Mitler

Eski 07-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mitler



MİTLER
İnsanlar evrende kendi yerlerini,yaşadıkları toplumun yapısını,kendileri ile algıladıkları dünya arasındaki ilişkileri ve doğal olayların anlamını sürekli sorgulamışlardırBu konular için yaptıkları bazı açıklamalar masal veya gelenekler içinde değerlendirilmiştirBunların hepsi Mit’leri oluştururYaşamakta olduğumuz bu dönemde bilimsel olarak kanıtlanmış gerçeklerin yanısıra kanıtı olmayan inanç ve düşünceler de vardırBu ikisi arasında kesin bir ayrım yapma bugünkü dünyamızda başvurulan bir yöntemdirBugün için bir düş ürünü olarak nitelediğimiz mit’ler bir zamanlar insanların yaşamlarını yönlendiren olgulardı
*
Mit’lere dünyanın her yerinde rastlanmıştırÇok çeşitli olmalarına rağmen aralarında bir takım ortak noktalar bulunurBöyle benzerliklerin oluşu çok normaldirZira insanlar her yerde aynı sorunlarla karşılaşmışlar ve aynı soruları sormuşlardıGeçmiş dönemlerde bilimin henüz emekleme süreci bile başlamamışken,herkesin kendisinin ne olduğunu sorgulaması,doğanın niye acımasız davrandığını merak etmesi ve olayların nedenleri ile sonuçları arasındaki ilişkileri öğrenmek istemeleri her yerde aynıydı
*
Bugünden geriye doğru baktığımızda mitlerle o dönemlere ait dinler arasında ortak yanlar görürüzHer ikisi de nedenleri ve gerekçeleri içerir,yani her ikisi de evrenle ilgili olayların hem nasıl olduğunu hem de niçin böyle olduğunu açıklarlarAncak mitler dinlere oranla insanlara yaşantılarının doğru yönünü göstermeye daha az yer verirlerMitler kendi yapıları içinde ahlak dersi bulundururlar ama amaçları bunu insanlara kabul ettirmek değildirMitler,evrendeki varlıkların sayısız olan özellikleriyle olduğu gibi insanların doğal yaşantılarıyla ilgili öykülerdirDoğaüstü olaylar ise bu öykülerin vazgeçilmez bölümleridir
*
Mitolojilerin geçerli olduğu dönemlerde yaşayan birisine göre doğrudan doğruya algıladığı dünya,biricik dünya değildirOna göre bir doğum olayı fiziksel bir süreçtirBunu bilirAma bu doğum olayını aynı zamanda doğaüstü bir olay olarak ta kabul edecektirÖrneğin bu doğum olayını yeniden doğuş veya yeniden dünyaya dönüş olarak düşünecektirBöyle mitolojik dünya görüşlerinin yıkılması elbette bilimin ilerlemesi ile mümkün olmuşturAncak bilgilerin elde edilmesi,bu bilgilerin mantıksal düşünüş sürecini başlatması ve bütün bunların topluma yayılması uzun zaman alırBu süreç içinde mitlerin varlığını devam ettirmesi normaldirBilimi işin içine katmadan her olayda karşılaştırmalar yapmak,bu olaylar arasında benzerlikler bulmak mümkündürMitler de aynı yöntemi uyguluyorduDoğadaki anlaşılmaz olayları, herkesin bildiği ve anlaşılması daha kolay olan olaylarla karşılaştırıyor ve arasında paralellik kuruyordu
*
Herhangi bir yerde yanan ateş ısı ve enerji verirGüneş te ısı ve enerji verirŞu halde ateş ve Güneş’in ortak özellikleri vardırDiğer taraftan altın hem parlaktır hem de rengi Güneş’e benzerAltın aynı zamanda tıpkı Güneş gibi paslanmaz ve eskimezO da Güneş gibi ölümsüzlüğü simgelerBöylece ortak olan fiziksel özelliklerden,simgesel eşitlikler elde edilirArtık bir şey ötekinin niteliklerini almıştır
Yumurta, yaşamı ortaya çıkarırDünya yaşam olduğuna göre bir yumurtadan yaratılmıştırBu görüş oldukça yaygındıBirçok mitolojide yumurta,dünyanın simgesi olarak kullanılırEski Mısır’a ait yaratılış mitlerinden biri,Memfis’li Ptah’ın dünyayı bir çömlekçi tekerleği üzerinde yumurta biçiminde yaratmasıdır
