Şapka Devrimi |
07-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Şapka DevrimiŞapka Devrimi Hakkında - Şapka Devrimi Hangi Yıl Yapılmıştır - Şapka Devrimi Nerede Yapılmıştır - Şapka Devrimiyle Gelen Yenilikler - Şapka Devrimi ve Atatürk'ün Konuşması Atatürk’ün Kastamonu ve İnebolu’ya yaptığı ziyaret ile başlattığı kılık kıyafet ve şapka devrimi ile fotoğraflarından bazılarını ilk kez basına açıklayan Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı AvAErdem Akyüz, bu fotoğrafların müteveffa kayınpederi İnebolu’lu Tank KdAlbay Hüseyin Kırksekizoğlu’nun albümünden alınmış olduğunu söyledi Akyüz : “Atatürk 23 Ağustos ile 31 Ağustos 1925 tarihleri arasında başlattığı Kastamonu civarı gezisinde 25 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu’da ve 26 Ağustos 1925 de İnebolu’da yaptığı konuşmalarla (Beyler bu serpuşun adına ‘şapka’ derler) sözleri ile şapkayı tanıtmıştır Atatürk’ü ‘panama şapka’ ile gösteren fotoğraf bu konuda bir ilki oluşturmaktadır İnebolu’da toplu olarak 26Ağustos1925 de çekilen diğer resim, İnebolu’da Atatürk’ü ve Şapka Devrimine katılan arkadaşlarını göstermektedir Resimde; sol başta Ali Rıza Bey (İnebolu’lu Tank KdAlb Hüseyin Kırsekizoğlu’nun dayısı ve ilk dönem Kastamonu milletvekilidir), yanında Emin Karol, Atatürk, Ali Sait Paşa, arkada sol başta Nuri Conker, zamanın İnebolu Belediye Başkanı, Fuat Bulca(EAlb), Tevfik Bıyıklıoğlu (EAlb) bulunmaktadır En üst sıra sağ tarafda, resimde başı görülmeyen kişinin dönemin Kastamonu Valisi olduğu tahmin edilmektedir Bu güne kadar hiç bir yerde yer almayan bir resim de Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın resmi olup, bu fotoğrafların sahibi ve Atatürk’ün sınıf ve arkadaşı Ali Rıza Bey’e imzalayarak ithaf ettiği ve üzerinde (Muhterem Ali Rıza Beyefendiye kalbi bir dostluk hatırası Latife) yazılı resmidir Bu resimler orijinal olup, hiç bir yerde yayınlanmaştır Şapka Devrimi sırasında (26 Ağustos’da açılmak üzere) İnebolu Türkocağı Binası’nda sergilenmek üzere hediye edilmiştir” Denmiştir Akyüz devamla; Atatürk’ün Kastamonu ve İnebolu’da yaptığı konuşmaların unutulmaması gerektiğini ifade ederek, 26 Ağustos Çarşamba günü, mareşal üniformasıyla belediye binasına gelen Atatürk’ün, burada başlarında kâhyaları ile birlikte İnebolu kayıkçıları ile diğer heyetleri kabul ettiğini, Kayıkçılara iltifat eden Atatürk’ün, akşam üzeri İnebolu çarşısını sivil elbise ve elinde şapkası olduğu halde dolaştığını, Gece İnebolu kayıkçılarının gösterilerini ve fener alaylarını izlediğini, Daha sonra sivil elbise ve elinde şapkası ile İnebolu Türkocağı Binasına gelerek, medeniyet kavramına ve kıyafetin medeniyetle alâkasına dair özetle şu konuşmayı yaptığını söylemiştir : “Efendiler, Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkı medenidir Tarihte medenidir, gerçekte medenidir Fakat ben sizin öz kardeşiniz, arkadaşınız, babanız gibi size diyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti halkı fikriyle, zihniyetiyle medeni olduğunu ispat etmek ve göstermek zorundadır; medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı aile hayatıyla, yaşayış tarzıyla, medeni olduğunu göstermek zorundadır Kısacası medeniyim diyen Türkiye’nin gerçekten medeni olan halkı baştan aşağı dış vaziyetiyle de medeni ve olgun insanlar olduklarını fiilen göstermek zorundadırlar Bu son sözlerimi açıkça ifade etmeliyim ki, bütün memleket ve dünya ne demek istediğimi kolayca anlasın Bu açıklamalarımı, bir sualle yöneltmek istiyorum, soruyorum: “Bizim kıyafetimiz milli midir? (Hayır sesleri) “Bizim kıyafetimiz medeni ve milletlerarası mıdır? (Hayır, hayır sesleri) “Size katılıyorum Tabirimi mazur görünüz, altı kaval üstü şişhane diye ifade olunabilecek bir kıyafet ne millidir ve ne milletlerarasıdır” “ O halde kıyafetsiz bir millet hiç olur mu? Arkadaşlar, böyle nitelendirilmeye razı mısınız? (Hayır, hayır, asla sesleri) Çok kıymetli bir cevheri çamurla sıvayarak aleme göstermekte mana var mıdır? ve “bu çamurun içinde cevher gizlidir fakat anlayamıyorsunuz”? demek isabetli midir? Cevheri gösterebilmek için çamuru atmak gerekli ve doğaldır Cevherin korunması için bir kutu lazımsa, onu altından veya platinden yapmak gerekmez mi? Bu kadar açık gerçek karşısında tereddüt caiz midir? Bizi tereddüde sevk edenler varsa, onların ahmaklığına alıklığına hükmetmekte hala tereddüt mü edeceğiz? Arkadaşlar, Turan kıyafetini araştırıp canlandırmaya gerek yoktur Medeni milletlerarası kıyafet, milletimiz için layık bir kıyafettir Onu giyeceğiz Ayakta iskarpin veya potin, üstünde pantolon, yelek, gömlek, kravat, ceket ve doğal olarak bunların tamamlayıcısı olmak üzere başta “siperi şemsli serpuş”, bunu açık söylemek isterim, bu başlığın ismine “şapka” denir Şapkaya itiraz edenler vardır Yunan başlığı olan fesi giymek caiz olur da şapkayı giymek neden olmaz? Ve yine onlara ve bütün millete hatırlatmak isterim ki, Bizans papazlarının ve hahamlarının özel kılığı olan cüppeyi ne vakit, ne için ve nasıl giydiler?” Akyüz “Bu resimlerde bulunan ve kendisine ithaf edilen Atatürk’ün sınıf ve silah arkadaşı Deniz Kurmay Albay ve Kastamonu Milletvekili Ali Rıza Beyin ilk kez yayınlanan fotoğrafı da ekli bulunmaktadır (Ali Rıza Beyin fotorafı ve resim üstü açıklaması) Günümüzü de aydınlatan ve içinde bulunduğumuz tehlikelere ışık tutan bu tarihi konuşmadan çok derslerin çıkarılması gerekir Bu gün ilk defa yayınladığımız resimlerle tarihi bir görev yaptığımız inancını da taşıyoruz” demiştir AvAErdem Akyüz |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|