Kişilik'te Temel Eğilimler

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kişilik'te Temel Eğilimler




KİŞİLİK'TE TEMEL EĞİLİMLER

A) ÜSTÜNLÜK
Aşağılık duygusu evrensel bir mâhiyet arzeder İnsan, hayatının her çağ ve yaşında, çocukluğunda, gençliğinde, yetişkinliğinde doğal bir aşağılık duygusu hisseder Bu eğilim yapısına sahip bir varlık olarak dünyaya gelir, yetersizlik duygusu ile var olur Yetersizliğinin bilincine varmaya başladığı ilk andan itibaren varlığını sürdürebilme amacıyla korunma, güçlü görünme ihtiyacı hisseder Kendisini eksik gören, aşağı bulan insan, değer, kazanmak ister Aşağılık duygusu değerlenmek arzusunu doğurur Adler, bu durumu "eksiklikten kurtulma çabası ya da üstünlük arzusu" olarak adlandırmıştır
Eksiklik kaygısı, küçüklük duygusu insanı rahatsız eder, mutsuz kılar Bu, can sıkıcı bir durum olmakla birlikte, aynı zamanda olumlu bir eğilimdir Davranışları motive eden bir güç olarak bireyin eyleme geçmesini sağlar Birey diğerlerinden baskın olmak, üstünlük geliştirmek için çabalar
Önemsizlik, değersizlik, eksiklik, yetersizlik duygusundan kurtulup üstünlük elde etme arzusu, sosyal yapı içerisinde itibar (prestij), saygınlık isteği, statü kazanma meyli, iktidar ve çevresinde hâkimiyet kurma eğilimi şeklinde yansıma gösterir Herkes toplumda değerli bir yer sahibi, üstün bir kişi olarak itibar görmek ister
Aşağılık duygusuna karşı, üstünlüğe ulaşma çabası olarak ifâdesini bulan öğreti, "bireylerin eşitsizliği görüşünden kaynaklanmıştır" Dünya üzerinde tam anlamıyla kusursuz, eksiksiz, her yönden doyum sağlamış bir insan olamayacağına göre, aşağılık duygusu türlü şekil ve kalıpta, az veya çok her insanda mevcut olacaktır
Yüce Allah, herkesi aynı yaratmamıştır Bir eşitsizlik sözkonusudur Bedensel ve psikolojik donanım bakımından, mal ve zenginlik açısından bireylerin eşitsizliği realitesi vardır "Allah'ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri hasretle arzu etmeyin" , âyetinde müfes-sirler, kişi; falanca adamın sahip olduğu mal keşke benim olsaydı diyerek özlem ve dilekte bulunmasın , çünkü bu, hased ve düşmanlığa nefret duymaya , sebep olur yorumunu yapmışlardır Yani insanın geliştirmiş olduğu bu tutumun, takınmış olduğu bu tavrın doğuracağı hased, nefret, düşmanlık gibi sonuçlarından bahsetmişlerdir Oysa âyette bazı insanlara üstünlük verildiği, bazılarına verilmediği; üstünlük verilmeyenlerin üstünlük verilenlere karşı hissettikleri ya da hissedebilecekleri bir eğilime işaret ediliyor
Yani insanda aşağılık, yetersizlik, eksiklik duygusunun uyanışı ve üstünlüğe ulaşarak bunu telâfi etme çabası vurgulanıyor Bu eğilimin normal sınırları çerçevesinde kontrol altına alınması öğütleniyor Aksi takdirde istenmeyen sonuçlar başgösterecektir İşte müfessirler daha çok bu sonuçlar üzerinde durmuşlardır

