Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anayasamıza, dil, girme, göre, ilk, işe, resmi, türkçe, şartıydı

İlk Anayasamıza Göre Türkçe Hem Resmi Dil Hem De İşe Girme Şartıydı

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlk Anayasamıza Göre Türkçe Hem Resmi Dil Hem De İşe Girme Şartıydı



İlk anayasamıza göre Türkçe hem resmi dil hem de işe girme şartıydı

Türkiye'de resmi dil tartışmaları bundan tam 135 yıl önce de yaşanmış, onlarca milleti bünyesinde barındıran Osmanlı İmparatorluğu'nun anayasasında Türkçe resmi dil olarak kabul edilmiş ve mecliste başka hiç bir dilin konuşulmasına izin verilmemişti

2 Mahmud'un yeniçeri ocağını lağvetmesinin ardından yaptığı reformlar sayesinde Osmanlı İmparatorluğu'nun klasik yapısı tamamen değişti, kısa süre sonra Tanzimat reformları hayata geçirildi ve bu gelişmelerin neticesinde çok farklı bir nesil yetişti
Osmanlı devleti'nin matbaa ile 1727'de tanışmasına rağmen, ülkede asıl yayın hayatı 1830lardan sonra başladı 1840 da Ceride-i Havadis'i takip ederek yayınlanmaya başlayan özel gazeteler ile 19 asırda yaygınlaşan tiyatrolar, Avrupai fikirlerin imparatorlukta yayılmasını sağladı ve ulemanın yerini batılı gibi düşünen aydınlar aldı

"Yeni Osmanlılar" diye adlandırılan grup, aralarında fikir ayrılıkları yaşanmasına rağmen devletin kurtuluşu için Anayasa, Parlamento ve Osmanlılık konularında mutabakata vardılar Namık Kemal, Ziya Paşa ve Agah Efendi gibi Osmanlı aydınları, 19 yüzyılda imparatorluğun parçalanma sürecine girmesi üzerine devletin kurtuluşunu Meşrutiyet'de gördüler ve Yeni Osmanlılar, yurtiçinde ve yurtdışında çıkardıkları gazetelerle fikirlerini yayarak anayasal düzenin altyapısını hazırladılar

HAYALLER YIKILDI

Midhat Paşa'nın başını çektiği Meşrutiyet taraftarları 1876'da Sultan Abdülaziz'i darbeyle tahttan indirip, yerine modernleşmeyi sağlayacağını umdukları 5 Murad'ı geçirdilerAncak yeni sultanın sağlık durumu imparatorluğu yönetmeye pek elverişli değildi Bu yüzden sadece üç ay sonra 5Murad tahttan indirildi ve Maslak'daki çiftliğinde Midhat Paşa'ya meşrutiyeti ilan edeceğini söyleyen Şehzade Abdülhamid tahta çıkarıldı
İlk Türk anayasasının hazırlanmasında batılı düşünceye sahip aydınlar kadar dış faktörler de önemli rol oynadıTanzimat'ın ilanı sırasında Mısır meselesinde Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya karşı Avrupa'dan destek alınabilmesi, Islahat Fermanı'nın ilanında ise Paris Antlaşması'nda Osmanlı İmparatorluğu lehine bir durum yaratılması düşünüldü İlk anayasamızın ilanında da, Rusya başta olmak üzere pek çok batılı devletin Osmanlı topraklarındaki Hristiyanları koruma amacıyla imparatorluğa müdahale etmelerini engelleme isteği öne çıktı

Anayasal düzene geçildiği takdirde Avrupalı devletlerin müdahalelerinden kurtulacağımıza inanan Midhat Paşa, 5 Murad'ın hakümdarlığı döneminde bir anayasa taslağı hazırladı, ancak padişahın hastalanması üzerine yürürlüğe sokamadı Paşa, "Kanun-ı Cedid" yani "Yeni Kanun" isimli taslak anayasayı 2 Abdülhamid'e sundu, hükümdar ise kontrolü Midhat Paşa'nın eline bırakmak istemediği için Eğinli Said Paşa'ya Fransız anayasası'nı Türkçe'ye çevirtti Ulema, mülkiye ve askeriye mensuplarından oluşan "Meclis-i Mahsus" isimli komisyon, çeviri anayasayı Osmanlı sistemine uygun hale getirerek, "Kanuni Esasi" adlı 119 maddeli yeni bir anayasa taslağı hazırladı

