Seni Anlatabilmek

"En az en çoktur" derler ama, SEN öyle böyle değil çok fazlaydın SEN o kadar fazlaydın ki;

Umutsuz bir avuç insanı, umuda bulayıp yollara düşüveren,
dünyaya ders verircesine, gönüllü intihar edercesine

SEN bir kadeh rakıyı, yalnız başına değil, genç beyinlerle aynı masada, bir avuç leblebiye hapsederken, bağımlılık şarabının testilerini bir bir kirarken,

SEN, şekerli kahveyi seven, şekeri olmayan derme çatma karargahta, elinde kahveyle gelen, "Paşa'm, şekerimiz kalmadı" diye karşında ezilen, utanan askerine "Bilmez misin, ben kahveyi şekersiz içerim be ÇOCUK!" diye kükreyen

Denizi durgun gorebilir insanlar ama hareketsiz asla!

AHH SEN, maviye batmış, deniz özlemi dinmeyenHala şüphe ederim, SEN'i hakedip haketmediğimden

"Alişim'in kaşlari kare" de gözlerin daha bir maviye buğulanırken

denise