Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Siyasal Bilgiler / Hukuk

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adli, ceza, genel, genelge, gizliliği, görev, hakkinda, ile, işleri, kolluğun, müdürlüğü, sorumluluklari, soruşturmanin, yetki

Adli Kolluğun Görev, Yetki Ve Sorumluluklari İle Soruşturmanin Gizliliği Hakkinda Genelge (Ceza İşleri Genel Müdürlüğü)

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Adli Kolluğun Görev, Yetki Ve Sorumluluklari İle Soruşturmanin Gizliliği Hakkinda Genelge (Ceza İşleri Genel Müdürlüğü)




ADLİ KOLLUĞUN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI İLE SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİ HAKKINDA GENELGE (CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ)

ADLİ KOLLUĞUN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI İLE SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİ HAKKINDA GENELGE (CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ)

TC
ADALET BAKANLIĞI
Ceza İşleri Genel Müdürlüğü
Sayı :B030CİG0000005/0100602/4405/01/2006
Konu : Adlî kolluğun görev, yetki ve
sorumlulukları ile soruşturmanın
gizliliği
[/b]GENELGE
No: 98
01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile bu Kanun kapsamında çıkartılan Yönetmeliklerin uygulanması sırasında yürütülmekte olan soruşturmalarla ilgili olarak; çeşitli yazılı ve görsel basın organlarında, şüphelilerin yakalanması ve arama konusu başta olmak üzere kolluğun yetkilerinin kısıtlandığı, bu nedenle de suç ve suçlularla mücadele etme imkânının azaldığı şeklinde haberlerin yer aldığı, bunun da kolluğun suçlularla yapacağı mücadeleyi olumsuz yönde etkilediği gibi vatandaşların adalete olan güven duygusunun zedelenmesine sebebiyet verdiği, bazen soruşturmanın gizliliğinin sınırlarının, kolluğun görev, yetki ve sorumluluklarının kapsamının belirlenmesinde bir takım tereddütler yaşandığı, bazı yer Cumhuriyet başsavcılıklarınca bu hususta farklı uygulamalar yapıldığı, kimi zaman da soruşturmanın gizliliği ilkesini ihlal edecek şekilde, suçun şüphelilerine, delillerine, olay yerinin fotoğraf ve görüntülerine medyada yer verildiği, çeşitli sebeplerle Bakanlığımıza intikal eden bilgilerden anlaşılmıştır
Bilindiği üzere;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının; "Suç ve cezalara ilişkin esaslar" kenar başlıklı 38'inci maddesinin dördüncü fıkrasında; "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz"
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin, "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6'ncı maddesinin ikinci bendinde; "Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır"
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 285'inci maddesinin birinci fıkrasında; "(1) Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlâl eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır Ancak, soruşturma aşamasında alınan ve kanun hükmü gereğince gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğinin ihlâli açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz"
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun; "Soruşturmanın gizliliği" kenar başlıklı 157'nci maddesinin birinci fıkrasında; "(1) Kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir"
"Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri" kenar başlıklı 161'inci maddesinde 160'ıncı maddeye atıf yapılarak, bir ilâ beşinci fıkralarında; "(1) Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir Cumhuriyet savcısı, adlî görevi gereğince nezdinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı ortaya çıkınca, bu hususta o yer Cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister
Adlî kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür
Cumhuriyet savcısı, adlî kolluk görevlilerine emirleri yazılı; acele hâllerde, sözlü olarak verir Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da bildirilir
Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden Cumhuriyet savcısına vakit geçirmeksizin temin etmekle yükümlüdür
Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır Vali ve kaymakamlar hakkında 2121999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri, en üst dereceli kolluk amirleri hakkında ise, hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü uygulanır"
"Adlî kolluk ve görevi" kenar başlıklı 164'üncü maddesinde; "(1) Adlî kolluk; 461937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 8, 9 ve 12 nci maddeleri, 1031983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 7 nci maddesi, 271993 tarihli ve 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesi ve 971982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun 4 üncü maddesinde belirtilen soruşturma işlemlerini yapan güvenlik görevlilerini ifade eder
(2)Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda
öncelikle adlî kolluğa yaptırılır Adlî kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının adlî görevlere
İlişkin emirlerini yerine getirir
(3)Adlî kolluk, adlî görevlerin haricindeki hizmetlerde, üstlerinin emrindedir"
"Diğer kolluk birimlerinin adlî kolluk görevi" kenar başlıklı 165'nci maddesinde; "(1)
Gerektiğinde veya Cumhuriyet savcısının talebi halinde, diğer kolluk birimleri de adlî kolluk görevini yerine getirmekle yükümlüdür Bu durumda, kolluk görevlileri hakkında, adlî görevleri dolayısıyla bu Kanun hükümleri uygulanır"
"Değerlendirme raporu yetkisi" kenar başlıklı 166'ncı maddesinde "(1) Cumhuriyet başsavcıları her yılın sonunda, o yerdeki adlî kolluğun sorumluları hakkında değerlendirme raporları düzenleyerek, mülkî idare amirlerine gönderir"
Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği'nin "Soruşturmanın gizliliğinin uygulanması" kenar başlıklı 27'nci maddesinde; "Suçluluğu bir yargı hükmüne bağlanana kadar kişinin masumiyeti esastır ve soruşturma evresi gizlidir Bu nedenle, soruşturma evresinde gözaltındaki bir kişinin "suçlu" olarak kamuoyuna duyurulmasına, basın önüne çıkartılmasına, kişilerin basınla sorulu cevaplı görüştürülmelerine, görüntülerinin alınmasına, teşhir edilmelerine sebebiyet verilmez ve soruşturma evrakı hiçbir şekilde yayımlanamaz"
01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Adlî Kolluk Yönetmeliği'nin;
"Adlî kollukla ilgili esaslar" kenar başlıklı 5'nci maddesinde; "Adlî kollukla ilgili düzenleme ve uygulamalarda aşağıdaki genel esaslara uyulur:
a) Cumhuriyet savcıları, adlî görevlere ilişkin emir ve talimatlarını öncelikle adlî kolluk sorumlularına veya adlî kolluk görevi ifa eden diğer birim âmirlerine verir
2/6
Adlî kolluk, bağlı bulunduğu kolluk teşkilâtının bir parçası olup, öncelikli görevi, karşılaştığı suçun işlenmesini önlemektir
Cumhuriyet savcılarınca, adlî görevler ile ilgili emir ve talimatlar zorunluluk bulunmadıkça, kolluk birimlerinin aralarındaki işbölümü ile kolluk teşkilâtlarının görev ve yetki alanları gözetilerek verilir
Adlî kolluk, adlî görevlerin haricindeki hizmetlerde üstlerinin emrindedir
Adlî kolluk görevlilerine, adlî görevi bulunmayan üstleri tarafından, yürütülen soruşturma ile ilgili emir ve talimat verilemez Yönetmeliğin 7 nci maddesi hükümleri saklıdır
Adlî kolluk görevlileri, kadrolarında yer aldıkları birimlere mevzuatla verilmiş ve adlî görev kapsamı dışında kalan diğer görev ve hizmetleri de yerine getirirler
b) Adlî kolluk görevlilerinin özlük hakları, bağlı oldukları teşkilât tarafından yürütülür
"Görev ve yetkiler" kenar başlıklı 6'ncı maddesinin altıncı fıkrasında;
