Spor Hakkinda Söylediği Sözler

Eski 07-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Spor Hakkinda Söylediği Sözler



Spor Hakkinda SÖyledİĞİ SÖzler
SPOR HAKKINDA SÖYLEDİĞİ SÖZLER

Dünya spor hayatı ve spor dünyası çok mühimdir Bu kadar mühim olan spor hayatı, bizim için daha mühimdir Çünkü ırk meselesidir, ırkın ıslahı ve kişayişi meselesidir ve hatta biraz da medeniyet meselesidir
Cumhuriyet, fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister
Yurt savunması bakımından bu derece ehemmiyetli olan izcilik, ferdi ve milli eğitim bakımından da o nisbette önemlidir
Müsbet ilimlerin temeline dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan bahtiyar, kuvvetli bir nesil yetiştirmek siyasetimizin açık gayesidir
Her ulus çocuklarının sıhhatli ve gürbüz olmaları için yaşadıkları bölgenin sıhhi şartlarını temin etmek, devlet halinde bulunan siyasi teşekküllerin en birinci ödevidir
Türk çocuklarına sporun bugünkü tekniğini öğretmek ve bunlardan bir kısmını bazı törenlerde ve bayramlarda dekor olarak koymak gerekir
Bütün millet ve memleket evlatlarını sportmen yapabilmek için sarfedilen çalışmanın ehemmiyet ve kudsiyeti aynı derecede kıymetli ve mühimdir
Zafer, zafer benimdir diyebilenin; başarı, başaracağım diye başlayanın ve başardım diyebilenindir
Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim
Açık ve kat'i olarak söyleyeyim ki, sporda muvaffak olabilmek için her türlü yardımdan ziyade, bütün milletce sporun mahiyetinin ve değerinin anlaşılmış olması gerekmekte, onu kalpte muhabbet ve vatani bir vazife olarak telakki eylemek lazımdır
Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar; Türk gençliği, gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir
Yorgunluk her insan, her mahluk için tabii bir haldir Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür
En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirme kabiliyetindedir Bu kabiliyetten istifade etmeyi bilmeliyiz
Dünyada yenilmez kimse, yenilmeyen takım, yenilmeyen ordu, yenilmeyen kumandan yoktur Yenilgilerden sonra üzülmek de tabiidir Ancak bu üzüntü insanın maneviyatını yok edecek, onu çökertecek seviyeye varmamalıdır Yenilen, toparlanarak kendini yeneni yenmek için olanca gücü ile, azimle daha çok çalışmalıdır
Muhterem Gençler, Hayat mücadeleden ibarettir Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: Galip gelmek ve mağlup olmak Size Türk gençliğine tevdi ettiğimiz vicdan emaneti, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız
Spordan yoksun olan bir gençlik nasıl ki vatan müdafaası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni inkişafı noksan ve yetersiz olursa, o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz
Türk Çocuğu! Her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek düzeyde, gökte, seni bekleyen yerini, az zamanda dolduracaksın Bundan, gerçek dostlarımız sevinecek, Türk Ulusu mutlu olacaktır
Bir insan hayatında büyük bir muvaffakiyet kazanabilir Fakat, yalnız onunla övünerek kalmak isterse, o muvaffakiyet de unutulmaya mahkumdur Onun için çalışmak ve daima muvaffakiyet aramak, herkes için esas olmalıdır
Denizciliği Türk'ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve onu en kısa zamanda başarmalıyız

Alıntı Yaparak Cevapla

Spor Hakkinda Söylediği Sözler

Eski 07-13-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Spor Hakkinda Söylediği Sözler



Atatürk'ün ölümünü takip eden günlerde, o zamanlar yalnız Avrupa'nın değil, dünyanın en ünlü gündelik spor gazetesi olan ve Fransa da yayınlanan "L'Auto", yayınladığı geniş bir makalede "Atatürk'ün spora verdiği büyük önemi uzun uzun överken şunları da yazmıştı:

"Dünyada ilk defa beden eğitimini mecburi kılan devlet adamı o oldu Yalnız kâğıt üzerinde ve nutuklarda değil, bunu bilfiil yerine getirdi Stadyumlar ve çeşitli spor merkezleri tesis ettirdi Halkevlerinin spor kollarını bizzat mürakabe etti ve milletin mukadderatına hâkim olduğu günden itibaren Türkiye'de spor, gittikçe artan bir önem ve değer kazandı"

Atatürk ileride de göreceğimiz gibi; gerçekten, dünyada beden eğitimini ülkesinde mecburi kılan ilk devlet adamıydı Onun "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" sözü de, yarattığı genç Türkiye devletinin geleceği için düşündüğ&#252 ; ana esaslardan biriydi hiç kuşkusuz Nitekim daha Cumhuriyetin ilanından önceki günlerde hazırlanan hükümet programlarında da bunu bulmak ve görmek mümkündür

