|  | Kelime (Sözcük) |  | 
|  08-02-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Kelime (Sözcük)KELİME (SÖZCÜK) elime (Sözcük)[/url] Cümlenin anlamlı en küçük birimlerine ya da tek başına anlamı olmadığı hâlde cümle içinde anlam kazanan anlatım birimlerine kelime denir  Kelime, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan dilin anlamlı en küçük parçasıdır  Kelimelerin belirli bir düzen içerisinde bir araya getirilmesiyle anlaşma sağlanır  KELİMEDE ANLAM Kelimeler de dil gibi canlı varlıklardır  Sahip oldukları anlamların dışında zamanla yeni anlamlar kazanabildikleri gibi bir anlamda birkaç kelime de kullanılabilir  Bu özellikler hem kelimenin kendisine ait olabilir, hem de diğer kelimelerle olan anlam ilişkisini gösterebilir  Burada kelimelerin anlam özelliklerinin yanı sıra kelimeler arasındaki anlam ilişkileri de karşımıza çıkmaktadır  Kelimeler tek başlarına anlamlı olabildikleri gibi cümlede veya söz içinde kullanılışlarına göre yeni anlamlar da kazanabilirler, aralarında anlamdaşlık sesteşlik gibi ilişkiler de barındırabilirler  Anlam bakımından kelimeler ve kelimeler arasındaki anlam ilişkileri şunlardır: A  ANLAM BAKIMINDAN KELİMELER Kelimelerin taşıdıkları anlamları maddeler hâlinde sıralayalım  1  GERÇEK ANLAM (TEMEL ANLAM) Kelimelerin taşıdıkları ilk ve genel anlama gerçek anlam denir  Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır  Kelimenin gerçek anlamı, herkesçe bilinen yaygın anlamıdır  Buna "temel anlam" da denir  Meselâ, “ağız” dendiğinde akla ilk gelen, organ adıdır  “göz” kelimesi de öyle  Soğuktan su boruları patlamış  Ayağında eski bir spor ayakkabı var  Biraz sonra toprak bir yola girdik  Kanadı kırık bir martı gördüm  Soğuk sudan boğazı şişmişti  Yataktan kalkarken başımı duvara çarptım  2  YAN ANLAM Temel anlamıyla bağlantılı olarak zamanla ortaya çıkan değişik anlamlara yan anlam denir  Sözcüğün gerçek anlamının dışında, ancak gerçek anlamıyla az çok yakınlık taşıyan yeni anlamlar kazanması yan anlamı oluşturur  Bir sözcüğün yan anlam kazanmasında genellikle yakıştırma ve benzerlik ilgisi etkili olmaktadır  Meselâ “göz” dendiğinde akla ilk gelen, kelimenin temel anlamı olan organ adıdır  Ama “iğnenin gözü”, “çantanın gözü”, masanın gözü” tamlamalarındaki anlamlar benzetme yoluyla kazandırılmış yeni anlamlardır  Bunlara da yan anlam denir  Meselâ, “düşmek” kelimesi “Meyveler tek tek yere düştü” cümlesinde temel anlamda; “Çocuğun pantolonu düşüyordu”, “Bu yılın ilk karı düştü” ve “Kavakların gölgesi yola düştü” cümlelerinde yan anlamdadır  Beşiktaş sırtlarına ağaç dikiyorlar  (arka taraf) Gülün tomurcukları sabahleyin patlamış  Uçağın kanadı havada parçalanmış  Başı kırık bir çiviyi sökmeye uğraşıyor  Bu dalda başarılı olabileceğimi sanıyorum  Köprünün ayağına bomba koymuşlar  Somutlaşma ve soyutlaşma: Dilimizde kelimeler sadece bir anlamda kullanılamaz  Yani bir kelime birden fazla yerde ve çok farklı anlamlarda kullanılabilir  Onun için somutlaşma ve soyutlaşma, dilimizdeki kelimeler için her zaman mümkündür  Somut anlamıyla “geçilen yer” demek olan “yol” kelimesi “yöntem, metot” anlamına gelerek soyutlaşmıştır  Yakıştırmaca: Kendi adı olmayan ya da adı olduğu hâlde bilinmeyen varlıklar çeşitli özellikleri nedeniyle uygun olan kelimelerle adlandırılır  Buna yakıştırmaca denir  Uçağın kanadı, masanın gözü, ayakkabının burnu v  b  3  MECAZ ANLAM Bir sözcüğün gerçek anlamından bütünüyle uzaklaşarak kazandığı yeni anlama mecaz anlam denir  Başka bir deyişle bir kelimenin, gerçek anlamı dışında, başka bir kelimenin yerine kullanılması sonucu ortaya çıkan anlamdır  Bu kullanımda anlatımı renklendirmek ve kuvvetlendirmek esastır  Mecaz anlamda iki kelime