|  | Anlatim Bicimleri.. |  | 
|  08-03-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Anlatim Bicimleri..Açıklayıcı,öyküleyici,betimleyici,tartışma cı anlatım olmak üzere dörde ayrılır Açıklayıcı Anlatım Biçimi (Anlatım Biçimleri) Herhangi bir konu hakkında bilgiler vermek,bir şeyler ögretmek amacına yönelik anlatım biçimidir  Bilgilendirme amacıyla yazılan fikir yazılarında ve bilimsel eserlerde (ansiklopediler, ders kitapları, bilimsel yazılar… vb) kullanılan bir anlatım içimidir  Bu tür yazılar bir konuda bilgi vermek; bir konuyu ögrenmek amacı güder  Açıklama, günlük yaşamda herkesin başvurdugu yaygın bir anlatım biçimidir  Okullarda yöneticilerin tüzüklere ve yönetmeliklere dayanarak yaptıkları konuşmalar; derslerde ögretmenlerin yönelttikleri sorulara ögrencilerin verdigi cevaplar; subayların erlerini, ustaların çıraklarını yetiştirmek için yaptıkları tanımlamalar, verdikleri bilgiler birer açıklamadır  Birçok kimsenin sordugu “Niçin?” “Nasıl?” “Neden?” gibi sorular açıklama ile karşılanabilir  Bu nedenle açıklama, genellikle “ bir konuyu aydınlatma, gün ışıgına çıkarma” amacıyla kullanılır  Yani açıklama, üzerinde durulan konuyla ilgili bir sorunun cevabı niteligi taşır  Ögretici özellik gösteren bir anlatım biçimidir  Yazarın amacı bilgiyi en kısa yoldan okuyucuya anlatmak oldugundan, yazar sanatlı söyleyişlere, imalı sözlere pek yer vermez  Açık, anlaşılır bir dil kullanır  Soyutluktan, kişisellikten kaçınır  Tanımlarla, örneklerle konunun en iyi biçimde anlaşılmasını saglar  Ansiklopedilerde daha çok bu tür bir anlatım görülür  Toplumsal kalkınmada egitimin rolü nedir, nasıldır? Klasisizm, Türk edebiyatında hangi dönemlerde etkili olmuştur? Edebiyatımızda tiyatro ne zaman Batılı bir özellik kazanmıştır? Uzay çalışmalarının teknolojideki gelişmelere katkısı var mıdır? Sanat sevgisi düşük toplumlarda egitimin özellikleri nelerdir? Gelir düzeyi düşük toplumlarda egitimin özellikleri nelerdir? Toplumsal şiir ile bireysel şiirin ayrıldıgı noktalar nelerdir? Lirik şiirde şair, hangi duyguları ön plana çıkarır? Bu gibi konularda yazma çalışmaları açıklayıcı anlatım ile yapılır  Bir atasözünün ya da özdeyişin genişletilmesi; edebiyat, sanat, dil… vb alanlarda bir sorunun açıklanması; bir sözcügün, bir terimin tanımlanması gibi yazma çalışmaları hep açıklamaya dayalıdır  Bu anlatım biçiminde amaç, “bilgilendirme”, “ögretme” oldugunda düşünceyi geliştirebilmek daha etkili kılmak için “tanımlama, karşılaştırma, neden ve kanıt gösterme, tanık gösterme, örnekleme” gibi açıklama yöntemlerine başvurulur  Açıklamanın iki ayrı türü vardır: Birincisi her tür kişisellikten sıyrılmış, nesnel bir yaklaşımla gerçekleştirilir; yani özneldir  Bu yol makale, fıkra, deneme, sohbet gibi düşünce yazılarında kullanılır  Örnek: Memduh Şevket Esendal öykülerini sade ve temiz bir Türkçeyle yazmış,öykücülükte Çehov tarzını benimsemiştir  Onun öykülerini okuyanlar eserin içinde kendilerini,çevrelerini ve hayatta karşılaştıkları kişileri bulur gibi olurlar  Esendal,günlük hayatı iyimser bir hava içinde verir  Öykülerindeki olaylar son derece basittir  Örnek: MÖ  VI  yüzyılda başlayıp yüzyılımızın başına dek etkisini yogun biçimde sürdüren türler arasında tiyatro, felsefe ve tarih vardır  İlkçag tiyatrosu tragedya ve komedya diye ikiye ayrılır  Tragedya, bagbozumu tanrısı Dionysos adına düzenlenen törenlerden dogmuştur  Tragedyanın amacı, seyircide korku ve acıma duygusu uyandırmaktır  Bu da gerilimlerle saglanır  Oyunun sonunda ise her şey çözüme kavuşur  Bu parçada tiyatro, tarih ve felsefenin ortaya çıkışı, tragedyanın hemen bütün özellikleri bilgilendirmeye yönelik, açıklayıcı bir yöntemle, anlatılmıştır  Örnek: Herkes her şey olamaz  Nasıl iyi