Bir Kitap: Ölüm Tohumları

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Kitap: Ölüm Tohumları



Bir Kitap: Ölüm Tohumları Kalıtımın Değiştirilmesinin Arkasındaki Karanlık Oyunlar-F William ENGDAHL
Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissenger’in“Yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin” Sözünün Amerikan küçük sosyo-politik elit tarafından tüm dünya insanlarının akıbetini değiştirebileceğinin hikâyesi
Engdahl titizlikle Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar konusunu her yönüyle okuyucunun gözleri önüne seriyor Kalıtımın değiştirilmesinin arkasındaki karanlık oyunlar bilim laboratuarlarından büyük şirketlerin yönetim kuruluna, hükümetteki kilit mevkilerden devlet başkanlarına dek uzanıyor Günümüzdeki gelişmelerin arkasındaki nedenleri anlamak isteyen, dünya barışı ve sosyal adalete inanan herkesin okuması gereken uykudan uyandıran kitap:


Gazeteci F William Engdahl, ‘Ölüm Tohumları’ eserinde GDO adı verilen “şeytan planının” tüm ayrıntılarını açıklıyor Amerika üzerinden insanlığı kontrol altına almak, bazı milletleri kısırlaştırarak yok etmek gibi çok kirli planları olan şirketlerin içyüzünü deşifre edilen eserin giriş bölümünü istifadenize sunuyoruz ‘Ölüm Tohumları’ herkesin üzerinde çokça düşünerek okuması gereken bir şaheser

“Biz dünya nüfusunun % 63’ünü oluşturuyoruz ama zenginliğinin yarısına sahibiz Bu farklılık özellikle bizler ve Asyalılar kadar büyük Böyle bir durumda kıskanılma ve gücenilme gibi bir durumda olamayız Gelecek dönemdeki asil görevimiz, ulusal güvenliğimize bir zarar getirmeden bu farklılık durumunu sürdürebileceğimiz bir ilişki kalıbı tasarlamaktır Bunu yapmak için de tüm duygusallık ve hayallerden uzak durup dünyanın her yerindeki ulusal hedeflerimize odaklanmalıyız Kendimizi çıkarlarımızdan fedakârlık ederek dünyanın iyiliği için lüksümüzden vazgeçeceğimiz konusunda kandırmamıza hiç gerek yok” Seorge Kennan, 1948


Bu kitap küçük bir sosyo-politik elit zümre tarafından 2Dünya Savaşı sonrasında Vaşington’da ele alınmış bir proje ile ilgilidir Bu, Kennan’ın “farklılık durumunu sürdürebilmek” tümcesinin nasıl hayata geçirildiğinin anlatılmamış hikâyesidir Aynı zamanda bir avuç insanın savaş sonrası tüm kaynaklara ve güce sahip oluşunun da hikâyesidir
Bu, güç devrimi tarihinin de ötesindedir, hatta bilim dahi bu azınlığın hizmetine sokulmuştur 1948’de Kennan’ın da kendi notlarında tavsiye ettiği gibi, herhangi bir fedakârlık veya dünyanın iyiliği düşünülmeden acımasız politikalar uygulandı

Seleflerinin aksine İngiliz imparatorluğu içindeki hâkim guruplar, yeni beliren Amerikan eliti, kendilerini savaştan sonra, “Amerikan Yüzyılı”nın şafağında ilan ettiler ve hitap yeteneklerini, dünyanın iyiliği için düşüncesini kendi amaçlarına uygun şekilde kullandılar Onların Amerikan Yüzyılı daha yumuşak ve kibar bir imparatorluk olarak sömürgecilikten kurtuluş, demokrasi, ekonomik gelişme ve özgürlük kisvesi altında diğer ulusların kaderlerine hükmedebilen, Büyük İskender’den sonraki en büyük küresel imparatorluktu