"Adlî kolluk görevlileri, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, Cumhuriyet savcısının emirleri doğrultusunda şüphelinin lehine veya aleyhine olan tüm delilleri, kanunda ön görülen koşullara uyarak toplamak, muhafaza altına almak ve bunları bir fezleke ile Cumhuriyet savcısına sunmakla yükümlüdür Hukuka aykırı delil elde edildiğinin tespiti hâlinde, fezlekede bu hususa da yer verilir Adlî kolluk görevlileri diğer soruşturma işlemlerini de aynı titizlikle yerine getirir
Hükümleri yer almaktadır
Soruşturma evresinin gizliliği, ceza adaletinin doğruluk, dürüstlük, gerçeğe ulaşma ilkelerine uyulması için bir zorunluluktur Ancak her şeyden önce suçsuzluk karinesinin sağlam tutulabilmesi yönünden de vazgeçilemez niteliktedir Aksi takdirde, ülkemizde ve yabancı ülkelerde de örneklerine rastlandığı üzere, yargısız infazlar sonucu insanlar derin üzüntüler yaşamakta ve suçsuzluk karinesi ihlâl edilmektedir
Bu maksatla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile gizlilik ilkesi Kanun hükmü hâline getirilmiş, böylece soruşturmaya ilişkin olarak ilgili merciler tarafından elde edilen bilgi ve bulguların kamuoyu ile paylaşılmasının önüne geçilmek istenmiştir Bunun nedeni, bir taraftan sanığın lekelenmeme hakkı, diğer taraftan da, delillerin güvence altına alınması gereğidir
Kanun koyucu; kolluğa, basın ve yayın kuruluşlarına ve hiçbir mercie, suç işlediği şüphesi altında bulunan kişileri suçlu olarak ilân etme yetkisi vermediği için medya mensuplarının bilgi alma hakkı ile kişilerin Anayasa ile teminat altına alınan kişilik haklarının korunması ilkelerini zedelemeyecek tedbirlerin alınması gerekmektedir Aksi takdirde bireysel ve yanlış uygulamalar sonucunda kolluk teşkilâtları zarar görmekte, eleştirilere maruz kalmaktadır
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine açılan davalar sonucu verilen mahkumiyet kararlarından da anlaşılacağı üzere; kolluğun soruşturma aşamasındaki ifade alma ve özellikle delil elde edilmesi sırasında başvurduğu işlemlerdeki bilgi eksikliği ile kimi zaman da soruşturmanın gizliliğine vurgu yapılarak belirtilen sebeplerle tazminata hükmedildiği bilinmektedir
Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi;
Allenet de Ribemont - Fransa davasında (10021995), başvurucunun poliste gözaltındayken üst düzey bir polis memuru tarafından basın toplantısında bir cinayetin azmettiricisi olarak gösterilmesi üzerine, bunun masumiyet karinesinin ihlali olduğuna,
3/6
Sekanina - Avusturya davasında (25081993), suçsuzluk karinesinin yargılama öncesinde olduğu kadar beraattan sonra da gözetilmesi gerektiğine, sanığın beraatı kesinleştikten sonra yerel mahkemenin başvurucunun suçuna ilişkin şüphelere dayanmasının artık kabul edilemez olduğuna,
Hükmederek, anılan ülkeler aleyhinde kararlar vermiştir
Diğer taraftan; mülga 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 148'inci maddesindeki Adalet Bakanı ve valilerin hazırlık soruşturmaları ile ilgili emir verme ve talepte bulunma yetkileri Avrupa Birliğine uyum yasaları çerçevesinde çıkarılan 14/07/2004 tarihli ve 5219 sayılı Kanun'la kaldırılmış olduğundan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 14'üncü maddesinde düzenlenen yetkinin hukukî dayanağı ortadan kalkmıştır
Ayrıca, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, mülga 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 156'ncı maddesine yer verilmemiş olması sebebiyle hiçbir merciin Cumhuriyet savcıları dışında adlî görevleri nedeniyle kolluk âmir ve memurlarına emir ve talimat verme yetkisi bulunmamaktadır
Bu kanunî düzenlemeler karşısında Adalet Bakanı ve mülkî amirler de dahil olmak üzere hiçbir merciin adlî soruşturmalarla ilgili talepte bulunma ve kolluğa emir verme yetkileri kalmamıştır
