Toprak Ve İnsan

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Toprak Ve İnsan




Toprak ve Insan

RAHMAN VE RAHIM OLAN ALLAH'IN ADIYLA
Cenabi Hak En'am Suresi’ nin 2Ayetinde söyle buyuruyor:
"Sizi bir çamurdan yaratan, sonra ölüm zamanini takdir eden ancak O’dur"

Ve yine Allah-u Azimüsan Abase Suresi’nin 24-25-26-27-28-29-30-31 ve 32 Ayet-i Celileleri’ nde söyle buyuruyor;

Insan yedigine bir baksin! Söyle ki; Yagmurlar yagdirdik, sonra topragi göz göz yedirdik oradan ekinler, üzüm baglari, sebzeler, zeytin ve hurma agaçlari, iri sik agaçli bahçeler, meyveler ve çayirlar bitirdik Bütün bunlar sizi ve hayvanlarinizi yararlandirmak, faydalandirmak içindir Bu Ayet-i Kerimeler’in isiginda, Toprak ve Insani, özlestirmeye gayret edecegiz

Insanin ilk maddesi ve mayasi toprak; avdet ve intikal edecegi yer yine topraktir Topraksiz insan anasiz evlat gibidir Baska bir ifade ile topraksiz insanlar ve milletler sahili olmayan bir denizde yüzen ve bir yere tutunamayan sahipsiz bir sandal gibidir Onun için vatan ve millet kavramlari çok önemlidir

Vatansiz millet, milletsiz vatan düsünülemez Bundan dolayidir ki "Hubbul Vatani Minel Iman" buyurulmustur Yani vatanini sevmek imandandir Bazi kimseler bu ibarenin Hadis olmadigini iddia etmektedir Hadis olmasa bile alinmasi gereken gerçek paylari vardir Bir millet veya insan; dogup büyüdügü topragindan, suyundan yiyip içtigi faydalandigi, evbark apartman camii ve mescit yapip ibadet ettigi ve barindigi tarla, bag bahçe edindigi yurdunu sevmesi, müdafaa ve muhafaza etmesi gayet normal ve tabidir
Vatani olmayan nerede barinacagi ve nerede ikamet edecegi belli olmayan bir kimse ve bir toplum; geregi gibi dinini de icra edemez Ibadetlerini yapamaz veya yapmakta güçlük çeker Hiçbir zaman huzur içinde degildir Tarih boyunca savaslar, göçler, kavga ve münakasalar hep vatan, din, mukaddesat, namus, can ve mal ugruna yapilmistir

Islam'dan önceki devreleri ve o dönemdeki ümmet ve milletlerin ve hatta Peygamberlerin yasadiklari hadiseleri gerçek, Islam tarihinde büyük bir bölüm ve sahne teskil eden MekkeMedine devri ve Hicret hadiseleri hep mal, mülk, makam, vatan ve din ugruna olusmustur Mekke devrinde Müslümanlarca, toplu olarak kilinmasi gereken Cuma ve Bayram namazlari hükmen emrolundugu halde, huzur ve emniyet olmadigindan fiilen ifa edilmemekteydi Ancak Medine-i Münevvere’ye Hicret ettikten sonra bu namazlar kilinabildi Mekke devrinde kafir ve müsrikler Müslümanlara huzur vermiyorlardi Hicretten sonra Mekke'nin fethine kadar Peygamberimiz de dahil olmak üzere Müslümanlar Mekke'ye gelip Hac vazifelerini huzur ve emniyetle ifa edemiyorlardi Yani; Vatan, can, mal ve namus emniyeti olmadan huzur ve sükun olmaz Huzur ve sükun olmayinca da bütün dini faaliyetler huzur içinde tam olarak ifa ve icra edilemez Onun için vatan ve toprak bizim en güzel ve en iyi dostumuzdur Ölümüze de dirimize de sahip çikan, sarilip kucaklayan, bagrina basan bir ana gibidir toprak

Asik Veysel diye bilinen Zat’in su sözleri de vatanin ve topragin dostlugunu çok güzel vurgulamaktadir "Dost dost diye nicesine sarildim benim sadik yarim kara topraktir"

Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mekke'den ayrilacagi zaman, Kabe'ye sarilip aglayarak; Ey Kabe, seni ve dogup büyüdügüm bu vatanimi çok seviyorum, lakin ne var ki senin yaramaz evlatlarin (yaramaz insanlarin) beni rahat birakmiyorlar, diyerek firak ve hasret duygularini ifade etmistir Toprak ve insan kavraminin bize hatirlattigi bir çok cihetleri vardir Zira sehirler, kasabalar, beldeler, köyler, binalar, mabetler, meskenler, hep toprak üzerinde kurulmaktadir Ambarlarimizi ve karinlarimizi dolduran ve doyuran topraktir Bizlere; Allah (Celle Celalühu)'in emri ve iradesiyle ekmek veren, su veren topraktir Eger toprak olmasa yagan yagmur ve kar sulari olmaz, kuyular pinarlar kururdu

Eger toprak sulari tutmazsa, agaçlar, ormanlar, yasamaz Insanlarin ve hayvanlarin yiyecegi tohumlar ve bitkiler yetismez Yagmur ve yeralti sularini saklayan toprak oldugu gibi, Kur'an'i Kerim’de Müteaddit Ayet-i Kerimelerde beyan buyurdugu vechile toprak, yani Arz, altimiza serilmis bir dösek, gök de üzerimizde bir kubbe veya tavan gibidir

Toprak bize her türlü güzellikleri ikram eden; Güller, Sümbüller, laleler ve sayilamayacak kadar rengarenk çiçekler, çesit çesit meyveler sunan ve her türlü eza ve cefamiza mülevvesatimiza katilan çok cömert, oldugu kadar da merhametli olan toprak, yine sonunda dostlugunu göstererek sefkatli ve merhametli bir ana gibi ruhsuz cesedimizi kucaklar Irki, cinsi, Dini ve Milliyeti ne olursa olsun hos geldin dercesine kollarini açip bagrina basar ve kimseden nefret etmez Bu yerin adi mezar ya da kabirdir Mezar ya da kabir dünya hayatinda, topraktan maldan paradan gözü doymayan ve her tarafi kucaklamak isteyen ve hak hukuk tanimayan insanlara; Iste benden alacagin yer, pay, bu kadardir, kendi boyun kadardir Der Ve kendi boyu kadar bir çukura uzatilir

Topragin insanlara verdigi hizmet bu kadarla kalmaz Evlerimiz duvar ve sivalari, çatilarimizi örten kiremitler, mabet ve meskenlerimizi ördügümüz tuglalar, camii ve mescitlerimizi süsleyen çiniler, evlerimizi ve mutfaklarimizi tezyin eden rengarenk seramik çanaklar tabaklar, çömlekler, vazolar ve saksilar topragin insanlara sundugu hizmet ve nimetlerdir

Hülasa; Toprak, HzAdem (Aleyhisselam)'den bu yana yüzbinlerce Embiya ve Evliyayi, yine yüzbinlerce Sühedayi ve milyonlarca insanlari bagrinda saklayan ve kiyamete kadar saklayacak olan, bol merhametli bir anadir Iste toprak ve insan alakasi Sunu ifade beyan edeyim ki, insanin bedeni topraktan, ruhu Allah (Celle Celalühu)'tan dir Onun için beden dünyaya, ruh da uhraya bakar Her nesne ilk var oldugu asil madde ve meya tarafina meyyalidir

"Ey yolcu bastigin yerleri toprak diyerek geçme, tani!
Unutma altinda binlerce kefensiz yatani!"
Bu nimetlerin kiymetini bilene ne mutlu!

AKIL,İMAN,İLİM,VE AMEL,

Hamdele ve Saleveden sonra, Rahman ve Rahim olan Allah (Celle Celalühu)'in Adiyla Sevgili okurlarim;

Bu yazimiza baslikta gördügümüz dört madde üzerinde duracagiz Bu dört maddenin bir biri ile olan alakalarindan bahsedecegiz Fazla uzun yazmadan, sizleri yormadan konumuzu anlasilabilir bir ifade ile islemeye ve açiklamaya çalisacagim

Gayemiz insanlara, akil ve izah sahiplerine faydali olmak, bir seyler ögretmektir Ilim agacinin meyvelerinden baskalarina da sunmak, ve fani varliginda mevcut bilgileri baskalari ile paylasmaktir Yardim ve hidayet Allah (Celle Celalühu)' dandir

Akil, Iman-Haya ve Amel, maddi ve manevi cihetlerden bir birleri ile çok yakindan alakalidir Evvela sunu bilmelidir ki, akil olmadan ne iman, ne haya, ne de amel olmaz Çünkü bunlari yöneten ve yönlendiren akildir Tipki, kaptani olmayan bir gemi veya soförü olmayan bir araba yürümedigi gibi iman, amel ve haya unsurlarinin hayata ve faaliyete geçirilmesi mümkün degildir Çünkü akil denilen bu çok kiymetli nimet tipki bir geminin kaptani veya bir trenin makinisti gibi insan hayatini idareli bir biçimde sevk ve idare eden, ruh ve mahiyeti meçhul ilahi bir nimettir Ve insan idare ve iradesinin kaptanidir

