Kuyularda Yusuf Olmak...

Eski 12-23-2007   #1
mate
Varsayılan

Kuyularda Yusuf Olmak...



[b]Kuyularda Yusuf Olmak

“Andolsun, Yusuf ve kardeşlerinde soran için ayetler (ibretler) vardır” (Yusuf/7)

Peygamber Efendimizin hanımı Hz Hatice, ardından da hayatını Hz Muhammed(sav)’i korumaya adamış olan amcası Ebu Talib bir bir terki diyar etmişlerdi bu dünyayı Acısı büyüktü ve yüreği ağarmıştı Ne Ebu Cehil’in acı veren alaycı sözleri, ne de Taif’teki taş yağmuru bu kadar üzmemişti efendiler Efendisini…

Acıyı yaratan Allah mutlaka teselliyi de verirdi kuluna ve verdi de… Yusuf suresi anlatılmaya başlanmıştı Hz Muhammed(sav)’in nezdinde tüm insanlığa… Kıssaların en güzeli…
İnsanlar için ibretler ve örneklerle dolu bir hayat mücadelesi… Allah’a teslimiyetin ve Allah için sabrın en son raddesi… Sadakatin, merhametin ve kurtuluşun simgesi; “Hz Yusuf”…


“Sen O’nu yarın bizimle gönder, gönlünce gezsin, oynasın Kuşkusuz biz onu koruyup gözetiriz” (Yusuf/12)

Bunun, evden son ayrılışı, canından çok sevdiği babasından ayrılışının başlangıcı olduğunu nerden bilebilirdi? O’nun tek istediği sevgi ve saygıyla yaklaştığı ağabeyleriyle çocukluğuna yaraşır bir gün geçirmekti Başına gelecekleri düşünmek için hem çok küçüktü hem temiz yüreğinde kötülüklere açılan bütün kapılar kapalıydı İşte sorun buradaydı Ağabeyleri onun kadar temiz kalpli ve iyi niyetli değildi İçlerini kasıp kavuran fitne ateşi şeytanın işini kolaylaştırmış ve onları kaybedenlerden olmaya sürüklemişti

İçlerinden biri “Yusuf’u öldürün” dedi Fakat onu yaratan Allah onu yaşatmasını da bilirdi O yaşamalıydı; çünkü O, seçilmiş ve tertemiz kılınmıştı Karar verildi ve Yusuf kuyunun kör karanlığına teslim edildi Buradan bakıldığında Yusuf haksızlığa uğramış gözüküyordu Fakat haksızlığı giderici olan Allah mutlak bu karanlık kuyuyu aydınlığın başlangıcı kılacaktı

Kurtlar parçalayamamıştı Yusuf’u ama yüreği parçalanmıştı Yakup(as)’ın Babasının şefkat dolu kucağından koparılıp, karanlığın zulmüne terk edilmişti Zorlu hayat mücadelesine kör kuytulardan başlamıştı Yusuf… Ta ki biri gelip O’nu bulsun…


“O’nu ucuz bir fiyata, sayısı belli (birkaç) dirheme sattılar Onlar O’nu pek önemsemediler” (Yusuf/20)

Yalnızdı; ama yalnız değildi Tevekkül ettiği Allah daima sevdiği kulunun yanındaydı Kuyunun başında bir gölge belirdi Bu gölge belki de aydınlığa atacağı ilk adım olacaktı Yusuf’un Belki de yeni bir imtihan sayfasıydı O’nun için Nitekim de öyle oldu

Kuyunun karanlığından kurtulmuştu İnsanlığın cehalet karanlığına yakalanmıştı bu kez Birkaç dirheme O’nu bir mal gibi satmışlardı Oysa Allah yaptıklarından haberdardı O yine sabır oyunu kullandı ve teslimiyetini bu zor durumda bile devreye soktu O, güzellikleri kazanmanın kolay olmadığını, Allah’ın inayetine mazhar olmanın meşakkatli bir yoldan geçtiğinin farkındaydı Ümitsiz olamazdı Çünkü umudu Allah’tandı

Elbette ki Allah, amelleri zayi edici değildi Nitekim Yusuf kulunu zengin bir ailenin yanına yerleştirmişti ve…


“Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz” (Yusuf/22)

Yaşadığı acı olaylar karşısında Allah’a dayanıp güvenmesi ve metanetle sabretmesi Hz Yusuf’a günü geldiğinde büyük bir mükâfat olarak dönmüştü Artık O, insanlığa örnek bir peygamber tayin edilmişti İşte Allah sevdiği kullarını böyle mükâfatlandırandır Ne var ki; bir beşer olarak Hz Yusuf zorlu imtihanların kendisini beklediğinin bilincindeydi Ayrılık acısı tatmış, köleliği yaşamış ve bir mal gibi alınıp satılmış Bütün bunlar Allah’ın peygamberinin başından geçmişti

Sıradaki imtihan neydi ve zorluk derecesi diğerlerine nazaran hangi durumları beraberinde getirecekti Hz Yusuf, güzelliğiyle insanları büyüleyen takvalı bir genç…


“Andolsun kadın onu arzulamıştı, -eğer Rabbinin zinayı yasaklayan kesin kanıtı görmeseydi- o da onu arzulamıştı Böylelikle biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için (ona delil gönderdik) Çünkü o, muhlis kullarımızdandı” (Yusuf/24)

Elbette ki insan, kendine bahşedilen güzelliklerle de sınanabilirdi; Hz Yusuf’un güzelliği gibi Onun bu güzelliği efendisinin hanımını cezp etmişti Onu murat etti ve kendisinden de bu karşılığı bekledi Fakat o kendini Hz Allah’a adamıştı Adayışı samimîydi ve nefsinin evet dediğine hayır diyordu O, her zaman ki gibi Allah’a ve O’nun doğru yoluna teslim olmuştu Ne var ki teslim oluşu onu yaşayacağı zindan hayatından kurtaramamıştır Yine acı bir tabloyla karşı karşıyaydı Allah’ın peygamberi hem de hiç beklemediği bir tablo; iftira…

Gerçekten O, muhlis bir kuldu Zindana atılacağını bildiği halde nefse hoş, fıtrata yabancı olan zinayı reddediyordu ve şöyle yakarıyordu âlemlerin Rabbi olan Allah’a;

“Dedi ki; Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden daha hayırlıdır…” (Yusuf/33)

Teslimiyetin adı ve adresiydi bu dua… hevâ ve hevesin kaybettirici tutkunluğundan ihlâsın kazancına geçişti bu dua… İradeyi ve aklı Allah için kullanmanın adıydı


alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.