Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bitkiler, hadisler, hakkında, öğütler, şifalı

Şifalı Bitkiler Hakkında Hadisler Ve Öğütler

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şifalı Bitkiler Hakkında Hadisler Ve Öğütler



ŞİFALI BİTKİLER HAKKINDA HADİSLER VE ÖĞÜTLER


Şifalı bitkilere dair 40’ın üzerinde bitki mevcuttur Bunların bir çoğu bir kişi kitabın tercümesinden ibaret olup, sınırlı bilgiler ihtiva etmektedir


Elinizdeki eser 40’ın üzerinde kitabın taranması olduğu gibi halkın bizzat deneyerek elde ettiği bilgileri de bulunmaktadır Ayrıca araştırmalarımı da bir araya getirip kitaba ekledim


Bitkilerle tedavi binlerce yıllık tecrübe ile ortaya çıkmış ve bugün yeniden alakamızı celbederek günlük hayatımızda daha sıkça kullanılmaya başlanmıştır Halihazırda gelişmiş uzak doğu ülkelerinde şifalı bitkilerden müteşekkil terkipler uygulanmaktadır


Bitkilerle tedaviye başlamadan önce hastalığın teşhisinin konulmasından yarar vardır Kesin netice alabilmek bununla mümkündür Bilinen hastalıklarda tarif edilen kullanma şekillerine uyulduğu taktirde kısa zamanda sonuç alınabilir


Şunu da akıldan çıkarmamak gerekir, her bitki her insanin bünyesine ayni şekilde faydalı olmayabilir Dahası birileri için faydalı olan bir bitkinin bir başkasında rahatsızlık yapabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır Bu bilgileri tabiplerimizin ve işinin ehli fitoterapistlerimizin teşhis ve tedavilerini yabana atmadan icra etmek gerekir Tıbbi bitkilerle tedavide hastalığın şekline göre 1 günde hatta bir seferde kullanmakla bile netice alınabileceği gibi bazen 1 hafta yada 1 ay hatta 2-3 ay gibi tedaviye devam mecburiyeti olabilir Tıbbi bitkilerin etkileri nisbeten yavaş fakat kesin faydalardır


Bazı basit bilinen hastalıkların bitkilerle tedavisinden kısa zamanda netice alınabiliyorsa teşhis için bir doktora başvurmak gerekir Her halukarda evvela teşhis konulmalı, sonra tedaviye geçilmelidir


Peygamber (sav)’in kendisinden tedavi olması, ev halkından ve ashabından hastalananlara tedavi omlarını emretmesi , bu konudaki


Yol göstericiliğin bir işaretidir zaten insan sihhate olmazsa varlığı neye tarar dünyevi ve uhrevi muvaffakiyetler vücudun sıhhatine bağlıdır Vaktiyle dünyaya hükmeden Kanuni Sultan Süleyman tarihi söylemiyle ne güzel ifade etmiştir :


Halk içinde muteber bir nesne yok, devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes, sıhhat gibi


Sıhhat hayatın mekanizmasıdır, her muvaffakiyet ona bağlıdır Dünyada ondan daha kıymetli bir şey yok denilse de caizdir Dünyada en büyük devlet, nimet sıhattedir


Rasulullah’ın (es alüke afvel afiye) hadisi şerifi de bize Allah’tan af ve afiyet isteyin buyurması bize afiyetin en büyük bir nimet olduğunu göstermektedir Af Müslüman’a ne kadar lazımsa, afiyette sıhhate o kadar lazımdır Bu hadisi şerif bize af ve afiyetin kıymetini bildirmektedir Ve yine Rasülullah ilim ikidir Biri bedene biri dine ait olan ilimdir buyurmuştur Bedene ait ilmi önce ifade etmekte tıp ilminin ve hafızı’s-sıhanın ehemmiyetini belirtmiştir


Hadisede de Allah afiyette olmanızı sever, buyurmuştur Amcası Abbas’ a da : Ya Abbas Allah’tan dünya ve ahirette afiyet iste, buyurmuştur Rasulullah yine bir hadisinde ashabına :


- Allah’tan af ve afiyet isteyiniz Bir kimseyi Allah’ın birliğine yakın bir ilim verildikten sonra, afiyetten hayırlı bir şey verilmemiştir