bir yönüyle benzerlik ilgisi kurularak birbirine benzetilmiştir  Bu konuyu bir daha açmayacağım  Derdim çoktur, hangisine yanayım  Doktora boş gözlerle bakıyordu  Bu şarkıya bayılıyorum  Tatlı sözlerle babasının gönlünü aldı  Yakında savaş patlayacak  Mecaz anlamlar, benzetme ve ilgi yollarıyla yapılır  Benzetme yoluyla yapılanlardan biri istiaredir  İstiare açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılır  Edebiyat dersinde söz sanatları arasında incelenir  Eğretileme ve deyim aktarması da denir  “Kurban olam, kurban olam Beşikte yatan kuzuya” (açık istiare) “Tekerlekler yollara bir şeyle anlatıyor  ” (kapalı istiare) İlgi yoluyla yapılanlara ad aktarması denir  Ad aktarmasında benzetme amacı olmaz  İç-dış, parça-bütün, neden-sonuç, sanatçı-yapıt, yer-insan, yer-olay gibi ilgiler vardır  Aşağıdaki cümleler ad aktarmasına örnektir  (ad aktarması ayrıca mecaz-ı mürsel adıyla söz sanatlarında da işlenir  ) Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl Saçını kestir demedim mi? Bereket yağıyor; çiftçinin yüzü gülecek  Ayağını çıkarmadan girebilirsin  Bu olaylara Ankara sessiz kalıyor  Orhan Veli’yi okur musun? 4  DEYİMLER Deyim, en az iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir  Kelimelerden biri veya her ikisi anlam kaybına uğrar  Bu sözlerle gönlümü almış mı oldun? Kendi düşüncelerinde ayak diriyordu  Korktuğu başına gelmiş, arabası bozulmuştu  Her gördüğüne dudak büküyordu  Senin yaptığın pire için yorgan yakmak  İki genç adam boğaz boğaza geldi  Olur olmaz konularla baş ağrıtmayı seversin  Bu şekilde anlatırsanız aklı yatar  Matematiği aklım almıyor   Öğrenciler, beni can kulağı ile dinliyordu  Hiçbir işte dikiş tutturamamıştı  Bizimkinin iyice çenesi düştü  Göze girmek için her şeyi yapıyor  İşin ağırlığın gözümüzü korkutmuştu  Bu soruya kafa yormanı istemiştim  Çocuk eli uzun biri, cüzdanımı almış  Burası çok ayak altı, şurada duralım  Deyimlerin özellikleri: a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir   b) Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz  Meselâ "yüzün ak olsun" yerine "yüzün beyaz olsun" denilemez, "ocağına incir ağacı dikmek" yerine "ocağına çam ağacı dikmek" denilemez, "ayıkla pirincin taşını" yerine "ayıkla bulgurun taşını" denilemez, "dilinin altındaki baklayı çıkar" yerine "dilinin altındaki şekeri çıkar" denilemez, "tüyleri diken diken ol-" yerine "kılları diken diken ol-" denemez  Ama istisnalar yok değildir: “baş başa vermek” ve “kafa kafaya vermek” gibi  Araya başka kelimeler girebilir: “Başını derde sokmak” Başını son günlerde hep derde soktu  c) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır  Az sözle çok şey anlatırlar: “Çam sakızı çoban armağanı”, “dili çözül-”, “dilinde tüy bit-”, “dilini yut-” d) Deyimler en az iki sözcükten oluşurlar  Bu özellik deyimi mecazdan ayırır  1  Ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar: ağzı açık, kulağı delik, eli uzun, kaşla göz arasında, bulanık suda balık avla-, dikiş tutturama-, can kulağı ile dinle-, köprüleri at-, pire için yorgan yak-, pişmiş aşa su kat-, kafayı ye-, aklı alma-, akıntıya kürek çek-, ağzı kulaklarına var-, bel bağla-, çenesi düş-, göze gir-, dara düş-, 2  Ya da cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara yada öykücüklere dayanır  Yorgan gitti, kavga bitti  Dostlar alışverişte görsün, Atı alan Üsküdar'ı geçti, Tut kelin perçeminden, Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı, Kızım sana söylüyorum, gelinim sen alın  Ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var?, Ne şiş yansın ne kebap  e) Deyimler özel anlamlı sözlerdir  Deyimler genel yargı bildirmezler  Deyimler bir kavramı belirtmek için bulunmuş sözlerdir  