Alıntı Yaparak Cevapla

Kişilik'te Temel Eğilimler

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kişilik'te Temel Eğilimler




B) SALGIRGANLIK

Saldırganlık, genel hatlarıyla, bir başkasına fiziksel ya da sözlü olarak zarar verme ya da bir başkasının sahip olduğu mülkü tahrip etme amacıyla yapılan davranış şeklinde tanımlanır Bazı psikologlar, saldırganlık eğilimini düşmanca saldırganlık ve araçsal saldırganlık şeklinde iki kategoride değerlendirirler İnsanda var olan ve yıkma, yok etme, bozma isteğinden başka hiçbir gayesi olmayan, tek niyeti zarar vermek, saldırıya uğrayan kişiye acı çektirmek türünden saldırganlık düşmanca özellik taşır Nefs-i müdâfa uğruna dövüşmek, malına zarar vermek isteyene saldırmak ya da gücünü kudretini göstermek için dövüşmek araçsal saldırganlık türüne örnek verilebilir Doğrusu, bu iki tür saldırganlık arasında tam bir ayırım yapmak güçtür
Saldırganlık engellenme duygusuna gösterilen tipik bir tepkidir Toplumların, insanı kendini gerçekleştirmekten alıkoyması saldırgan davranışa yol açar Saldırganlık tavrının, gelişme, başarı, üstünlük ihtiyacının doyurulamaması sonucunda meydana gelen eksiklik duygusuyla yakından ilgili olduğu söylenir Fakat toplumun değer yargılarına göre baskıya uğrar veya teşvik görür
Bazı psikologlar saldırganlığın doğuştan getirilmiş bir tutum olduğunu ileri sürer Fakat, sosyal öğrenme kuramı, saldırganlığın öğrenilmiş bir tepki olduğunu savunur Konuya, uzlaşmacı bir şekilde yaklaşanlar, insanlarda saldırganlığın yalnız doğuştan gelen faktörlere indirgenemiyeceğini, öğrenmenin saldırganlık davranışı üzerinde önemli bir etkisi olduğunu ifade ederler Fakat kaynağı ne olursa olsun, saldırganlık, kişiliğin gelişmesi, sürdürülmesi, toplumsal uyumun sağlanması açısından önemli, hatta yerine göre gerekli bir eğilimdir
Saldırganlık eğiliminin her insanın yapısında doğuştan kodlanmış olduğu Kur'an'da açıkça ifade edilir: "Hatırla ki: Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" dedi Onlar, "Bizler hamdinle sana teşbih, seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?" dediler" Melekler, Adem'in yaratılışını, insanın terkibinde bulunan şehvetten fesadın, gazaptan da kan dökmenin çıktığını biliyorlardı Yüce Allah, bu gibi hallerin âdemoğlunun yapısına sahip her yaratıktan zuhur edeceğini haber vermektedir
İlâhî, toplumsal ya da vicdanî herhangi bir değerler manzumesi tarafından denetlenmeyen, herhangi bir otoritenin sesine kulak vermeyen saldırganlık eğilimi, gelişigüzel bir şekilde, kontrol edilmez, başına buyruk, her ne şekilde olursa olsun doyum arayan bir motiv halini alır "Nefsi, onu kardeşini öldürmeye çağırdı, o da nefsine uyarak onu öldürdü" âyetinde "nefis" kardeşini öldürmeyi ona hoş göstererek teşvik ve tahrik etmiş, bunu endişesiz yapılabilecek, önünde hiç bir engel bulunmayan arzularına uygun, önemsiz bir iş gibi göstermiştir Bu işte onun önünü açıp ona bunu kolaylaştırmıştır
Saldırganlık, ister fiilî ister sözlü olsun ya araçsal ya da düşmanca saldırganlık türünden olsun, öfke, kızgınlık, nefret gibi coşkusal, heyecansal yansımaları bulunan, her insan benliğinin ayrılmaz bir parçasıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Kişilik'te Temel Eğilimler

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kişilik'te Temel Eğilimler




C) GÜVEN

İnsanda meydana gelen sükunet, iç huzuru güvenlik ifade eder Yani sükûnet güvenlik ihtiyacının karşılanmış olmasının bir eseridir Kendisine güvenen, içinde yaşadığı ortamdan korkmayan, ürkmeyen, her türlü tehlikeden uzak olduğuna inanabilen bir insan kolay kolay telâşlanmaz Ufak tefek işlerden müteessir olmaz Üzücü olaylar karşısında soğukkanlılığım kaybetmez, Bir başka deyişle korku, kaygı, telaş gibi duygu ve heyecanlar güvenlik eğilimine eşlik eder Güvenliğin tehlikeye düştüğü anda bu gibi heyecanlar belirir, güvenlik sağlandığında ise, kaybolurlar Sevgi, sevinç gibi duygular da güven içinde olmanın bir eseridir, sevgi de güvenin Sevgi olmayınca, insanlar arası ilişki olumlu, sağlıklı ve sürekli olmaz, güven duyulmaz Bir insanın güvenliği gerçek ya da imgesel bir tehditle karşılaştığında hissedilen hallerden birisi de anksiyetedir Tehlikenin önemine göre anksiyetenin yoğunluğu değişir
Güvenlik ihtiyacı, hem sosyal, hem de ekonomik güvenlik şeklinde kendini gösterir Her iki güvenlik türüne, canlı kalmak, sağlıklı yaşamak, gelişmek gibi güdüler kaynaklık eder Sosyal güvenlik, başkaları tarafından sevilmek, beğenilmek isteği şeklinde ortaya çıkar Ekonomik güvenlik, çok para kazanmak, iyi bir gelire sahip olmak arzusu olarak tanımlanır
Erikson, kişilik oluşumuna getirdiği değerlendirmesinde temel güven, temel güvensizlik duygusunu birinci aşamada ele alır Bunu daha başlangıçta anne-çocuk ilişkisine dayandırır Annelerin çocuklara güvenlik duygusunu aşıladığını belirtir
"O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya yatırıyordu" âyetinde, zorluk ve sıkıntı anında müminlerin kalbinin güven ve huzurla doldurulduğu ifade ediliyor Emniyet içinde olmak insana iç huzuru sağlar, korku içinde bulunmak ise, rahatsızlık ve endişe doğurur Buna işaretle Yüce "Allah, güven ve huzur içinde olan bir şehri misal verir"
"Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi" âyetinde de kader ve üzüntü içinde olan müminlere iç huzuru ve güven duygusu aşılandığı vurgulanıyor Savaş sırasında inkarcılar, inananları öldürmeye devam ederlerken, Yüce Allah, değerli arkadaşlarının öldürüldüklerini görmesinler, böylece de kalplerindeki korku ve çekingenlik artmasın diye, sağ kalan müslümanlara bir uyku vermiştir
"Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi kendilerini de yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vadetti" Yüce Allah, vadini gerçekleştirinceye kadar Peygamberimiz (sav) ve müminler on yıl boyunca Mekke'de korku altında yaşıyorlardı
İçinde yaşamış oldukları ortam kendilerine sürekli güvensizlik telkin ettiği için bu durum, korku ve endişe şeklinde tezahür ediyordu Eğer ortam güvenli olursa, insanlar da kendilerini güven içinde hissederler
Nitekim, "Biz, Beyt'i (Kabe'yi) insanlara toplantı ve güven yeri kıldık" âyetinde belirtildiği gibi, Yüce Allah Arapların kalbine Beyt-i haram'a karşı saygılı olma duygusu yerleştirdiği için oraya sığınan kimse güven içerisinde olur
Kişinin içinde yaşadığı şartlar, ortam ve zaman ya da imgesel yaklaşımları güven ve güvensizlik şeklindeki eğilimlerden birinin ortaya çıkmasına neden olur Güvensizlik ortamı sürekli korku, kaygı, endişe, keder, üzüntü, anksiyete gibi heyecanlara neden olurken, güvenin sağlanmasıyla bu heyecanlar yerlerini sevgi ve sevince bırakırlar

Alıntı Yaparak Cevapla

Kişilik'te Temel Eğilimler

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kişilik'te Temel Eğilimler




D) SÂHİBOLMA

Kimse aya, güneşe, havaya sahip çıkma duygusuna kapılmaz Fakat menkul ve gayr-ı menkul şeklinde mülk sahibi olmak hiçbir insanın kayıtsız kalamayacağı bir eğilimdir Bedenini koruma, neslini devam ettirme, giyim ve barınak ihtiyacını karşılama gibi dürtüler sahibolma eğilimini teşvik ettiği gibi, "değer eksikliği, aşağılık duygusunun etkilerinden uzaklaşma," güç ve hâkimiyetini is-bat etme isteği de sahibolma eğilimine eşlik eder İnsan, salt sahibolma ve bundan haz alma tutkusu da geliştirebilir "Mal edinme birçok içgüdü listesine girmiştir"
İnsan, malı sevme, onu elde etmek için uğraşma hususunda, alabildiğine güçlü ve kuvvetli arzu duyar Onu kazanmak, eline geçirip toplamak konusunda güçlü bir eğilim gösterir Mala duyduğu sevgiden dolayı çok cimri ve haristir "Doğrusu o, malı çok sever" âyetinde geçen "hayr" kelimesi mal ve servet için kullanılır Maddi varlığı koruma, güç, iktidar ve prestij sağlama arzularının eşlik ettiği sahibolma eğilimi, doğasının bir gereği olarak her insanda mevcuttur

Alıntı Yaparak Cevapla

Kişilik'te Temel Eğilimler

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kişilik'te Temel Eğilimler




E) ÖZVARLIKTAN MEMNUNİYETSİZLİK

İnsan bazen içinde yaşadığı-zamandan ve mekândan kaçar, iyi olmayandan iyi olana, az iyiden daha iyiye geçmek ister Sıkıntılı bir yaşayış şeklinin neden olduğu huzursuzluktan kurtulmayı arzular, rahata kavuşma eğilimi gösterir Acı dolu bir yaşantının yerine ümit verici bir hayatı yaşamak amacı güder Bütün bunların ardında yaşanmakta olan hali inkâr, geleceği benimseme isteği yatar Söz konusu ruh hali "özvarlıktan memnuniyetsizlik duygusu" olarak ifade edilmiştir
Özvarlığmdan memnun olmayan kimse öncelikle kendisinden, bulunduğu ortamdan kaçmak, uzaklaşmak ister Acelecilik, sabırsızlık bu memnuniyetsizliği ifade eden diğer kavramlardır İnsan memnun kalmadığı ortamdan memnun kalacağını ümit ettiği ortama bir an önce geçmek ister Arzu ettiği zamanın gelmesi için sabırsızlanır Güzel ve hoşa giden şeylerin bir an önce, hızla gelmesini arzular Menfaati çok sever, zararın gelmesi için ise asla acele davranmaz Fakat inat ve basiretsizlik gösterdiği durumlarda kötülüğün de acele gelmesini ister
İnsan "acul"dur, yani çok acelecidir Sonra olacak şeyih, vaktinden önce olmasını ister İnsan peşincidir, veresiyeden çok, peşin olanı arzular
İnsan sanki "acele"den yaratılmıştır Öyle ki acelecilik, insanın oluşum maddesinin bir parçası kabul edilmiştir: "İnsan aceleden yaratılmıştır" İnsanın aceleciliğinde mübalağa için, aceleden yaratıldı denilmiştir İnsan her konuda aceleci olduğu için sanki aceleden yaratılmış gibi, her şeyin istediği anda oluvermesini arzu eder

Alıntı Yaparak Cevapla

Kişilik'te Temel Eğilimler

Eski 08-02-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kişilik'te Temel Eğilimler




F) ARAŞTIRMA (TECESSÜS) İSTEĞİ

Her insanda doğal bir istek olarak bilgiyi araştırma ve onu gözlemleme, arama ve ortaya çıkarma eğilimi vardır Çocukların sürekli ve ısrarlı şekilde sormuş olduğu sorular, bir tür arayış hissidir Bazı çocukların yaptıkları her gördüğü eşyayı elleyip kavramak istemeleri, nesneleri tanımak ve anlamak için yapılan eylemlerden başka bir şey değildir Çocuklar etraflarındaki şeylerin nasıl meydana geldiğini, bunların nasıl faaliyette bulunduğunu, cisimlerin neden yapıldığını ve diğer insanların nasıl olduklarını öğrenmeye çok meraklıdırlar Bebeklere çıngırak ve başka oyuncaklar veririz, çünkü bunları tutmayı, sallamayı, çekmeyi sevdiklerini biliriz
Yetişkinlerin, sadece gazete, dergi, TV, spor olayları, magazin haberleri için harcadıkları zamanı düşündüğümüzde, güdülenme olmasaydı bunları yapmazlardı diyoruz Eğer çevremize yeni bir şey katılırsa genellikle dikkatimizi ona çeviririz Etrafımızı tanıma, fizikî ve sosyal çevrenin içindeki bütün eşya ve olaylara ilgi duyma konusunda bitmez ve doymaz bir araştırma, öğrenme isteği mevcuttur
Etrafında olup biten her türlü eşya ve olayların sebeplerini arama, tecessüs isteği, yaratılıştan gelen, insan benliğinin çok köklü bir eğilimidir Bireyin çevresinde olup bitenleri denetleme isteği, kuvvetli bir gereksinme olarak kendini gösterir Bu gereksinme bazı kimselerde daha kuvvetlidir Böyle kimseler her şeyin kendi denetimleri altında, istedikleri yönde gitmesini isterler
Bu tür tezahürleri olan eğilim için "merak" , "bilinmeyeni anlamaya çalışma arzusu" , ya da "bireyin çevresi ile başa çıkma ihtiyacı" gibi ifadeler kullanılmıştır
Müslümanların gizliliklerini, kusurlarını araştırmayı; örttükleri, sakladıkları şeyleri ortaya çıkarmayı yasaklayan âyette "tecessüs" kavramına yer verilmiştir "Ey iman edenler! Birbirinizin kusurunu araştırmayın" "Cess" hastalığı teşhis için nabız yoklamaktır El ile yoklamak, haber araştırmak manalarına gelir "Tecessüs" de dikkat ve gayretle çalışmak demektir Tecessüs, daha çok kötülükleri, kusurları araştırmada kullanılan bir ifadedir Hayır, iyilik yolunda ise, genellikle "tehassüs" kelimesi kullanılır

Alıntı Yaparak Cevapla

Kişilik'te Temel Eğilimler

Eski 08-02-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kişilik'te Temel Eğilimler




G) TOPLUMSAL İLGİ

İnsanda doğuştan gelen toplumsal ilgi yoktur diyenler olmakla birlikte, diğer insanlarla ilişki kurarak yakınlaşma gereksinmesi, kendini her toplumda gösterir
Sosyal ilgi doğuştan varolan bir eğilimdir Bazı hayvan türlerinde görülen sürü içgüdüsünün bir eşdeğerinin insanda bulunduğu kabul edilir "Bu, somut bağlılık ve eşlik ilişkilerine kendini verebilme ve bu yükümlülükleri, önemli uzlaşma ya da özveriler gerektirse bile yerine getirebilmek için törel güç geliştirme yetisidir"
Birlikte olma eğilimi erken yaşta kendini gösterir İlk belirtileri çocuğun annesiyle ilişkisinde göze çarpar Başlangıçta oldukça ilkel biçimde olan bu eğilim, çocuk büyüdükçe gelişme kaydeder Meselâ, yürümeye başladıkları andan itibaren birlikte olmaktan, bir araya gelmekten hoşlanmaya başlarlar Yetişkin çağa eriştiğinde, hayat felsefesinin de oluşmasıyla, karmaşık bir biçim alır
Toplumsal ilgi, sevecenlik, sempati, bağlılık gibi ihtiyaçlar içiçedir Sevecenlik ihtiyacı kişinin, sevgisini açıkça gösterebilen iyi huylu insanlar aramasına neden olur Yine insan, birine ya da bir gruba bağlanmak, kendini büyük bir gurubun parçası olarak hissetmek ister
Toplumsal ilginin belirtileri insanlara sevgi ve yakınlık tepkileri göstermek, başkalarıyla sevincini, üzüntüsünü, ümit ve heyecanını paylaşmak, hemcinsleriyle görüşmek, konuşmak, bir arada olmak, yardımlaşmak şeklinde tezahür eder
Çeşitli faktörlerin insanları birlikte olmaya sevketti-ği görülür Birlikte olma gereksinimi korkudan kaynaklanabilir Güçlük içinde, zor durumda bulunan insanlar, diğer insanlarla birlikte olmaya eğilim gösterirler
Yüce Allah, insanları, aralarında tanışma, ülfet, sempati oluşması için, nasıl ilişki kuracaklarını bilmeleri, birbirlerinin neseplerini tanımaları için, birbirleriyle karşılıklı yardımlaşıp iyilikte yarışmaları için gerekli olan eğilim ve şartlarla donatmıştır: "Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık" Âyette geçen "teâruf" olgusu insanda var olan toplumsal ilgiyi, ilişki ihtiyacını, sevecenlik, sempati, bağlılık gereksinmesinin nasıl karşılanacağının yolunu belirtir İnsanlar, ilişkilerini millet ve kabile, neseb ve aile bağları derecesinde sürdürürler

