08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kayyûm-İ Zaman Muhammed Sıbgatullah
Kayyûm-i Zaman Muhammed Sıbgatullah
Muhammed Sıbgatullah hazretleri, yüksek dedeleri İmâm-ı Rabbânî’nin sağlığında, (H ) senesinde Serhend şehrinde dünyâya geldi “Kayyûm-i Zaman” ismiyle meşhûrdur  Zâhirî ve bâtınî ilimlerdeki tahsîlini ve velîlik yolundaki derecelerini tamamlayarak yetiştikten sonra, kendisi de çok talebe yetiştirdi  Hâllerini çok gizlerdi Evliyâlık yolunda üstün makamlara, çok yüksek derecelere ulaşmış olduğu hâlde, bunları açığa çıkarmayı istemezdi
“BABAM BÖYLE OKURDU! ”
Bu mübarek zat, ömrünün sonlarına doğru Kur’ân-ı kerîmi çok yavaş sesle okurdu Kendisine çok bağlı talebelerinden biri;
“Böyle sessiz okumanızın hikmeti nedir efendim?” diye arz etti Bir müddet sustu ve sonra;
“Hazret-i Urvet-ül-Vüskâ (yâni babam) ömrünün sonuna doğru böyle okurdu” buyurdu  
O senelerde, Serhendliler ile kâfirler arasında bir harb olmuştu Kayyûm-i Zaman cihâda gitmek istedi ise de yaşı çok ilerlemiş olduğundan gelmemesini ricâ ettiler Ancak, mübarek, bir gece merak edip durumu öğrenmek için muhârebenin yapıldığı yere doğru gitmişti Bir ara ayakları kayıp yere düştü Hizmetçiler yetişip kendisini kaldırdıkları zaman vücûdunda kılıç yarasına benzer bir yara gördüler Anlaşıldı ki harb eden Müslümanlar arasına gitmiş ve orada yaralanmıştı Daha sonra, böyle mi olduğu kendisine suâl edilmiş, o ise ses çıkarmamıştı Yaptığı güzel ve faydalı bir işi hiç söylemezdi Kâfirlerin pek kalabalık oldukları bu harpte, Müslümanların imdâdına yetişmişti  
ONUN VEFÂTINDAN SONRA   
Kayyûm-i Zaman Muhammed Sıbgatullah hazretleri, bu yarayla altı ay yattı Acı ve ızdıraplar çekti Sonra şehîdlik mertebesi ile Allahü teâlâya kavuştu Bundan sonra şehirdeki cemiyet, hattâ dünyâdaki cemiyet bozuldu Yâni o öyle yüksek, öyle üstün idi ki, vefâtı ile meydana gelen boşluk, duyulan hüzün her tarafta anlaşılır, hissedilir oldu (H ) senesinde Rebî’ul-âhir ayının dokuzunda bir cumâ günü ikindi vaktinde vefât etti Vefâtında seksen dokuz yaşındaydı
Kayyûm-i Zaman hazretleri vefât ettiği gün ikindi namazını kılmış, namazdan sonra Resûlullah Efendimize yüz salevât-ı şerîfe okumuştu Bundan sonra rûhunu teslim etti  
|
|
|