Bilindiği üzere; Parlamenter demokratik sistemlerde sorumsuzluk ve dokunulmazlık kavramları önemli bir yere sahiptir 1982 Anayasası milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki ileri sürdükleri düşünce, söz ve kullandığı oy ile Cumhurbaşkanı'nın karşı imza kuralı uyarınca siyasî, -vatana ihanet suçu dışında- görevleriyle ilgili suçlarından cezaî yönden sorumsuzluk ilkesini, bunların dışındaki fiillerinden dolayı soruşturma ve kovuşturmayı izin şartına bağlayarak nisbî koruma getirmiştir Benzer şekilde bir kısım kamu görevlilerinin keyfi ve asılsız ceza soruşturma ve kovuşturmalarından korunmalarına yönelik özel usuller düzenlenmiştir Kanunen kendilerine verilen veya görevlerinden kaynaklanan eylemlerinden dolayı Anayasa1 da belirlenen kişiler ve fiiller dışında hiç kimsenin cezaî sorumluluğunun olmadığı düşünülemez
Hiyerarşik bir teşkilatlanma yapısına sahip olan kolluğun başındaki en üst derecedeki amirlerinin; yönlendirme, emir ve sicil verme, gözetim ve denetim yetkisini hâiz bulundukları, bu yetkilerini adlî kolluk görevi ifa edenlere karşı da kullandıkları, dolayısıyla kollukta mevcut yapı itibarıyla organik bir bölünme değil, sadece görevlerin daha etkili ve verimli yürütülmesi için fonksiyonel bir iş bölümünün yapıldığı ve ayrıca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki düzenlemeler dışında kollukla ilgili diğer mevzuatta kolluk âmir ve memurlarının, görev ve yetkilerinde herhangi bir değişiklik yapılmadığı da dikkate alındığında; idarî yönden mülkî âmire karşı sorumlulukları devam ederken, adlî kolluk görevi çerçevesinde Cumhuriyet başsavcılarına karşı sorumsuz olduklarının düşünülmesi, mülga 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönemdeki uygulamanın da gerisine gidecek şekilde yorumlanması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun, temel esprisine ve kanun koyucunun bu yoldaki iradesine aykırılık teşkil edecektir
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Cumhuriyet savcıları soruşturmanın asıl sevk ve idarecisi hâline getirilmiş, kolluk âmir ve memurlarının ise Cumhuriyet savcısına karşı sorumluluklarını daraltan herhangi bir düzenleme yapılmadığı gibi getirilen değişikliklerle mülga 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 154"üncü maddesindeki düzenlemeler aynen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 16Kinci maddesine alınmıştır Bu bağlamda k"En üst dereceli kolluk âmirleri hakkında ise hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü" 5353 sayılı Yasa'nın 24'üncü maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 161 'inci maddesinin beşinci fıkrasına eklenmiş ve madde gerekçesinde de "En üst derecedeki kolluk âmirlerinin adlî görevleriyle ilgili işlemiş bulundukları suçlardan dolayı haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi hususunda hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulünün uygulanması gerektiği, kolluk âmirlerinin görevlerinin ifası sırasında takdir yetkisinin herhangi bir endişeye kapılmaksızın objektif olarak kullanabilmelerini sağlamak" amacının güdüldüğü vurgulanmıştır Hem madde metninden hem de değişikliğin gerekçesinden en üst dereceli kolluk âmirlerinin adlî görevlerinin bulunduğu açıkça belirtilmesine karşın, görevli bu kişilerin sorumluluğunun kabul edilmemesi bu yasal düzenlemeye aykırılık teşkil edecektir
Bu itibarla;
1- Soruşturmanın gizliliği ilkesi nazara alınarak;
Kişilik hakları ve suçsuzluk karinesi ile delillerin güvence altına alınması da göz önünde bulundurulmak suretiyle, gözaltındaki kişilerin suçlu olarak kamuoyuna duyurulmasına, basın önüne çıkarılmasına, kişilerin basınla sorulu cevaplı görüştürülmelerine, görüntülerinin alınmasına, teşhir edilmelerine sebebiyet verilmemesi, soruşturma evrakının basın organlarında yayınlanmasının önlenmesi,
Soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyerek istediği belgelerin bir örneğini alabilen şüpheli, mağdur ve vekillerinin de gizli kalması gereken hususları açıklamamaları yönünde uyarılması,