Öğütte bulunmazlar  Atasözleri ise genel anlamlı sözlerdir  Ders vermek, öğütte bulunmak için ortaya konulmuşlardır  Deyimle atasözünü ayıran en önemli nitelik budur  Meselâ: "İşleyen demir ışıldar" atasözüdür  Çalışmanın önemini anlatmaktadır  Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir  f) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır  Çantada keklik, ağzı açık, kulağı delik, abayı yakmak, devede kulak, hapı yutmak, fol yok yumurta yok, hem nalına hem mıhına, ne şiş yansın ne kebap, ben diyorum hadımım, o soruyor kaç çocuğun var? Bazı deyimler ise anlamlarından çıkmamışlardır: Çoğu gitti azı kaldı, ismi var cismi yok, adet yerini bulsun, Allah bana ben de sana, yükte hafif pahada ağır, özrü kabahatinden büyük, dosta düşmana karşı, iyi gün dostu, canı sağ olsun   g) Deyimler cümlenin öğesi olabilir, cümlede başka görevler de alabilir: Üzüntüsünden ağzını bıçak açmıyordu  (Yüklem) Damarıma basmadan konuşamaz mısın? (Zarf tümleci) Aslan payı ona düştü  (Özne, isim tamlaması) O, dik kafalı biridir  (sıfat tamlaması, sıfat) h) Kafiyeli deyimler de vardır: Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı 5  TERİM ANLAM Bir bilim, sanat ya da meslek dalıyla ilgili bir kavramı karşılayan kelimelere terim denir  Terimlerin anlamları dar ve sınırlıdır  Örnek: "Ekvator" kelimesi tek bir anlama gelir ve tek bir nesneyi karşılar  Örnek: kök, mısra, muson  “yüklem, özne, kök, zarf”, dil bilgisi terimleri; “üçgen, daire, çap”, kelimeleri de geometri terimleridir  Terimler halkın söz varlığında yer almaz, ama halk ağzında kullanılıp da sonradan terim özelliği kazanmış kelimeler vardır  Örnek: "Budala" kelimesi halkın söz varlığında aptal, anlayışsız, sersem anlamlarıyla kullanılır, fakat bu kelime psikolojide belli bir zeka seviyesine sahip anlamında kullanıldığında terimdir  Terimler, genellikle gerçek anlamıyla kullanılan sözlerdir  Terimlerin, mecaz anlamı, yan anlamı, deyim anlamı yoktur  Boğaz’ı geçip Karadeniz’e ulaştık  Ayağı olmayan göllerde tuz oranı yüksek olur  Ağacın kökleri çok derinde  Üçgenin iç açıları toplamı 180’dir  6  ARGO ANLAM Sadece belli bir topluluk ya da meslek tarafından kullanılan özel sözcüklerden oluşan dile argo denir  Argo, dil içinde bir dil gibidir  Külhanbeylerinin anlaşma vasıtası da denebilir  Küfürle karıştırılmamalıdır  Argonun varlık sebebi kolay ve çekici anlatımı yakalama isteğidir  Şekil ev anlamda ölçüsüzlük ve mübalâğa esastır  Bağımsız ve sorumsuz yaşayışın dilidir de denebilir  Dışa dönüklük, boşalma, rahatlama argoda sınırsızdır  Her şeye küfür kelimeleri kullanmadan küfredilir  “Canına yandığımın dünyası” gibi aklına tükürmek: birinin düşüncesini beğenmemek mektep çocuğu: acemi, toy zokayı yutmak: aldatılıp zarara sokulmak yutmak: iyice eksiksiz olarak öğrenmek arakçı: hırsız bal kabağı: aptal, beyinsiz çakmak: sınıfta kalmak 7  SOYUT ANLAM Beş duyu organından biriyle algılanamayan, maddesi olmayan, varlıkları inançla ve his ile bilinen kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere soyut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği anlam özelliklerine de soyut anlam denir  Hayal, rüya, düşünce, menfaat, sevgi, korku, güzellik    8  SOMUT ANLAM Beş duyu organında biriyle algılanabilen, maddesi olan kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere somut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği anlam özelliklerine de somut anlam denir  Ağaç, taş, ev, mavi, soğuk, su, masa, yol, yürümek, koşmak    Soyut anlamlı kelimeler mecazlı kullanılarak somuta aktarılabilir  “Yazınızda kuru bir anlatım görüyorum  ” “Adam yıldızlara basa basa yürüyordu  ” | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |