Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kaza, konusunda, mektup, müslümana, namazları, tereddüt, yaşayan

Kaza Namazları Konusunda Tereddüt Yaşayan Müslümana Mektup

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kaza Namazları Konusunda Tereddüt Yaşayan Müslümana Mektup






Kaza Namazları Konusunda Tereddüt Yaşayan Müslümana Mektup
Kaza Namazları Konusunda Tereddüt Yaşayan Müslümana Mektup

SORU:
Hocam 20 senelik kaza borcum var Tevbe edip her gün farzları 2 kere kılmaya başladım, Böylece her gün 1 gün borcumu ödemeye çalışıyorum Her vaktin sünnetlerini de kılıyorum, bunun yanı sıra bazı günler 12 rekat nafile kılıyorum Ancak internetten araştırınca kaza namazı olmadığını söyleyenler olduğu gibi, bırakın nafile kılmayı sünnetleri bile kılmak ahmaklıktır tarzı yazılar buldum Bu durumda Nafile kılabilir miyim, sünnetleri kılabilir miyim? Kaza namazlarında nasıl bir yol izlemeliyim?
Saygılarımla
CEVAP:
Selamünaleyküm
Namazımızın dinimizin direği olduğunu, namazsız Müslümanlığın ispat edilmesi zor bir Müslümanlık olduğunu bilmeyenimiz yoktur Ayrıca başka bir hakikat de namazın dinden kopacak son halka olduğunu, namaz halkası koptuktan sonra İslam adına bir iddianın muteber olmayacağını bilmeyenimiz de yoktur
Bunların yanında iki birbiriyle çelişen görüntü daha vardır ki onları da zikretmeliyiz Bunlardan biri şudur: Şu asır kadar namaz kılmanın kolay olduğu bir asır her hâlde insanlık görmemiştir Ne soğuk ne de sıcak artık bir dert değildir Klimalı camilerimiz var Sıcak-soğuk sulu abdesthanelerimiz var Halılı camilerde namaz kılabiliyoruz Ses sistemlerimiz var Camilerimiz aydınlık; gündüz gece sorunumuz yok Ne lazımsa namaz için o önümüzde imkân olarak duruyor Namaz eğitimi ve öğretimi için de bu asırdaki kadar imkân görmemiştir hiçbir asrın insanı
Öte yandan, bu asır kadar namaz kaçırma riski taşınmamıştır her hâlde Günlük hayatın namaza göre endekslenmesi, namazın önünde arkasında randevu verilebilmesi, eğitimin, ticaretin, siyasetin namaza ayarlanması neredeyse talep edilmesine bile gerek kalmayacak kadar önümüzden uzaklaşmıştır Namaz kıldırmakla mükellef memurları yönetmek için görevlendirilmiş bulunan ve umumen bir caminin kenarında görev yeri olan müftüler ve personeli dahi yanı başlarındaki camide namaz kılmaya vakit bulamayabilmektedirler
Bunun adı bir çelişkidir Bir önceki neslin imkânları ile bizim imkânlarımız kıyas kabul etmeyecek kadar farklı iken onların namaz sadakati ile bizim namaz sadakatimiz arasında da kıyas edilemeyecek kadar farklar bulunmaktadır
Diğer yandan da namazın edasına karşı ortaya çıkan engellerden çok, namazın namaz olarak bizi etkilemesine karşı yani namazın huşuuna karşı engeller vardır Camilerdeki ses düzeninden namazla ilgili görevleri üstlenenlerin namaza ve görevlerine bakışına kadar pek çok sorun, namazın bizi adam etmesine, kötülüklerden alıkoymasına karşı açık veya gizli bir engel oluşturmaktadır
Bizim için değişen bir şey yoktur aslında Önceki nesilleri şeytan açlık veya benzeri bir tehditle korkutup caminin dışına itiyordu Bizi de başka şeylerle avucunun içinde tutmaya çalışmaktadır Yani mesele imtihan meselesidir Namaza karşı tavrımızın nasıl olacağını görmek istedikten sonra Allah Teâlâ, imtihanın boyutu, çeşidi pek önemli değildir Ne edip edip namazı öncelikli tutan, namazsız hayatı değersiz bulan, ailede, işte, ticarette, siyasette, seyahatte 'rahmet için önce namaz!' idrakinde olan bir nesil yetiştirmek zorundayız
