Bilal-İ Habeşi

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilal-İ Habeşi



BİLÂL-İ HABEŞÎ

Hz Peygamber'e ilk iman edenlerden biri ve sonradan ona müezzin olan sahabî İslâm tarihinde unutulmaz yeri olan Bilâl-î Habeşî, aslen Habeşlidir Anasının adı Hamâme, babasının adı Rebah, künyesi Abdullah'tır

Bilâl, İslâm'ın ilk tebliğ yıllarında Ümeyye b Halef'in kölesiydi İslâm'ın ortaya çıktığı yıllarda bir çok kimse, soy ve soplarının yüksekliğine, şirk toplumu içindeki nüfuzlarına bakarak kavim ve kabîle taassubuna düşmüş, İslâm'a cephe almış ve sapıklıkta kalmışlardı Bilâl b Rebah gibi kimseler de zayıf ve acizliklerine rağmen hak davete uyup şirkten kurtulmuşlardı İşte Bilâl b Rebah (ra) İslâm davetine ilk icabet edenlerden biriydi

Ümeyye b Halef, kölesi Bilâl'in müslüman olduğunu anladıktan sonra, onu İslâm'dan çevirmek için yapmadığı eziyet ve işkence kalmamıştı Ümeyye, öğlen vakti güneşinin bir yanardağ kesildiği anda, Bilâl'i alır, kızgın kumların üzerine yatırır, sırtına kocaman bir taş koyar ve şöyle derdi: "Muhammed'e küfret; Lat ve Uzza'ya iman et Yoksa onlara iman edinceye kadar böylece kalacaksın"

Bilâl'in kızgın kumlar üzerinde sırtı yanar, göğsü yanar, nefesi tıkanır, bu müthiş işkence altında saatlerce kıvranırdı Fakat dudaklarında daima şu sözler dökülürdü: "Allahu Ahad, Allahu Ahad", Onun bu durumu, müşrikleri bile hayrete düşürürdü (İbn Sa'd, Tabakat, III, 232)

O, geçim için, makam ve mevki için başka ilâhlara sığınmazdı O biliyordu ki hüküm Allah'a aittir, rızık Allah'a aittir Öldürmek ve yaşatmak Allah'ın elindedir Geçici dünyanın çıkarları için put ve tağutları tasdik etmek ve bu arada imandan bir cüz de Allah'a ayırmak iman için yeterli değildir Tam ve kâmil anlamda hükmün, öldürmek ve diriltmenin Allah'a ait olduğunu rızık verenin yalnız Allah olduğunu, Allah'ı bütün sıfatlarıyla tanıyıp ona göre iman etmedikçe ve bu uğurda gelecek sıkıntı ve ezalara katlanmadıkça imanda kemâle ulaşmanın mümkün olmadığını biliyordu

Bilâl, rızık ve ölüm korkusu taşımıyordu Yalnız Allah'tan korkuyor ve yalnız ondan ümid ediyordu
İşkence altında kıvranan Bilâl (ra)'a rastgelen Varaka b Nevfel,
"Vallahi ey Bilâl, Allah birdir, Allah birdir " der, sonra da müşriklere dönerek: "Siz onu bu yüzden öldürürseniz, biz onu, kendimize örnek alırız" derdi (İbnü'l-Esir, el-Kâmil Fi't-Târih, II, 66)

Bilâl'in efendileri olan Mekkeli müşrikler onu, çoluk çocuğun oyuncağı yapmışlardı, ona işkence edenlerden biri de Ebu Cehil'di Ama Bilâl'e yapılan işkenceler sırasında gösterdiği sabır ve tahammül hepsini şaşkına çevirirdi Nasıl oluyor da bu derece ağır işkencelere katlanabiliyordu

