Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
beyin, efsaneler, gerçekler, hakkındaki

Beyin Hakkındaki Efsaneler Ve Gerçekler

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Beyin Hakkındaki Efsaneler Ve Gerçekler



İnsan beyninin sırrı hala tam olarak çözülemedi Beyin hakkında aydınlatılan noktalar kadar doğru bilinen yanlışlar da var Beynimizin ne kadarını kullandığımızdan bölümlerine kadar beyin hakkındaki efsaneler bu yazıda

BEYİNLE İLGİLİ YAYGIN İNANÇLAR NE KADAR DOĞRU?

İnsan beyni bildiğimiz evrendeki en karmaşık varlık Bilim adamlarının onca çalışmalarına rağmen iki kulağımız arasına sıkışmış 1,5 kilogram ağırlığındaki bu kıvrım kıvrım organ, hala birçok sır taşıyor içinde

İşte beynimiz hakkında çok yaygın olan kimi efsaneler ve bazı bilgiler:
’Beynimizin yalnızca yüzde 10’unu kullanıyoruz’
Öteden beri beynimizin sadece yüzde 10’luk bölümünü kullandığımız söylenir
Ve geride kalan, kullanılmayan yüzde 90’lık kapasiteyle neler yapılabileceği merak edilir
Ama beyin MRI’ları teknolojisinde atılan adımlar, bu yaygın kanının efsane olduğunu ortaya koydu

Londra Üniversitesi Kognitif Bilim Enstitüsü’nden Prof Sophie Scott, "yapılan işlevsel beyin görüntülemeleri, beyinde herhangi bir şekilde faaliyete geçmeyen pek az nokta olduğunu gösterdi bize" diyor

Yumruğumuzu sıkmak gibi basit bir iş için bile, beynimizin yüzde 10’undan fazlasını kullanmak zorundayız İşlevsel beyin görüntülemeler, parmaklarımız ve avucumuzdaki kasların kasılmasıyla birlikte, beyindeki çok sayıda hücrenin anında harekete geçtiğini gösteriyor

Beynin sol ve sağ bölümleri
Anatomik olarak beyin sağ ve sol bölümler olarak ikiye bölünmüş halde Ve bu iki bölüm bazı işleri aralarında paylaşıyorlar

Prof Scott beynin sağ ve sol tarafları arasında gerçekten büyük farklılıklar olduğunu söylüyor; "ama bu, bir genelleme olarak söylendiğinde aynı şey kastedilmiyor" diyor
İnsanları kendi kendilerini geliştirme konusunda yönlendiren kitaplara ya da iş alanında yol gösteren kurslara bakarsanız, beynin iki bölümünün iki ayrı varlık olduğu gibi bir kanıya kapılıyorsunuz

Beynin sol kısmı, mantık ve akılcılığın egemen olduğu bölüm olarak gösteriliyor Sağ tarafı ise sezgi ve yaratıcılık bölümü olarak tanımlanıyor Dolayısıyla eğer mantığınızı kullanan bir insansanız, beyninizin sol tarafını daha çok işletiyorsunuz demektir Ama daha duygusalsanız ve sanata eğilimliyseniz beynin sağ tarafını kullananlardansınız

Yaygın efsaneye göre, beyninin her iki tarafını tam anlamıyla kullanmayı öğrenen insanlar daha başarılı oluyor, hayattan daha büyük tatmin elde ediyorlar
Prof Scott ise, insanların, karşılarına çıkan sorunlar ve hayat karşısında farklı şekillerde düşündüklerini, ama bunun beyinlerindeki sağ ve sol bölümler arasındaki güç dengeleriyle hiçbir ilgisi olmadığını Vurguluyor

"Bazı insanların görsel algılaması gerçekten çok iyidir Bazılarının da işitsel algılaması Bir bilgiyi alıp işleme ve kullanma şekillerimiz çok değişik oluyor
Ama bunu beynin mantıklı sol yanı ve yaratıcı sağ yanı şeklinde basitleştirmek, beynin çalışma şekli konusundaki saptamalarımıza uymuyor

Bir de bu, beynin bir yanını, diğer bölümünden daha fazla kullandığımız gibi bir izlenim doğuruyor ki, beyin aslında böyle çalışmıyor" diyor Prof Sophie Scott

Dolayısıyla, beynin iki tarafı birbirleriyle sürekli iletişim halinde ve corpus callosum diye bilinen karmaşık bir sinir yumağı aracılığıyla işbirliği içinde çalışıyor
Yani beynin iki yarısı birbirini tamamlıyor ve birbiriyle uyumlu halde işliyor

’Dolunayda insanların anormal davranışları artar’
Dolunay, öteden beri geceleri yaşanan tuhaflıklarla ilişkilendirilir
Birçok inanışa göre, delilikle dolunay arasında bağlantı kurulur; insanlar dolunay zamanı kurda dönüşür ve dolunaylarda her türlü ürkütücü ve tatsız şey yaşanır

Ancak psikologlar ve istatistikçiler bu konuya eğildiklerinde, ayın, insan beyni ve davranışları üzerindeki etkileri hakkında o kadar da elle tutulur bir veriye ulaşamadılar
Daha da önemlisi, dolunay zamanlarıyla, saldırılar, tutuklamalar, intiharlar, kriz masalarına yapılan başvurular, psikiyatri kliniklerine yatırılmalar, zehirlenmeler ve trafik kazaları arasında herhangi bir ilişkiye de rastlamadılar

Uzun bir araştırma listesi hazırlayan Eric Chudler, "bu konuda birçok araştırma yapıldı Eldeki verilerin çoğu, ayın değişik dönemleriyle anormal davranışlar arasında hiçbir ilişki bulunmadığını ortaya koyuyor" dedi

Araştırmalara göre, dolunayla ilgili efsanelere inananların çoğu güvenlik ve sağlık hizmetlerinde çalışıyor Polisler ve hastane görevlileri de hayatta en korkunç ve üzücü vakalarla karşılaşan kesim

Eric Chudler, travmatik olaylarla karşılaşan bu insanların, o anlarda çok daha az dikkat çeken yarım ay ya da yeni aydan ziyade, gökyüzündeki dolunayı farkettiklerini belirtiyor
Dolayısıyla da kaza veye suçlarla, ayın en bariz olduğu zamanlar arasında ilişki kuruluyor

’Mozart dinlemek, zekâ artırır’
1990’larda ortaya atılan bu fikir ünlü klasik besteci Amadeus Mozart üzerinde odaklanmıştı
İnsanlar, küçük çocuklara Mozart’ın eserlerinin dinletilmesinin çocukların beyin gelişimlerine katkısı olacağına ve çocukları daha akıllı yapacağına inanmaya başladılar

Diğer efsanelerin tersine, bu inanışta bir parça doğruluk payı var
"Mozart etkisi" ile insanın zeka düzeyi arasındaki ilişkilere dair ilişki, ilkin 1993 yılında Nature dergisinde yayımlanan bir bilimsel araştırmada yer aldı

Araştırmada Kaliforniya Üniversitesi öğrencilerine bir dizi uzamsal akıl yürütme görevleri verilmişti Bu testten önce Mozart’ın piyano eserini dinlemiş olan öğrenciler, daha önce rahatlatıcı bir müzik dinlemiş olan ya da sessiz ortamda kalan öğrencilere kıyasla, daha başarılı olmuştu

Ama piyano sonatı dinletilen öğrencilerin başarı farkı, 15 dakika sonra kaybolmuştu
Ardından gelen iki yıl içinde, medya, bu ilginç gözlemi büyüterek küçük çocuklara Mozart dinletilmesinin onları daha zeki yaptığı düşüncesini yaydı

Öyle ki, sırf bu amaçla Mozart eserlerinin CD’leri üretildi, piyasaya verildi 1998 Yılında ABD’nin Georgia eyaletinde yeni doğan bebeklerin annelerine Mozart CD’leri dağıtılıyordu
Kimileri, Mozart’ın bestelerindeki müzik yapısının beyindeki hatlar üzerinde özel bir biyolojik etkisi olduğu tezini ortaya attı

Daha sonraları yapılan çalışmalarsa, bu konuda, olağanın ötesinde bir veri sağlamadı
Ortaya çıkan sonuç, beyni meşgul edecek testlerden önce, insanı canlandıran herhangi bir hareketli müzik dinletilmesinin, kişiyi daha uyanık ve hevesli hale getirdiği; dolayısıyla biraz daha iyi sonuç elde etmesine yardımcı olduğu yolundaydı





Kaynak : Andrew Luck-Baker

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.