan ilk Sone kitabı, W  H  harfleriyle tanıtılan birisine armağan edilmiş olduğu için, adı bu harflerle başlayan soylu kişinin kimliği bugüne kadar aranmış ve tartışılmıştır  Üçüncü Southampton Kontu Henry Wriothesley (1573-1624), birkaç bakımdan akla yakın görünüyor ama, onun adının ilk harfleri W  H  değil, H  W  -Başka adaylar arasında Pembroke Kontu William Herbert (1580-1630), Southampton Kontunun üvey babası William Harvey (Hervey), basımevi sahibi Thomas Thorpe'un arkadaşı William Hall, William Hathaway, William Holgate, Shakespeare'in yeğeni William Harte var  W  H  harflerinin «William Himself» yani «Shakespeare Kendisi» anlamına geldiği ileri sürülmüştür  Oscar Wilde, Will Hughes adında bir genç aktör uydurmuş ve Shakespeare'in ona tutkun olduğu görüşünü savunmuştur  Bir yorumcu ise genç adamın Shakespeare'in kendi oğlu olduğunu öne sürmüş ve bütün Soneleri buna göre sıralayıp yorumlamıştır   Şimdiye kadar bulunan belgeler, sarışın güzel gencin kim olduğunu kesin olarak öğrenmemiz için yeterli değildir  Bu bakımdan, gerçek kimliğini değil, Sonelerdeki şiirsel kimliğini gözönünde tutmamız uygun olur   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #7 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerÖTEKİ OZANIN KİMLİĞİ: Birkaç Sonede Shakespeare bir rakip ozanın soylu gencin gözüne girmiş olduğundan yakınmaktadır  Öteki ozanın kim olduğu bilinmiyor  Üzerinde en çok durulan iki ünlü ozan, George Chapman (1559-1634) Christopher Marlowe (1564-1593)   Başka adlar da öne sürülmüştür  Edmund Spencer, George Peel, Michael Drayton, Samuel Daniel, Barnabe Barnes, Gervase Markham, Thomas Nashe ve başkaları  Sone 86'nın ilk satırları ile Chapman'ın bir şiiri arasında birtakım bağlantı ve benzerlikler sezildiği için, Chapman rakip ozan olarak akla yakın görünüyor, ama bunu kesinlikle söylemek mümkün değil   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #8 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerESMER KADININ KİMLİĞİ: Bu konu üzerinde uzun araştırmalar sonuç vermemiştir  Yeni belgeler ortaya çıkmadıkça esmer kadının kimliği gizli kalacağa benzer   Onsekizinci yüzyılın sonunda George Chalmers, esmer kadının Kraliçe I  Elizabeth (1533 - 1603) olduğunu ileri sürdü  Sonraları, Shakespeare'in karısı Anne Hathaway, Penelope Rich, Shakespeare'in metresi olduğu sanılan Davenant gibi adlar ortaya atıldı  Elizabeth Vernon ile Mary Pitton, bazı bakımlardan esmer kadının niteliklerine uymaktadır   Elizabeth'in nedimelerinden biri olan Vernon, 1598 Mayısında Southampton'la evlenmiş aynı yılın Kasımında çocuk doğurmuştu  Bu nedenle, Southampton kontu Henry Wriothesley bir süre hapis yattı  Mary Fitton da Elizabeth'in nedimelerindendi; 1601 Martında Pembroke Kontu William Herbert'ten bir çocuk doğurunca Herbert hapse girdi  Bu bakımdan, Shakespeare'in son Sonelerinde birkaç kere açıkça sözkonusu ettiği utanç, rezalet, yüzkarası gibi olaylar ya Southampton-Vernon, ya da Pembroke-Fitton skandalı ile ilgili olabilir   George Bernard Shaw, «Sonelerin Kara Kadını» adlı piyesinde Mary Fitton'ı kabul ediyor  Bununla birlikte, esmer kadının kimliği kesinlikle bilinmemektedir   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #9 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSONELERİN SIRASI: Sonelerin hangi sırayla yazılmış olduğu, Shakespeare uzmanları arasında uzun zamandır tartışma konusu  1609 baskısının başka yanlışlarla birlikte sırayı da bozduğunu öne sürenler