Sümerler |
07-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
SümerlerMezopotamya'nın yerli halklarından değildi, sümerologların okuduğu tabletlere göre halkın bir bölümünün Orta Asya'dan diğer bir bölümünün ise Doğu'dan Dilmun denilen bir ülkeden geldiği söyleniyor, Atatürk'ün Türk Tarih Tezi'ne göre de Sümerler MÖ 3500 yıllarında Orta Asya'dan göç ettiler Tabletlerden okunduğu ve mitolojilerinden anlaşıldığı kadarıyla kesin olan, Sümerlerin o zaman Mezopotamya'da bulunan Sami kökenli halklardan olmadıkları ve kuzeyden dağlık yörelerden geldikleridir Antropologlar; yaptıkları incelemelerde Önasya’da elde ettikleri buluntulardan, Sümer, Kut, Elam ve Hurri toplulukların Ural-Altay kavimlerinden özellikle atlı göçebe Türk unsurlar olabileceği kanaatine varmıştır Eski Önasya Tarihi uzmanı Hemmel, Sümerler’i tamamiyle Türk kavmi olarak kabul etmektedir Orta Asya’dan 4500-5000 yıllarında gelen Türkler’in Sümerler ’i oluşturduğunu ileri sürer Sümerce’deki 350 kelimenin Türkçe olduğu savunur Bilim Yerleştiklerinde çanak-çömlek yapmayı ve madenleri işlemeyi biliyorlardı Aşağı Mezopotamya'da Dicle ve Fırat nehirleri kıyısında Uruk, Lagaş, Eridu, Ur, Kiş gibi kent devletleri kurdular Gelişmiş bir yapı tekniği kullanıyorlardı Yerleştikleri kesimlerde muazzam bir sulama sistemi kurup, kanallar, barajlar ve bentlerle hem seli önleyip Bataklıkbataklıkları kuruttular hem de düzenli sulamaya dayalı bir tarım geliştirdiler Tekerleği de icad eden bu toplum tarlaları öküzlerin çektiği sabanlarla sürüyorlardı 60 rakamına dayanan seksajismal sayı sistemini kullanan Sümerler'in "sos" dedikleri bu 60'lık birim bütün zaman ve mekan hesaplarında kullanılmaktaydı ve onları bir uyum içersinde birbirine bağlıyordu [[Ay]ı 30, yılı 360 gün olarak hesapladılar Gece ve gündüzü 12'şer saate böldüler Bir yılı 12 ay olarak hesapladılar Ay ve Güneş tutulmasını hesapladılar Aritmetik ve geometrinin temellerini attılar Çarpma ve bölme cetvellerini buldular Daireyi 360 dereceye böldüler Dil ve Yazı İlk yazıyı MÖ 2500 yıllarında Sümerler buldular İlk yazıları şekiller üzerine kurulu yani her varlık ve olay için bir şekil kullandılar Bu yazıyı akılda tutmak zordu, zaten biraz düşününce bir şeyi tarif etmek için sınırsız bir alfabe olması gerektiğini anlayabiliriz, sonuçta daha az sayıda olan ve yanyana birleştirince farklı anlamları olan ilk alfabe yaratıldı; bu alfabenin harfleri çiviye benzediği için buna çivi yazısı diyoruz Bu yazıdan esinlenerek Mısır'da da özgün bir alfabe yaratıldı Bugünkü alfabemizin kökeni de Fenikelilere dayanır Toplum Yapısı Devlet kentlerden oluşmuştu ve her kent surlarla çevrili idi Kent içinde yüksek bir tepeye yapılan tapınak bulunurdu ki bu sosyal yaşamın merkezini oluşturmaktaydı Başlangıçta Anaerkil bir toplum yapısına sahiptiler İşbölümünün derinleşmhjkgjhgjhgkjhgktı;1 sınıfı din adamları ve askerler 2 sınıfı halk 3 sınıfı ise kölelerin oluşturduğu bir sınıflama yapıldı Sürekli savaşlar sonucunda köle edinilmesiyle sağlandı buda halktan her insan'ın kolayca köle edinebilmesini sağladı MÖ 3000-2500 yıllarında yüksek ruhbanlardan oluşan egemen sınıfları dinsel yapıya sahip kent devletlerinin yöneticileri olarak ortaya çıktılar Bu kral-rahipler dinsel ve siyasal işleri yürütürlerdi Bir kentin baş rahip aynı zamanda o kentin başkanıydı =dermen , hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı ve insan görünümündeydiler, fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardıTanrılar, insanlara ne istediklerini bildirmez Ancak insanlar onlara, kendilerinden istenileni sorarak öğrenebilirdi Sümer mitolojisinin en önemlilerinden biri Gılgamış Destanı'nda da adları geçen tanrılardan başlıcaları şunlardır: Anu: Gök tanrısı, önceleri baş tanrıyken sonra yerini hava tanrısı Enlil almıştır Enlil: Hava tanrısı, tanrıların babası, tapınağı Ekur Nippur kentindeydi Enki: Bilgelik tanrısı Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, ana-tanrıça Nanna (Sin): Ay tanrısı Utu (Şamaş): Güneş tanrısı, ay tanrısı Nanna'nın oğlu İnanna (İştar): Aşk ve Bereket Tanrıçası İlk defa Akadlar tarafından içten çökertildi ve bundan sonra bir daha eski haline gelemedi; MÖ 2000'li yıllardan sonra uygarlıkları bağımsız kimlikleriyle yaşayamadı Ardından gelen Akad ve Babil uygarlıkları çoğunlukla Sümerlerin izlerini taşıdılar Kendilerine özgü dilleri ve çivi yazıları uzun süre yaşadı Sümer inanışları ve mitolojisi de Fenike - Yunan - Roma bağlantısıyla günümüze dek ulaştı Şu an Dünyamızda kullanılan İncil, Tevrat ve Kur'an da da Sümer inanış ve felsefesinin izlerine rastlandığını iddia edenler vardır alıntı |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|