Barotravma |
07-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
BarotravmaSualtında 1148 feet deniz suyu basıncına dayanan ( 510,8 Psi ) insan vücudu, deneysel koşullarda (laboratuarlarda) 2250 feet deniz suyu(1001,3 Psi) basıncına dayanmaktadır Basınca en duyarlı yerlerimiz, vücudumuzdaki doğal hava boşluklarıdır Bunların başlıcaları ortakulak, sinüsler ve akciğerlerdirBu boşluklardaki hava basıncının daima dış basınç ortamıyla eşit olması gerekir Barotravma, inişte sıkışma ve çıkışta da tersine sıkışma olarak görülür Başlıca semptom inişte özellikle ağrıdır, bu bazı vakalarda kanama ile birlikte olabilir Diğer sık olmayan semptomlar; baş dönmesi, his kaybı ve yüz felcidirOrta Kulak Sıkışması :Kulak zarı dış kulak yolu ile orta kulak boşluğunu ayırır Dalış sırasında suda dış basınç artarak kulak zarına yansır Kulak zarı ile dış kulak arasında kalan orta kulak östaki kanalıyla nefes yoluna bağlantılıdır Basınç değişikliği çok çabuk oluşursa östaki kanalıyla sağlanan basınç dengesi hemen oluşturulamaz Bu durum ciddi kulak zarı zedelenmelerine neden olabilir Basınç eşitsizliğinin orta kulaktaki etkisi iki şekilde ortaya çıkar :1 Dış basınç kulak zarını içe doğru iter Bu durumda kulak zarında şiddetli ağrılar hissedilir ve dalışa devam edilirse kulak zarı yırtılabilir2 Orta kulağı çevreleyen dokular basınç sonucu deforme olabilir, karı ve diğer vücut sıvıları bu boşluklara hücum edebilir Bu durum, özellikle basınç farkı kulak zarını yırtmayacak düzeyde ise ortaya çıkabilir Sinüs Sıkışması :Bütün sinüsler içi boş boşluklardır, kafatasında burun boşluğu ile birleşirler Sinüsler küçük hava paketleridir, burun boşluğuyla dar yollarla bağlantıdadır Basınç uygulaması esnasında, sinüslerdeki bir tıkanıklık, mukusla dolu olma ve yeni doku oluşumları, sinüslerin kapsadığı alanlarda ağrıya sebep olurlar Bu durum orta kulaktaki gibi tanımlanabilirSinüs Sıkışması Semptomları : Basınç eşitlemesi ile giderilebilir,iniş sırasında gözlerin arkasında, üst veya alt kısmına vuran doluluk hissi ve keskin ağrı ile görülür Çıkışta ağrı genellikle azalırken, dolgunluk hissi ve keskin ağrı ile dalıştan sonra saatler boyunca kalabilir Önleme yolu üst solunum yolu enfeksiyonları ve sinüzit hastalığı durumlarında dalınmamalıdır Diş Sıkışması : Diş sıkışması çürük diş veya iyi yapılmamış dolgunun altında hava boşluğunun bulunması sonucu ortaya çıkar Hava tamamen izole ise, dişin kök kısmını veya dişin oturduğu dolgularda basınçtan dolayı emilme meydana geldiğinden ağrı ortaya çıkar Eğer çürük dişe sualtında basınçlı hava girer ise genleşen hava ağrıya sebep olurDış Kulak Sıkışması :Eğer dalgıç kulak tıkacı kullanıyorsa, dış kulak yolunda enfeksiyon, kulak kiri varsa veya çok sıkı dalış başlığı kullanıyorsa dış kulak sıkışması meydana gelecektir Korunmak için iniş esnasında su yada basınçlı havanın her iki kulağa serbestçe girişine izin verilmelidir Akciğer Sıkışması : Nefes tutarak yaptığımız bir dalışta, ciğerlerimizde tuttuğumuz havayı sıkıştırarak normal rezidüel kapasitemizden küçük bir hacme sığdırabileceğimiz bir derinliğe ulaşmamız mümkündür Bu hacimde göğüs duvarları bükülemez sert ve sıkıştırılamaz hale gelir Eğer dalış devam ederse artan basınç göğüs duvarlarını sıkıştıramaz ve ciğerlerimizdeki