var  Hiç değilse yirmi kitapta Soneler ayrı sıralarla konulmuştur  Birtakım yorumlara bağlı olan bu sıralama ille de birinci baskıdan üstün sayılmamalı   Nitekim, birçok çağdaş bilginlerle editörler birinci baskıdaki sırayı kullanmayı uygun görüyorlar  Bu kitapta da 1609 baskısının sırası kullanılmıştır   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #10 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSHAKESPEARE�NİN YAZMADIĞI SANILAN SONELER : 154 Soneden birkaçının Shakespeare'in kaleminden çıkmadığını ya da çıkamadığını yazanlar öne sürenler olmuştur  Bunlar arasında en fazla 130, 145, 151, 153 ve 154 numaralı Sonelerdir 130�un Shakespeare tarafından o çağın ozanlarıyla alay etmek amacıyla kaleme alındığına şüphe olmamalı  Bunu bir taşlama şiiri olarak kabul edip çevirisine bu derlemede yer verdim  Sone 145 ölçü bakımından bütün Sonelerden değişik olduğu için itiraza uğramıştır  151'de anlam önemli ama, şiirin yapısı ve özellikle ritmi sakat; bu yüzden bazı kimseler Shakespeare'in 151'i yazmamış olduğunu ileri sürmüşlerdir  153  ve 154  Sonelerin bütünlüğünü bozan ve genel niteliklere uymayan iki şiirdir  Yunancadan yarım yamalak çevrilmişe benzeyen bu iki sone, Shakespeare'in sanatçılığına aykırı göründüğü için bazı kimseler bunların başka bir ozan tarafından yazılmış olduğunu sanmaktadır   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #11 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSONELERDE DİL VE SÖYLEYİŞ: Shakespeare, Sonelerinde genellikle piyeslerinin çoğundan daha açık ve duru bir dil kullanmıştır  Gerek duygularının açıkça bildirilmesi, gerek kıvrak bir ritm sağlanması için, Shakespeare bol sayıda kısa kelimeden yararlanmak yoluna gitmiş  Üstelik, Sonelerde piyeslerinin birçok yerini zorlaştıran mitolojik ve tarihi adları kullanmaktan ve yoğun benzetmeler yapmaktan kaçınmıştır   Yine de bazı Sonelerde bulanık ve karışık satırlar var  Shakespeare, yer yer benzetmelerini birleştirerek okuyucuya çetrefil anlamlar veriyor  Belki Shakespeare'in arasıra titiz davranmamış olması yüzünden, belki de eski baskı yanlışları yüzünden, içinden çıkılmaz duruma girmiş satırlarla da karşılaşıyoruz  Vakit vakit ozanın birtakım söyleyişleri zorladığını ve çirkin eğretilemeler yaptığını görüyoruz  Ama Sonelerin en büyük zorluğu, söz oyununda  Bazı satırlarda anlaşılması güç, iki üç anlamlı kelimeler ve söyleyişler var  Hemen hepsi bile bile yapılmış olan bu söz oyunları üzerinde Shakespeare uzmanları uzun zamandır çalışıp tartışmışlardır  Söz oyununun baştan sona sürdüğü 135 sayılı Sonede «Will» değişik satırlarda ayrı anlamlara geliyor ve sık sık aynı yerde birkaç anlam birden veriyor: «Will» hem Shakespeare'in ilk adı olan William'ın kısa şekli, hem de bazı uzmanlara göre Shakespeare'in sevgilisinin adı; ayrıca «will» İngilizcede «irade», «vasiyetname», «istek», «bilerek yapmak» gibi anlamlara geliyor   Shakespeare, aynı Sone içinde bütün bu anlamları kullanmış; bazı satırlarda «will» yukardaki anlamların iki ya da üç tanesini birden veriyor  Böyle söz oyunlarının başka dillere aktarılması, değme çeviricileri başarısızlığa uğratmıştır  Denebilir ki, Sonelerdeki söz oyunlarının hepsini tam olarak çevirmek, hiçbir babayiğitin harcı değildir   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #12 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSONELERDE SHAKESPEARE'İN KİŞİLİĞİ: Tanınmış çağdaş ozan eleştirici Stephen Spender, Sonelerin düzensiz olarak