Buyurmuştur Ve yine sahabeden birinin : Ya Rasulullah namaz kıldıktan sonra Allah’tan ne isteseydim? Sözüne : afiyet iste buyurmuşlardır Sıhhat ve afiyeti yerinde olmayan insan din ve dünyası için ne iş yapabilir İslam dini sıhhatli beden için her türlü temizliği sevap kötülüğü de günah addetmiştir


Rasulullah kıyamet gününde Allah’ın insanlara vermiş olduğu nimetlerden en evvel sorulacak şey ( senin vücuduna sıhhat verdim mi ) suali olacaktır buyurmuştur Bu suretle sıhhat nimeti bütün nimetlerin üstünde addedilmiştir


Rasulullah iki nimet vardır ki insanların ekserisi bundan gafildir Biri sıhhat nimeti diğeri boş zamandır buyurmuştur


Yine bir hadisi şeriflerinde hastalık gelmeden evvel sıhhatin kıymetini bil, meşguliyet gelmeden boş zamanın kıymetini bil buyurmuşlardır…


ŞARKIN BÜYÜK ADAMI İBNİ SİNA


Şarkın büyük adamı İbni Sina hiçri 370 miladi 980 senesi Ağustos ayında buhara Khormisen Kasabasında doğmuştur Babası Sinan oğlu Abdullah’tır, Belhte doğmuştur Saman oğullarından 2’nci Nuh ibni Mansur (M 976-977) zamanında Buhara’ya geldi İşbilir liyakatli bir iş adamı olduğu için vezirlerin dikkatini çekmiş müteaddit memurlardan sonra Khormisen’e memur olarak gönderildi Ve burada afşen Nahiyesinden yıldız isimli bir kızla evlendi


Eserlerini Arapça yazdığı için İbni Sina’ya araptır diyen bazı garp mütefekkirleri oluşmuştur halbuki İbni Sina Türktür


İbni Sina biraz büyüdükten sonra babası ile birlikte Buhara’ya döndü orada tahsile başladı 10 yaşında Kur’anı ezberledi Daha sonra çeşitli hocalardan hesap, hendese fıkıh, kelam, mantık, felsefe, tıp okudu Bazı okuduklarını müşahededen geçirdi


Durmadan çalışıyor, okuyor ve yazıyordu Gündüzün halledemediği meseleleri gece hallediyordu


Bu şekilde çalışan İbni Sina daha sonraları metafiziğe başladı Bu hususta hayli çalıştı Çözemediği anlayamadığı bir hayli meseleyi de, elde ettiği farabi’nin bir eserinden öğrenince Secde-i Şükrana kapandı, fakirlere sadaka verdi


İbni Sina’nın fikir inkişafında Samanoğulları sarayının büyük tesiri olmuştur


Hastalanan Saman oğlu Nuh, İbni Sina’nın tedavisi ile iyi olmuştur Bu muvaffakiyet Şarkın genç, dev alimine meşur “Sivan’ul hikme ismindeki saray kütüphanesinin kapıları açılmıştır Farabi’nin ettalim üssani” adlı eseri burada yirmi iki yaşında tekik eder


Babasının ölümünden sonra Harzem’e gitti Bazılarının tesiri ile Gazneli Sultan Mahmud’un Takibatına uğradı Bu endişeden dolayı Şehl İbni Sina Mesih ile Harzem çölünü geçerken açlık ve susuzluktan Sehl İbni Mesih öldü Kendisi de canını zor kurtararak Cürcan’a (1019) da geldi


Bugün tedrisle uğraşan meşhur bir üstad, veya hastaları ile uğraşan tabib yarın memleketin idaresini yüklemiş vezir, ertesi gün hükümdarın takibatından kurtulmak için saklanan hapis


Ama o dershanesinde ve kliniğinde olduğu gibi, nezaret masasında da hapishane köşelerinde de daima düşünen bir alim yazan bir müellif olarak kalmıştır


Onun korkunç kasırgalar önünde sürüklenen bir hayat içinde bitmeyen tefekkürü, daimi didinişi dimağ ve bünyesinin ne payansız bir enerji ve hayatiyete sahip olduğunu göstermektedir