Ümeyye b Halef'in Bilâl'e yaptığı işkencelere çok üzülen Hz Ebû Bekir (ra) ona bu işkenceden vazgeçmesini söylemiş o da; "Onun ahlâkını bozan sensin, onu bizden uzaklaştıran senden başkası değildir" demişti Bunun üzerine Ebû Bekir es-Sıddık (ra) ona şu cevabı vermişti: "Benim yanımda senin şu kölenden daha güçlü ve kuvvetlisi var Hem de senin dinindendir İstersen onu al ve bunu bana ver" Ümeyye bu teklifi kabul edip öteki köleyi aldı ve Hz Bilâl'i Hz Ebû Bekir'e verdi Başka bir rivayette Hz Ebu Bekr'in onu yedi ukiyeye satın alıp azat ettiği kaydedilir (İbn Sa'd, Tabakat, III, 232)

Bilâl'i Resulullah'ın yanına götürüp azat etmiş ve Bilâl işkenceden kurtulmuştu Elbette bu Allah'ın bir takdiridir Bilâl Hz Ebû Bekir'e bu sebeple borçlu değildir İki mümin de görevlerini yapmışlar Allah da onlara ecrini vermiştir Hz Ömer şöyle der:
"Efendimiz Ebu Bekir, yine efendimiz Bilâl'i azad etti "(İbnü'l-Esîr, Üsdü'l- Gabe, I, 209)

Bilâl daha sonra diğer ashab ile birlikte Medine'ye hicret etti Orada Sa'd b Hayseme'ye misafir oldu Ensar ile Muhacirler arasında kardeşlik oluşturulunca Bilâl'e de Abdullah b Abdurrahman el-Has'amî kardeş ilân edildiler Bu kardeşlik köklü bir şekilde sürüp gitti Öyle ki Bilâl, Hz Ömer devrinde Şam'da bulunduğu sırada maaş olarak divandan ona ayrılan hissesinden kardeşine de bir hisse veriyordu (İbn Sa'd, Tabakat, III, 234)
Bilâl, Resulullah (sas)'ın müezzini olarak tanınmaktadır Ve sık sıkezanı Bilâl'e okuttururdu Hatta sabah ezanındaki " " (Namaz uykudan hayırlıdır) ibaresini Bilâl ezana eklemiş Resulullah "Bilâl, bu ne güzel söz!" diye onu tasvip etmişti (Avnu'l-Ma'bud, Şerh Ebû Dâvud, III,185; İbn Mâce, Ezan, 1, 3,)

Hz Bilâl, Resulullah'ın bütün gazalarına katıldı Bedir gazasında Hz Bilâl, Mekke'de kendisine her türlü eza ve işkenceyi reva gören Ümeyye'yi görmüş ve şöyle bağırmıştı: "İşte küfrün başı!" Bunun üzerine dikkatleri ona çevrilmiş ve müslümanlar derhal onun ve oğlunun etrafını sararak ikisini de öldürmüşlerdi Resul-u Ekrem Mekke'nin fethi ardından Kâbe'ye girerken has müezzini Hz Bilâl'i yanlarında bulundurmuşlardı İbn Ömer, bu vakayı şöyle nakleder ve der ki:

"Resul-u Ekrem, Mekke'nin fethi gününde, Mekke'nin yüksek tarafından bir deve üzerinde geldi Üsame b Zeyd, Bilâl ve Osman b Talha da yanlarındaydılar Resul-u Ekrem Kâbe içinde uzun bir müddet kaldılar, sonra çıktılar Arkasında müminler içeri girmek için birbiriyle yarış etti İlk giren bendim Bilâl, kapının arkasındaydı Bilâl'e Resulullah'ın nerede namaz kıldıklarını sordum, yerini gösterdi Ne var ki Bilâl'e, Allah Resulunun kaç rekat namaz kıldıklarını sormayı unuttum" (Buhârî, Meğâzî, 49)

Resulullah, Kâbe'yi putlardan temizledikten sonra müezzini Bilâl, burada ezan okuyarak, ortalığı tevhîd nameleriyle coşturmuştu (İbn Sa'd, Tabakat, III, 234) Resul-u Ekrem'in vefatı üzerine, ona karşı büyük bir sevgi duyan Hz Bilâl, Medine'de kalmaya dayanamayıp, ayrılmak zorunda kaldı Hz Ebu Bekir, Bilâl'e yanında kalması için ısrar ettiği halde, Hz Bilâl ona şöyle demişti: "Eğer sen beni Allah için azat ettinse bırak istediğim yere gideyim; yok kendi nefsin için azat ettinse beni yanında alıkoy!" Bunun üzerine Hz Ebû Bekir şöyle demişti: "İstediğin yere git!" Resulullah'ın vefatından sonra cihadı, ezana tercih eden Hz Bilâl, Şam'a gitti ve Hz Ebû Bekir devrinde Suriye'de meydana gelen gazalara katıldı (İbn Sa'd, Tabakat III,238)