SÜRGÜN YETKİSİ

Mütercim Rüşdü ve Cevdet Paşa gibi muhafazakar şahıslar, Kanuni Esasi'nin muhtevası konusunda Midhat Paşa, Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi reformcu grupla mücadele etti ve Cevdet Paşa, padişahın hukukunun korunması gerektiğini savunarak anayasaya bu yönde maddeler eklenmesini sağladı Anayasanın hazırlanması sırasında en fazla, padişaha polis tahkikatına dayanarak herhangi birisine sürgüne gönderme yetkisini veren 113 madde tartışıldıNitekim 2 Abdülhamid, bir süre sonra bu maddeye dayanarak Midhat Paşa7yı sürgüne gönderdi
Anayasa çalışmaları sırasında üzerinde en fazla durulan konuların başında resmi dil meselesi geliyordu Konu hakkında araştırma yapan rahmetli ProfDrAli İhsan Gencer'e göre, anayasa taslağına "Osmanlı ülkesinde bulunan milletlerden her biri kendi lisanlarında eğitim öğretimde serbesttir Ancak, devlet hizmetinde istihdam olunmak için devletin resmi dili olan Türkçe'yi bilmek şarttır" ifadesinin konulması düşünülmüştü
Yeni madde, resmi dil kargaşası yaratacaktı Durumun farkına varan Eğinli Said Paşa, maddenin bu haleyle uygun olmadığını öne sürerek değiştirilmesini istemiş ve Kanun-i Esasi'nin 18 maddesi, "Devletin resmi dili Türkçe'dir ve Osmanlı ferdlerinden herbirinin devlet hizmetinde istihdam olunması için resmi dili bilmesi şarttır" diye düzeltilmiştiBöylece devlet görevlerinde Türkçe'den başka dil konuşulmayacağı ve devletin resmi lisanının Türkçe olduğu açıkça ifade edilmiş ve anayasa teminatı altına alınmıştı

101 PARE TOP ATTILAR

Said Paşa'nın başkanlığında hazırlanan metin, Midhat Paşa'nın başkanlığındaki Meclis-i Vükela'da, yani Bakanlar Kurulunda son halini aldıktan sonra 2 Abdülhamid in onayıyla yürürlüğe girdi ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki gayrımüslimlerin durumunu görüşmek üzere Avrupa'nın büyük devletlerinin katılımıyla İstanbul'da toplanan Tersane Konferansı'nın ilk oturumunda 101 pare top atışıyla batılı delegelere ilan edildi
Kanun-ı Esasi'nin, 1876nın 23 Aralık'ında yürürlüğe girmesiyle birlikte birinci meşrutiyet devri başladı, ancak batı müdahalesini önlemek amacıyla yapılan bu teşebbüs, Avrupalılar da Osmanlı lehine bir hava yaratmadı Batılı devletlerin amacı Osmanlı İmparatorluğu'nda hürriyetin ve demokrasinin öne çıkmasından ziyade kendi çıkarlarının korunması idiNitekim konferansın başkanı Saffet Paşa, delegelere meşrutiyetin ilanını açıkladığı sırada "halka yeni haklar verildiğini, bu yüzden de toplantının bir manasının kalmadığını" dile getirdi, ancak Rus elçisi buz gibi bir cevap vererek "gündeme geçilmesini"istedi

GAYRIMÜSLİM MEBUSLAR

Meşrutiyet’i ilan edip Avrupalı ülkelerin temsilcilerini psikolojik açıdan sarsan Osmanlı devlet adamları, gayrimüslim teb’anın özgürlük isteklerine karşı direnmek için anayasayı kullanmayı düşündüler Tersane Konferansı’na katılan Osmanlı delegeleri, Avrupalılar’ın talepleri karşısında anayasayı gösterdiler, ancak bir netice alınamadığı gibi en sonunda Rusya ile 1877 ile 1878 arasında cereyan eden 93 Harbi’ne girmek zorunda kaldık
Bu arada seçimler yapıldı ve Birinci Meşrutiyet Meclisi, 1877’nin 19 Mart’ında Ayasofya’nın karşısındaki Darülfünun’da, yani dönemin üniversitesinin binasında çalışmalarına başladıİlk parlamentomuzdaki 115 mebusun, yani milletvekilinin 46’sı gayrımüslimdi
Mecliste kısa sürede milliyet çatışmaları patlak verdi ve Ermeniler ile Rumlar, devletin resmi dili Tarkçe olmasına rağmen, kendi dillerinin de resmi dil olarak kullanılması için uğraştılar Özellikle Arabistan’dan gelen mebuslar, vekil olmak için Türkçe bilme zorunluluğu konmasına karşın bu şartın değişmesi için teklifte bulundular Dönemin önde gelen devlet adamlarından Ahmed Vefik Paşa, takeplere karşı “Gelecek seçime dört yıl var Akılları varsa bu süre içinde Türkçe öğrenirler” cevabını verdi

