Uludağ

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Uludağ





Uludağ, Bursa ili sınırları içinde, 2543 m yüksekliği ile Türkiye'nin en büyük kış ve doğa sporları merkezi olan dağ Uludağ; Marmara Bölgesinin en yüksek dağıdır Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Uludağ'ın uzunluğu 40 km'yi bulur Genişliği ise 15-20 km'dir Toplu ve heybetli bir görünüşe sahip olan bu dağın Bursa'ya bakan yamaçları kademeli, güneye Orhaneli'ne bakan tarafları ise düz ve daha diktir En yüksek noktası göller bölgesinde yer alan Uludağtepe'dir (2543 m) Uzaktan Bursa'ya yaklaşılırken ve oteller bölgesinde görülen yüksek tepe genelde zirve olarak algılanır Halbuki Zirve gibi görünen o tepenin ismi Keşiş Tepedir ve yüksekliği 2486 m'dir Uludağ tepe ya da Karatepe (2543 m) Keşiş Tepenin 5 km güneydoğusunda yeralır Dağın kuzey tarafında Sarıalan, Kirazlı, Kadı, Sobra yaylaları vardır

Antik çağın ilk tarihçilerinden Herodot (MÖ 490-420) yazdığı Herodot Tarihi isimli kitabında Uludağ, "Olympos" olarak geçer ve Olympos'ta Lydia kralı Kroisos'un oğlu Atys'in yaşadığı trajediyi anlatır Herodot'tan 400 yıl sonra Amasya doğumlu coğrafyacı Strabon (MÖ 64-MS 21) yazdığı 17 kitaptan oluşan Coğrafya isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos'u olarak geçer Strabon; "Mysia" isminin aslının Lydia'lılarda gürgen ağacı anlamına gelmekte olduğunu belirtir Roma İmparatorluğu'nda resmi din hıristiyanlık olduktan sonra Uludağ'da 3 yüzyıldan sonra keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar kurulmaya başlanmış ve manastırlar 8 yüzyılda sayıca en üst seviyeye çıkmıştır Uludağ'da Nilüfer çayı ile Deliçay arasındaki vadi ve tepelerde 28 manastır kurulmuştur Orhan Gazi Bursa'yı uzun bir kuşatmadan sonra teslim almış ve dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken, bazılarının yerlerine Doğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi müslüman dervişlerin inziva yerleri olmuşturBursa'nın fethinden sonra Türkler dağa "Keşiş Dağı" ismini vermişlerdir 16 yüzyılda Bursa'ya gelen Alman seyyah Reinhold Lubenau Uludağ'ın Türklerin eline geçtikten sonra keşişlerin sadece gündüzleri ibadet için dağa çıktıkları ve manastırların harç kullanılmadan taş duvarlarla yapıldığını belirtir "Olympos Mysios" veya "Keşiş dağı", 1925 yılında Bursa Vilayeti Coğrafya Cemiyeti'nin girişimleri ve Osman Şevki Bey’in önerisi ile "Uludağ" adını almıştır

1933'te Uludağ’a bir otel, bir de muntazam şose yol yapılmış, böylece bu tarihten itibaren Uludağ kış kayak sporları için bir merkez haline gelmiştir Düzenli otobüs seferlerinin başlaması da buraya ilgiyi daha da artırmıştır Sonradan asfaltla kaplanan bu yol Uludağ'ın Kadıyayla hariç bütün yerleşim birimlerini doğrudan Bursa'ya bağlar Uludağ modern dağ tesisleri,1963'te hizmete açılan Türkiye'nin ilk teleferiği, dördüncü büyük kent olan Bursa'nın hemen yanında olması ile dağ ve kış turizminin merkezi olmuştur Uludağ Türkiye'nin en büyük kayak merkezidir Yol durumunun uygunluğu,uzun kış mevsiminde (Ekim-Nisan arası) kar bulunması, eşsiz manzaraları buraya turist çekmektedir Dağın doruk noktasından açık havada İstanbul, Marmara denizi ve civar yakın yerlerin görünmesi buraya ayrı bir özellik vermektedir Doğu, kuzey eteklerinin Bursa Ovasına yakın yerlerinde sıcak su kaynaklarının bulunmasından burada kaplıcalar meydana gelmiştir Bursa'nın Çekirge semtindeki bu kaplıcalar pekçok hastalığa şifa olmaktadır Ayrıca teleferiğin son istasyonu olan Sarıalan'da ve Sarıalan'dan telesiyejle ulaşılan Çobankaya'da Kızılay Derneği'nin her yaz düzenlediği yaz kampları bulunmaktadır Kirazlıyayla'da kurulu bulunan eski senatoryum binası şuanda otel olarak kullanılmaktadır Uludağ'da 15 adet özel ve kamuya ait 12 resmi konaklama tesisi vardır Bunlara ait pek çok telesiyej ve teleski hattı mevcuttur