basınç dış su basıncına göre negatif olur Sıkışmadan dolayı hasar Görülür kan ve doku sıvıları ciğer alveollerine ve hava pasajlarına dolar, hava boşluklarının kan ve doku sıvıları ile dolması, ciğerdeki negatif basıncı giderir Mühim bir ciğer tahribatı söz konusudur Ciddi durumlarda öldürücüdür Eğer dalgıç dalışa devam ederse göğüsün çökmesi sonucu ölüm meydana gelirTers Orta Kulak Sıkışması : Yükselme sırasındaki ortakulak boşluğundaki hava genellikle östaki borusu yolu ile dışarı çıkar Eğer burun tıkanırsa orta kulaktaki basınç, dış su basıcına oranla artar Kulak zarı dışarı doğru bükülür ve acı verir Eğer basınç çok artarsa kulak zarı bozulur iniş sırasında meydana gelen kulak zarı sıkışması ile aynı belirtileri gösterir yakındaki yapıları da etkiler ve vertigo, iç kulak hasarı, yüz dokularında zayıflık gibi semptomlar ortaya çıkarır Ters Sinüs Sıkışması : Sinüs içini kaplayan zar herhangi bir kıvrım yada aşırı büyüme sonucu bir top valf gibi hareket eder ve gazın yükselme sırasında sinüsü terk etmesine müsaade etmez sinüsteki basınç arttıkça şiddetli bir acı duyulur Genellikle daha fazla yükselmeyi engeller Acı, birkaç feet alçalmakla hemen geçer Mide ve Bağırsağın Fazla Genişlemesi : Dalgıç basınç altında iken bağırsağında gaz oluşabilir yada hava yutabilir ve midede sıkışabilir Yükselme sırasında bu gaz genişler ve dalgıca rahatsızlık verebilir İç Kulak Bozulması (vertigo) : İç kulak gaz içermediği için herhangi bir barotravmaya maruz değildir Ama iç kulak, orta kulak deliğinin yanında olduğu için, orta kulak sıkışmalarından etkilenir Ortakulak tıkanık östaki borusu sebebi ile sıkışmaya maruz kaldığında, iç kulağın sıvısı ve zarı etkilenir ve basınç arttıkça zarda bir yırtılma meydana gelebilir Zor kulak açma ile meydana gelen ortakulaktaki basınç değişimi geçici bir vertigoya ( alternobaric Vertigo ) sebep olabilir Bu tip vertigo genellikle en zor yapılan, bir anlamda dibe ulaşıldığında yapılan zor kulak açma sonucu meydana gelir Kısa sürelidir Bu Alternobaric Vertigo aynı zamanda yükselme sırasında ortakulağın fazla basanca maruz kalmasından da meydana gelebilir Bu anda vertigoyu kulakta bir doluluk hissi yada fazla basıncın dışarı çıkamamasından doğan bir acı hissi takip eder ve birkaç metre alçalmakla hemen geçer Orta kulak ve dış basınç arasındaki basınç farkı eğer çok fazla yada çok ani ise daimi bir hasara sebep olabilir Bu barotravmada genellikle kulak zarı yırtılır ve iç kulağın pek çok mekanizması hasar görürAkciğere Ait Aşırı Şişme Septomları :Akciğere ait aşırı şişme semptomları barotravmalarla ilgili hastalıkların göstergesidir ve yükselme sırasında ciğerlerde sıkışmış gazın genişlemesi yada ciğerlerin aşırı basınca maruz kalması ve bunu müteakip aşırı genişleme ve alveollerin hava keseciklerinin tahrip olmasına sebep olurAlveollerin tahrip olmasının 2 sebebi vardır ;1- Ciğer içindeki yüksek basınç2- Genişleyen gazların ciğerlerden çıkamamasıAkciğere ait şişmenin klinik belirtileri, serbest havanın toplandığı yere göre değişir Bütün durumlarda ilk görülen ciğerlerde hava toplanması sebebi ile alveollerin tahrip olmasıdırArterial Gaz Embolisi : Arterial gaz embolisi potansiyel olarak dalgıçlık için en tehlikeli hastalıktır ve yükselirken nefes tutmaktan dolayı