Namazı kazaya bırakmayı konuşamıyor olmalı idik aslında Ama şimdi bulunduğumuz nokta şudur: Bari kazasını yap da kurtul, cehennemde kalma!
Allah Teâlâ, yardımcımız olsun
Namazın kazası ile alakalı olarak şu notları dikkate alabiliriz
1- Bir namaz ancak vakti girince, vaktinin sonuna kadar kılınabilir Önce veya sonra kılınması mümkün değildir Başlangıç vaktinden son anına kadar bir zaman diliminde kılınan namaza EDA EDİLDİ denir O süre içinde kılınamayana da KAZAYA KALDI denir
Kazaya kalan bir namaz, ilk fırsatta kılınmalıdır Kazaya kalma nedeni inkâr etmek, basit görmekten kaynaklanırsa bu dinden çıkmış olmak gibi bir sonuç doğurur Allah Teâlâ muhafaza buyursun
Uyuya kalma, unutma, eli kolu bağlı bir durumda olma gibi nedenlerle kazaya kalan namaz ilk fırsatta kaza edilir Çünkü bunlar şer'i bir özür sayılmaktadır Uzun yıllar namaz kılmayan ve kılmayışının nedeni de TEMBELLİK etrafında dönen nedenlerden biri olan da tevbe eder etmez namazlarını kaza etmelidir
2- Namazları kazaya bırakmak, tevbe gerektiren bir hatadır Bu nedenle, namaz kazaya bırakan bıraktığı namazı kaza ettikten sonra, üzerindeki namaz borcundan kurtulmuş olur Ama ortada bir de vaktindeki bir görevi ihmal etmiş olma suçu vardır Bu da ayriyeten tevbeyi gerektirmektedir Yani namazlarını kaza eden, bir de tevbe etmelidir Çünkü bir namaz borcu bir de namazı vaktinden kaçırma hatası vardır Kılmak, bunlardan sadece birini gidermektedir İkincisi ise tevbe ister
3- Namazlar kaza edilirken sadece farzlar ve vitir namazı kaza edilir Sünnet namazların kaza edilmesi gerekmez Çünkü sünnet namazlar, farzlar gibi hesap konusu değildirler Sadece sabah namazını kılamayan birisi, öğlen namazından önce sabahı kaza ederse sünnetini de kaza edebilir Ama bu, kaza namazı borcu olanın sünnet namaz kılmasının yasak olacağı anlamı taşımaz Fakat, borç olan farzları aradan çıkarması makul olandır Günlük namazları yani kazaya kalmamış vaktinde kılınan namazları kılarken ise sünnetleri de kılar Dosyasında kaza var diye sünnetleri atlaması gerekmez
4- Kaza namazları ile alakalı şöyle bir program yapabiliriz:
Öncelikle kazaya bırakmama hedefimiz olur
Kazara kazaya kalırsa ilk fırsatta onu kaza ederiz
Geçmişte kazaya kalmışları olan ise, kazaya kalanların dokümanını çıkarır Şu kadar sabah namazı, şu kadar öğlen şeklinde olur bu
Sonra da kendisine bir plan yapar Mesela yatmadan önce şu kadar veya her tatil gününde bu kadar gibi bir plan olur bu
Yaptığı plana sadık kalır
Ciddi bir tevbe yapar, pişmanlık içinde olur
Her namaz kılacağı zaman bir ezan okur, o ezanla kılabildiği kadar kaza kılar Her kaza içinse bir ikamet getirir
Bir defada yüzlerce namaz kılabilir Fakat mutedil bir ayar yapması daha doğru olur Bir kerede bir aylık namaza karar verip bir sene ara vermektense her gün bir vakit kaza etmeye karar verip bunu istikrarlı yapması daha doğrudur
Niyet ederken de 'üzerime kaza kalan son şu namaza' şeklinde niyet eder
Bu şekilde namazları tükenene kadar devam eder
Bu işi yaparken çok dua edip Allah'ın yardımına sığınmalıdır
Müslüman, üzerinde kaza namazı bulunduğunu dillendirmemelidir Zira namazsızlık bir ayıptır Ayıplar konuşulmaz Rabbi ile arasında bir dert olarak kalmalıdır bu
Allah Teâlâ'dan bizi korumasını, namazlılar arasında iken ruhumuzu kabzetmesini niyaz ederiz
Dualar ediniz bize
NUREDDİN YILDIZ
Kaynak: wwwfetvameclisicom

