07-10-2007
|
#1
|
mate
|
Bağımlılık, Soru İşaretleri ve Geçmiş..
Yaşama bağlı olmak, bağlı kalmak… Bir süre sonra alışır mı insan bağlı kalmaya, alışır mı yaşamaya, bağımlısı olur mu yaşamın, sevdalısı olur mu hayatın… Hangisini yaşar insan, ya da hangisini seçer uçsuz bucaksız sorular denizinde? Yanıt var mı peki bu denizde? Elle tutulur mu? Gözle görülür mü? Uzansam dokunabilir miyim bu soru işaretlerine? Yenisini yaratabilir miyim, hiç sorulamamış sorular atabilir miyim deniz kıyısından sektire sektire? Ya bir taşa benzerse sorularım, çökerse anında denizin dibine ve kaybolursa gözden hızlıca… Atlar mıyım arkasından, batar mıyım acaba bende? Yoksa fırlatıp attığım soru işareti kadar ağırlığım yok mu bu yaşamda? Bu yüzden mi sorularım hep en derinlerde ben ise yüzeyde Bu yüzden mi yanıtlamaz kimse sorularımı, altında ezilmemek için mi yoksa soru işaretinin ağırlığında, noktalı, tek noktalı bir yanıta sahip olmadığı için mi? Ya ben Ben sahip miyim o “Tek Nokta” ya… Benim yaşamımda “Üç Nokta” lı olmadı mı hep… Hep kapıyı açık bırakmadım mı adımımı dışarıya attıktan sonra  Yaşamamı bağlandım yoksa, yoksa geçmişe mi? Ama geçmişine bağlı olmazsa insan, var olamaz ki tüm çıplaklığıyla, saflığıyla, çocuk tavrıyla… Anlayamaz ki etrafındakileri, kötü bakışları, çarpık yaşamları, sevimsizliği Koruyamaz kendini… Geçmiş mutlaka olmalı… Geçmişe bağlı kalınmalı ama bağımlı olmadan, ona ihtiyaç duymadan… Yaşadıkları şekillendirir insanı, kötü anları bıçakla kazınır hafızasına, iyi anlar ise bir toz bulutu gibi yayılır etrafa ve kaybolur… Bu yüzden geçmiş kara görünür Tedavisi zor, belki imkansız bazılarında… Zordur çünkü köküne kadar inmek gerekir sorunların, eşmek gerekir en derin noktaya kadar… Her bir anıda saklı olayı, kişiyi, nesneyi bulup çıkarmak ister… Gerekirse haykırmak ister yüzüne bütün soğukluğunla, eğer hala biraz saygın kalmışsa o anıya… En ağır soru işaretlerini koymak ister cümle sonuna… Ve bağı koparmak ister, hafızanı kazıyan bıçakla… Ardından gelen hafiflik çıkarır seni soru işaretlerinin altından ve yüzeye çıkarsın hafif, günlük soruların arasına… Bağımlı olmadan bağlanırsın yaşama…
|
|
|