asker olmak için disiplin, iyi ögretmen olmak için bilgi, iyi tüccar olmak için para yeterli degilse, nasıl bütün mesleklerin, kendilerine göre biraz doguştan gelme, çogu da sonradan ögrenilen incelikleri varsa politikacıların da rastgele, herkesin beceremeyecegi yönleri vardır  Bunları becerebilen kimseler, on binlerce kişinin karşısına çıkıp nutuk söyleyebiliyor, binlerce kişinin elini sıkabiliyor, çömelip ayran içebiliyor… Bu parçada politikacıda bulunan ve bulunması gereken özellikler açıklanmıştır  Öyküleyici Anlatım Biçimi (Anlatım Biçimleri) Bu anlatımda amaç;olayı okuyucunun gözü önünde canlandırmak,anlatmak istenileni bir olay içerisinde vermektir  Öyküleyici anlatımda olaylar oluş haline uygun olarak bir dizi halinde verilirse birbirine baglanır  Öyküleme, tasarlanan ya da yaşanan bir olayın anlatımıdır  Roman, hikaye ve masalların anlatımı öyküleyici anlatım biçimindedir  Belli bir zaman diliminde gelişen olayların anlatıldıgı durumlarda başvurulan anlatım biçimidir  Olayın olmadıgı yerde öyküleme olmaz  Anlatım yönüyle betimlemeye benzer; ancak betimlemelerde yazarın izlenimleri söz konusu oldugu halde, öykülemede olayın aktarımı, durumların degişmesi, zaman süreci söz konusudur  Konuyu, yani anlatılanı eylem içinde verme ve gösterme biçimidir  Nasıl bir eylemin bir ortaya çıkış, bir gelişim, bir de sona eriş durumu varsa öyküleyici anlatımda da öyle bir akış görülür  Bir durumdan bir duruma geçme, bir aşamadan bir aşamaya dönüşme bu tür anlatımın belirleyici özelliklerindendir  Bu özelliginden ötürü okuyucu eylem içinde yaşar, sürekli bir devinim içinde bulur kendini  Çünkü belirli zaman dilimi içinde olay ve olgular ya birbirinin uzantısı olarak ya da geriye ve ileriye sıçrayışlar yapılarak verilir  Ancak bu olay ve olgular dizisi birbirine baglantılı anlamlı bir bütün oluşturur  Bunun yanı sıra şu iki soru anlatımın dokusuna egemen olur; “Ne oldu?”, “Nasıl oldu?” Bundan dolayı bir olayı okuyucunun gözü önünde canlandırmak, varlıkların başından geçenleri aktarma amacı güdüldügü zaman öyküleyici anlatıma başvurulur  Bu anlatımda okuyucuyu olay içinde yaşatmak amaçlanır  Bu anlatım biçimi öykü, roman, masal, biyografi… gibi eserlerin temel örgüsünü oluşturur  Yazar, konuyla ilgili ana düşüncesini okuyucusuna belirli bir olayı yaşatarak algılatmayı amaçlamıştır  Bu anlatım biçimi çogu zaman “betimleme” ile birlikte kullanılır  Örnek: …Ateş oyunları arasında daha büyükleri, hatta kazalara yol açanları vardı  Baruttan gemiler, kuleler yapılarak şenlik yerine taşınır, burada bunlara ateş verilir, büyük patlamalarla yanıp tutuşmaları zevkle seyredilirdi  Agzından ateş püsküren ejderhalar, tekerlekler üstünde halk arasında gezdirilir, görenler kaçar, seyredenler gülerdi  Örnek: On altıncı katta asansörden indik  Bana odayı gösterecek çocugun peşlinden yürüyordum  Çocuk kısa bir koridoru geçti, bir odanın önünde durdu  Ben de durdum  Kapıyı açtı, içeri girdik  Perdeler sıkı sıkıya kapalı  Çocuk perdeleri açıp dışarıyı göstermek istedi  Engel oldum  Lambaları yaktı  Banyonun kapısı açtı  Bir şey isteyip istemedigimi sordu  İstemedigimi söyledim  Haşişini verdim, gitti  Örnek: Agır adamlarla kahveye girdi Hasan  Olanları düşündü bir süre  Otursam mı oturmasam mı diye bir tereddüt geçirdi  Sonra oturdu bir köşeye isteksiz  Babadan kalma tütün tabakasını çıkardı,kalınca bir sigara sardı  Öyle dalmıştı ki masasına konan çay bardagının sesi bile dikkatini çekmemişti  Betimleyici Anlatım Biçimi (Anlatım Biçimleri) Betimleme en yalın biçimiyle sözcüklerle resim çizme işidir  Varlıkların niteliklerini,bu varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir  Betimleme nesnelerin, varlıkların, belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde canlandırmaktır  Bu anlatımda okuyucunun çeşitli duyularına seslenilerek anlatılan varlıkla ilgili izlenim kazanılması amaçlanır  Bu amacın gerçekleşmesi için titiz bir gözlem gerekir  Gözlem sırasında ayırt edici özelliklerin anlatılmasına özen gösterilir  Yazarın, gördüklerini okuyucunun gözünde canlanacak biçimde anlatmasıyla oluşan bir anlatım biçimidir  Betimlemede asıl olan görselliktir  Bu nedenle gözle algılanan renk ve biçim ayrıntılarına büyük yer verilir  Betimleme, yalın bir söyleşiyle sözcüklerle resim çizme sanatıdır  Görme, işitme, tatma, dokunma, koklama… gibi duyu organlarımız aracılıgıyla varlıkların belirleyici niteliklerini algılama, bu nitelikleri belirterek onları görünür kılmadır  Betimleme, varlıkların kendilerine özgü niteliklerini sözcüklerle anlatma işidir  Varlıkların, eşyaların ve olayların en belirgin özellikleriyle tanıtılıp, göz önünde canlandırılmasına yönelik bir anlatım yoludur  Betimleme, bir bakıma varlıkların, nesnelerin ve olayların sözcüklerle resmini çizmektir  Bu anlatım okuyucuların duygularına, hayal gücüne seslenir; yani yazar dış dünya ile, varlıklarla ilgili izlenimlerini okurlara da aktarmak ister  Bunun için de bilinçli, titiz bir gözlem yoluyla ayrıntı seçer  Seçtigi ayrıntıları imge (hayal) oluşturacak biçimde düzenler  Ayrıntılar genelden özele ya da özelden genele dogru sıralanabilir  Sözgelimi bir kentin genel görünümünü anlattıktan sonra özellik taşıyan bir yapısını (hastane, kışla, park, cami…) ele almak genelden özele dogru bir betimlemedir  Bir hayvanın ilgiyi üstüne çeken gözlerinden başlayarak tüm gövdesini tanıtmak da özelden genele dogru bir betimlemedir  Konuları Bakımından Betimleme Türleri İnsan betimlemesi Hayvan betimlemesi Eşya betimlemesi Manzara betimlemesi Olay betimlemesi Amaçları Bakımından Betimleme Türleri Açıklayıcı – teknik betimleme Sanatsal – izlenimsel betimleme Örnek: Gökyüzünün açık güneşli oldugu bir ilkbahar günüydü  Ögleden sonra saat tam beşe çeyrek kala, arabamla Guercina’nın Pazar yerine geldim  Alan insan kaynıyordu  Birden çanlar çalmaya, sirenler ötmeye başladı  İlk kez gökten düşen bir bombayı, sonra bunun ardından on sekiz tane kadar oldugunu sayabildigim savaş uçaklarını gördüm  Bombaların patlaması anlatılamaz bir panik yarattı  Ben beş milis askeriyle birlikte küçük bir tahta köprünün altına saklandım  Oldukça iyi gizlendigimiz yerden meydanda olup bitenleri, kadınların, erkeklerin, çocukların ve hatta hayvanların nasıl bir şaşkınlık ve korku içinde kaçıştıklarını dehşetle görebiliyorduk… Bu parçada yazar, birdenbire karşısına çıkan savaş ortamını; bu ortamda insanların nasıl davrandıklarını betimliyor  Örnek: Sarı yagmur incecik, ışıgın üstüne yagan başka bir ışık gibi iniyordu  Yerler, ince yagmuru buradan alıp hızla az öteye döküveriyordu  Kuşlar boyunlarını içlerine çekmişler, tüyleri domur domur, dallarda kıpırtısız duruyor  Yagmurun içinden mor bir kelebek seli geçti  İleride akar çayın kıyısında bir çıvgına tutulup, bir hayat çalısının üstünde kasırgalandı, hayat çalısı mosmor oldu, tepeden tırnaga; bir süre karmakarışık iç içe ugunarak, salkım saçak toparlanıp dagılarak, orada savruldu  Sonra mor toparlak sarının ışıltısında eridi, dagıldı, usul usul yitip gitti  Bu parçada dogadaki olaylar bir devinim içinde verilirken varlıklar çeşitli özellikleriyle çogunlukla görme duyusuna seslenen bir biçimde gözler önünde canlandırılmıştır  Örnek: Eski bir taş köprü geçildikten sonra fakir mahallelere giriliyor ve sefalet,bütün dehşeti ve çirkinligiyle başlıyordu  Ortalarından akan çirkin sularında yarı çıplak çocuklarla çamurdan köpekler, egri bügrü sokaklar… Tezekten, çamurdan yapılmış yarı yarıya topraga gömülmüş penceresiz