Alıntı Yaparak Cevapla

Kişilik'te Temel Eğilimler

Eski 08-02-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kişilik'te Temel Eğilimler




H) KİMLİK İHTİYACI

İnsan bir kimliğe sahip olmak, diğerlerinden farklı bir kimse olduğunu hissetmek ister Bu amaca kendi başına değil de, daha çok diğer bir kişiyle, bir gurupla ya da bir kurumla özdeşleşerek ulaşmayı sağlayabilir Vatandaş ülkesiyle, işçi işyeriyle, öğrenci okuluyla özdeşleşir Kimlik duygusu, birisi olmaktan ziyade, birisine ait olma eğilimine dayanır
Kimlik, kolayca elde edilen bir olgu olmayıp insanı bunaltan, rahatsız eden çatışmalar neticesinde elde edilebilir Kimlik problemini çözme arzusu, insanı dinden yararlanmaya motive edebilir Çünkü din tutarlı bir kimlik modeli sunabilecek kurumların başında gelir İnsan sahip olmak, taşımak istediği kimlikle içinde yaşadığı toplumda tanınmak ister: "Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "ben müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim vardır" "Ben müslümanlardanım" sözü, bu ifadeyi telâffuz etmiş olmak için söylenmez Kişinin mezhep ve görüş olarak İslam dinini seçtiğini belirtir Kimlik sahibi olmada, o kimliği temsil eden bir isim taşımak büyük önem arzeder Nitekim Yüce Allah, kimlik olarak İslâm'ı seçenleri "müslümanlar" olarak isimlendirmiştir



Alıntı Yaparak Cevapla

Kişilik'te Temel Eğilimler

Eski 08-02-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kişilik'te Temel Eğilimler




