Çocuğun Gelişiminde Babanın Önemi |
07-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çocuğun Gelişiminde Babanın ÖnemiÇocuklarda irade, adalet, dirayet, cinsel kimlik, zihinsel gelişim, sosyal yaşam, aidiyet duygusu, özgüven ve akademik başarı gibi birçok ‘hayati’ özellik baba aracılığıyla gelişiyor Peki nasıl? "Babalı büyüyen çocuklardan değilim Bu yüzden, bir çocuğun babasını kaybettiği o dramatik an hakkında doğru dürüst ve şahsi kanaatim yok Nasıl olabilir ki? 6 yaşımdaydım O günlerde hiç de mutat olmayan bir sıklıkla mezarlık ziyaretleri oluyordu Başta annem, halam ve komşu kadınlardan oluşan bir hanım heyetiyle girdiğimiz kabristanda, yazılı kısmının bir tülbentle sıkı sıkıya sarılıp gizlendiği, kaba saba bir çam tahtasının dikili olduğu mezar etrafında toplanıyorduk ve kadınlar ağlıyordu Henüz okula gitmiyordum ama üzerinde bir şeyler yazılı o çam tahtasını niçin tülbent sararak kapattıklarına bir türlü mana verememiştim Başında ağlayıp durdukları mezar ise belli ki bir komşumuza aitti ve onun için çok üzülüyorlardı Peki, ama babam neredeydi? Cevabı basitti: Yine çalışmak için Almanya’ya gitmişti Sivas semalarında ne zaman bir uçak sesi duysam, ‘Teyyare, babama selam söyle!’ diye bağırıyordum Acaba ne zaman gelecekti? Neredeyse Kemalettin Tuğcu hikâyelerinden alınmışa benzeyen bir yetim çocuk hikâyesi gibi Babam genç ölmüş, 41 yaşında Ben 41’ime girdiğimde bu yaşın ölmek için ne kadar erken olduğunu hatırlamıştım Yattığı yer nur olsun…” Yazar Ahmet Turan Alkan, babasının ardından yaşadıklarını böyle anlatıyordu “Oğullar ve Babaları” kitabında Sadece o değil, onlarca tanınmış oğul, babalarının vefatıyla bir yarılarının da öldüğünü, bir gecede nasıl da büyüdüklerini dile getiriyorlardı hissiyatlarını paylaşırken… Zira onların hayatında baba, dış dünyaya açılan köprü demekti Koca bir çınara sırtını dayamak, devasa bir güce güvenmekti Asaletin temsilcisi, ailenin direğiydi baba Yani insanı ayakta tutacak ‘çok şey’ anlamına geliyordu Babalar oğullarına belki bilerek belki de bilmeyerek ‘kendilerince’ anlatmışlardı onca erdemi, kültürü, yaşayışı, duyguyu Peki, günümüz babalarının ardından çocukları ne söyler, ne düşünür? İyi okullarda okuttuğunuz, sürekli pahalı oyuncaklarla şımarttığınız, hayatın kötü ve yıpratıcı hiçbir yönünü göstermeyerek koruduğunuzu sandığınız yavrularınız sizin ardınızdan da aynı şeyleri söyleyebilecek mi? Modern zamanlar, insanların anlam ve yaşayışla alakalı davranış, düşünce ve hissiyatını şüphesiz başkalaştırdı Hâl böyle olunca, birçok ana başlık gibi ‘baba olmak’ da tekrar değerlendirilmesi, yorumlanması gereken unsurlar arasında Artık babalık yapmak da çocuk olmak da zor Çünkü her ikisi de tadil edilmeye muhtaç… Türkiye’de anne merkezli bir hayat var Televizyon programları, gazete-dergi haberleri, söyleşi ve konferanslar da hep bu minvalde Tüm dikkatimizi tek bir kanala vermemiz, çocuğun maddi manevi bakımından ‘sadece’ anne sorumluymuş gibi bir sonucu ortaya çıkarıyor Üstüne bir de ataerkil aile yapısı eklenince hiçbirimiz, ‘Bir babanın asli vazifesi nedir?’ sorusunu ne birbirimize ne uzmanlara ne de kendimize yöneltiyoruz Erkekler evlerine bakıp çocuklarının ihtiyaçlarını eksiksiz karşıladığında vazifesini yerine getirdiğini düşünüyor Hâlbuki bebeklik, çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemlerinde babanın çocuk gelişimindeki rolü çok büyük İrade, adalet, dirayet, cinsel kimlik, zihinsel gelişim, sosyal yaşam, özgüven, akademik başarı gibi birçok ‘hayati’ durum çocuklarda baba aracılığıyla gelişiyor Maddeten ya da manen baba eksikliği yaşayan kız ve erkekler, bu özelliklerini geliştiremediği için hem aile içinde hem de toplumda sorun teşkil ediyor Binlerce eserin arz-ı endam ettiği kitap piyasasında babalara özel yazılmış sadece iki kitap var Bu bile toplumumuzun ‘baba olmak’ üzerine konuşmadığını gözler önüne seriyor Peki ama neden? Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) Baba Destek Birimi Koordinatörü Hasan Deniz, toplumsal cinsiyete bağlı iş bölümünün etkisine dikkat çekiyor Ona göre çocuğun bakımını temel aldığımızda her şey annenin sorumluluğunda Baba da para kazanan, evin güvenliğini, otoriteyi sağlayan kişi Anne çalışsa da bu kanaatte bir sapma yok Bir de erkekler ‘baba’ olarak doğmuyor, önce erkekliği, daha sonra da babalığı öğreniyor Dolayısıyla edinilmiş erkeklik kalıpları çerçevesinde babalığı gerçekleştirmeye çalışıyorlar Öğrenilen erkeklik ise çocuk bakımı dâhil diğer ev içi işlerden sorumlu olmayı, eşle demokratik bir ilişki kurmayı çok teşvik etmiyor Aile hayatı içindeki çocuk yetiştirme pratikleri de bu temel kabulden hareketle şekilleniyor Sonuçta toplum tarafından babalığa verilen destek, babalığın konuşulma biçimi, babalık denince öne çıkarılanlar da bu kabul edilmiş kanaatlerle biçimlendirilip sınırlandırılıyor Psikiyatr Dr Mustafa Ulusoy, sadece bu coğrafyada değil, küresel ölçekte de babalığın yeteri kadar konuşulmadığını söylüyor |
Çocuğun Gelişiminde Babanın Önemi |
07-23-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çocuğun Gelişiminde Babanın Önemi"Babalı büyüyen çocuklardan değilim Bu yüzden, bir çocuğun babasını kaybettiği o dramatik an hakkında doğru dürüst ve şahsi kanaatim yok Nasıl olabilir ki? 6 yaşımdaydım O günlerde hiç de mutat olmayan bir sıklıkla mezarlık ziyaretleri oluyordu Başta annem, halam ve komşu kadınlardan oluşan bir hanım heyetiyle girdiğimiz kabristanda, yazılı kısmının bir tülbentle sıkı sıkıya sarılıp gizlendiği, kaba saba bir çam tahtasının dikili olduğu mezar etrafında toplanıyorduk ve kadınlar ağlıyordu Henüz okula gitmiyordum ama üzerinde bir şeyler yazılı o çam tahtasını niçin tülbent sararak kapattıklarına bir türlü mana verememiştim Başında ağlayıp durdukları mezar ise belli ki bir komşumuza aitti ve onun için çok üzülüyorlardı Peki, ama babam neredeydi? Cevabı basitti: Yine çalışmak için Almanya’ya gitmişti Sivas semalarında ne zaman bir uçak sesi duysam, ‘Teyyare, babama selam söyle!’ diye bağırıyordum Acaba ne zaman gelecekti? Neredeyse Kemalettin Tuğcu hikâyelerinden alınmışa benzeyen bir yetim çocuk hikâyesi gibi Babam genç ölmüş, 41 yaşında Ben 41’ime girdiğimde bu yaşın ölmek için ne kadar erken olduğunu hatırlamıştım Yattığı yer nur olsun…” çok duygulandım aynı şeyi 5 yaşında yaşadım evet babam da tam 41 yaşındaydı ve ben şu an 41 yaşındayım ne erken bir yaş ölmek için baba hayatımın en büyük eksiği kız veya erkek çocuk için farkı yok o güveni o sıcaklığı o idolü kaybetmek çok zor asla asla asla kimsenin yerini dolduramayacağı bir eksik bana göre anneyi kaybetmekten daha öte bir duygu baba herşey demekbu duygu yaşamadan anlaşılmaz babalarını beğenmeyen onlara küfür eden onları aşağılayıp değersizleştiren evlatlar; aldığınız her tür değer toplumumuzda babanız sayesinde aldığınız her tür güven babanız sayesinde geleceğiniz babanız sayesinde |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|