Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çeşmesi‏, haram, müslümana

Müslümana &Quot;Haram&Quot; Çeşmesi!‏

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Müslümana &Quot;Haram&Quot; Çeşmesi!‏




Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı”, bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş: “Her kula helâl, Müslüman’a haram!”
Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye
Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça huzûra getirilmiş “Bu nasıl fitnedir, dîni İslâm, ahâlisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu
Müslüman’a yasakla! Olacak iş midir, nedir sebebi, aklini mi yitirdin?” diye çıkışmışlar adama
Adam:
—Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin ispat ister, delil şarttır…”
Dedikçe kadı kızmış:
—Ne delili, ne ispatı? Sen fitne çıkardın, Müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın, katlin vaciptir!” demiş
Demiş ama bir yandan da merak edermiş:
- “Nedir gerekçen?” diye sormuş
Adam:
—Bir tek Sultan’a derim…”
Diye cevap verince, ortalık yine karışmış Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş Padişah da sinirlenmiş ama, diğer yandan o da meraklanırmış:
—De bakalım ne diyeceksen Bu nasıl istir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl,
Müslüman’a haram yazarsın?
Adam, başı önünde konuşur:
—Delilim vardır, lâkin ispat ister
—Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?”
—O zaman boynum, hükme kildan incedir Sultanım…”
— Eeee?”
—Sultanım, herhangi bir havradan (sinagog) rasgele bir hahamı izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun Bakin neler olacak…”
Dediği yapılmış adamın Bütün azınlıklar bir olmuş, baslarında Musevîler, “ne oluyor, bu ne zulüm? Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim
Cevre ülkelerden bile elciler gelmiş, elciler mektup üstüne mektup getirmiş… Bir hafta dolunca, adam:
—Sultanım, artik bırakmak zamanıdır” demiş
Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler…
Az zaman geçmiş ki, adam:
—Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız Sultanım” demiş
Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça alınmış Pazar ayininden ve ayni tepkiler artarak devam etmiş Haftası dolunca da serbest bırakılmış Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar Levantenler din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine

Sultan:
—Bitti mi?” demiş adama
—Sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle” demiş
—Şimdi de nedir isteğin?”
—Efendim, payitahtımız Bursa’nın en sevilen, en sözü dinlenilen, itimat edilen âlimini alınız minberinden…”
Adamın dediğini yapmışlar, Ulu cami imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar, yaka-paça götürmüşler
Ve ne olmuş bilin bakalım?
Bir Allah’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz? Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz”, gibi tek bir kelâm etmemiş, imamın peşinden giden, arayan-soran olmamış
Geçmiş bir hafta, “nerde imam” diye gelen-giden yok! Aptal ve cahil bir imam tayin edilmiş yerine, ne konuştuğunu kendi kulağı duymayan tam yobaz cinsinden biri… Halk hâlinden memnun, başlamış bir dedikodu, o gecen hafta derdest edilen koca âlim için:
—Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…”
—Kim bilir ne halt etti de tevkif edildi!”
—Vah vaah! Acırım arkasında kıldığım namazlara…”
—Sorma, sorma
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
—Eee, ne olacak simdi?
Adam:
—Bırakma zamanıdır Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan

“Haklısın” demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş Adam başı önünde konuşmuş:
- “Ey büyük Sultânım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlar’a su helâl edilir mi?”
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
—Hava bile haram, hava bile!” demiş

Alıntı Yaparak Cevapla

Müslümana &Quot;Haram&Quot; Çeşmesi!‏

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Müslümana &Quot;Haram&Quot; Çeşmesi!‏




Ne desem sözlerim sükut kalır, hüzünle okudum aklıma aşağıdaki kıssa geldi

Yahya Efendi'den Kanuni'ye: Neme lâzım be sultanım!


(Yahya Efendi Türbesi)

Kanuni Sultan Süleyman, en yüksek duruma getirmiş olduğu devletin akıbetini hayâl eder, günün birinde “Osmanoğulları da inişe geçer çökmeye yüz tutar mı?” diye derin derin düşünmeye başlar Bu gibi soruları çoğu zaman süt kardeşi meşhur âlim Yahyâ Efendi’ye sorduğundan bunu da sormaya niyet eder Güzel bir hatla yazdığı mektubu keşfine inandığı Yahyâ Efendi’ye gönderirSen ilahî sırlara vâkıfsın Kerem eyle de bizi aydınlat Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın âkıbeti nasıl olur? Bir gün olur da izmihlâle uğrar mı?” şeklinde mektubunu gönderir

Güzel bir hatla yazılmış mektubu okuyan Yahyâ Efendi’nin cevabı bir bakıma çok kısa, bir bakıma içinden çıkılmaz bir hâl alır:

Neme lâzım be Sultânım!