Sahih rivayetlere göre; Allah (Celle Celalühu) Teala HzAdem (Aleyhissellam)'e Cebrail (Aleyhissellam)'i akil, iman ve haya ile gönderdi Ve bunlardan hangisini istersen tercih et; Buyurdu

HzAdem (Aleyissellam) bakti ve akli tercih etti Bunun üzerine, Cebrail (Aleyhissellam) haya ile iman, artik siz gidin burada isiniz kalmadi Zira akil tercih etti dedi

Bu sefer Iman Haya’ya sen git çünkü Allah (Celle Celalühu) bana akil nerede ise orada olmami emretti, dedi Bu defa haya söz alarak, Allah (Celle Celalühu) bana da iman nerede ise orada olmami emretti Onun için gidemem Dedi Bunun üzerine hepsi birden; yani Akil, Iman, ve Haya HzAdem (Aleyhissellam)'de cem oldu Bu sebepten Hadis-i Serifte;

"El Haya-ü Minel Iman" buyrulmustur (Haya imandandir) Çünkü haya ile iman bir birleri ile baglantilidir Iman olmayinca haya olmaz Ve yine bir kimsede akil olsa bile, iman yoksa haya ve amel de yoktur

Haya ve amel imandan dogar Iman bir çekirdek ve tohum gibidir Tohum ve çekirdek olmadan mahsul elde edilmez (Seriatül-Islam Arapça Metin, S, 32 Ilim bahsi)

Burada bahsettigimiz amelden maksat, imanin geregi olan ameldir Inancimizi hayata geçirmektedir O halde iman ameli gerektirir Bir insan inandigi bir seyi yasamadikça kamil bir mümin sayilmaz Zira inandigi halde yapmamak büyük bir eksikliktir Amelsiz iman köksüz bir agaç gibidir Hafif firtinada yikilmaya mahkumdur Ve yine imanla amel bir birini tamamlayan iki unsurdur Bir birini mütemmimi ve mülazimidir Imansiz amel tamamen faydasiz ve batil oldugu gibi amelsiz imanda zayiftir ve meyvesiz agaç gibidir

Yukaridan beri bahsettigimiz amelden murat, ameli sahihtir ki, ihlas, ibadet, ahlak, muamelat, hak ve hukuk konularidir Bu mevzunun içine ilim maddesini de katarak konumuzu tamamlamaya çalisalim Yukarida zikrettigimiz dört madde birbirleri ile alakali oldugu gibi, ilimle amel, yani ilim ile amel olma hususu da oldukça mühimdir Ilmi kötüye kullanmak ne kadar zararli ve fena ise ilim ile amel etmemekte o kadar kötü ve zararlidir Amelsiz ilim, ömrünü ve Ilmi'ni ziyan etmekten ibarettir Bu sebeplerdendir ki, amelsiz ilim oksuz yay, mermisiz silah, meyvesiz agaç, yagmur yagdirmayan bulut, görmeyen göz, mahsul vermeyen bahçe ve ziynet bulunmayan bos bir kutu gibidir Denilmistir Bu misalleri çogaltmak mümkündür Bana göre de amelsiz ilim, veya ilim ile kamil olmayan kimse ruhsuz ceset gibidir

Bu nedenledir ki, Resul-u Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz; faydasiz ilimden sana siginirim yarabbi, diye dua etmistir
Cenab-i Hak, cümlemizi ve bütün Ümmet-i Muhammedi hayasizliktan, amelsiz imandan, faydasiz ilim ve faydasiz islerden muhafaza buyursun

AMİN




Alıntı Yaparak Cevapla

Toprak Ve İnsan

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Toprak Ve İnsan










Insanin ilk maddesi ve mayasi toprak; avdet ve intikal edecegi yer yine topraktir Topraksiz insan anasiz evlat gibidir Baska bir ifade ile topraksiz insanlar ve milletler sahili olmayan bir denizde yüzen ve bir yere tutunamayan sahipsiz bir sandal gibidir Onun için vatan ve millet kavramlari çok önemlidir