tutulmuş bir şiir günlüğü ya da bir karşılıklı konuşmanın yarısı gibi olduğunu söylüyor  Sonelerde Shakespeare'in kendi yaşantılarını ve iç dünyasını ne dereceye kadar yansıttığı üzerindeki tartışmalar Ondokuzuncu yüzyıl başlarından beri sürüp gelmektedir  İngiliz Romantiklerine göre, Shakespeare Sonelerde varlığının en gizli yönlerini bile çırılçıplak ortaya dökmüştür   Yirminci yüzyılın - hele son kırk elli yılın - bellibaşlı Shakespeare uzmanlarının çoğu, Romantiklerin görüşüne taban tabana zıt bir düşünceyi ileri sürüyorlar  Onlara göre, Soneler bir otobiyografi değildir, bir gönül serüveninin öyküsü olarak yazılmamıştır  Shakespeare Sonelerde kendinden önceki ve çağındaki ozanların başlıca sevgi konularını kullanmış, gerek sone biçimi, gerek estetik anlayış ve ruhsal duyarlık bakımından bir geleneğe uymuş, gününün modasını kabullenmiştir  Peter Quennell ve Northrop Frye gibi iki bilgin eleştiriciye göre, Sonelerin temaları Rönesanstan beri belirli bir söyleyiş geleneğinin çerçevesi içinde sürüp gelmekteydi; Shakespeare kendi gönlünün değil, bu estetik anlayışın şiirini yazmıştır  Hemen hemen bütün trajedi ve komedilerinde olduğu gibi, kendi ağzından konuşmamış, «bir azam» (kendisinden başka bir ozan) yaratarak onu bir araç diye kullanmıştır   Bu iki görüşten hangisinin ağır bastığını kesinlikle söylemek mümkün değil  Belki de bu konudaki tartışma hiçbir sonuç vermeden sürüp gidecek  İkisi ortası bir değerlendirme, akla yakın görünüyor: Soneler, gerçek anlamda otobiyografik olmasa bile Shakespeare'in ruhunun ve yaşantılarının bazı yönlerini apaçık ya da üstü kapalı olarak yansıtsa gerektir  Soneler herhalde bir itiraflar dizisi, bir günlük, bir soyunma değildir ama, Shakespeare'in bu şiirlere kişisel yaşantılarını sık sık koymuş olmaması havsalaya sığmaz  Bu bakımdan, Sonelerin Shakespeare'in kişiliğine yer yer ışık tuttuğu yargısına varmak yanlış olmaz   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #13 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerSONELERİN KONULARI Shakespeare'in 154 Sonesinin genel konusu, sevgidir; öyküsü ise bir sevgi serüveni  Bu öykünün dört kişisi var: Ozan (belki Shakespeare'in kendisi, belki bir anlatım aracı olarak yarattığı bir ozan), sarışın erkek sevgili, esmer kadın ve rakip ozan   İlk Sonelerde ozan kendisine ihsan ve yardımlarda bulunan bir genç aristokrata güçlü ve heyecanlı bir sevgiyle bağlıdır  Sonraları, bir rakip ozanın göze girmesi ve başka sadakatsizlikler yüzünden acıklı durumlara düşer  Son Sone, bir esmer kadına duyulan cinsel sevgiyi anlatır  Bu kısa özetten anlaşılacağı gibi, 154 Sone ozanın soyut sevgiden cinsel bağıntılara kadar geçirdiği türlü türlü ruh olaylarının öyküsü gibidir   Genel konunun gelişmesi bakımından, Soneler çeşitli sıra ve sınıflara konulabilir, ama en belirli bölme şudur: 1  Sone l' den Sone 126'ya kadar soylu gence yazılmış olanlar, 2  Sone 127'den Sone 152'ye kadar esmer kadına yazılmış olanlar, (Sone 153 ve 154, dizinin bütünlüğünden ayrı düşmektedir   Bunlar, iki eski Yunan şiirinden çok serbest ve aksak olarak İngilizceye aktarılmıştır  Birinci uzun bölümdeki sevgili (Shakespeare kendisinden yer yer «dost» ya da «arkadaş» diye de bahsetmiştir) genç ve soylu bir adamdır  Bir kadın gibi güzel, ozandan çok daha genç, servet ve soyluluk bakımından çok üstündür   İlk on yedi Sonede Shakespeare, gencin evlenmesi ve güzelliğini çocuklarında devam ettirmesi için yalvarır  Geçen zaman ve yaklaşan