Kamuoyunda ciddi rahatsızlıklar yaratan bu nevi uygulamalara son verilmesi, bu bentlerin aksine tutum ve davranış sergileyenler hakkında derhâl yasal gereğine tevessül olunması,
- Soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek ve gizlilik ilkesine sadık kalınmak kaydıyla, kamu görevlileri hakkındaki ön inceleme ve idari nitelikteki soruşturmalarda sürelerin kısalığı dikkate alınarak, görevli müfettiş veya muhakkiklerin talep etmeleri hâlinde, başka yolla temini mümkün olmayan delillerin birer örneğinin dizi pusulasına bağlanarak verilmesi,
- Adlî Kolluk Yönetmeliği'nin 5'nci maddesinde adlî kolluğun bağlı bulunduğu teşkilatın bir parçası olduğunun vurgulanması ve kadrolarında yer aldıkları birimlerin adlî görev kapsamı dışında kalan diğer hizmetleri de yerine getirecek olduklarının belirtilmesi karşısında Cumhuriyet başsavcılıklarınca, adlî işlemlerle ilgili yazışmalarda "adlî kolluk komutanlığı" veya "adlî kolluk amirliği" başlıklarını kullanmak veya kolluğun personel istihdamının kendilerine sorularak yapılmasını istemek gibi gereksiz yazışmalara girilmemesi,
- Adlî kolluk görevlilerinin el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhal bildirmek, Cumhuriyet Savcısının emri doğrultusunda insan haklarına saygılı bir şekilde maddi gerçeği ortaya çıkarmak ve âdil bir yargılamanın yapılabilmesi için şüphelinin lehine veya aleyhine olan tüm delilleri kanunda öngörülen şartlara uygun olarak toplamak, muhafaza altına almak ve bunları bir fezleke ile Cumhuriyet savcısına sunmak zorunda olduklarının bilinmesi,
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile soruşturmanın asıl sevk ve idarecisi durumuna getirilen Cumhuriyet savcılarının, adlî kolluk görevlilerine ve diğer kolluk âmir ve memurlarına yürütmekte oldukları soruşturmalarla ilgili her türlü emri verebilecekleri, bütün kamu görevlilerinden bilgi ve belge isteyebilecekleri dikkate alınarak, sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve memurları ile diğer kamu görevlileri hakkında doğrudan doğruya soruşturma yapılması,
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki düzenlemeler dışında kollukla ilgili diğer mevzuatta kolluk âmir ve memurlarının görev ve yetkilerinde herhangi bir değişiklik yapılmadığı dikkate alınarak, en üst dereceli kolluk âmirleri hakkında hâkimlerin tâbi olduğu yargılama usullerine göre işlem yapılacak olması nedeniyle bu kapsamda adlî görevlerin İfasından dolayı kanunlardan doğan sorumluluklarının devam ettiğinin hatırdan çıkartılmaması,
- Adlî kolluk hizmetlerinin etkili ve verimli yürütülebilmesi amacıyla; kolluk görevlilerince ifa edilen adlî işlemlerin denetlenmesi, adlî kolluk sorumluları hakkında soruşturma ve kovuşturma işlemlerindeki ehliyetleri ile bu işlemlerde gösterdikleri çalışkanlık, iş disiplini ve başarı durumları dikkate alınarak her yılın sonunda değerlendirme raporlarının il veya ilçe Cumhuriyet başsavcıları, Cumhuriyet başsavcısı bulunmayan ilçelerde kıdemli Cumhuriyet savcısı ve birden fazla Cumhuriyet başsavcılığının yetki çevresinde faaliyet gösteren adlî kolluk sorumluları hakkında diğer yer Cumhuriyet başsavcılıklarının yazılı görüşü de alınarak adlî kolluk biriminin merkezinin bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcısı tarafından düzenlenmesi ve ilgili sicil âmirlerine verilmek üzere mülkî amire gönderilmesi,
- Kolluğun; gecikmesinde sakınca bulunan hâller dışında millî güvenlik ve kamu düzeninin, genel sağlık ve ahlâkın korunması, suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla yetkili merci aracılığıyla yaptıkları önleme araması taleplerinin ivedilik ve titizlikle sonuçlandırılması,
Konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim
Cemil ÇİÇEK
Bakan

Kaynak: mevzuatadaletgovtr

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.