*
Eski dönemlerdeki insanlar doğa olayları karşısında oldukça korkulu günler yaşıyorlardıGünlük yaşamı etkileyen bu tip olaylar onlar için olağanüstü nitelik kazanırdıBu nedenle garip yaratıklar insanın çevresindeki güçlerin ona verdiği korku yüzünden mitlerde önemli rol oynadılarAğzından ateş üfleyen canavar Khimaira,içinde yaşadığı volkanların gücüdürMitlerde adı geçen yaratıklar ve meydana gelen olaylar,gerçek olaylara benzetilmiştirÖrneğin Herakles’in bataklık canavarı Hydra ile mücadelesi,eski bir kralın bataklıkları kurutuşunu yansıtıyor olabilirBelki de yarı at yarı insan olan Kentuarlar bir bölgenin çok ünlü binicilerini simgeliyordu
Çok rastlanan bir örnek te kendi kuyruğunu yiyen yılan mitolojisidirKendi kuyruğunu yiyen yılan,evrende her şeyin çevrimsel yapısını gösteren bir çemberdirEski dönemlerden kalan bir belgeye göre,Japonya’da kuyruğunu yiyen yılan yeraltında kımıldadıkça deprem olmaktadır
*
Yeryüzündeki dağlar,eski dönemlerin insanı için ulaşılmaz yerlerdirAynı zamanda heybetli ve korkutucu görünüşleri vardırElbette Yunan tanrılarının yeri Olympos dağı olacaktırGök gürlemesi ve yıldırım tanrıların öfkesidir,Zeus kızmış olmalıdırYunanlılar mitlerinde insan biçiminde tanrılar yaratmışlardıİnsanlar, kendilerine özgü olan güzellik,öfke ve sevgi gibi özelliklerini ölçüyü aşırı hale getirerek kendi biçimlerindeki tanrılara yansıttılarHermes tanrıların habercisi,Apollon müziğin koruyucusu,Demeter bereketin tanrısıydıTanrılar biçim ve özellik olarak insana benzerler ama ne de olsa tanrıdırlar,onun için insandan fazla olan yanları olmalıdırÖrneğin ölümsüzdürler,korkunç güçleri vardırAma zaman zaman insana ait olan özelliklerini göstermekten kendilerini alamazlarKıskanırlar,aşık olurlar,bazen de Zeus’un yaptığı gibi ölümlü kadınlarla sevişirler
*
Mitler,insanın ve içinde yaşadığı dünyanın niçin böyle olduğunu açıklarlarAncak işlevleri bu kadarla kalmazİnsanlar yaşamları boyunca birçok olaylar karşısında umutsuz halde kalırlar,diğer insanlarla giriştikleri mücadelelerde galip gelirler veya mağlup olurlar,doğum ve ölüm zaten herkesin bildiği olgulardırBuna uygun olarak hemen hemen her ruhsal durum ve her soruyu yanıtlayacak bir mit vardırMitler dış dünyaya ait gerçeklerle insanların düşlerine ait umut,istek ve korkuları arasında bir köprü kurmuşlardı
KAYNAK:
The Joy of Knowledge Encyclopaedia

YARATILIŞ MİTLERİ
Mitler,içinden çıktıkları uygarlık merkezleri esas alınarak birtakım bölgelere ayrılırlarBir ayırım da ana konuları bakımından yapılan sınıflandırmadırBurada dikkat çeken bir özellik görülürYanıtlar değişse bile bazı ana konular bütün bölgelerde aynıdırYaratılış mitleri böyledir
*
Yaratılış mitleri evrenin ortaya çıkışını ele alırBu hali ile başlangıçta yaratılmamış bir şey bulunduğu varsayılmıştırBu yaratılmamış şey,bugün de adlandırdığımız gibi boşluk veya kaos olarak karşımıza çıkarEski Mısır döneminde yaratılışı içeren mit,kaosu Nun olarak nitelerBüyük ve karanlık olan Nun,yaratılış öncesi okyanusun içinde,yaratılıştan önceki bütün canlı ve nesnelerin tohumlarını barındırır
Yunan ve Mısır mitlerinde tanrının biyolojik yönü ağırlık kazanmıştırBu nedenle tanrılar düşmanlık ve ölümle karşı karşıya idilerTanrıların birbirlerinin yerine geçmesi hemen hemen bütün mitolojilerin ortak özelliğidirBu özellik,bir bölgenin başka insanlar tarafından istila edilmesini yansıtırBaşka bir ifade ile,istila sonucu bir bölgeye yerleşen yeni sahiplerin tanrıları,bölgedeki eski sahiplerin tanrılarının yerini alır
*
Mısır tanrısı Atum,verdiği izlenimle erkek olarak algılanırAncak konu edildiğinde hem erkek hem de dişi olarak çağrılırdıAtum kendisini yalnız hissedince bir eş ihtiyacını duyarMasturbasyon yaparak ilk yaratıkları oluştururBunlardan biri havayı simgeleyen erkek Shu,diğeri ise nemi simgeleyen dişi Tefnut’turBir diğer yorum ise Atum’un Shu ile Tefnut’u tükürerek yarattığı şeklindedirAtum,her ikisine de bir çeşit ruh diyebileceğimiz Ka’yı,yani yaşam özünü vermiştirAslında daha önce ortaya çıkmış olan Mısır mitlerinde Atum,boşluğun karanlık sularında yaşayan mitolojik bir yılandıBu yılanın dış kıvrımları dünyanın sınırlarını oluşturuyorduDaha sonraki yorumlarda ise yaratıcı rolünü firavun faresi alırAma gözümüze çarpan en önemli nokta,bütün bu oluşumların yeryüzü ve gökyüzü birbirinden ayrılmadan ve ışık yaratılmadan önce karanlıklar içinde yeralmasıdır
*
Mısır yaratılış miti,mitoloji ile ilgili iki tane ilkeyi ortaya çıkarırBunlardan biri mitolojinin çeşitli katmanlardan oluştuğunu gösterirNitekim eski ve yeni yorumlar birbirlerine karışmış haldedirlerDiğeri ise değişik bölgelerin mitlerinde ortak ögeler bulunmasıdır
İskandinav mitlerinde ilk canlının adı Dev Ymir’dirBu Ymir erimekte olan buzlardan doğmuşturBeslenmesi Audumulla adlı bir inek tarafından emzirilmesi ile gerçekleşmiştirYmir’in ölümünden sonra beden kısmı yeryüzünün kara parçalarını,kanı denizleri,kafası gökyüzünü,kemikleri dağları ve saçları da ağaçları oluşturmuşturBurada mitlerin bulunduğu bölgelerin coğrafi şartlarından etkilendiği açıkça görülmektedirYmir,İskandinavya’da her yerde bol olarak bulunan buzlardan doğmuştur
*
Hint mitolojisindeki yaşam ağacı Asvattha’dan İskandinav dünya ağacı Yggdrasil’e kadar ağaçlar,mitolojide önemli rol oynarlar Yggdrasil’de bütün dünya bir ağaç olarak gösterilirDallar gökyüzüne kadar çıkarKökler yer altı dünyasına iner
İzanagi ve İzanami kardeş olan Japon tanrılarıdırGökyüzünün yüzen köprülerinde otururlarken kutsal bir mızrakla Okyanus’u karıştırıp Onokoro adasını yaratırlarYeryüzüne inince İzanagi soldan, İzanami sağdan başlayıp adayı dolaşırlar İzanami değişik cinsiyetleri olmalarının yararlarını belirtir İzanagi de aynı kikirdedir ama kadının daha önce fikrini söylemesine kızmıştırGene de iki çocukları olurDoğon çocuklardan biri sülük,diğeri köpük adası olduğu için reddedilirlerTanrılar,bunun sorumlusunun İzanami olduğuna karar verirlerBöylece geri dönüp Japon adalarını yaratırlar
*
Bir yaratıcı ve deniz tanrısı olan Tangaroa,birçok Polinezya mitinde vardırBu mitlere göre Tangaroa,suların üzerinde yaşarken attığı bir taşla karaları yaratmıştıBir kuş cinsi olan haber kuşu toprağa asma ekmiştiAncak bu asma çürüdü ve bozulduBu bozulan maddede oluşan kurtçuk yığınından kadın ve erkek ortaya çıktı
Bir Avustralya mitine göre doğu rüzgarı sabah yıldızlarını gökyüzünden sürükleyince gün ışığı yaratılmıştırGeceleri gökyüzünü incelemek, Avustralya yerlilerine zamanın sonsuz bir çevrim olduğu düşüncesini vermiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.