ciğerlerdeki artan basınçlı hava buna sebep olur Örneğin 99 feet te basınçlı hava soluyan bir kişi yukarı çıkarken havayı ciğerlerine hapis ederse, ciğerlerinde tuttuğu havanın hacmi 3 kat artar Bu hacim değişikliğini kaldıramayan ciğerdeki hava kesecikleri ve kan damarları patlar ve baloncuklar kalbin sol tarafına doğru toplanır Buradan da arteriellere ( Atardamarlara ) pompalanırlar Bazı baloncuklar arterleri tıkarlar ve bu tıkanmanın gerisindeki dokulara kan gitmesini engellerler, olayın ciddiyetini bu tıkanmanın hangi organ yada dokuda olduğuna bağlıdır Eğer beyinde bu tıkanma olursa, semptomlar çok ciddidirEğer rekomprasyon yapılıp baloncukların ölçüleri küçültülmezse, ölüm meydana gelir Mediastinal ve Subcutamus Amfizem : Zorlanmalardan ötürü, akciğer hava kesciklerinin yırtılmasına ve tıbbi müdahelelere yol açan tahribatlara Amfizem denirİnterstisiyel (dokular arası) amfizem, ciğerlerdeki dokulara gaz girişine yol açar ve gaz embolisinde olduğu gibi dalgıç yükselirken nefesini tutarsa, ciğer dokuları yırtılabilir Bu durum gaz embolisiyle aynı anda veya ayrı olarak meydana çıkabilir Interstisiyel amfizem, gaz genişlemesi Subcutamus yada mediastinal amfizeme sebebiyet vermezse kendi başına bir problem teşkil etmez Mediastinal amfizem gazın yırtık ciğer dokularından, zayıf dokulara geçmesinden oluşur subcutamus Amfizem de zayıf ciğer dokularından boyundaki dokulara sızan gazların genişlemesi sonucu olur Pneumothorax ( Prömotoraks ): Ciğerlerin etrafındaki boşluklara ve göğüs kafesine giren havadan dolayı meydana gelir Genellikle ciğerlerden göğse giren hava ciğerleri çökerterek pek çok solunum rahatsızlıklarına yol açar Bazı durumlarda hasara uğramış ciğer, göğüs duvarı ile ciğer arasına havanın girmesine izin verir fakat havanın çıkmasına izin vermez, böylece her alınan nefesle hava kesecikleri şişer ve genişler, bu durum düzeltilmezse meydana gelen kuvvet ciğeri sıkıştırır, hatta ciğerin çökmesine sebep olabilir Ciğer ve son olarak kalp, göğüs kafesinin diğer yanına itilir Kan dolaşımı da solunum gibi tehlikeye girer Bu durum sık nefes alma, yüksek tansiyon, şok ve ölümle sonuçlanabilirBasıncın Direkt Etkileri : Bu etkiler dalgıcın nefes ortamındaki gazın kısmi basıncından kaynaklanmaktadır Nitrojen Narkozu : Basınç altında soluyan bütün dalgıçlar belli bir derinlikten sonra nitrojen narkozuna maruz kalır Kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte genellikle 30 m den sonra görülür Derin su dalgıçlarında 61 m ye kadar görülmeyebilir Semptomları *****ün etkileri ile benzerlik taşır Zihinsel aktivitelerde yavaşlama, geciken reaksiyonlar, düşüncenin donuklaşması gibi karakteristik etkileri vardır Görüşünde ve karar vermesinde bozukluklar görülür Oksijen Zehirlenmesi : Tüpteki havanın Oksijen kısmi basıncı atmosferdekinden fazla olursa zehirleyici olabilir Oksijen zehirlenmesi kısmi basınca maruz kalınan zamana bağlıdırAkciğere Ait O2 Zehirlenmesi : Bu zehirlenmenin ilk belirtisi derin bir nefes sonucunda duyulan hafif bir ağrı ve rahatsızlık hissidir Bu durum 24 saat boyunca 0,6 atm üzerinde oksijene maruz kalınması sonucudur Bilinci yerinde olan hastalarda nefes alırken meydana gelen acı daha fazla O2 alımını engeller ve yüksek konsantrasyonlu O2 kesildiğinde akciğer