Cacabey Medresesi

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cacabey Medresesi



Kırşehir il merkezinde bulunan Cacabey Gökbilim Medresesi, H671/ M1272-1273 yılında, Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan oğlu II Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, Kırşehir Valisi Nureddin Cibril Bin Cacabey tarafından yaptırılmıştır Yapı, zamanında rasathane olarak kullanılmıştır



Medresenin kuzey cephesinde, girişi sağlayan ve Selçuklu dönemi özelliklerini yansıtan taçkapı bulunmaktadır

Yapının kuzeydoğusunda, medreseye bitişik olarak yapılmış, Cacabey'in kümbeti ve yapının güneybatısında ise minare yer almaktadır

Cacabey Gökbilim Medresesinin karakteristik özelliği, cephe ve köşelerde bulunan sütuncelerdir Toplam üç adet olan bu sütunceler, roketin, ateşleme ve fırlatma halini göstermektedir XIII yüzyılda roket çiziminin bu yapıda kullanılması, işlev ve mimari arasındaki uyumun önemli bir göstergesidir

Medrese, tamamen kesme taş ve moloz taş, minare ise sırlı tuğladan yapılmıştır

Taçkapı cepheden taşkın ve anıtsal olarak yapılmıştır İki renkli taşın dönüşümlü olarak kullanıldığı taç kapının mukarnaslı kavsarası, iki sıra kuşatma kemeri ile çevrelenmiştir

Kapının cephe duvarının iki dış köşesine, değişik biçimde kaideleri olan bir çift burma gövdeli sütunce işlenmiştir Bunların kaidelerinin askı, kandilleri hatırlatır biçimde işlenmiş olduğu dikkati çeker

Ayrıca kavsara kuşatma kemerinin iki yanında, simetrik düzenlenmiş dairesel birer kabara bulunmaktadır Giriş kemerinin üstünde bulunan tek satırlık kitabede, Besmele ve Nahl Sûresinin 90 ayetinin baş kısmı yer alır Bunun altında bulunan ve uçları iki yana dönen diğer kitabede, Âl-i İmran Sûresinin 18 ve 19 ayetleri yazılıdır Bu yazı şeridiyle kapı kemeri arasında iki satır halinde yerleştirilen, ayrıca sağ köşesine de bir metin eklenen kitabe ise, bazı vergilerin kaldırıldığını bildiren bir emirnamedir

Taçkapının girişindeki sütuncelerin başlıklarından sarkıtılan küreler, ay'ı sembolize etmektedir

Girişin her iki yanında bulunan mihrabiyeler, portalle bir bütünlük oluşturmaktadır

Anadolu Selçuklu Dönemi Medreselerinden, kapalı avlulu medreseler grubu içerisinde bulunan Cacabey Gökbilim Medresesi, kareye yakın dikdörtgen planlı ve iki eyvandan oluşmaktadır

Kuzeyde bulunan giriş kapısından giriş eyvanına, oradan da avluya geçilir

Avlunun ortasında kuyu bulunmakta ve üzerinde aydınlık feneri yer almaktadır Bu kuyunun, yıldızları incelemek için rasat kuyusu olarak yapıldığı düşünülmektedir

Avlunun güneyinde mescit olarak kullanılan ve bir basamakla çıkılan ana eyvan; ana eyvanın köşelerinde yer alan karşılıklı iki sütunce, koni ve küre biçimlerinin üst üste bindirilmesiyle oluşmuştur Bu sütun düzenlemesinin Anadolu Türk Sanatında başka bir örneği bulunmamaktadır

Yanlarda ise, avluya açılan sekiz tane eğitim amaçlı olarak yapılmış öğrenci odaları mevcuttur Avlunun doğusundaki eyvandan Nureddin Cibril bin Cacabey'in türbesine yedi basamakla çıkılmaktadır

Giriş eyvanının sağından, sadece kuzey cephenin arkasında bulunan üst kat hücrelerine çıkılmaktadır Medresenin giriş cephesinin sol tarafındaki kubbeli kare mekan, yapının banisi Cacabey'in türbesidir Selçuklu kümbet geleneğine bağlı kalınarak; dıştan külah, içten kubbe ile örtülüdür

Türbenin giriş kapısı, palmet ve kıvrık dal motifleriyle süslenmiştir

İki kattan oluşan türbenin alt katı, asıl mezar odası (kripta), üst katı, sandukanın (yalancı mezar) bulunduğu türbe kısmıdır

Cacabey'in sandukası, mekanın kuzeybatı köşesindedir

Türbenin içini, beyaz zemin üzerine firuze ve lacivert renkli çinilerle yapılmış bir yazı kuşağı dolanmaktadır

Türbenin kuzeyinde ve doğusunda iki adet pencere bulunmaktadır

Türbenin kuzey cephesindeki penceresi, mihrap biçiminde düzenlenmiştir Mukarnaslı kavsaranın altında bulunan iki satır halindeki kitabede; “dünyanın bir durak yeri ve herşeyin fani olduğu” ifade edilmektedir

Pencerenin kenarlığında, karşılıklı korint üslubunu andıran başlığı ile bir çift sütunce yer alır

Sırlı tuğladan yapılan 21 m yüksekliğindeki minarenin gövdesi, firuze renkli çinilerle bezenmiştir Taştan çokgen bir kaide üzerinde, silindirik olarak yükselen minarenin gövdesinde, iki sıra halinde çini süsleme vardır Birinci sırada firuze rengi çiniden basit bir örgü uzanmaktadır İkinci sırada ise zikzaklı bir süsleme bulunmaktadır

Minarenin üzerindeki kitabede, yaptıran için bir dua vardır Burada “yapının kurucusuna Rabbin inayeti istenmekte ve sesi daha göğe erişmeden bu dileğin iyi kabul göreceğine inanıldığı” bildirilmektedir

Minarenin, gözlem kulesi olarak kullanıldığı düşünülmektedir

XIX yüzyıl içinde medresenin harap olduğu tahmin edilmektedir Nitekim 1858 yılında Kırşehir'den geçen AD Mordtmann, yapının mühimmat ambarı olarak kullanıldığını yazar Daha sonrada harap durumda bulunan medresenin bir kısmının cami yapıldığı, 1325 (1907) tarihli Ankara vilayeti salnamesinde belirtilir

Vakıflar İdaresi tarafından büyük ölçüde restorasyon gören Medrese, cami olarak yeniden ibadete açılmış olup, bugünde cami olarak kullanılmaktadır



KİTABELER
TAÇ KAPI ÜZERİNDE SELÇUKLU SÜLÜSÜ İLE İKİ SATIR HALİNDE YAZILMIŞ KİTABE


Okunuşu:

“Bismillahirrahmanirrahim
Emara bi imaret hazihil medrese el mübareke el meymune fi eyyam devlet el sultan el azam şahinşah el muazzam malik rikabül ummeti seyyid-i selatin el arab ve acem sultan-ıl berri vel Bahreyn gıyaseddünya veddin mugisil İslam vel müslimin seyyidil muluk vessalatin ebul feth Keyhüsrev bin Kılıçarslan halladallahu devletehu el abd el muhtaç ila rahmetillah ve magrifettehu Cebrail İbn-i Caca takarruban ilallahi ve marzatihi fihi şuhur sene ihda ve seb'în ve sitte mie

Anlamı:

“Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla Bu mübarek medresenin yapılmasını büyük sultan, ulu şahinşah, ümmetin koruyucusu, Arap ve Acem sultanların efendisi, karanın ve denizlerin sultanı, İslam'ın ve müslümanların yardımcısı, sultanların ve meliklerin efendisi, fetihler babası, Gıyasettin Keyhüsrev bin Kılıç Arslan (Allah Devletini daim kılsın) zamanında Allah'ın rahmetine ve mağfiretine muhtaç Cebrail bin Caca, Allah'a yaklaşmak ve onun rızasını kazanmak için 671 senesi aylarında emretti


GİRİŞ KEMERİ ÜSTÜNDE BULUNAN KİTABE

“Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği (akrabaya yardım etmeyi) emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı yasaklar O düşünüp tutasanız diye size öğüt verir (Nahl Sûresi 90)Allah cc Rabbimdir

“Allah, adaleti ayakta tutarak (delilleriyle) şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilah yoktur Melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir Evet) mutlak güç ve hikmet sahibi Allah'tan başka ilah yoktur (Al-i İmran Sûresi 18)

“Allah nezdinde hak din İslam'dır Kitap verilenler kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarında kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler Allah'ın ayetlerini inkar edenler bilmelidir ki Allah'ın hesabı çok çabuktur (Al-i İmran Sûresi 19)

“(Resulüm) de ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın Her türlü iyilik senin elindedir Gerçekten sen her şeye kadirsin (Al-i İmran Suresi 26)

GİRİŞ KEMERİ ÜZERİNDEKİ İLHANLI KİTABE

“Hükümdarlığı ebedi kalmasını Allah'tan dilediğimiz padişahın adalet nuri tekmil yaradılış üzerinde parladığı için buyurdular ki Şahne vergisi, Tabkur vergisi, keza sabun vergisi, Gûşe vergisi ortadan kalksın Cihana hakim olan padişahın hükmü ile bu fena (gayri şer'î) vergiler tamamiyle ortadan kaldırılmış olduğundan hükümdarın kuvvetli devleti devamlı olması için çok dua kılınsın Bundan sonra bu vergiler tekrar vazedecek yahut onları vaz'ı için çalışacak olanlar Allah'ın gazabına uğrasınlar Keza keten ekenlere mahsus damga, bunun gibi aşbazlık namına alınan vergiler de kaldırılmıştır

TÜRBENİN KUZEY DIŞ PENCERESİNDEKİ KİTABE

“Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur (Mü'min Sûresi 39)

Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacaktır (Rahman Sûresi 26) Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zatı bâki kalacak (Rahman Sûresi 27)

MİHRAP ÜZERİNDEKİ KİTABE

“Rahman ve Rahim Olan Allah'ın adıyla, Allah'a tevekkül ettim

TÜRBENİN İÇİNİ DOLANAN YAZI KUŞAĞI

“(Bu kandil) Bir takım evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir Orada sabah akşam onu (öyle kimseler) tesbih eder ki: (Nur Sûresi 36)

“Onlar ne ticaret ne de alışverişin kendilerine Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoyamadığı insanlardır Onlar, kalplerinin ve gözlerinin allak bullak olduğu bir günden korkarlar (Nur Sûresi 37)”

“Çünkü (o günde) Allah, onları yaptıklarının en güzeli ile mükafatlandıracak ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır (Nur Sûresi 38)

“Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir (Mü'min Sûresi 39)”

“Allah, ondan başka tanrı yoktur O, Hayydir Kayyumdur Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir ki? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir (O'na hiçbir şey gizli kalamaz) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır Onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez O, yücedir, büyüktür (Bakâra Sûresi 255)

CACABEY (1240-1301)
Ceceli aşiretinin beyi olan Emir Bahaddin Caca'nın oğlu olan Nurettin Cebrail, 1240 yılında doğdu Cacabey, Eskişehir Emiri iken, bir Tokat'ta kaldıktan sonra Kırşehir'e vali olmuştur

Kırşehir Valisi iken, Emirhor olan Eseddeddin isyanını bastırmıştır Elbistan savaşına katılıp, orada Memlük Sultanı Baybars'a esir düştü Baybars bütün esirleri serbest bırakınca Cacabey Şam'dan Kırşehir'e döndü

Cacabey'in kısa zamanda ünü Kırşehir'de yayıldı Mevlana ve Hacı Bektaş ile iyi ilişkilerde bulundu

Cacabey, Anadolu'da birçok hayır kurumu yaptırmıştır; Eskişehir'de bir cami ve bir han yaptırmış, on yedi cami ve zaviyeyi de onarıma almıştır Kırşehir'de adıyla anılan Cacabey Gökbilim Medresesini, yani dönemin astronomi okulunu yaptırmış ve birçok hizmetlerde bulunmuştur

Cacabey, 1301 yılında Rum tekfurları ile yapılan savaşta şehit düşmüş, naaşı Kırşehir'e getirilerek 1272'de yaptırdığı medresenin yanındaki türbeye defnedilmiştir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.