HEYECANSAL VE DUYGUSAL HİSLER

Duygu (his-feeling), bir olaya, olguya, nesneye karşı oluşan duygusal veya heyecansal tepkinin farkında oluştur İç ve dış uyarımların, zihinsel işlevlerden ayrı olarak kişide meydana getirdiği değişme, etki ve tepkilerin bütününe duygulanım (affection) denilir Duygu, yoğunluk ve süreklilik bakımından değerlendirilmeye tabi tutulduğunda heyecan (affect), duygu (feeling) gibi çeşitlere ayrılır Heyecan, belli anlarda, belli yoğunluklarda doğan, kısa süreli olan, bedensel tezahürlerin eşlik ettiği korku, öfke gibi duygulardır Duygu ise, heyecanlara göre yoğunluğu daha az olmakla birlikte sürekliliği ve kalıcılığı daha fazla olan sevgi, kıskançlık, utanç gibi hislerdir
Duygular aslında bir davranış yapısı olup, doğrudan veya dolaylı bir şekilde iç ve dış nedenlere bağlı olarak doğarlar Bir başka deyişle his ve duygulardaki değişikliklerin, dalgalanmaların temelinde genellikle, çevrede bulunan birtakım duygusal ve heyecansal şartlar bulunur Bu hisleri tanımlamak güç olduğu gibi, kesin bir sınıflamaya tabi tutmak da mümkün gözükmemektedir
"Duygulanım ve coşku kişiliğin oluşmasında, tutum ve davranışın ortaya çıkmasında önemli rol oynar Güdülerden kaynaklanır Güdülere doyum sağlanması ya da sağlanmaması, nitelik ve nicelik bakımından farklı duygusal ve coşkusal durumların doğmasına neden olur" (83) Duyguların hareket alanı sadece güdü ve eğilimlerle sınırlı değildir Kişinin kabul ettiği değerlerin, sosyal normların ardındaki otoriteyle, kanun koyucuyla olan ilişkilerinde de duygular kıpırdasın Benimsenen, kabul edilen güç ve otorite karşısında duygu ve heyecanlar dirilir, harekete geçer Meselâ mümin bir kişilik, Allah'ı sever, O'ndan korkar, O'nun rahmetini umar
Sevgi; başkasına karşı hissedilen güçlü bir yakınlık, çok içten bir bağlılık duygusudur Küçük çocuklarda okşamanın, kucaklamanın meydana getirdiği bir heyecan tepkisidir, "el-hubb", Kur'an'da sevgi duygusunun ifade edildiği kavramların başında gelir Zıddı ise, buğz ve nefrettir
Sevgi denince en çok karı-koca arasındaki sevgi dikkat çeker Eşler arasında kaynağı sadece cinsel güdüyle maddî birleşmeler olmayan sevgi bağı mevcuttur: "Onun âyetlerinden biri de, size, kendi nefislerinizden, kendileriyle sükûn bulacağınız eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır"
Mutluluk, bir güdünün doyumu sağlandığında, bir hedefe ulaşıldığında duyulan histir Gülümseme ve gülme bu duygunun en açık belirtileridir Çocukluğun ilk döneminde kendini göstermeye başlar İnsanı ağlatan ve güldüren, gülme ağlama sebeplerini yaratan Allah'tır: "Güldüren de O'dur ağlatan da O'dur" Müfessirler âyette geçen güldürme ve ağlatma hadisesini mutlu etme ve hüzünlendirme olarak değerlendirmişlerdir
Korku, gerçek ya da imgesel bir tehlike karşısında yaşanan histir Kişide korku çeşitli yollardan gelişebilir Koşullanmanın yanı sıra, korkular simgesel olarak da kazanılır Çocuğun dünya hakkında gelişen algısı korkuların ortaya çıkışında bir diğer faktördür Yeni doğmuş çocuklarda farklılaşmış korku çeşitleri yoktur, yüksek ve âni bir ses çocuklarda heyecan meydana getirmeye yeter Yetişkinlerde ise korku uyandıran uyarıcılar daha farklıdır: Hastalık, parasızlık gibi
Havf ve haşyet Kur'an'da korku olgusunu ifade eden belli başlı kavramlardandır "Havf" daha çok görülebilen bir kuvvet ve kudret karşısında, kendi acizliğini anlayıp hissedebilen kimsenin kalbinde meydana gelen korkuyu ifade eder "Haşyet" ise, birinin büyüklük ve yüceliğini zihninde tasavvur eden insanın, onun heybeti karşısında gönlünü saran ürperme demektir
Ümit, bir emelin, bir amacın gerçekleşmesini beklemenin doğurduğu ruh halidir Yüce Allah, insana önce korku veren, sonra ümit ışıkları yakan bir tablo çizer Bu tabloya göre şimşek çaktığında insanlar korkuya kapılır O sırada meydana gelen gök gürlemesi, yürekleri yerinden oynatır Fakat insanlar yağmur yağacak diye de sevinirler Şimşek ve gök gürültüsü insanda önce korku, ardından da ümit meydana getirir
Öfke beşerî bir infialdir Bireyde doyurumun engele uğraması öfke meydana getirir Öfkenin bir diğer nedeni de öfke içeren davranışların cezalandınlmasıdır Koşullanmayı da öfke sebepleri arasında sayabiliriz Kur'an-ı Kerim yerine göre öfkeyi yenmeyi salık verirken, yerine göre de doyurulmasını öngörür
Merhamet, kıskançlık, kaygı, endişe, kin, nefret, utanma, sevinç, neşe, vecd, pişmanlık, hüzün, hasret gibi daha pek çok duygulanım ve heyecan türü mevcuttur

AKasaoğlu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.