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda, yani 93 Harbi’nde ise tam bir hezimet yaşandı Plevne’de bir süreliğine durdurulan Ruslar, kısa sürede İstanbul kapılarına kadar dayandılar ve Rus ordusunun ilerleyişi karşısında ne yapılacağını tartışmak üzere Yıldız Sarayı’nda, padişahın da katıldığı bir fevkalade meclis toplandı
Ruslar’ın barış teklifleri görüşülürken toplantıya katılan Astarcılar Kethüdası Ahmed Efendi, ayağa kalkarak, “yaşananlardan meclisin değil, padişahın sorumlu ve suçlu olduğunu” söyledi 2 Abdülhamid ise, kendisinden sonra söz alan Hazine-i Hassa Hazırı Said Paşa’nın savaşa nasıl girildiğini anlattığı sırada Ahmed Efendi’nin kendisini suçlamayı sürdürmesi üzerine, “Ben artık Sultan Mahmud’un izinden gitmeye mecbur olacağım” diyerek toplantıdan ayrıldı Daha sonra da anayasadaki yetkisine dayanarak 1878’in 13 Şubat ında Meclis-i Mebusan’ı süresiz tatil etti, ancak anayasayı resmen yürürlükten kaldırmadı

1924 DE SON BULDU

Kanun-i Esasi, her yıl çıkan devlet salnamesinin başında zikredildiÇıkarılan kanunlar da Meclis-i Mebusan tekrar toplandığı zaman onaylanmak üzere muvakkaten çıkarıldı, hata meclis fiilen dağıtılmadığı gibi, daha sonraki tarihlerde Ayan Meclisi’ne tayinler bile yapıldı
1876 Anayasası’nın içerdiği sistemde gerçek egemen güç halkı ve temsilcisi meclis değil, padişahtı Gerçek bir anayasal düzen olmamasına rağmen Birinci Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu’na anayasa düşüncesinin somutlaşması, yasama ve temsili meclis sistemlerinin kurulması ve anayasada bazı hakların yeralması gibi hususlarda katkılarda bulundu
İlk Türk anayasası olan Kanun-i Esasi, özgürlükler yönünden cılız olmasına rağmen, aydınlar tarafından özgürlüğün sembolü olarak görülüp, tekrar yürürlüğe sokulması için yıllarca uğraşıldı 1908’de Makedonya’daki Türk subaylarının Kanun-ı Esasi’nin yürürlüğe konulması için faaliyete geçmeleri üzerine İkinci Abdülhamid, anayasayı tekrar yürürlüğe koydu
1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra toplanan mecliste de farklı milletlerden pek çok mebus bulundu, ancak yine Türkçe’den başka dil kullanılmadı İkinci Meşrutiyet döneminde 1876 Anayasası’nın üzerinde dokuz kere düzeltme yapıldı ve ilk Türk Millet Meclisi tarafından Milli Mücadele döneminde yine değişiklikler ve düzeltmeler yapılarak uygulandı 1976 Anayasası, yürürlükten 1924 Anayasası nın kabulü ile tamamen kalkacaktı

1876 ANAYASASI’NDAN SEÇME MADDELER

Madde 1: Osmanlı İmparatorluğu ülkesiyle bölünmez bir bütündür
Madde 2: Başkent, İstanbul’dur ve başkentin imparatorluğun diğer şehirlerden hiç bir ayrıcalığı yoktur
Madde 3: Saltanat ve hilafet hakkı Osmanoğulları’na ve hanedanın en büyük evladına aittir
Madde 4: Osmanlı padişahı halife olarak İslam dininin hamisi ve bütün Osmanlı teb’asının hükümdarıdır
Madde 5: Padişahın şahsı mukaddes ve sorumsuzdur
Madde 8: Osmanlı İmparatorluğu’na tabi olan herkes hangi din ve mezhapten olursa olsun, istisnasız Osmanlı’dır
Madde 11: Devletin dini İslamiyet’dir
Madde 12: Basın, kanunlar içerisinde kalmak şartıyla hürdür
Madde 18: Devletin resmi dili Türkçe’dir ve devlet dairelerinde çalışmak için Türkçe bilmek şarttır
Madde 26: İşkence yasaktır

TEPEDEN İNME 1876 ANAYASASI SEVİLMEDİ

1876 Anayasası, sistemli bir düşünce akımının sonucunda halkın isteğiyle değil, İkinci Mahmud döneminden itibaren başlayan modernleşme sürecinde yetişen Midhat Paşa ve Namık Kemal gibi bir grup aydının yapılan islahatları yeterli görmemeleri ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kurtuluşu için meşruti idarenin, yani meclis sisteminin getirilmesi yönünde uğraşmaları sayesinde ilan edildi Birinci Meşrutiyet’in doğuşundaki en önemli faktör, Avrupa’da öğrenim gören, oradaki anayasal hareketleri inceleyen ve imparatorluğun geleceğinin parlamenter sistemden geçtiğini anlayan Genç Osmanlılar hareketinin çabalarıydı
Ancak, Meşrutiyet’i hazırlayan başka faktörler de vardı
Osmanlı İmparatorluğu’nda 1831’den itibaren gazetelerin basılmasıyla birlikte pek çok fikir tartışılmaya ve aydın kesim arasında yayılmaya başlandı İkinci Mahmud dönemindeki yeniden yapılanmanın neticesinde kurulan yeni müesseseler de Meşrutiyet fikrinin gelişmesine tesir ettiler 1839’dan itibaren gayrimüslimlerin de katılımıyla kurulan taşra meclisleri, Meşrutiyet döneminin hazırlık safhasıydı
Meşrutiyet, çeşitli vasıtalarla Osmanlı Devleti’nin her tarafında ilan edildi Gelişmelerden memnuniyet duyanlar kadar, Meşrutiyet’in karşısında olanlar ve aleyhte risaleler yazanlar da vardı 19 Yüzyıl Türkiye’si, parlamenter sistemi kavrayabilecek düşünce olgunluğuna erişmediği için ilk anayasaya ve ilk meclise sahip çıkılmadı

1876 ANAYASASI UZMANLARIN DEĞİL FERMANLARIN ESERİYDİ

Kanun-ı Esasi halkın temsilcilerinden oluşan bir meclisin değil, padişahın iradesinden meydana geldiği için “Ferman Anayasası” gibi değerlendirilmiş ve meşruti idare öngörülmekle birlikte, padişahın yetkisi ve iradesi anayasa hükmü halinde gelmişti
Hukuken sorumsuz olan hükümdar, sistemin yürütülmesindeki en yetkili kişiydi ve meclisin feshi de dahil olmak fazlasıyla geniş haklara sahipti Sadrazam, şeyhülislam ve nazırar padişah tarafından seçilir ve ona karşı sorumlu olurlardı 1876 Anayasası’nın sisteminde gerçek egemen güç halk ve onun temsilcisi meclis değil, yalnızca padişahtı Yasama ve yürütme faaliyetleri sultanın arzusuna göre şekillenirdi ve anayasanın en önde gelen özelliği, hükümdarın üstünlüğü idi
1876 Anayasası, başarılı bir anayasa düzeninin kurulmasına imkan tanıyacak bazı temel görüşlere, kavramlara, kurumlara, yaptırımlara ve çağdaş öğeler üzerinden ulusal bütünleşmeyi sağlayacak bir içerikten yoksundu Bir güvence mekanizması altına alınmamasına rağmen, Kanun-ı Esasi ile kişiye eğitim özgürlüğü, mal güvencesi, dokunulmazlık, kanunlar önünde eşitlik ve işkence yazağı gibi klasik haklar verilmişti
1924 Anayasası’nın komisyon sözcüsü olan Celal Nuri Bey, 1876 Anayasası’nı şu sözlerle değerlendirmişti:
“1876 Anayasası, Hukuk-ı Milliye’yi değil, Hukuk-i Şahane’yi temsil eder Öyle bir kanundur ki, aslında bir Kanun-ı Esasi mahiyetinde bile değildir Zira, verilen tüm hakları diğer bazı maddelerle geriye alınabilmek imkanı hasıl olmuştur”
Birinci Meşrutiyet, gerçek bir anayasal düzen değilse de Osmanlı İmparatorluğu’nda anayasa düşüncesinin somutlaşması, yasama ve temsili meclis sistemlerinin kurulması ve bazı hakların anayasada yeralması gibi hususlarda demokrasi kültürümüzün oluşmasına katkılarda bulunmuştu

ÖNCE MÜHENDİS, SONRA DA PAŞA OLDULAR

Ailesi tarafından Eğinli, yani Kemaliyeli olan Said Paşa, 1831’de İzmit’de dünyaya geldi Mühendishane’den 1852 de yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu ve aynı okulda hocalık yapmaya başladı
İkinci Abdülnamid, ülke dışında da eğitim alan Said Paşa’yı 1876’nın 31 Ağustos’unda mabeyn feriki, yani sultanın askeri danışmanlığı görevine atandı Kısa zamanda hükümdarın teveccühünü kazanan paşa, 1878’de vezirlik rütbesine layık görülerek Mabeyn Müşiri ve Bahriye Nazırı oldu
1878’de Çırağan Vak’ası’na, yani Beşinci Murad’ın tekrar tahta çıkarılmak istenmesi hadisesine karıştığı gerekçesiyle padişahın gözünden düşen Said Paşa, görevlerinden azledilerek Ankara Valiliği’ne atandı Çeşitli vilayetlerde valilik yaptıktan sonra 1886’nın 21 Şubat’ında öldü ve Çemberlitaş’daki İkinci Mahmud Türbesi haziresine defnedildi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.