ecd, güzelliğip  baş düşmanıdır  Güzellik, ancak devam etmekle zamanın ve ölümün elinde yok olmaktan kurtulabilecektir  Onun için, genç adam güzelliğini çocuklarında sürdürmelidir   Sone 18'den başlayarak, ozan, sevgilisinin güzelliğini şiirlerinde yaratmak ve yaşatmak zorunluluğunu duyar  Bir yandan, yaşlanmaktan yakınan ozan, şiiri -hele kendi şiirini- güzelliğin bir görkemli anıtı olarak görür  Zaman ve ecel sevgilisinin güzelliğini alıp götürse bile o güzellik Sonelerde sonsuz yaşayacaktır   Sone 26'dan sonra, ozan, sevgilisinden bir süre uzak kalır  Bu sürede geçmiş günlerin mutluluğunu özlem ve üzüntüyle düşünür: Nedense kaderin sillesini yemiş, insanların (ya da soylu gencin) gözünden düşmüştür artık   Soylu genç, ozanın sevgisine ihanet etmiştir: Anlaşılan, ayrılık sırasında genç adam ozanın metresiyle düşüp kalkmış  Ama ozan, genç adamı ölesiye sevdiği için bu utanç verici olayı bile bağışlar   Sonra yeniden yollara düşen ozan, özlem acısı çekerken şiirinde sevgilisinin güzelliğini bir yandan soyutlaştırır, bir yandan sonsuzlaştırmaya çalışır  Varlık, onun için bir çile olmuştur artık; dünyadan elini eteğini çekmeye yeltenir, ama sevgisi öyle derindir ki bu düşünceden cayar  Derken, sevgilisinin adı karışan bir rezaleti haber alınca derin bir üzüntünün pençesine düşüp ölümü düşünür kara kara  Yine de sevgilisini bir türlü akılından çıkaramaz  Gelgelelim, rakip bir ozanın göze girmesi yüzünden Shakespeare gözden düşmüştür  Sevgilisini bırakmağa karar verir, ama bu sefer sevgilisi ona döner  Ozan kuşkular içindedir, güveni kalmamıştır artık  Bundan sonra sırayla ayrılıklar başlar, sevgi yeniden canlanır, ihanetler olur: Ozan sevginin ölümsüzlüğünü ister ama, cinsel iştahlarla ihanetler ve ayrılıklar yüzünden zaman ve ecel sevgiye karşı zafer kazanacak duruma gelmiştir   Sone 127'den sonra 152'ye kadar uzanan ikinci bölüm, ozanın esmer kadınla yaşadığı yarı acı yarı tatlı hayatın öyküsü   Bu 32 bölümde, genç adama duyulan manevi sevgiye karşılık, esmer kadına bağlanmanın ozanı cinsel isteklere tutsak düşürdüğü anlatılmaktadır  Shakespeare, Elizabeth çağının gerçek güzellik saydığı sarışınlığa kıyasla esmerliğin üstün olduğunu savunur  Ozan, metresine candan bir sevgiyle bağlı görünmez  Esmerliğini övmekle beraber, yer yer esmer kadını güzel değilmiş gibi gösterir   Bazen «esmer»derken «kara», «karanlık», «şom» anlamını vermek istiyor gibidir  Evli bir kadın olan metresi başkalarıyla da düşüp kalkmaktadır  Ozana en büyük ihaneti, soylu gençle yaşaması olmuştur  Bütün bunlara rağmen, kadının öyle güçlü ve çekici bir kişiliği vardır ki ozan ona körükörüne bağlı kalmakta, gönlünden bir türlü söküp atamamaktadır  Bu özet, Shakespeare'i Sonelerde kendi gönlünün acılarını ve mutluluklarını anlatmış gibi gösterebilir   Belki de, gerçekten, Sonelerin otobiyografik bir niteliği var  Bunu kesin olarak bilmiyoruz  Sonelerde Shakespeare dört beş yıl süren ve kanlı canlı bir cinsel heyecandan en ince soyut sevgiye kadar değişen bir kişisel serüveni izlemiş olabilir   Bazı eleştirmenlere göre, Soneler Shakespeare'in kendi hayatını yansıtmıyor  Ben diye konuşan ozan, Shakespeare'in kendisi değildir, sanat sesidir  Bu şiirlerin gösterdiği sevgi anlayışı ve estetik kaygılar, Rönesanstan Shakespeare çağına gelmiş olan belli başlı geleneklere uymaktadır: Sevgi şiiri, doğrudan doğruya kişisel sevgiyi anlatmaz ve onu bir duygu, bir insanlık yaşantısı olarak inceler  Erkek ya da kadın, herhangi bir