Ilmın Verdıgı Asalet Ve Itıbar__

Yildirim Beyazid devrinin büyük din bilginlerinden Emir Buhari Hazretleri, Sultanin kizi Hundi Hatun`la evlenmek istegiyle, zamanin Sadrazami Candarli Ali Pasa`ya müracat etmisti Pasadan bu hayirli ise araci olmasini rica etmisti Ancak Candarli Ali Pasa, Emir Buhari´nin bu istegini bir haddini asma olarak degerlendirmis, bu yüzden de kendisine:


-Sen fakir bir din adamisin Soylu bir aile- ve mensubiyetin yok Neden Sultanin kizina talip olursun? diye uyarida bulunmustu


Görünüste Ali Pasa bu sözlerinde hakli idi Zira hanedanin mensup bir kizin, ancak varlikli, makam-mevki sahibi biri ile evlenmesi uygun olurdu Emir Buhari ise, mali mülkü olmayan fakir bir insandi Gerci ilim sahibi idi, ama bu hanedana damat olmaya yeterli bir sebep kabul edilmeyebilirdi


Olayi daha sonra Yildirim Beyazid duyunca, Sadrazami huzuruna cagirdi Ve ona su sözleri söyledi:


-Lala, sarkin en büyük bilginine cok ayip etmis, saygisiz davranmissin Elbette biz de asalete önem veririz Damadimizin soylu biri olmasini isteriz Ancak yanimizda ilmin ve alimin ayri bir asaleti, farkli deger ve itibari vardir


Emir Buhari, vaktiyle medreseye degilde askeriyeye intisap etmis olsaydi, üstün zekasi ile mutlaka yükselecek, belkide su anda vezirimiz olacakti Kaldi ki askerlik egitimi kolaydir Ilim tahsili ise cok zordur Askerlik hizmeti muvakkat, ilim faaliyeti ise daimidir Bu sebeple biz Emir Buhari´yi kendimize damat edinmeyi uygun buluruz


Gercektende Yildirim Beyazid dedigini yapmis, kizini Emir Buhari Hazretleri´ne iftihar duyarak nikahlamistir


alintidir