Bu kitap “Bir Savaş Yüzyılı: Anglo-Amerikan Petrol Politikaları ve Yeni Dünya Düzeni” adlı kitabın bir devamı niteliğindedir Petrolden sonra ikinci bir “kırmızı hattı” takip eder İnsanın yaşamını sürdürebilmesinde en temel ihtiyacı olan günlük ekmeğinin karşılanmasını konu alır 70’ler boyunca bu Amerikan elitin menfaatine hizmet eden kişi, hayatı boyunca “güç dengesi” politikalarının bir uygulayıcısı olan Henry Kissinger’di Ve dünya hâkimiyeti konusundaki şu fikrini açıklamıştır;

“Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin”


“Küresel yiyeceği kontrol etme plânı” 1930’ların başlarına, savaşın patlak vermesinden önceye dayanır Bu organizasyon belli başlı bazı ailelerin servetlerini korumak amacıyla seçilmiş özel kuruluşların yardımlarıyla maddi olarak destek görmüştür Bu aileler güç ve zenginliklerini doğu sahili boyunca Boston, Vaşington, New York ve Philedelphia’ya yerleştirmişti Bu sebeple egemen medya kuruluşları sıkça onlara atıfta bulunmuş, zaman zaman alay konusu etmişlerse de genellikle övmüşlerdir

Savaşla birlikte Amerikan gücünün ağırlık merkezi doğu sahilinden Seattle, Houston, Las Vegas, Atlanta ve Miami gibi bölgelere dağıldı Sonradan da Asya, Japonya ve Latin Amerika’ya

2 Dünya savaşından bir süre önce bir aile diğerlerine göre daha fazla öne çıkmıştır Bu ailenin serveti, uğruna kan dökülen ve savaşılan ‘kara altın’ petrole dayanıyordu Bu aileyle ilgili olağandışı olan ise ailenin sadece petrole değil, diğer başka alanlarda da yatırım yapmaya karar vermesi olmuştur Psikoloji, tıp, gençlerin eğitimi, tarım, biyoloji ve biyolojinin tarımsal uygulamalarına yatırım yapmışlardır Çoğu kişinin fark etmediği devasa bir büyüme ve gelişme göstermişler, servetlerini de o ölçüde büyütmüşlerdir

Bu kitapta ele alınan ana konu olan ‘genetiği değiştirilmiş organizmalar’ ya da GDO’nun tarihi, dönemin güçlü ailelerinden olan Rockefeller ailesinin (ve 4 kardeşin - David, Nelson, John ve Laurance) tarihiyle paralellik göstermektedir -ki savaşın Amerikan zaferiyle bitmesinden sonraki 30 yıl süresince güç evrimine bu insanlar yön vermiştir Gücün tamamı ellerindedir ancak işin maliyeti tüm dünyayı etkilemiştir

Bundan 30 yıl önce, erk Rockefeller ailesinin etrafında toplanmıştı Bugün ise 4 kardeşin 3’ü çeşitli nedenlerle vefat etmiştir Tüm amaçları, daha sonraları Pentagon’un ‘tam spektrum egemenlik’ adı vereceği, gerektiğinde askeri gücün de devreye sokulabileceği küresel hâkimiyetti Projeleri o günlerdeki küçük bir güç gurubundan bugün hayal bile edemeyecekleri, tüm gezegenin geleceği hakkında inisiyatif sahibi oldukları bir noktaya evirildi

Kaltım mühendisliği ile bitki ve diğer canlı organizmaların patentlenmesi tarihinin anlaşılabilmesi için 2 Dünya savaşını takip eden yıllardaki Amerikan gücünün dünyada nasıl yayıldığına bakmak gerekir

George Kennan, Henry Luce, Averell Harriman ve hepsinden önce Rockefeller kardeşlerin tarım sektöründe başlattığı ‘yeşil devrim’ sayesinde Petro-kimyasal gübre, petrol ve enerji ürünlerine bağımlılık arttı Onların o günlerde yaptıkları bugünün genetiğini değiştirme tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır

Yüzyılın başında gerçekleşen 4 çokuluslu dev şirket birleşerek dünya üzerindeki çoğu insanın temel besinlerinin (pirinç, soya fasulyesi, buğday, mısır ve hatta bazı sebze ve meyveler ile pamuk) kontrolünü ellerine geçirdiler Hastalığa dayanıklı kümes ürünleri, genetiği değiştirilmiş, güya kuş gribine dayanıklı ürünler ve geni değiştirilmiş domuz ve sığır üretimi için çaba sarf etmişlerdir

Dört özel şirketin üçünün Pentagonla kimyasal savaş araştırmaları konusunda sıkı bağları vardı Dördüncü şirket aslen İsviçre kökenli olmasına rağmen İngiliz kontrolü altındaydı Petrolde olduğu gibi GDO tarım projesi de bir Anglo-Amerikan küresel plânıdır

Mayıs 2003’te Bağdat’taki acımasız Amerikan bombardımanının dumanı dağıldığında ABD başkanı GDO projesini stratejik bir konu haline getirdi ve ABD’nin savaş sonrası öncelikli dış politika gündemini oluşturdu Dünyanın ikinci en büyük tarım üreticisi konumunda bulunan AB, bu küresel plânın önünde zorlu bir engel teşkil etmekteydi

Her ne kadar Almanya, Yunanistan, Fransa ve Avusturya gibi AB ülkeleri diğer dünya uluslarına benzer şekilde GDO ekimine sağlık ve bilimsel nedenlerle karşı çıksalar da, 2006 yılı başlarında Dünya Ticaret Örgütü (WTO), AB’ni toplu GDO üretimi için kapılarını açmaya zorladı

ABD ve İngiliz ordularının Irak’ı işgaliyle birlikte Vaşington, bu ülkeye genetiği değiştirilmiş tohumları ABD Tarım Bakanlığının bir cömertliği olarak göndermeye karar verdi İlk büyük çaplı deney 90’ların başında çok uzun zamandır Rockefeller ailesinin bozduğu ve yolsuzlukla başı dertte olan Arjantin’de zaten yapılmıştı

İlerleyen sayfalarda da göreceğiniz gibi GDO’nun yaygınlaşması ve çoğalması uğruna politik tehdit, hükümet baskısı, yalan, rüşvet yöntemleri kullanılmış ve hatta cinayetler bile işlenmiştir Okurken bir suç romanı hissine kapılmanız sürpriz olmayacak Tarımsal verimlilik ve dünyanın yiyecek sorunlarını çözme adı altında işlenen bu suçlar, bu küçük zümrenin amaçları doğrultusunda önemsizdir Yapılan bunca şeyin hedefinde sadece para ve kâr yoktur Nihayetinde bu güçlü aileler kimlerin merkez bankalarının başlarında duracağına karar verirler Para onların yaratmaları ya da yok etmeleri için emirlerindedir

Amaçları daha önceki despot ve diktatörlerin hayal ettikleri gibi mutlak dünya hâkimiyetidir Kontrol edilmezlerse 10-20 yıl içerisinde bu hedeflerine ulaşmaları işten bile değil Bu sebeple bu gerçeğin duyurulması ve herkes tarafından bilinmesi büyük önem arz etmektedir

(Bu metin Gazeteci F William Engdahl’ın ‘Ölüm Tohumları’ adlı eserinin giriş bölümüdür Lütfen kitabı temin ederek okuyunuz)

Kaynak: internetajans

Alıntı Yaparak Cevapla

Bir Kitap: Ölüm Tohumları

Eski 07-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Kitap: Ölüm Tohumları



hmmmm son yıllardaki ülkemiz siyasi konjonktürüne bakınca obezitenin neden arttığını daha iyi anlıyorum
obezite sayısı ve gdo lu ürünlerdeki artış siyasi hayatımızla ve nasıl yönetildiğimizle !!parallelik gösteriyor demek kine kadar az düşünen,araştıran bir toplum olduğumuz düşünülürse şaşırmadım

teşekkürler

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.