Topkapı Sarayı’nda bu cevabı hayretle okuyan Sultân, bir mânâ veremez Yahyâ Efendi gibi bir zâtın böylesine basit bir cevapla işi geçiştireceğini pek düşünmez Söylenmeye başlar: “Acaba bilmediğimiz bir mânâ mı vardır bu cevapta?” Nihayet kalkar, Yahyâ Efendi’nin Beşiktaş’taki dergâhına gelir Sitem dolu sorusunu tekrar sorar:

Ağabey ne olur mektubuma cevap ver Bizi geçiştirme, soruyu ciddiye al!

Sultânım sizin sorunuzu ciddiye almamak kâbil mi? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz ettim

İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım Sadece “neme lâzım be Sultânım!” demişsiniz Sanki “Beni böyle işlere karıştırma” der gibi bir anlam çıkarıyorum

Sultânım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şâyi olsa, işitenler de “neme lâzım” deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryâdı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimâd ve hürmeti sarsılır Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur Çöküş ve izmihlâl de böylece mukadder hâle gelir

Bunları dinlerken ağlamaya başlayan koca sultan, söyleneni başını sallayarak tasdîk eder, sonra da kendisini böyle ikaz eden bir âlime memleketinin sahip olduğu için Allah’a şükreder Yahya Efendi'ye ise bu tür tenbihlerini mutlaka söylemesi gerektiğini anlatır

İlgili mektup, Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir

(Tarafımca derleme)

***

Osmanlı pâdişâhı, Kânûnî zamanında,
Yahyâ Efendi diye, vardı ki bir evliyâ
Sultan, Ağabey diye, ona hitab ederdi,
Büyük zât olduğunu, bilir ve çok severdi

Velî Yahyâ Efendi, hazret-i Hızır ile,
Sık sık görüşür idi, Allah'ın izni ile
Pâdişâh bu durumu, çok iyi biliyordu,
Kendisi de Hızır’la, görüşmek istiyordu

Çıktı sultan bir gece, kayıkla gezintiye,
Yanaştırıp kayığı, bir ara Ortaköy’e
Yahyâ Efendiye de, gönderdi ki bir haber;
O da gelip bulunsun, kendisiyle beraber

Yahya Efendi dahi, onun ricâsı ile,
Gelip bindi kayığa, yanında birisiyle
Sultanın parmağında kıymetli yüzük vardı
O kişi, dikkatlice o yüzüğe bakardı

İyice farkedince, bunu Sultan Süleymân,
O kıymetli yüzüğü, çıkarıp parmağından,
Dedi ki: “Siz gâliba, bunu merak ettiniz,
Alıp daha yakından, bakıp inceleyiniz

O zât aldı yüzüğü, evirip çevirerek,
Atıverdi denize, hem de gülümseyerek
Yahyâ Efendi hariç, kayıkta bulunanlar,
Çok hayret ettiler ki, acabâ bu ne yapar?

Biraz sonra o kişi inmeği arzu etti
Pâdişâh kayıkçıya; “Kıyıya yanaş” dedi
O kişi tam inerken bir avuç su alarak,
Uzattı pâdişâha, göz altından bakarak

Avcundaki o suda attığı yüzük vardı,
Pâdişah bunu görüp, hayretten dona kaldı
Tutmak istediyse de, o kişinin elinden,
Lâkin o zât bir anda, kayboldu göz önünden

Sordu Sultan Süleymân, Yahyâ Efendiye ki
“Ağabey, ne oluyor, bu olanlar nedir ki?”
“Efendim gördüğünüz, Hızır idi” deyince,
Dedi: “Bunu ne için, demedin daha önce

Buyurdu: “O kendini, tanıttı hükümdârım,
Lâkin siz tanımakta, geç kaldınız hünkârım

("Gördüğün Hızır İdi" adlı şiirden)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.