Habîb’Ün-Neccâr |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Habîb’Ün-Neccârİsa aleyhisselamın elçilerinin hâmisi, koruyucusu olan Habîb’ün-Neccâr, Antakya ahalisine; Hazreti İsa’nın elçilerine inanmalarını söyleyerek onlara şu nasihati yaptı: “DÜNYA VE ÂHİRET SAADETİ İÇİN!” “Ey kavmim! Uyun bu gönderilen elçilere Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kimselere Onlar hidayet üzeredirler Onlara uyunuz ki, tebliğ etmeleri ve sakındırmalarından dolayı, sizden bir ücret istemiyorlar Onlar sizi dünya ve âhiret hayrına davet etmektedirler Layık olan şey, onlara ittiba etmeniz, tâbi olmanızdır!” Habîb’ün-Neccâr böyle deyince, putperest halk; “Yoksa sen, bizim dinimize muhalefet edip, bu elçilerin dinine mi tâbi oldun? Bizim ilâhlarımıza tapmayıp, onların ilâhına mı ibadet ediyorsun?” dediler Habib’ün-Neccar onlara; “Bana ne oldu ki, beni yaratan Allahü teâlâya ibadet etmeyeyim? Siz öldükten sonra O’na döndürüleceksiniz Allahü teâlânın huzurunda küfrünüzün, batıl amellerinizin cezasını göreceksiniz Ben, Allah’tan başkasını, putları ilah edinir miyim? Eğer Allahü teâlâ bana bir zarar yapmak dilerse, putların şefaati bana hiçbir fayda vermez ve onlar beni kurtaramazlar Eğer ben, Allahü teâlâdan başkasına ibadet edersem, apaçık bir hüsrân, sapıklık içinde olurum” diye cevap verdi Habîb’ün-Neccâr, kavminin inkâr içinde olduğunu görünce, onlara karşı ifade tarzı çok üstün olan bir hitapla konuştu Böylece, insanı yoktan yaratanın Allahü teâlâ olduğunu ve insanın öldükten sonra yeniden dirileceğini, dünyada yaptıklarının hesabını vereceğini anlatmak istedi İnsanın yaratılmasının bir nimet olduğuna, bu nimete şükür gerektiğine işaret etti Bu şükrün de, insanın, Allahü teâlâya imân ve ibadet etmesi ile olacağını belirtti “GELİN NASİHATLERİMİ DİNLEYİN!” Habîb-ün Neccâr, kavmini ikaz edip, gelen elçileri dinlemelerini ve Allahü teâlâya imân etmelerini söyledikten sonra, kendisinin Allahü teâlâya imân ettiğini şöyle bildirdi: “Şüphe yok ki ben, sizi de yaratan Allahü teâlâya imân ettim İşte bunu benden duyun Gelin nasihatlerimi dinleyin!” Habîb-ün Neccâr bu sözleri söyleyince, bunu işiten putperest halk, hep birden üzerine hücûm edip, taşa tutarak onu şehid ettiler Habîb-ün Neccâr, şehid edilmek üzere iken de; “Yâ Rabbî! Kavmime hidayet ver” diyerek duâ ediyordu |
Habîb’Ün-Neccâr |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Habîb’Ün-Neccârİsa aleyhisselam havârîlerinden iki kişiyi, Allahü teâlânın emri ile Antakya’ya göndererek, orada yaşayan ve putlara tapan insanları, imâna davet etmeleri için vazife vermişti Bu emir üzerine Antakya’ya giden elçiler, halkı Allahü teâlâya imâna, tevhide, davet ettiler KRALIN SEVGİSİNİ KAZANIR Elçilerin bu davetleri, Antakya’yı idaresi altında bulunduran kral tarafından da duyuldu Kral, kendilerini imana davet eden elçileri hapsettirdi Bu hapsedilme hadisesinden sonra, İsa aleyhisselam, havârîlerinin reisi olan Şem’ûn’u da, Antakya’ya gönderdi Şem’ûn oraya varıp, kendini tanıtmadan ve dikkat çekmeden, kralın yakınlarıyla yavaş yavaş temas kurdu Onlarla samimi bir hava içinde görüşüp konuşmaya başladı Onlar da Şem’ûn’un kral ile temas kurmasını sağladılar Nihayet Şem’ûn, kralın muhabbetini kazandıktan sonra, maksadını açıkladı Bunun üzerine kral ve krala bağlı olanlardan bir cemâat imân ettiler Halka da tebliğde bulundular: “Gerçekten biz, size imânâ davet etmek için gönderilmiş elçileriz Allahü teâlâya imân ediniz” dediler Fakat halk onları yalanlayıp, imân etmediler Antakya halkı Hazreti İsa’nın elçilerini ret edince, elçiler dediler ki: “Biz, Rabbimizin emriyle, İsa aleyhisselamın, sizleri imâna davet etmek için gönderdiği elçileriz Bizim üzerimize düşen vazife apaçık bir tebliğdir” Antakya halkı ise elçilere; “Biz sizi sevmiyoruz Zira siz, bizim arzumuzun tersine birtakım şeyler teklif ediyorsunuz Bize böyle ‘imân ediniz’ demekten vazgeçin Eğer bu teklifinizden vazgeçmezseniz, sizi taşa tutarak öldürürüz Bizden size acıklı bir işkence de dokunur” dediler ÖLDÜRMEYE KARAR VERDİLER! Antakya ahalisi, kendilerini saâdete kavuşturmak isteyen elçiler ile inatçı bir mücâdeleye girdiler ve aslâ dinlemediler Neticede onları taşlayarak öldürmeye karar verdiler Bu kararlarını; daha önce elçilerle görüşüp imân eden ve onların hâmisi, koruyucusu olan Habîb’ün-Neccâr işitmişti Şehrin en uzak bir yerinde olan evinden çıkıp, koşarak, imân etmeyenlerin, elçiler ile mücâdele etmekte oldukları yere geldi Halka, böyle bir işten vazgeçip, onlara inanmalarını söyledi Habîb’ün-Neccâr’ın Antakya ahalisine nasihatini de yarın okuyalım inşallah |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|