kulübeler… Tartışmacı Anlatım Biçimi (Anlatım Biçimleri) Okuyucuyu veya dinleyiciyi istenilen davranış ve düşünce biçimine yöneltmek amacıyla başvurulan bir anlatım biçimidir  Bu anlatım biçimiyle okuyucunun sahip olduğu düşüncenin değiştirilmesi amaçlanır  Yani amaç düşünce ve konularda değişiklik yapmaktır  Yazarın, bir düşüncenin, bir önerinin doğru olmadığını ortaya koymak amacıyla hazırladığı yazılarda başvurduğu bir yöntemdir  Yazar okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir üslupla yazısını oluşturur  Devrik cümlelerle, soru ve cevaplarla yazısına akıcılık kazandırır  Sonuçta burada da bilgi ortaya konmuş olabilir; ancak bir görüşün başka bir görüşe karşı savunuculuğunun yapılması onu açıklamadan ayırır  Yazar, görüşlerini inandırıcı kılmak için kanıtlama yoluna başvurur  Kanı niteliği taşıyan yargılardan kaçınır, nesnel olmaya çalışır  Bir yargıyı, bir düşünceyi ya da öneriyi çürütme, değiştirme amacıyla yazılan yazılarda kullanılan anlatım biçimine tartışmacı anlatım denir  Yazı ve yazınsal yaratılarda yer alan önemli anlatım biçimidir  Bu anlatım biçiminde üzerinde durulan düşünce, yargı ya da öneri ortaya konur  Sonra da düşüncenin neden doğru olmadığı, geçersiz olduğu tartışılır  Doğal olarak tartışmanın amacı okurların belli bir konudaki kökleşmiş yargı ve kanılarını değiştirmek; onların da kendimiz gibi düşünmesini sağlamaktır  Bu anlatımda önce, ele alınan, ispatlanmak veya çürütülmek istenen düşünce açıklanır  Sonra bunun neden doğru olduğu veya olmadığı gerekçeleriyle tartışılır  Yazar bunları yaptıktan sonra kendi görüşünün haklı olduğunu ispata çalışır  Bazen sorular sorar ve bu sorulara cevaplar arar  Tartışmada örneklendirme, karşılaştırma, tanımlama, tanık gösterme gibi yollara başvurulur  Tartışmada “düşünce ve kanıları değiştirme” amacı güdüldüğü için bu anlatım biçimiyle fikirsel ağırlıklı yazı türleri (deneme, eleştiri, sohbet, fıkra, makale… vb) ele alınır  Örnek: Edebiyat metninin dili günlük iletişim dilinden bütün bütüne ayrıymış gibi görülegelmiştir bizde  İstiareli, aktarmalı, doğallıktan uzak bir dil olarak düşünülmüştür hep  Edebiyat sözcüğü;süslü püslü, özentili, abartmalı ve boş sözler yığını gibi bir anlam kazanmıştır bu yüzden  Bunu da,edebiyat dilini günlük dilden apayrı gören bir anlayışa bağlayabiliriz  Oysa edebiyat dili günlük dilden tümüyle kopuk bir dil değildir  Gündelik dilin güzel, duygusal bir doku içinde yeniden düzenlenimidir bir bakıma  Örnek: “… Politika “ahkâk kesmek” olsaydı, bunu becerebilecek o kadar çok insan bulunurdu ki Türkiye’de  Üniversite kürsüsünün yüksekliğinde ahkâm kesmek, üniforma zırhının gerisinde ahkâm kesmek gazete sütununun açıklığında ahkâm kesmek, büyük memur masasında ahkâm kesmek çok kolay  Hatta oralarda kesilen ahkâmın politikacılardaki düşüncelerden de parlak olduğu söylenebilir  Ama, onlarınki kadar gerçekçi ve yığınlarla bağlantılı olduğu söylenebilir mi? Parçada “ahkâm kesmek” ile ilgili görüşler tartışmacı bir anlatımla ele alınmıştır  Örnek: Eskiden Türk hafif müziği, şimdilerde Türk pop müziği denilen şarkılar bir yanıyla müzik, öbür yanıyla şiir olması gereken yapıtlar değil midir? Bu şarkılara söz yazanlar, hak edilmemiş şöhretlere ulaşmanın yanı sıra, Türkçe’den milyonlar, milyarlar vururken biraz daha özen gösteremezler mi? Üstelik bunu söylerken herkesçe alay konusu edilen “Kıl oldum abi”leri, “Bandıra bandıra ye beni”leri kast etmiyorum… Bu parçalarda konuya tek taraflı yaklaşıldığı görülmektedir  Yani ileriye sürülen düşüncelere karşı çıkılabilir  Bu nedenle bir tartışma konusu olabilecek konularda görüş açıklandığından bunlar tartışmacı anlatıma örnek oluştururlar   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |