Ayıplı Malda Zaman Aşımı |
07-31-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ayıplı Malda Zaman AşımıAyıplı Malda Zaman Aşımı Tüketici, malın tesliminden itibaren on beş gün içine aldığı malı kontrol etmelidir ve ayıp varsa satıcıya bildirmelidir Eğer ayıp gizli ise ve birkaç ay sonra ortaya çıkmışsa, en geç 2 yıl içinde aynı hakları kullanabilir Bu hakları kime karşı ileri sürülebilir? Satıcı, bayi, acente, imalatçı, ithalatçı, üreticilerden herhangi birisine karşı bu hak kullanılabilir HUKUK GENEL KURULU KARARI E2004/4-84 K2004/99 Taraflar arasındaki ``tüketiciyi koruma `` davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Birinci Tüketici Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 17122002 gün ve 2002/452-2002/1852 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4Hukuk Dairesinin 10072003 gün ve 2003/7048-9167 sayılı ilamı ile; ( Dava, ayıplı otomobilin yenisiyle değiştirilmesi istemine ilişkindir Mahkemece 4077 sayılı kanunun 4/4 maddesi uyarınca fatura tarihinden itibaren iki yıl geçtiğinden ve davacının araçtaki ayıpların hile ile gizlendiği hususunda herhangi bir iddiası olmadığı gibi bu yönde belge de ibraz edilmediğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir Dosya kapsamına göre davacı tarafından 572000 tarihinde satın alınan Fiat Siena 12 tipi araç arıza göstermesi üzerine 272001, 1872001, 2332002, 1362002 ve 1382002 tarihlerinde beş defa arızanın giderilmesi için davalı şirketin yetkili servisine ***ürülmüştür Serviste her defasında fren ön diskleri ve balatalar değiştirilmiş, aynı işlem defalarca tekrarlanmış, ancak araç belli bir süre sonra aynı arızayı göstermiştir Davalının ürettiği aracın bakımı ve tamiri yine davalının yetkili kıldığı servislere aittir Bundan çıkan sonuç davalı üreten ile servisler arasında bir hukuki ilişkinin varlığıdır Servisler konularında uzmandırlar Olayda, davacının aracı birden fazla tamire ***ürmesi nedeniyle servislerin aynı arazının tamirle giderilemeyeceğini, üretimden kaynaklandığını bilmeleri gerekir Bunun davacıya söylenmemesi arızanın gizlenmesi ve davacıyı oyalama sonucunu da doğurur Bu gibi durumlarda zamanaşımı işlemez Şu durumda, işin esasının incelenip varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir Anılan yön gözetilmeden yazılı şekilde verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Davacı 04112002 tarihli dava dilekçesinde özetle; 04072000 tarihinde almış olduğu Siena 12 S tipi aracı adına tescil ettirdiğini, 9000 kmye geldiğinde fren tertibatında titremeler oluşmaya başladığını, 14835 kmye geldiğinde bunun iyice rahatsız edecek boyuta ulaştığını, 02072001 tarihinde fabrika yetkili servisinde garanti kapsamında fren disklerinin torna edilerek, balatalarının da değiştirildiğini, ancak arıza devam ettiğinden 18072001 tarihinde yine aynı serviste garanti kapsamında fren ön diskleri ile balataların değiştirildiğini, ancak sorunun devam ettiğini, yine aynı servise 13062002 tarihinde 30365 km iken aracın garanti kapsamında fren ön diskleri ve balatalarının değiştirildiğini, 13082002 tarihinde aynı arıza tekrarlayınca bu kez fabrikaya dilekçe fakslayarak otomobilinin yenisi ile değiştirilmesini istediğini, iki buçuk aydır cevap verilmediğinden ve aracını da verimli bir şekilde kullanılmadığından, 4077 sayılı Kanunun 4 maddesi gereği ayıptan dolayı aracın yenisi ile değiştirilmesini, yaptığı ve yapacağı tüm masrafların davalıdan alınmasını istemiştir Davalı şirket vekili 17122002 günlü ilk celsede vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davalı gösterilen Tofaş Oto AŞnin Tofaş Türk Otomobil fabrikası tarafından devir alınarak isminin bu şekilde değiştiğini belirterek aracın 30062000 tarihli fatura ile müvekkili şirketin bayii Birmot AŞ`nin eski yetkili satıcısı Ceyhan MotArTicSanAŞ den satın ve teslim aldığını, garanti süresinin Fiyat-Siena 12 S yönünden bir yıl olduğunu ,4077 sy 4/4 fıkrası gereği malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihinde dolmuş olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, garanti süresini arıza yapmadan dolduran araçta sonradan ortaya çıkan şikayetlere dayanılarak değişim talep edilemeyeceğini, 4077 sy m13 ve TRKGM-2001/6 sTebliğ m14 deki şartların oluşmadığını, davanın esastan da reddini, savunmuştur Yerel Mahkeme; ``Dava 4077 sy 4 ve 13maddenin kapsamındadırDava konusu araç Ankara Trafik Tescil Müdürlüğünde 05072001 tarihinde davacı adına tescil edildiği ruhsatnameden anlaşılmıştırYine dosyaya ibraz edilen servis fişlerinde normal bakımının yapıldığı gibi şikayet üzerine fren disk ve balatalarının muhtelif tarihlerde değiştirildiği ve bunların garanti kapsamında yapıldığı görülmektedir4077 sy nın 4/4 madde ve fıkrasında belirtilen 2 yıllık zaman aşımı fatura tarihi ve tescil tarihi 05072000 tarihi olması nedeni ile 06072002 tarihinde sona erdiği ve davacının davasını 04112002 tarihinde açmakla zaman aşımı itirazının yerinde olduğu ve davacı tarafından da araçtaki ayıpların hile ile gizlendiği hususunda herhangi bir iddia olmadığı gibi bu yönde herhangi bir belgenin de ibraz edilmediği ve yine araçtaki arızalar itibariyle hilenin şartlarının da oluşmadığı bu itibarla yasanın öngördüğü 2 yıllık zamanaşımı itirazının kabul edilmesi gerektiği`` gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir Davacı tarafın temyizi üzerine Yüksek Özel Daire; ``Dosya kapsamına göre davacı tarafından 572000 tarihinde satın alınan Fiat Siena 12 tipi araç arıza göstermesi üzerine 272001, 1872001, 2332002, 1362002 ve 1382002 tarihlerinde beş defa arızanın giderilmesi için davalı şirketin yetkili servisine ***ürülmüştür Serviste her defasında fren ön diskleri ve balatalar değiştirilmiş, aynı işlem defalarca tekrarlanmış, ancak araç belli bir süre sonra aynı arızayı göstermiştir Davalının ürettiği aracın bakımı ve tamiri yine davalının yetkili kıldığı servislere aittir Bundan çıkan sonuç davalı üreten ile servisler arasında bir hukuki ilişkinin varlığıdır Servisler konularında uzmandırlar Olayda, davacının aracı birden fazla tamire ***ürmesi nedeniyle servislerin aynı arazının tamirle giderilemeyeceğini, üretimden kaynaklandığını bilmeleri gerekir Bunun davacıya söylenmemesi arızanın gizlenmesi ve davacıyı oyalama sonucunu da doğurur Bu gibi durumlarda zamanaşımı işlemez Şu durumda, işin esasının incelenip varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir``gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir Hükmü davacı temyiz etmiştir Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanılarak açılmış, ayıplı araç imal edilmesinden ve tamirinden kaynaklanan malın aynıyla değiştirilmesi istemine ilişkindir Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; araçta bulunan ayıbın hile ile gizlenmiş ``gizli ayıp`` niteliğinde ve buna göre davalı yanın ``zamanaşımı definin`` yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır İlkin, uyuşmazlığın temelinde yatan ayıp kavramı üzerinde durmakta yarar vardır; ``Tüketici yasası ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4maddesinde yer almaktadır Anılan maddenin birinci fıkrasında; ``Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir``denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır Görüldüğü üzere; Borçlar Kanunundaki ayıp kavramı ile yukarıda açıklanan 4077 sayılı Kanununun 4maddesinde yer alan ayıp kavramları birbiri ile örtüşmektedir Borçlar Kanuna göre; bir maldaki ayıp; satıcının zikr ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir Bunlardan yola çıkılarak ;satıcı ve dolayısıyla teselsül ilişkisi nedeniyle ithalatçıyı maldaki ayıptan sorumlu tutmanın maddi koşulları; ortada ayıp sayılan bir eksikliğin olması, ardından maldaki eksikliğin önemli olması ve ayıbın malın yarar ve zararının alıcıya geçtiği anda varolması, tüketicinin ayıbın varlığını bilmeden malı satın almış olması, olarak sayılabilir Yeri gelmişken belirtmekte yarar vardır ki, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun`un 4 maddesinin gerek davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan gerekse 4822 sayılı kanunla değişerek 14062003 tarihinde yürürlüğe giren şeklinde satıcının ayıba karşı sorumlu tutulanların daha uzun bir garanti süresi vermemesi daha uzun bir süre sorumluluk üstlenmemeleri halinde ayıplı maldan doğan davaların/sorumluluğun ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ancak, satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının hile ile ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı, hükmü yer almaktadır Hemen burada somut olaya baktığımızda; davacının satın aldığı ve davalı tarafından üretilerek satışa sunulan aracın satın alma tarihi olan 05072000`den sonra fren sisteminde arızanın varlığının davalının yetkili servisince tespit edilip, parça değişikliklerinden sonra da aynı arızanın ortaya çıktığı, davacı tarafın aracı ***ürdüğü yetkili servisçe parça değişiklikleri ve yağlama gibi geçici tedbirlerle sorunun giderilmeye çalışıldığı ancak davacının araçtan beklediği verimi almasını önleyecek ölçüde aynı arızaların toplam beş kere tekrarladığı, davacının fabrikaya başvurusundan da sonuç alamadığı, anlaşılmaktadır Bu bağlamda; olayın açıklanan gelişimi ve deliller karşısında araçta üretim hatası bulunup, bunun gizli ayıp olduğunda kuşku yoktur Zira, Davalı üretici onarımı yetkili servis istasyonları eliyle yapmaktadır Bu istasyonlar satılan araçların teknik özellikleri itibariyle arıza ve ayıbı doğru ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanlar bulundurmak zorundadır Deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mal edilmesi düşünülemez Kaldı ki, üretim hatasının varlığını rahatlıkla tespit edebilecek nitelikte olması gereken servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında davada zamanaşımının varlığından da söz edilemez Şu durumda mahkemece işin esası incelenip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksine gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir Direnme kararı açıklanan nedenlerle bozulmalıdır SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMKnun 429Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25022004 gününde oybirliği ile karar verildi |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|