08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kâdıl-Kudât İbn-İ Hârestânî
Kâdıl-kudât İbn-i Hârestânî
Asıl adı “Abdüssamed” olan İbn-i Hârestânî’nin babası, Hârestâ’dan Şam’a gelip, Bâb-ı Tûmâ’daki evine yerleşmiş ve Mescid-i Zeynebî’de imâmlık yapmıştı Şam’da, Irak’ta, İsfehan’da ve Horasan’da birçok âlimden ilim tahsil etti Bu âlimlerden birçoğu kendisine icâzet verdiler Şam’da Kâdı’l-kudât (Temyiz mahkemesi reîsi) olarak görev yaptı  “BEYT-ÜL-MALDA HAKKIM VAR!”
İbn-i Hârestânî, yüksek ilim sâhibi bir âlim ve adâletten ayrılmayan bir kadı (hâkim) idi Vefât edinceye kadar, câmide cemâatle namaz kılmayı hiç terk etmedi 614 (m 1217) senesi Zilhicce ayında Şam’da 95 yaşında vefât etti Cebel-i Kâsyûn’a defnedildi  
Bir kadın, Kâdı İbn-i Hârestânî’ye müracaat ederek, beyt-ül-mâlda bir hakkı bulunduğunu ve bu hakkını da isbât etmiş olduğunu bildirdi Hakkının, beyt-ül-mâldan alınıp kendisine teslim edilmesi için, Cemâleddîn-i Mısrî’yi vekîl tayin etmişti Kâdı, vekîl tarafından bu hakkın kadına hemen teslim edilmesini istedi Vekîl, vaktin darlığı sebebiyle özür beyân ederek; “Güneş batmak üzeredir Yarın ona teslim ederim” dedi Kâdı da dedi ki: “Belki bu gece ben ölürüm ve kadıncağızın hakkı da böylece zayi olur ” Zâten hanım, iddiasında, kendi hakkının daha önceki vekîlleri tarafından el konulup alındığını da ileri sürüyordu Bu hakkın, kadına âit olduğu mahkeme hükmü ile sabit olmuştu Kâdı, vekîle; kadının hakkının teslim edilmesini ve ayrıca hakkın zayi olması hâlinde, o kadın hakkında şâhidlik yapmasını vekîle emretti Vekîl, akşamın girmesi sebebiyle mühlet istedi Daha onlar medresede iken, kandiller yanmaya başlamıştı Kâdı dedi ki:
“BU GECE ÖLEBİLİRİM!”
“Ey Vekîl! Belki, ben bu gece ölebilirim Sen de sağ kalabilirsin Olabilir ki, sen de o kadının hakkına göz dikerek, hâkimin yanında ondan bir delîl isteyip, malın kendine âit olduğunu ileri sürebilirsin Hâlbuki bu hakkın delîli, benim yanımda sabit olmuştur ” Kadının hakkı alınıp, kendisine teslim edilinceye kadar işin üzerinde durdu Sanki kendisi, kadının vekîli idi Bu sırada kadı ayağa kalktı Seccadesini omuzuna alıp, âdeti üzere Maksûre-i Hızır’da namazını kılmak için câmiye doğru yürüdü Onun câmiye gelişi, akşam ezânına denk gelmişti Kâdı İbn-i Hârestânî namazını cemâatle kılıp evine geldi ve buyurduğu gibi o gece vefat etti
|
|
|