Alıntı Yaparak Cevapla

Kaza Namazları Konusunda Tereddüt Yaşayan Müslümana Mektup

Eski 07-27-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kaza Namazları Konusunda Tereddüt Yaşayan Müslümana Mektup



Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır İmkânı varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur (Kebair ve segair)

Farz borcu olanın nafileyle meşgul olması, farzı tehir ettiğinden dolayı günahtır Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz)[Fütuh-ul-gayb, Zahire-i Fıkh]

Hanefî âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri, bu hadis-i şerifi şöyle açıklıyor:
Bu hadis-i şerif gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz, çünkü sünnetler de nafiledir (Fütuh-ul-gayb şerhi)

Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafileyle meşgul olmak ahmaklıktır Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise onun kazancıdır Sermaye kurtarılmadan, kâr olmaz (Fütuh-ul-gayb m 48) Orijinali için tıklayınız

Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
Allah’ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz yapman gerekeni de gece yapsan kabul etmez Üzerine farz olan ibadetleri ödemeden nafile ibadetini kabul etmez (Kitab-ül Harac)

Denizde damla gibidir

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzın yanında nafileler kıymetsizdir Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor Hâlbuki bir altın zekât vermek, yüz bin altın sadaka vermekten daha sevabdır (Mektubat-ı Rabbani 1/29, 1/260, 3/17)

Yıllarca farz kaza namazı borcu olana sünnetleri bırakma demek, koca denize değil, bir damlaya itibar et demek gibi çok abes ve cahilce bir sözdür Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretleri buyurdu ki:
Yıllarca kaza borcu olanın, sünnetleri kılarken, kaza namazına da niyet etmesi, dört mezhepte de lazımdır (S Ebediyye)

Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz (Eşbah)

Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir (Redd-ül-muhtar, Hindiyye)

Âlimler sözbirliği ile bildirdiler ki:
Regaib ve revatib ameller ile vacibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte farza ulaşamaz Sünnetler, kılınmış olan farzların eksiklerini tamamlar Nafileler ise sünnetlerin eksiklerini tamamlar Hiçbir nafileyle farz borcu ödenmiş olmaz Bazı avamın [cahillerin] iddia ettiği gibi, farzı bırakıp da nafileyle uğraşmalarının, mesela Evvabin namazının farz kazaların yerine geçeceğini iddia etmelerinin dinde yeri yoktur (Ruh-ul-beyân3/127) Orijinali için tıklayınız

Farzlara önem verip, tembellikle yapmayanın imanı gitmez, fakat bir farzı yapmayan müslüman, iki büyük günaha girer:
Birincisi,o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek, yani farzı geciktirmek günahıdır Bunun affolması için tevbe etmek, yani pişman olmak gerekir
İkincisi,bu farzı terk etmek günahıdır Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek gerekir Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur Kaza geciktikçe, günahlar, katlanarak artar, sayılamayacak kadar çoğalır Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen hukbe [1 hukbe=80 yıl] Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor Bu müthiş günahların altından kurtulabilmek için, farz namazları bir an önce kaza etmek gerekir (Tergib-üs-salat)

Sünnet kılarken kazaya da niyet edince kaza da sünnet de kılınmış olur (Necat-ül müminin s 90) Orijinali için tıklayınız

Beş vakit namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi (Sünnet kılmaya) diye niyet etmezdi Her vakit içinde böyle kılınan herhangi bir namaz, sünnet ismi verilen namaz olur(Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi)



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.