Uludağ'ın yüksek yerlerinde eski buzullara ait izlere raslanmaktadır Karatepe'nin kuzeyindeki Aynalıgöl, Karagöl ve Kilimligöl buzul gölleri bu izlerin en önemlileridir Bu göllerin beyaz kar yığınları buraların güzelliğine güzellik katmaktadır Uludağ'ın Zirvesi olan Kara Tepe (2543 m) altındaki kar çukurunda kar yaz kış erimez Türkiye'nin en alçakta kalıcı kar bulunan dağıdır

Etrafındaki çöküntü sahalarının cevresinde yükselen Uludağ'da tabakalar arasında yer yer maden ve maden damar yataklarına rastlanmaktadır Türkiye'nin önemli volfram yatakları buradadır İklimi, yüksek dağ özelliğindedir Yükseklere çıkıldıkça kar yağışı ve miktarı fazlalaşır Yüksekliğe bağlı olarak da ısı azalır Dağın doruk noktasındaki karlar yaz kış erimez 1700 m'nin üzerinde kışın Şubat sonunda 150 cm-400 cm arasında kar kalınlığı oluşmaktadır Uludağ'dan kaynaklanan derin vadiler içindeki pekçok dere, Nilüfer Çayı ile Göksu'ya ulaşırlar

Uludağ, bitkisel zenginlik bakımından ender yerlerden biridir Mart ayında alt kademelerde başlayan uyanma, yaz boyunca zirvede devam etmektedir Özellikle orman kuşağının üzerinde yer alan ve pek çok kişi tarafından kıraç olarak bilinen dağda, çok zengin ve bu bölgeye özgü nadir bitki türleri yayılış göstermektedir

350 m'den itibaren: defne, zeytin, katran ardıcı, fındık, laden, funda, kızılçam, maki ve çalılık alanlar,

350-700 m arası: kestane, akçakesme, erguvan, koca yemiş, dağ çileği, zeytin, katırtırnağı, Girit ladeni, mazı meşesi, gürgen, kızılcık, alıç, geyikdikeni, sırımbağı, yabani defne, karaağaç, kayın, titrek kavak, karaçam,

700-1000 m arası: kestane, kayın, sapsız meşe, titrek kavak, karaçam, ya kızılcık, alıç, geyikdikeni, muşmula,

1000-1050 metreden itibaren: kayın ormanları 1500 metreye kadar ulaşır

1500-2100 m arası: Uludağ göknarı, bodur ardıç, yaban mersini, ayı üzümü, yabani gül, geyik dikeni, çoban üzümü, söğüt, karaçam, kayın, gürgen, titrek kavak, sırımbağı, yoğurtotu, kekik, bitotu, misk soğanı, hindiba, bahar yıldızı, çok çiçekli gelincik, yabani elma

Karaçam ormanları arasında sarıçam, 2100 m'den sonra bodur ardıçlar, 2300 m kadar otsu türler ile temsil edilen Alpin bitkiler hakimdir Dağın etek bölümlerinde meşe, kestane, çınar, ceviz ağaçlarına, 300-400 m kadar olan kısımda Akdeniz bitkilerine daha yukarlarda nemli orman bitkilerine rastlanır

Dağın iklimi alt kademelerden zirveye doğru kademeli değişimler göstermektedir Alt kademelerdeki Akdeniz iklimi ile Karadeniz İkliminin geçiş tipi gözlenir Yazın akdenizdeki kadar kurak bir iklime sahip değildir Zirveye doğru nemli mikro termik iklim tipine dönüşürken, kışları yüksek rakımlarda buzlu iklim görülür Doğu Akdeniz iklim grubunun birinci familyasında yer almaktadır Yıllık ortalama Sıcaklık Zirveye doğru azalmakta yağış ise artmaktadır Bursa'da (100m) yıllık 14,6 C olan ortalam sıcaklık ve 696,3 mm olan yıllık toplam yağış, Uludağ'ın kuzey yamacında bulunan Sarıalan meteoroloji istasyonunda (1620 m) 55 C ve 1252,1 mm , Uludağ Zirve (oteller) meteoroloji istasyonunda (1877 m) 4,6 C ve 1483,6 mm'ye ulaşır Özellikle Kuzeye bakan tarafında karadeniz iklimine benzer iklim gözlemlenir Sarıalan, Bakacak, Çobankaya mevkilerinde yazın orografik yağış (yamaç yağışı) gözlemlenmektedir Sarıalan'da yıllık yağışın % 14,3'ü yazın düşerken bu oran Uludağ otellerde % 10,9'a, Bursa'da %10,4'e düşer Kar yağışlı gün sayısı da zirveye doğru artar Bursa'da kar yağışlı gün sayısı 7,5 gün ve karla kaplı gün sayısı 9,4 gün iken Sarıalanda (1620 m) kar yağışlı gün sayısı 48,9 gün ve karla kaplı gün sayısı 109,9 güne çıkar, Uludağ otellerde (1877 m) kar yağışlı gün sayısı 67,5 gün karla kaplı gün sayısı 179,3 güne ulaşır Uludağ'da gözlemlenmiş en yüksek kar kalınlığı 430 cm'dir En yüksek kar kalınlıklarına genelde mart ayında ulaşılır Oteller bölgesinde Eylül ayı ile Haziran ayı arasında kar yağışı gözlemlenebilir Ama ağırlıkla kar yağışları Ekim ayında başlar ve Mayıs ayına kadar aralıklarla sürer Kayak yapmaya elverişli kalınlığa genelde 25 Kasım- 15 Aralık arasındaki tarihlerde ulaşılır ve yağış durumuna göre 15 Nisan 1 Mayıs tarihlerine kadar sürer Kayak sporu için ortalama istatistiki veri olarak bakıldığında Ortalama donlu gün sayısı 144,7 gün, gündüz en yüksek sıcaklığın 0'ın altında olduğu gün sayısı ise 54,9 gündür Kayak için en uygun sıcaklıklar Aralık ile Mart sonu arasında gözlemlenir

Uludağ Milli Parkı içinde ayı, kurt, tilki, sincap, tavşan, gelincik, yılan, yaban domuzu, kertenkele, akbaba, dağ kartalı, ağaçkakan, baykuş, kumru, dağ bülbülü, serçe gibi değişik hayvanlar yaşamlarını sürdürmektedir Kırmızı orman karıncası da Uludağ ormanlarına büyük fayda sağlamaktadır Ayrıca yeşil tarlada bir geyik üretme çiftliği vardır Sakallı akbaba (Grpaetus barbatus) ise Uludağ’da yaşayan endemik türdür 46 tür kelebek yaşamakta Apollon kelebeğinin Uludağ'a özgü endemik türü bulunmaktadır Türkiye’deki en büyük kelebek olma özelliğine sahip olan Apollo Kelebeği, zaman zaman 6000 m yükseklikte bile kendine yaşama imkânı bulur Vücutları kürke benzeyen siyah tüylerle kaplıdır Gövdenin koyu rengi güneşten ısı emmesine yardımcı olur Bu kanatlar kelebeğin olağan üstü yükselmesini sağlar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.