çalışması normale döner Bilinci yerinde olmayan hastalarda acı hissi olmayacağından ve O2 solunumu devam edeceğinden tedavi de saf O2 verildiğinde dikkatli olunmalıdır Sinir Sistemini Etkileyen O2 Zehirlenmesi : Oksijenin kısmi basıncı 1,6 atm ve üzerine çıkarsa akciğerlerdeki O2 zehirlenmesinden önce sinir sistemi zehirlenmesi ortaya çıkar İhtilaçlar birkaç dakika içerisinde kendini gösterebilir Bu zehirlenme kişiden kişiye farklılık gösterir Ayrıca bu durum zamana göre de farklılık gösterebilir Bazen ihtilaçlardan önce oksijen zehirlenmesinin habercisi bazı semptomlar görülebilir Genellikle aşağıdaki sıra ile gözükürler Kas zehirlenmesi Bulantı Baş dönmesi Görmede ve duymada anormallikler Nefes almada güçlük Heyecan ve şaşkınlık Beklenmeyen yorgunluk Koordinasyon bozukluğu Bu semptomların hepsi bir arada olmayabilir Kas seğirmesi esas olarak O2 zehirlenmesinin en belirleyici semptomudur, fakat kendini geç gösterebilir İhtilaçlar O2 zehirlenmesinin en ciddi sonucudur ve başka hiçbir ön semptom göstermeden aniden başlayabilirler İhtilaçtan sonra beyin tamamıyla yorulur ve ihtilaç sonrası depresyona girer Yaklaşık 15 dakika sürer kişi kendine geldiğinde, bayılma anına kadar her şeyi hatırlar fakat kasılmaları ( ihtilaçları ) hatırlamaz Giysili veya derin su başlığı ile yapılan dalışlarda meydana gelen ihtilaçlar, sıkışmalara, debelenmelere ve dil ısırmalarına sebebiyet verir İhtilaç sırasında dalgıcı satha çıkarmak gaz embolisine sebep olabilirO2 zehirlenmesine maruz kalan bir kişi kasılmalardan hiçbir zarar görmezse 24 saat içinde tamamen iyileşir O2 zehirlenmesi geçirmek tekrar zehirlenmeye eğilimli olmak demek değildir Kişi uyarıcı semptomları çok ve çabuk hissetse de bu genellikle psikolojik bir durumdur İnsert Gazların Emilmesi : Ortalama bir insan vücudu, deniz seviyesinde 1 litre civarında çözünmüş nitrojen içerir Vücuttaki tüm dokularda alveollerdekine eş bir kısmi basınçla nitrojene doymuş ( sature olmuş ) durumdadır Solunan havadaki basınç değişikliğine bağlı olarak nitrojenin kısmi basıncında değişiklik olursa, vücutta çözünmüş halde bulunan nitrojen basıncında da eş bir değişiklik olur Artı miktardaki nitrojen duruma göre, akciğerdeki ve dokulardaki nitrojen kısmi basıncı eşitlenene dek emilir yada dışarı atılır Emilecek veya dışarı atılacak, kısmi basınçtaki değişiklikle doğru orantılıdır Eğer 1 atm basınçta 1 litre nitrojen emiliyorsa 2 atm basınçta 2 litre emilir, yani basınç arttıkça emilen nitrojen miktarı da artar Fazladan nitrojen alma işlemi saturasyon, nitrojeni atma işlemi de saturasyon olarak adlandırılır Dokuların Saturasyonu ( Doyması ) : 100 feet' e inen bir dalgıcı örnek vererek konumuza açıklık getirelim; dalgıcın sathı terke ederken kanındaki ve dokularındaki nitrojen basıncının 0,8 atm olduğunu söyleyebiliriz Dalgıç 100 feet' e ulaştığında kanındaki ve dokularındaki nitrojen kısmi basıncı 0,8 atm olduğu halde alveollerindeki kısmi basınç 0,8 x 4 ( bulunduğu derinlikteki mutlak basınç ) = 3,2 atm dir Böylece alveollerdeki hava ile kan ve dokular arasındaki kısmi basınç farkı 2,4 atm olur Şimdi dalgıçta meydana gelen değişiklikleri sırası ile görelimKan alveol duvarlarını geçerken, nitrojen molekülleri alveollerden çıkıp kana karışır Bu andan itibaren kan