Hz Ebû Bekir'in vefatından sonra, Hz Ömer devrinde cihat devam etti Hz Bilâl bu cihatlara da katıldı Hz Ömer, hicrî onaltıncı yılda Suriye ve Filistin'e gittiği zaman, Bilâl onu karşılamaya çıkarak Câbiye'ye gelmişti Sonra halifenin maiyetinde Kudüs'e giderek, bu kutsal şehrin teslimi sırasında bulunmuş ve Hz Ömer ile birlikte Kudüs'e girmişti Hz Ömer, burada, Resulullah'ın vefatından beri ezan okumayan Bilâl'den ezan okumasını rica etmiş, Hz Bilâl de halifenin ısrarına dayanamayarak ezan okumuştu

Bilâl Tevhîd'in bu üstün yanı olan ezanı okumaya başlar başlamaz, Hz Ömer ve diğer ashab Resulullah (sas) dönemini hatırlayarak, gözlerinin önüne, geçmiş günleri getirip hüngür hüngür ağlamaya başladılar Bilâl'in ezanını dinleyenlerin hepsi, kendilerinden geçmişlerdi Kudüs'ü teslim alma sırasında Hz Ömer'den başka Ebu Ubeyde b el-Cerrâh, Muaz b Cebel, Amr b el-Âs gibi ashabın ileri gelenlerinden bir çok kimse bulunuyordu

Hz Peygamber (sas)'in irtihâlinden sonra Suriye'ye giden Bilâl,
"Havlan" kasabasına yerleşti O burada huzur içinde yaşıyordu Hz Bilâl, Suriye'de bir müddet kaldıktan sonra bir gece rüyasında Hz Peygamber (sas)'i gördü Resulullah ona, şöyle demişti: "Beni ziyaret etmeyecek misin?" Hz Bilâl, uyanır uyanmaz, hazırlığını tamamlayıp Medine yolunu tuttu Medine'ye gece ulaştı Oraya varınca

Ravza-i Mutahhara'ya yüzünü sürerek, burada Resul-u Ekrem'le birlikte geçirdiği günlerin hatırasını düşünerek ağladı Bu sırada Hz Hasan ile Hz Hüseyin Bilâl'i görmüş, fecir vaktinde ondan ezan okumasını rica etmişlerdi Bilâl, (ra) onların arzusunu yerine getirerek, Peygamber Mescid'inde ezan okumuştu Bilâl'in sesini duyan Medineliler, İsrafil suruyla uyandırılmış gibi yerlerinden fırlamış ve ezanı dinlemeye başlamışlardı Birinci şehadetten sonra Resulullah'ın risâletini ikrar eden şehadet tekrar okunurken,

Hz Peygamber'in kabrinden kalktığını tasavvur ederek evlerinden dışarı fırlamışlardı Bu sabah, bütün Medine'ye, risalet devrini bütün canlılığı ile yaşatan, herkesin hislerini coşturan, bütün müslümanların Resul-u Ekrem'e karşı duydukları sevgiyi canlandıran Bilâl'in sesi idi

Hz Bilâl, hicretin yirminci yılında altmış yaşlarında iken vefat etti Dımaşk'ın Bâbü's-Sağîr tarafına defnolundu (İbn Sa'd, Tabakat, III, 238; İbnü'l-Esir, Üsdü'l-Gabe, I, 209)

Hz Bilâl (ra), vefatı yaklaşınca, ölümün ızdırabını, sevgililerine kavuşmasındaki zevk ile mezcetmiş; ömrünün son anlarında onun hastalığını gören zevcesi, teessüründen "ah ne acı" dedikçe, Bilâl: "Oh! ne tatlı!" diyor ve ekliyordu: "Yarın sevgililerle, Muhammed ve arkadaşlarıyla buluşacağım" diyordu