güzel varlık, kendisi olarak değil, soyut gerçekler yönünden şiire konu olur   Yirminci Yüzyıl eleştirmenlerinden Norfhrop Frye, Shakespeare Sonelerinin Batı uygarlığında bilinç ve istemin son sınırlarına kadar araştırılmasına yol açan ruh arayışını çağın edebiyat geleneği içinde özetlediğini söylüyor  Frye'a göre, Shakespeare Batı dünyasında Petrarch'ın idealizminden Proust'un acıklı bunalımlarına kadar sürüp gelmiş olan sevgi çeşitlerinin hepsini Sonelerinde algılayıp yaratmıştır   Shakespeare'in kendi yaşantılarını anlatsa da anlatmasa da, Soneler sevginin sayısız yönlerini çırılçıplak ortaya atıyor ya da hafifçe duyuruyor, alev alev heyecanla haykırıyor ya da incecik duygularla yansıtıyor, ruhun derinliklerini aydınlatıyor ya da karanlık kıvranışları üstü-kapalı söyleyişlerle gizli bırakıyor  Birbiri ardına Sonelerde sevgi dolu bir gönlü sarsan heyecanlar, onu didik didik eden çileler bazen canlı bazen duru, ama her zaman duygulu bir lirik sesle açıklanmış: Taparcasına sevmek, kuşku, özlem, ihanet, sevginin mutluluğu, kıskanma, iyilik ve gaddarlık, cinsel istek, güzelliği ve sevgiyi çürütecek olan ölüm karşısında korku, hayal kırıklığı, sevgi uğrunda her acıya katlanma, umut ve karamsarlık, günah ve suç duygusu, sevgili önünde benliğin değersizliği, şiirin yaşatma gücü, lanet ve nefret     Sevginin insan ruhundaki her duygusu, insan yaşantılarındaki her görünüşü Sonelerin bir yerinde ifade edilmiştir denebilir  Sevgiye değin ne varsa, gönle değen ne varsa, hepsi Sonelerde  Belki de başka hiçbir şiir dizisi, sevgiyi bu denli derinlemesine ve genişlemesine yaratabilmiş değildir  Sonelerin çoğunluğunun genç bir erkeğe yazılmış olması ve ateşli bir sevgiyi haykırması, Shakespeare'de homoseksüel (pederast) eğilimler olduğu düşüncesine yol açmıştır  Shakespeare uzmanları arasında çözümlenememiş bir nokta bu  Herhalde hiçbir vakit çözümlenemeyecek  Bir ozanın bir güzel erkeğe hayranlık ve sevgi duymasının o çağlarda bir edebiyat geleneği ve günümüzdeki homoseksüellik anlayışından bambaşka bir sanat tutumu olduğunu öne süren bilginler var  Özellikle eski İtalyan sonelerinde sık sık kendini gösteren erkek sevgisini sone geleneğinin bir çeşit gereği sanan bu görüşe karşılık, bazı Sonelerde rastlanan belirli ifadeler, Shakespeare'in sarışın gence karşı gerçekten homoseksüel nitelikte bir sevgi duyduğu düşüncesinde azımsanamayacak bir gerçek payı bulunduğunu ortaya koymaktadır   Shakespeare ile sevdikleri arasındaki ilintileri, felsefi ve estetik yönden yorumlamak da mümkün: Shakespeare belki de sarışın genci ideal güzelliğin simgesi olarak görüp öyle yaratmıştır  Ozan, sevgilisinin erkekliğiyle kadın yüzünü eşi olmayan bir karışım halinde birleştirmiş olabilir  Sarışın gencin soyluluğu da, aslında bir manevi temizlik, arınmış ruhun bir boyutudur  Böyle bir güzelliğe duyulan sevgi, cinsel iştahların çirkinliğinden uzak kalır  Soyut bir sevgidir o  Sarışın gençte dış güzellik gerçek bir gönül zenginliğinin, yaşama dürüstlüğünün ve manevî değerlerin belirtisidir  Güzellik, bu anlamda erdemdir  Sonelerdeki bu estetik anlayışında (gerçekten böyle bir anlayış varsa) bir dinsel nitelik bulmak da mümkün: Güzellik bir erdemse ona gönül vermek ve tapmak, onun üstün ahlakına ermeğe çalışmak gerekir  Güzelliğin böylesiyle vuslat olamayacağı için seven gönül ona erişememekten doğan çileye katlanmalıdır  Seven ve bu çileyi çeken gönül arınır, bedenden koparak gerçek temizliğe kavuşur   Türlü yönlerden doğru ve yararlı olsa da bunlar şiir-dışı bakış ve yorumlardır  Asıl önemli olan şiirin kendi iç gerçeğidir  Ona ermek için en doğru ve en değerli kaynak, Sonelerdir  Sonelerin gerçeği, kendi içlerindedir   | 