18 Ağustos 1923 tarihli hükümet programında bu konuda şu satırların yeraldığı dikkati çeker: "Maarifin terbiyevi vazifelerinden birincisi, çocukların terbiye ve talimi, ikincisi terbiye ve talibi, üçüncüs&#2 52; milli güzidelerin yetiştirilmesi için lazım gelen vasıtaların izhar ve teminidir çocukların terbiye ve talimi bittabil mektepler vasıtasıyla temin edilecek ve mekteplerin asri tekemmulata mazhar olabilmeleri için muallimlerin daha iyi yetiştirilmesine ve tatil zamanında açılacak derslerle tevsi-i malımat etmelerine, binaların islahına, alat-ı dersiyenin ikmaline çalışılacaktır

Halkın talim ve terbiyesi için gece dersleri ve çırak mektepleri tahsis olunacak, halk lisanı ile halkın ihtiyacına muvafık milli güzidelerin yetiştirilmesi için istidat ve kabiliyeti tebarüz eden ve ailesinin kudret-i maliyesi müsaid olmayan gençler orta ve yüksek mekteplerde suret-i mahsusada himaye ve muavenete mazhar olacakları gibi ihtisas peyda etmeleri için Avrupa'daki irfan mekteplerine gönderileceklerdir Muhtelif şuabat-ı ilmiye ferdin bedeni ve fikri kabiliyetleri gibi ahlaki ve içtimati kabiliyetleri de inkişaf ettirilecektir Bu maksada vusul için bir Terbiye-i Bedeniyye Darülmualilmini açılacak, izcilik teşkilatına ehemmiyet-i mahsusa verilecek, programlar ile mektepler teşkilatı tedricen içtimai esasata tevcih olunacaktır"

Hükümet programında bahsi geçen "Terbiye-i Bedeniyye Darülmualilmini" çok geçmeden kurulup "Gazi Terbiye Enstitüsü" adı altında Ankara'da hizmete girmişti nitekim

"Atatürk, Türk sporunun ilk öğreticilerinin yetiştirilmesi konusunda da acele göstermişti Beden Eğitimi öğretmeni yetiştirecek okul tesis edilmeden önde çapa Muallim Mektebi'nde bir kurs açılmış ve bunun başına da Avrupa'da beden eğitimi öğrenimi yapmış bulunan Selim Sırrı Bey (Tarcan) getirilmişti Bu arada bayan beden eğitimi öğretmeni yetiştirmek üzere de ısveç'ten iki bayan öğretim üyesi getirtilmiş, bunlarda çapa Muallim Mektebi'ndeki özel kurslarda görev alarak kız öğrencileri yetiştirmişlerdi

Atatürk bu konunun üzeinde büyük bir titizlikle durduğundan bu da kâfi görülmemiş ve öğretmen adayları arasında, bu dokuz aylık kursta başarı gösterenler ihtisasta bulunmak üzere Avrupa'ya gönderilmişlerdi Atatürk bu kurslara subayların da katılmalarını özellikle arzulamıştı Bu nedenle kursa katılıp başarı sağlayan subaylar da askeri okullarda modern beden eğitiminin ilk tatbikatçıları olabilmeleri için Avrupa'ya ihtisas eğitimine yollanmışlardı 8 Ocak 1925 tarihli "Vatan" gazetesinin birinci sayfasında yayınlanan bir haber fotoğraf bu konuda pek ilginç ve değerli bir kanıttır "Avrupa'ya Tahsile Gidecek Gençlerimiz" başlığı altında yayınlanan bu haberde şöyle denilmektedir: "Maarif Vekaleti tarafından muallimlik tahsil edilmek üzere birkaç gencin Avrupa'ya izamı (gönderilmesi) takarrür ettiğini (kararlaştırıldığını) yazmıştık Yapılan musabaka imtihanında muvaffak olan gençlere dün harcırahları tesviye edilmiştir (yollukları verilmiştir) Bunlar üç güne kadar Avrupa'nın muhtelif şehirlerine gideceklerdir Bu gençlerden Vildan Aşir ve Suad Hayri Beyler Terbiye-i Bedeniyye (BedenEğitimi) tahsili için Belçika'nın Gand şhrine; Ulvi cemal ve Cezmi Rıfkı Beyler Musiki tahsili için Paris'e, Sadi Bey Ulum-u Tabiiye (Tabii bilimler) tahsili için Berlin'e, Muhiddin Sebati ve Refik Bey'ler de Resim tahsili için Paris'e gideceklerdir"

Bu gençlerden Sadı Irmak ve Suat Hayri ürgüplü daha sonra tarafsız Başbakan olarak devlet hizmetinde bulunan kişiler olacaklardı; Vildan Aşir Savaşır da uzun yıllar Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğ&#252 ; yapacaktı Ankara'da kurulan "Gazi Terbiye Enstitüsü"nün beden eğitimi bölümü için Almanya'dan Kurt Dainas adına bir uzman öğretmen getirilmişti ve bu bilgili hoca tarafından bu enstitünün Beden Eğitimi bölümü faaliyete geçirilmişti Bu sırada ihtisas için Avrupa'ya gönderilmiş bulunan asker ve sivil beden eğitimi öğretmenleri de yurda döndüklerinden genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Beden Eğitimi öğretim kadrosu vücut bulmuş oldu

Türk sporunun temelini oluşturacak bu beden eğitimi ve spor uzmanları konusunun bu yolla halline çalışırken Türk sporu da ciddi olarak ele alınmıştı "Türkiye ıdman Cemiyetleri ıttifakı", Türk sporunun ilk resmi örgütü olarak vücut bulup faaliyete geçmiş durumdaydı Bu örgütün durumu Bakanlar Kurulu'nun 16 Ocak 1924 tarihli toplantısında ele alındı Ali Sami Bey (Yen) tarafından örgüt adına verilen dilekçe üzerinde görüşmelerde bulunan Atatürk başkanlığındaki ıcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu), 170 sayılı kararıyla Türkiye ıdama Cemiyetleri ıttifakı'nı "Türk gençliğinin terakki ve tealisine hadim ve kayd-ı menfaatten tamamen azade olduğu ve her memlekette ıdman Cemiyetleri'nin bu surette telakki edilerek her türlü himayeye mazhar bulundukları cihetle" kaydı ile "menafii umumiyeye hadim cemiyet (kamu yararı dernek)" kabul edilmişti Bu kararla Türkiye'de devlet ilk kez spora ve sporcuya yardım eli uzatmış oluyordu

Böylece Başvekil ısmet Paşa'nın kısa bir süre önce Türkiye ıdman Cemiyetleri ıttifakı Reisi Ali Sami Bey'e: "Hükümete güvenin, bütçeye spor için tahsisat konulacaktır" şeklinde verdiği sözün ilk bölümü de yerine getirilmiş oluyordu Türk sporunun iki büyük örgütün&#252 ;m; "Türkiye ıdman Cemiyetleri ıttifakı" ile "Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi"nin başında bulunan iki değerli spor adamı ıttifak Başkanı Ali Sami (Yen) ile Komite Genel Sekreteri ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin Türkiye Temsilcisi Selim Sırrı (Tarcan) Beyler biraraya gelip Türkiye'nin 1924 Paris Olimpiyat Oyunları'na katılmasının gerektiğine karar verdikleri zaman Türkiye Cumhuriyeti henüz ilk aylarını yaşıyordu Avrupa'nın en güçlü devletlerine karşı yaptığı savaştan yeni çıkmış muzaffer Türkiye'nin spor dünyasının bu en büyük gösterisine katılmasında yalnız sportif açıdan değil, politik bakımından da büyük yarar olacağı muhakkaktı Ancak ne ıttifak, ne de Komite böylesine bir masrafı karşılayabilecek parasal güce asla ve asla sahip değillerdi ıkisi biraraya gelseler bile bu masrafın altından kalkabilmelerine imkan yoktu Bu konuda hükümetten yardım istenmesini uygun gördüler

Genç Türkiye Cumhuriyeti de parasal yönden ciddi bir sıkıntı içindeydi Böyle olmasına rağmen Atatürk'ün emir ve direktifleriyle Türk sporu için bu yardım yapıldı Yine aynı tarihi (16 Ocak 1924) taşıyan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile, 1924 Olimpiyat Oyunları hazırlıkları için ve "şimdilik" kaydıyla 17000 lira Türkiye ıdman Cemiyetleri ıttifakı Merkez-i Umumisi emrine verildi Bu kararnamenin altında Bakanlar Kurulu üyeleriyle birlikte Cumhurbaşkanı olarak da Gazi Mustafa Kemal'in imzası bulunuyordu

Böylece genç Türkiye Cumhuriyeti, 1924 Paris Olimpiyat Oyunları ile en büyük spor organizasyonunda ilk kez temsil edilmiş oldu Türk sporcuları atletizm, bisiklet, eskrim, futbol, güreş ve halter dallarında dünyanın en seçkin sporcularıyla yarışmak ve dünya sporunu yakından görüp tanımak imkan ve fırsatını buldular

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.