Vatansiz millet, milletsiz vatan düsünülemez Bundan dolayidir ki "Hubbul Vatani Minel Iman" buyurulmustur Yani vatanini sevmek imandandir Bazi kimseler bu ibarenin Hadis olmadigini iddia etmektedir Hadis olmasa bile alinmasi gereken gerçek paylari vardir Bir millet veya insan; dogup büyüdügü topragindan, suyundan yiyip içtigi faydalandigi, evbark apartman camii ve mescit yapip ibadet ettigi ve barindigi tarla, bag bahçe edindigi yurdunu sevmesi, müdafaa ve muhafaza etmesi gayet normal ve tabidir
Vatani olmayan nerede barinacagi ve nerede ikamet edecegi belli olmayan bir kimse ve bir toplum; geregi gibi dinini de icra edemez Ibadetlerini yapamaz veya yapmakta güçlük çeker Hiçbir zaman huzur içinde degildir Tarih boyunca savaslar, göçler, kavga ve münakasalar hep vatan, din, mukaddesat, namus, can ve mal ugruna yapilmistir






Tevafuk bu yazı çıktı karşıma

Toplum olmak,vatan sahibi olmak hiç bir millete kolay olmamıştır bunun değerini iyi bilmek lazımVarsada aksaklıklar düşman olarak değil hizmetle iyileştirmek ve o aksaklıkları düzeltmek adına çaba harcamak lazım
Emek verilen herşey zamanla sevilirEmek verilmez isede en ufak sorunlar karşısında düşmanlık duygusunun gelişmesi tabiidirDüşman olanda sadece kendisine düşman olmuşturBu negatif tohumu barındıra barındıra kalp kararır ve geriside malumunuz
Cenab-ı Mevlamız düşmanlarımı sevmeyin diyerek düşmanlık yapın demiyor,düşmanlık hissedin demiyor kalplerinize sevgilerini yerleştirmeyin diyorSize saldırmasalarda saldırın demiyor,saldırırlarsa kendinizi koruyun diyor

Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim" Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdirFakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir Allah, kulları hakkıyla görendir(Al-i İmran Suresi, 20)
HzMuhammed (sav)'in peygamberliği süresince adil tutumuna örnek teşkil eden birçok olay yaşanmıştır
Peygamberimiz (sav)'in yaşadığı coğrafyada çok çeşitli din, dil, ırk ve kabileden insan birarada yaşıyordu
Bu toplulukların birarada huzur ve güven içinde yaşamaları, aralarına nifak sokmaya çalışanların etkisiz bırakılmaları çok zordu
En küçük bir sözden veya tavırdan hemen bir grup diğerine karşı öfkelenip saldırabiliyordu
Ancak Peygamberimiz (sav)'in adaleti, Müslümanlar için olduğu kadar bu topluluklar için de bir huzur ve güvence kaynağı olmuştur

Asr-ı Saadet döneminde Arabistan Yarımadasında Hıristiyan, Musevi, putperest, ayırt etmeksizin herkese adil davranılmıştır
Peygamberimiz (sav) Allah'ın "Dinde zorlama (ve baskı) yoktur…" (Bakara Suresi, 256) ayetine uyarak, herkese hak dini anlatmış ancak seçimlerini yapmak konusunda serbest bırakmıştır


Allah, Peygamberimiz (sav)'e bir başka ayetinde de, farklı dinlerden insanlara karşı nasıl bir adalet ve uzlaşma içinde olması gerektiğini şöyle bildirmiştir:

Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur
Onların heva (istek ve tutku)larına uyma
Ve de ki: Allah'ın indirdiği her kitaba inandım
Aranızda adaletli davranmakla emrolundum
Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir
Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir
Bizimle aranızda 'deliller getirerek tartışma (ya, huccete gerek)' yoktur
Allah bizi biraraya getirip-toplayacaktır
Dönüş O'nadır
" (Şura Suresi, 15)

Peygamberimiz (sav)'in Kuran ahlakına uyarak gösterdiği bu güzel tavrı, bugün farklı dinlerden insanların birbirlerine karşı tutumları konusunda örnek olmalıdır

Peygamberimiz (sav)'in adaleti, farklı ırklardan insanlar arasında da uzlaşma sağlamıştır
Peygamberimiz (sav) birçok konuşmasında, hatta Veda Hutbesinde de ırklara göre bir üstünlük olamayacağını, Allah'ın ayetinde haber verdiği gibi "üstünlüğün takvaya göre olacağını" bildirmiştir
Ayette şöyle buyrulmaktadır:
Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık
Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır
Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır
(Hucurat Suresi, 13)



düşman olmaktansa önce inşaallah takvamızı tartmamız ve eksiğimizi tamamlamamız lazım


Eline sağlık Enenisa kardeşimMevlam razı olsun senden


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.