İrfan sahasının genişliği anlatan eserlerinin listesini tetkik ettiğimizde karşımıza sistem sahibi bir feylesof, alim bir tabib, kudretli bir mantıkçı keskin nazarlı hey’et şinas bir riyaziyetci, tecrübe ve müşahedeyi rehber edinen bir alim yükselmektedir


Gariptir ki eserlerin en kıymetlilerini ya taibata uğradığı veya bir kalede mahpus kaldığı zamanlarda yazmıştır


İbni Sina ilmen olduğu kadar ahlaken de üstün bir insandı Siyasi yollarla kendisine türlü cefa çektirmiş insanlardan intikam almak fırsatını eline geçtiği vakitlerde bile buna tenezzül etmemiştir


Genç yaşlarında bazı islama uymayan fikirleri vardı Sonradan Horasan’ın meşur evliyalarının islahi ile tamamen ehli sünnet Çerçevesini girdi Hatta son zamanlarda söylediği sözlerden bazıları : Bütün Kainatın Sığınağı senin mağfiretindir Seni övenler senin sıfatının vasfından aciz kaldılar Biz beşeriz sen bizim tevbemizi kabul et Seni hakkı ile tanıyamadık “ey bütün kainatı harekete getiren zat – ala maksad ve garaz sensin ve sen öyle bir gayesin ki senin yerini başkası tutmaz Kalbinde senin azametinden başka hardal tanesi kadar sevgi bulunan kalb hastadır


Yarabbi vuku bulunduğu kimseyi dar bir maişet çerçevesi içine alan fitneden sana sığınırız Yarabbi simdi sana döndük dönüşümüzü kabul et Senden yüz çeviren kalpleri kendine çevir Eğer sen nefislerimizden hastalığını ve körlüğünü iyi edip şifaya erdirmezsen senden başka kime müracaat edilir


Dünyaya da işte dünya dediğin budur, kenetlenmesi kırılmak ve yapılması yıkılmak içindir Gözü ile bakan İbni Sina bütün malını Allah için verdi Vefatına kadar her gece yüz rekat namaz kılıyor ve her üç günde bir hatim yapıyordu


Sahte gururunu bir türlü yenme kudretini kendinde bulamayan garp süfli hurafeler içinde boğulurken şarkın ilim sultanı kainatın değişmez kanunlara bağlı olarak olduğunu arz kabuğunun orogenik ve tektonik kuvvetlerle tekevvün ettiğini izah etmişti


Kitaplarından başta “KANUN” ve “URCUZE” olmak üzere bir çocuğu Latince’ye daha sonra İngilizce’ye, Fransızca’ya, Almanca’ya tercüme edilmiş ve müteaddit defalar basılmıştır


1023 tarihinden itibaren alaüddevle ebu Cafer-Kaküveyhin yanında günlerini geçirmiştir Kendisini çok seven sultan onu daima yanında bulunduruyor, hatta harbe gittiği zamanlarda bile yanında bulunduruyor, hatta harbe gittiği zamanlarda bile yanından ayırmıyordu… Yine böyle bir seferde iken hastalandı, Hemedan’a getirildi Birkaç gün sonra 21 Haziran 1037’de hayata gözlerini yumdu Allah’ın rahmeti üzerinde olsun…


“Yiyiniz, içiniz israf etmeyiniz


-DAVUD-İ ANTAKİ (bin Ömer’ul basir) KİMDİR ?


Meşhur tıp alimi ve hekim olup hicri 950 tarihinde Antakya’da doğmuş riyaziye ve tabiiye ilmi ile fenni tıbbi ve Yunan lisanı öğrendikten sonra Şam’ın her tarafını gezerek oranın ulemasından muhtelif ilimler tahsil etmiş ve sonra Mısır’a giderek oraya yerleşmiştir


Tabiplikte ve diğer ilimlerdeki üstün bilgisi ile böyle şöhret kazanmıştır


Mekke Şerifi Hasan Bin Ebi Nümey tarafından davet olunarak Mekke-i Mükerreme’ye gitmiştir Sonradan iki gözünden ama olup çok zeki olması sebebi ile kendisine “BASİR” lakabı takılmıştır Hicri 1008 tarihindeki Mekke-i Mükerreme’de vefat etmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.