Bilâl-i Habeşî, İslâm'ın ahlâkıyla ahlâklanmış, fazîlet ve kemâl sahibi bir sahabî idi Hz Bilâl'in, ilk müslümanlardan olduğunu ve İslâm akîdesi uğrunda en büyük çileyi çekenlerden olduğunu, herkes bilir ve ona son derece sevgi ve hürmet beslerdi Hz Bilâl, bütün vaktini, Resul-u Ekrem'e hizmetle geçirdi O, Resulullah'ın meclislerinde daima hazır bulunurdu Her namazda, her durum ve işte Resulullah'dan ayrılmazdı Hz Peygamber'in hazinedarlığını, Bilâl yapardı Çarşı ve pazardan alınacak her şeyi o tedarik eder, icabında ödünç para alır, Resulullah'ın evinin ihtiyaçlarını sağlar, sonra da müsait zamanlarda o borçları öderdi

Hz Bilâl'in doğruluk ve ahlâkı, İslâm'a bağlılığı bütün çağdaşları tarafından aynı derecede takdir edilmekte ve övülmekteydi Artık o, siyahî bir köle değil, ashab'ın ileri gelenlerinden ve İslâm devletinin yönetiminde söz sahibi olan müminlerden biriydi
Hz Bilâl, uzun boylu, zayıf, ince ve koyu esmerdi Ömrünün sonlarına doğru saçlarının çoğu beyazlaşmıştı (İbn Sa'd, Tabakat, III, 238-239)

Alıntı Yaparak Cevapla

Bilal-İ Habeşi

Eski 07-17-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilal-İ Habeşi



Eshab-ı kiramdan, Peygamber efendimizin ilk müezzini İlk Müslümanlardandır İsmi Bilal bin Rebah Habeşi olup, künyesi Ebu Abdullah, annesinin ismi Hamame’dir Aslen Habeşistanlı olan ailesi Mekke’de Beni Cumha kabilesinin kölesiydi 581 senesinde Mekke’de doğdu, 641 (H 20) senesinde Şam’da vefat etti

Peygamber efendimize ilk iman eden ve müşriklere karşı Müslüman olduğunu açıkça ilan eden yedi sahabiden biri olan Bilal-i Habeşi, Ümeyye bin Halef’in kölesiydi Sahibi, Bilal-i Habeşi’ye Müslüman olduğu için çok eziyet ederdi Boynuna ip takıp çocukların ellerine verir, Mekke sokaklarında dolaştırırdı Müşrikler de onunla alay ederlerdi Garib ve kimsesiz olan Bilal-i Habeşi diğer müşriklerden de işkence görürdü Ümeyye bin Halef aşırı sıcak altında Bilal-i Habeşi’yi tamamen soydu Üzerinde bir don kaldı Bu haliyle kızgın çölün yanan kumları üzerine yatırdı Karnı üzerine de büyük taşlar koydurdu

Bilal-i Habeşi’nin kumlara yapışan teni yanıyor, verdiği azab dayanılmaz hal alıyordu Bilal-i Habeşi bu tahammülü zor işkenceler altında “Allah birdir, Allah birdir” diyordu Bu sırada sevgili Peygamberimiz oradan geçerken, Bilal-i Habeşi’nin durumunu görerek üzüldü ve ona;“Allahü tealanın ismini söylemek seni kurtarır” buyurdu

Hanelerine döndükten biraz sonra hazret-i Ebu Bekir geldi Hazret-i Ebu Bekir’e, Bilal’in çektiklerini anlatıp; “Çok üzüldüm” buyurdu Ebu Bekir, kafirlerin yanına gitti Bilal’e böyle yapmakla elinize bir şey geçmez, onu bana satın” dedi Onlar ise; “Dünya dolusu altın verseniz satmayız, yalnız senin kölen Amir ile değişiriz” dediler Amir, hazret-i Ebu Bekir’in ticaret işlerini yapan becerikli bir köleydi Fakat iman etmiyordu Bilal ile Amir’i değiştiler Hazret-i Ebu Bekir, Bilal’in elinden tutup,Resulullah’a götürdü; “Ya Resulallah, Bilal’i bugün Allah için azad eyledim” dedi Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem çok sevinip, hazret-i Ebu Bekir’e dua etti Bu anda Cebrail aleyhisselam gelip; 92 sure olan “Leyl” suresinin 17 ayetini getirdi Cenab-ı Hak, Ebu Bekr’in, Cehennem’den uzak olduğunu müjdeledi

Bilal-i Habeşi azad edildikten sonra hicrete kadar Peygamber efendimizin yanından ayrılmadı Medine-i münevvereye hicret edince, bir müddet Sa’d bin Hayseme’nin evinde misafir oldu Peygamber efendimiz onu Ensar’dan Ebu Rüveyha Abdullah bin Abdurrahman ile kardeş yaptı Bilal-i Habeşi hicretten sonra evlendi Ezan emredilince ilk ezanı Bilal-i Habeşi okudu Bir gün sabah namazı vaktinde Peygamberimizin kapısı önünde “Esselatü hayrun minennevm” diye iki defa seslendi Peygamber efendimiz beğenerek; “Bilal bu ne güzel söz! Sabah ezanını okurken bunu da söyle” buyurdular Böylece sabah ezanında bu söz de söylenmeye başlandı

Bilal-i Habeşi bütün gazalarda, Peygamberimizin yanında bulundu Mekke’nin fethinde Kabe putlardan temizlenince, Kabe-i muazzamada ilk ezanı okudu Peygamber efendimizin vefatından sonra, Bilal-i Habeşi ayrılık acısına tahammül edemeyerek Şam’a gitti ve oraya yerleşti Hazret-i Ebu Bekir devrinde o bölgede yapılan gazalara katıldı Hazret-i Ömer ordusuyla Şam’a geldiğinde, Bilal-i Habeşi orduya katılıp Kudüs Seferine iştirak etti Şam’da bir müddet kaldıktan sonra bir gece rüyasında gördüğü Peygamber efendimizin daveti üzerine Medine-i münevvereye gitti Ravda-i mütahheraya yüzünü sürerek, Peygamberimizin kabr-i şerifini ziyaret etti

Resulullah ile geçirdiği günleri hatırlayıp hasret ve muhabbet gözyaşları dökerek uzun müddet ağladı Peygamber efendimizin torunları Hasan ve Hüseyin’in ısrarları üzerine, dayanamayarak bir gün sabah namazı vaktinde ezan okumaya başladı Ezan sesini duyan Eshab-ı kiram, kadın, erkek, çoluk-çocuk sokaklara dökülerek, Resulullah ile yaşadıkları saadetli günleri hatırlayıp ağladılar Bu ezan, Bilal-i Habeşi’nin okuduğu son ezanı oldu Birkaç gün Medine’de kaldıktan sonra, Şam’a döndü Fakat yolda rahatsızlanıp evine güçlükle varabildi

Bu hastalıkla ömrünün son günlerini yaşadı 641 (H20) senesinde Şam’da vefat etti Bab-üs-Sagir Kabristanında defnedildi
Bilal-i Habeşi bizzat Peygamberimizden işiterek hadis-i şerif rivayet etmiştirRivayet ettiği bu hadis-i şeriflerden kırk dördü Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim ve dört Sünen kitabında yer almıştır

Peygamber efendimizden rivayet ettiği bazı hadis-i şerifler şunlardır:
Ezan ve gözümün nuru olan namaz ile bizi ferahlandır ya Bilal!
Cennet’te Bilal’i gördüm “O’na Cennet’e ne ile girdin!” diye sordum “Sebebini bilemiyorum, ancak her abdest tazeledikçe iki rek’at namaz kılardım” diye cevap verdi

Gece kıyamına (ibadetine)devam edin; zira bu sizden önceki salihlerin ibadeti, Allah’a yakınlık ve günahlara keffaret olup, insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.