alveollerdeki yeni nitrojen basıncıyla eşitlenir Artık öncesinin 4 katı nitrojen içermektedirKan dokulara gittiğinde aynı olay tekrarlanır ve eşitlik sağlanana kadar nitrojen molekülleri kandan dokulara geçer Herhangi bir dokudaki kanın hacmi, bulunduğu dokunun hacmine oranla daha küçüktür ve kan ancak sınırlı miktarda nitrojen taşıyabilir Bu sebeple dokuya ulaşan kan dokunun nitrojen basıncını fazla arttırmaksızın, kısa sürede fazla nitrojeni kaybeder Kan dokuyu terk ettiğinde kirli kan nitrojen basıncı dokunun nitrojen basıncına eşittir Bu kan akciğerlerden geçtiğinde tekrar 3,2 atm basınçla eşitlenecektir Kan dokuya döndüğünde eşitlik sağlanana kadar nitrojen kaybına devam edecektir Dokunun nitrojen basıncı arttıkça, nitrojen alışveriş hızı gittikçe yavaşlar Yani safhalar ilerledikçe dokunun nitrojen artış hızı yavaşlar Ancak dokuya ulaşan her birim kan bir miktar nitrojen bırakır ve böylece tam saturasyona kadar dokunun basıncını arttırır Hacmine oranla fazla kan stokuna sahip dokulara belirli bir zaman diliminde daha fazla nitrojen iletilir Böylece tam saturasyona az miktarda kan stokuna sahip dokulara göre daha çabuk ulaşırlar Eğer bir dokunun normalin üstünde yüksek bir nitrojen kapasitesi varsa, kanın bu dokuyu tam olarak satüre etmesi daha uzun zaman alır Nitrojenin yağdaki çözünürlüğü, sudakine göre 5 kat daha fazladır O halde yağlı dokular sature olmak için, yağsız dokulara göre daha fazla nitrojen ve daha fazla zamana ihtiyaç gösterirler Eğer dalgıç 100 feet derinlikte saturasyon tamamlanana kadar tutulacak olursa, dalgıcın vücudu satıhtakine oranla 4 kat daha fazla nitrojen içerecektir Yağlı dokunun yağsıza göre 5 kat daha fazla nitrojen tuttuğunu bildiğimize göre, nitrojenin büyük bir kısmı yağlı dokularda tutulacaktırNitrojen saturasyonu ile ilgili önemli bir konuda nitrojen basıncı ne olursa olsun işlemin süresinin değişmemesidir Yani 100 feet teki saturasyon süresi ile 33 feet teki saturasyon süresi aynıdır Dokuları Desaturasyonu : De saturasyon süreci, saturasyonun tam tersidir Eğer akciğerlerdeki gazın kısmi basıncı ortam basıncındaki değişiklik sonucu azalırsa, yeni basınç farkı, nitrojenin dokulardan kana difüzyonunu ortaya çıkacaktırbu süreç nitrojenin kandan akciğerdeki havaya, oradan da dışarıya atılmasına kadar devam edecektir Vücudun bazı kısımları saturasyonda olduğu gibi diğer kısımlara oranla daha yavaş de sature olacaktır Saturasyon ile de saturasyon arasındaki en önemli fark vücut ani ve büyük basınç artışlarına herhangi bir zarara uğramadan uyum sağlayabilirken, ortam basıncındaki azalma durumunda ciddi problemlerle karşılaşılırEriyik bir gaz vücuttaki toplam basınçtan daha yüksek bir basınca sahip olabilir Eğer bir doku vücuda göre daha yüksek bir oranda sature durumdaysa, gaz kandan kabarcıklar halinde ayrılır Dokularda ve kanda oluşan nitrojen kabarcıkları dekomprasyon hastalığı ( vurgun ) diye bildiğimiz hastalığı meydana getirirler Bu kabarcıklar sinirlere baskı yapabilir, hassas dokulara zarar verebilir ve kanın hayati organlara akışını engelleyebilirler Semptomları deri kızarıklıkları eklemlerde ve kaslarda felç, uyku hali, sağırlık, baş dönmesi, bilinç kaybı ve aşırı durumlarda ölüm olarak sıralanabilir Dekomprasyon :Dalgıç herhangi bir derinlikte çok seyrek olarak nitrojenle tamamen nitrojenle tamamen sature olacak kadar süre su altında kalır Kısa bir dalışta, ancak çabuk sature olan dokular dikkate değer bir miktar gaz emer ve bunlar kolayca desatüre olabilirler JS Handel' in araştırmalarından ve çeşitli test programlarından ( Amerikan Donanması ) üretilen standart dekomprasyon tabloları, bir çok dalış programında dalgıca kontrollü dekomprasyon yapmasına rehber olacak şekilde hazırlanmıştır Bu tabloların hazırlanmasında; derinlik, dip zamanı, dalgıcın 12 saat içinde birden fazla dalış yapıp yapmadığı (Mükerrer dalış) gibi, emilen nitrojenin miktarında etkisi olan çeşitli faktörler dikkate alınmıştır Oluşturulan dekomprasyon tablosu dalgıcın maksimum güvenliğini sağlaması açısından ödün vermeksizin uygulanmalıdırTüm ABD donanma dekomprasyon prosedürleri laboratuarda baştan sona test edilmiş olduğu halde, prosedürlere olan bağımlılığı ve standart tablolara uygunluk dalgıcın dekomprasyon hastalığına yakalanmasına engel olmaz Tüm önlemlere rağmen dekomprasyon sorunlarına yol açabilecek bireysel farklılıklar ve çevresel faktörler çok sayıdadırBunlar; yaş, aşırı şişmanlık, aşırı yorgunluk, uykusuzluk, *****e düşkünlük, genelde zayıf bir kondisyon veya zayıf dolaşım etkinliği yaratabilecek her şey olabilir Yine dalışta ağır iş yapma ve ısı aşırılıkları hoş olmayan etkiler yaratabilirDekomprasyon Hastalığı :Bir dalgıcın kanı ve dokuları çözünmüş helyum yada nitrojeni dipte alınca aşırı doyma durumu yaratabilir Çözülmemiş gazın dolaşım sistemi ve ciğerler vasıtasıyla atımı dış basıncın aşırı düşüşünü karşılayamazsa, gaz baloncuklarının serbestliği hem kanda hem de süper sature olmuş dokularda oluşabilir Kan akışındaki baloncuk semptomları dolaşımı durdurarak oluşacaktır Dokuda iyice gerilecek, sinirlere baskı uygulayacak veya aktif zarara yol açacaktırBaloncuk yada baloncukların boyut yerlerine bağlı olarak sonuçlanan semptomlar Eklemlerde, kaslarda yada kemiklerde baloncuk varsa acıya yol açacaktır Beyinde baloncuk oluşumu, körlük, baş dönmesi, veya hissizlik yapabilir İç kulaktaki baloncuklar işitme kaybı yada vertigo hastalığına yol açar Ciğerlerdeki baloncuklar; öksürük, nefessizlik, hypoxia ve tıkanma denen durumu ortaya çıkarabilir Derideki baloncuklar; kaşıntı veya hissizlik yapabilir Dalıştan sonra beklenmedik yorgunluk ve bitkinlik genellikle baloncukların beklenmedikleri yerlerde oluşumundan olabilir Merkezi sinir sistemi yada ciğerleri etkileyen dekomprasyon hastalığı gerektiği gibi ve çabuk davranılmazsa ciddi sakatlıklara yol açabilir Eklemler gibi diğer bölgeler etkilendiğinde, aşırı acı ve tedavi edilmezse yerel olarak zarar verebilirlerDekomprasyon hastalığının tedavisi rekomprasyondur Kazazedeyi baloncukların boyutunu düşürüp Onları tekrar çözeltiye dönüştürmek için tekrar basınç altına almaya rekomprasyon denir Bu genellikle bir rekomprasyon odası (basınç odası), eğer yakında basınç odası yoksa su içinde yapılırDekomprasyon hastalığını engellemek dekomprasyon tablolarını uygulamakla mümkündür Dekomprasyon hastalığını olası tüm durumlardan uzakta tutabilmek için uygulanan dekomprasyon zamanının gerekenden fazla olmamasına dikkat edilmelidir Kaynak: cocukkbb |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|