|   | 
|  | 
|  | William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek Bilgiler |  | 
|  08-03-2012 | #14 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   William Shakespeare | Soneler | Soneler Hakkında Ek BilgilerÇEVİRİ İLKELERİ Bu çevirilerde anlamı duyarlık, düşünce, benzetme ve eğretileme, söyleyiş, ses ve söz uyuşumu, ritm, uyak ve biçim bakımından Sonelerin aslına bağlı kalmak amacı güdülmüştür  Ama körü körüne sadakatten kaçınılmıştır  Uyarlama ya da Türkçede yeniden söyleme gibi yollara başvurulmamış; öte yandan, Türkçenin hakkını yememek, Soneleri güzel Türkçe şiirler olarak çevirmek üzerinde durulmuştur   Elizabeth çağı İngilizcesiyle bugünkü Türkçe arasındaki temel ayrılıklar yüzünden, Shakespeare'i dilimize ölçülü ve uyaklı olarak çevirirken bütün ince anlamları, ses ve söz oyunlarını, söyleyiş ve düşünce özelliklerini tam olarak aktarmak kolay iş değildir  Bazı kavramların, hele söz oyunlarının başka bir dile çevrilmesi olanak dışıdır  Yine de, Sonelerin her unsuru üzerinde satır satır, kelime kelime durulmuş, en uygun karşılıkların bulunması uğrunda hiçbir çaba esirgenmemiştir  Her şeye rağmen, yer yer, güçlükleri yenemediğimi sanıyorum   Tartışma konusu olan Soneler ve satırlarda ya aynı zor anlaşılır söyleyişi vermek, ya çeşitli yorumlardan bir tanesini doğru olarak kabul etmek, ya da çelişik birkaç yorumu bağdaştırmak zorunluluğu olmuştur  Bir iki yerde, aslı belirsiz kalmış söyleyişlerin anlamını biraz açıp belirlemek gerekli oldu  Bu tek tük değiştirmeler bir yana, genellikle çevirilerim, Sonelerin asıllarına baştan sona sadık kalmıştır, denebilir  Satır satır yapılacak bir karşılaştırmanın «sadakat»e ne denli önem verdiğimi açıkça göstereceğine inanıyorum   Shakespeare, soylu gence 70 Sonede «sen», 34 Sonede «siz» diye hitab etmiştir  Esmer kadın için baştan sona «sen» kullanmıştır  «Sen» ve siz» ayrımının bile bile yapılmış olup olmadığını kesinlikle söylemek zor   Sonelerin biçimi ve uyak düzeni çevirilere olduğu gibi alındı  Biri vurgusuz, biri vurgulu on hecenin sıralanmasından oluşan «iambic pentameter» gibi bir nitelik vezninin dilimizde karşılığı olmadığı için, çevirileri hece vezniyle yapmayı uygun gördüm  On heceli «pentameter» dan dört hece uzun olmakla beraber, kıvraklığı dolayısıyla 7 +7 veznini seçtim  Yine de, bir sayı ölçüsü olan 7 + 7, Shakespeare'in ritmik ve kıvrak vezni yanında zayıf kaldı  Böyle bir uyuşmazlığı gidermek için birkaç çözüm yolu aradım: 1 - Sesli ve sessiz harfleri canlı ve kıvrak bir ses düzeni içinde sıralayan satırlar yazarak Shakespeare'dekine benzer bir ritm sağlamaya çalışmak   2 - 7 + 7 parmak hesabının bıraktığıses boşluğunu güçlü ve zengin uyaklarla doldurmak   3 - Bazı satırlarda yedinci heceden sonraki duraktan vazgeçip anlamı duraksız olarak ikinci cüz'e geçirmek   Yalnızca bir Sone, bütün çabalarıma rağmen, 7 + 7 ölçüsüne sığmadı: 99 sayılı Sone, 8 + 8 ölçüsüyle çevrilmiştir   Elbette önemli olan, çeviri yöntemi, biçim, vezin ve uyaktan öte, Soneleri hem asıl anlamlarına bağlı kalarak, hem de Türkçeye tamamiyle yatkın olarak taze şiirler gibi aktarıp yaratmaktır  Çevirilerim bunu başarabildiyse görevimi doğru dürüst yaptım diye sevineceğim   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |