Bir Çingene Efsanesi |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Çingene EfsanesiAntik çağlarda Ege kıyılarında , birçok Yunan uygarlığı vardıBunlardan biri de İzmir yakınlarında idi Adına Yaban Gülü Uygarlığı denirdiBu uygarlık adını bir Ege efsanesinden almıştı Rivayete göre Ege kıyılarında dünya çingenelerinin başı olan,bir büyük çeri yaşardıBu çerinin aşiretinde adı dillere destan olan bir kız vardıBütün çingene kızları gibi sıradan bir güzelliği olmasına rağmen,çok güzel sesiyle öyle danslar ederdi ki, ünü bütün dünyaya yayılmıştıYaşlı çeribaşı bu kızın cilve, işve ve danslarına kapıldığından her akşam Ege sahillerinde yaz eğlenceleri düzenlerdi Bu eğlencelerde tahta fıçılarla, at arabaları dolusu şaraplar gelir,dünya çerileri arasından seçilmiş,en iyi kemancılar, zurnacılar ve darbukacılar sahilde toplanırdıÇok geniş dev halkalar oluşturulur, ortada çam odunlarından bir büyük ateş yakılırdıkuzular çevrilir, toprak testilerle şaraplar fıçılardan alınır,herkese dağıtılırdıHerkes bir büyük merak içinde çingene kızının çıkmasını,Ünlü büyülü danslarını yapmasını beklerdiSonunda güzel çingene kızı, saçlarına taktığı yaban gülü,parmaklarında zilleri, uzun eteği ve, şuh edasıyla ortaya çıkardı Bir anda bütün sesler kesilir, saz ekipleri en oynak parçaları çalmaya başlar, çingene kızı da kıvrak bedeniyle dans ederdiHızla döndükçe etekleri bir gül gibi açılır,güzel bacakları ay ışığında, Venüs heykelleri gibi parlardıİri kahve gözleri, can yakan endamı,şen şakrak neşeli sesi, zillerinin şıngırtısı bütün sahilde yankılanırken,toprak şarap testileri dolar, dolar boşalırdıÇingene kızının nereden geldiğini, kim olduğunu, hatta adını bile bilen yoktuAncak, ipek saçlarına taktığı yaban gülü her zaman yerinde dururdu Onu ne yatarken, ne dansederken, ne de bir başka zamanda Gülsüz gören olmamıştıBu nedenle çingene kızına herkes Yaban Gülüm dediğinden adı Yaban Gülüm olmuştuBu da yetmemiş, çerinin adı da Yaban Gülüm Çerisi olarak ünlenmişti,Anadolunun içlerinde, Ege'nin karşı sahillerinde, hatta arap kıyılarındaYaban Gülüm'ün methini duymayan kalmamıştıUzak iklimlerden onu izlemeye gelenler çoğunluktaydıYaşlı çeribaşı sonunda sevdalandığı bu kıvrak çingene kızıyla hiçbir şeye aldırmadan kırk gün, kırk gece sürecek bir düğünle evlenmeye karar verdiDüğünün her gecesi Ege sahillerinde şölen düzenlendi Düğünün son gecesiydi Eğlencede su gibi şarap aktıAşirette Yaban Gülüm'e aşık olanlar, çeribaşını kıskanmaktaydılarHerkesin sarhoş olduğu bir anda, kir, pasak ve yama içindeki bir çingene genci, çeribaşına saldırarak, onu bıçakladı ve öldürdüAkan kanlara dayanamayan Çingene kızı denize doğru yürümeye başladı,herkesin gözü önünde Hayret!!!!Çingene kızı suya batmıyor, su yüzeyinde yürüyüp gidiyorduYürüdü, yürüdü, uzaklaştı, bir nokta gibi kaldı mavilerde ve kaybolup gittiEfsaneye göre çingene kızı kendisini çok seven çeribaşının üzüntüsünden çirkinleşti o geceSadece her dolunayda eski güzelliği, eski endamı, eski yakıcılığıyla Ege sahillerine çıkar,görünmez sazların eşliğinde çingene danslarını yapar,sonra da geldiği denize yürür,suların üzerinde, mavilerde kaybolur, giderBu yüzdendir ki, Ege sahillerinde yaban gülleri her dolunayda açar,ormanlardan çigan müziği sesleri gelir Egenin sularında her günbatımındaysa,bir çirkin çingene kızının hayali belirir,ve bu hayal bulutlara vururdu Sen bu çingenenin kim olduğunu biliyor musun? Tamam, sus Ben de biliyorum Sen sus, lütfen sus Sen söyleme |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|