![]() |
Hızır Hikayeleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hızır HikayeleriHIZIR HİKAYELERİ
Bir gün annesi tarladan kaldırdığı buğdayları, biriyle Ubeydullah-ı Ahrâr'a gönderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buğdayı olduğu gibi bırakıp koşarak o kimsenin peşine düştü ![]() -Beni gönlünüze alın ![]() ![]() ![]() Onun yüzüne şaşkın ve hayret dolu ifâdelerle bakan zât; -Zannediyorum ki Türk şeyhlerinin söyledikleri; "Her geleni Hızır bil, her geceyi Kadir bil" sözüne göre hareket ediyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ubeydullah-ıAhrâr duâ etmesi için yalvarmaya devâm etti ![]() -Allahü teâlâ senin kalb gözünü açsın, diye duâ etti ![]() ![]() Herşey aslına çeker Bir padişah Hızır’ı görmek istiyordu ![]() -Kim bana Hızır'ı gösterirse onu armağanlara boğacağım,dedi ![]() Birçok oğlu uşağı olan fakir bir adam bu işe talip oldu ![]() -Hanım ben padişaha Hızır'ı bulacağımı söyleyip ondan kırk gün müsade alacağım ![]() ![]() ![]() Adamın karısı kanaatkar biriydi: - Efendi biz nasıl olsa alıştık böyle kıt kanaat geçinmeye ![]() ![]() ![]() Ama adam kafaya koymuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Benim aslında Hızır'ı falan bulacağım yoktu ![]() ![]() ![]() Padişah buna çok kızdı: -Padişahı kandırmanın cezasını hayatınla ödeyeceğini hiç düşünmedin mi? diye bağırdı ![]() Adam da her şeyi göze aldığını söyledi ![]() ![]() Birinci vezire sordu: -Padişahı kandıran bu adama ne ceza verelim? -Efendimiz, bu adamın boğazını keselim, etini parçalayıp çengellere asalım ![]() Bu sırada peyda olan, nurani bir genç, vezirin sözleri üzerine söyle dedi: -Küllü şeyin yerciu ila aslihi Padişah ikinci vezirine sordu: -Bu adama ne ceza verelim? -Hükümdarım bu adamın derisini yüzüp içine saman dolduralım ![]() Biraz önce ansızın ortaya çıkan genç yine: -Küllü şeyin yerciu ila aslihi, dedi ![]() Padişah üçüncü vezire sordu: -Ey vezirim sen ne dersin, beni kandıran bu adama ne ceza verelim? Padişahım bana göre, bu adamı affedin Size yakışan, sizden beklenen budur ![]() ![]() Nurani genç yine söze karıştı: -Küllü şeyin yerciu ila asıhı Bu defa padişah o çocuğa yöneldi: -Sen kimsin? İkide bir tekrarladığın o laf ne demektir? Genç cevap verdi: -Senin birinci vezirinin babası kasaptı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vezir istersen (üçüncü veziri göstererek) işte vezir, Hızır istersen (kendini göstererek) işte Hızır, bu adamı mahcup etmemek için sana göründüm, dedi ve kayboldu ![]() Hızır Aleyhisselam nasıl görülür? Sultan II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Neye bakarsın hâtun? -Dediler ki, bu câmîde her gece Hızır Aleyhisselâm görünürmüş ![]() ![]() -Peki onu görsen nasıl tanıyacaksın? -Bilmem ![]() -O zaman buradan geçse, sen onu tanıyamazsın ![]() -Doğru, nasıl da akıl edemedim ![]() -Bak öyleyse, sana onu nasıl tanıyacağını öğreteyim ![]() -Olur -Arkamdaki câmîyi görüyor musun? -Evet -Işıklarına bak ![]() -A evet, söndü ![]() - Şimdi bir daha bak, ışıklar tekrar yandı mı? -Baktım ![]() ![]() -Peki öyleyse ![]() ![]() -Doğru mu? -Doğru -Hay Allah râzı olsun, demiş ve kadın beklemeye devâm etmiş ![]() ![]() ![]() -Gördün mü Hızır Aleyhisselâm'ı? -Yok, göremedim ![]() -Vah vah ![]() -Olsun, göremedim ama, nasıl görülür çok iyi öğrendim ![]() Hızır ve Gelin 1930'lu yıllar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meryem ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Kızım, ben Aşağı Ancerdenim, gelinim aş eriyor, canı bal çekti, Allah rızası için, bir iki kaşık bal verirmisin? Meryem gelin düşünmez bile, Allah rızası değil mi der, dibinde üç dört kaşık bal kalmış olan kavonozu getirir , onun da yarısını ihtiyar'a verir ![]() - Allah razı olsun kızım, artsın eksilmesin der ![]() Meryem, kavanozu koymak için geri döner ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aradan üç dört ay geçer, her gün bal yediği halde kavanoz her seferinde ağzına kadar bal ile doludur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Ne olur beni seviyorsan söyle ne oluyor ![]() ![]() Meryem dayanamaz ve ağzı kapalı kavonozu da alır ve olayı anlatır ![]() Kavonozun dibinde iki kaşık bal kalmış ![]() Evet, gerçek yaşanmış bir olay ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hızır Geliyor Hoca, medresede ders verirken talebenin biri bazen ayağa kalkar ![]() ![]() - Efendim Hızır geliyor da ondan ![]() Hoca: - Ben niçin göremem? Talebe : - Sorayım efendim, deyip tekrar geldiğinde sorar ![]() Hızır Aleyhisselam'ın: - Hocan süsü ile çok uğraşıyor ![]() ![]() ![]() Terakk-i maneviye mani olan zinetten uzak kalmalı ![]() Hatıratım, Ali Erol Hızır olduğunu söylerim Ramazan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak ![]() ![]() ![]() - Uyuyacaksın, der ![]() - Uyumam, beni rahat bırak ![]() Hızır a ![]() ![]() - Uyuyacaksın dedim, der ![]() - Ben de sana uyumam, beni rahat bırak dedim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hızır a ![]() ![]() - Ya Rabbim! Bu nasıl iştir ![]() ![]() ![]() Cevap gelir: - Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var ![]() ![]() ![]() ![]() Allah sevdiklerinden etsin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hızıra söyle Bediüzzaman Saidi Nursi Emirdağ veya Afyon hapishanesi'nde yatarken, bir gece Konya'nın Ladik kasabasına Ahmed Ağa'nın yanına geldi ![]() ![]() Bediüzzaman tayy-i mekan ederek gelmişti ![]() -Bu çıksın, dedi, Zekeriya'dan ötürü, konuşacaklarım var ![]() ![]() ![]() Ahmed Ağa: -Mahzuru yok kardeşim, yabancımız değildir, oda duysun ![]() ![]() ![]() Bediüzzaman: -Ahmed Ağa, üstada Hızıra söyle, tahammülüm kalmadı, dedi ![]() Ahmed Ağa: -Olur, söyleyelim kardeşim Said, dedi ![]() Bediüzzaman tekrar anında kelepçeyi ellerine zincirleri ayaklarına takarak geri döndü ![]() Bir müddet sonra aynı şekilde Bediüzzaman yine geldi ve: -Söyledin mi Ahmed Ağa? ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed Ağa: - Söyledim kardeşim Said, söyledim, dedi ![]() Bediüzzaman: -Ne dedi Üstad? diye sordu ![]() Ahmed Ağa: -Sabretmeni söyledi, dedi ![]() Bediüzzaman bu cevabı alınca, bu defa kapıdan değil, pencereden çıkıp gitti ![]() ![]() Şimdi söyle bir sorulsa, hem tayy-i mekan edebiliyor, hapishaneye girip çıkabiliyor, kelepçelerini çözüp takıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evliyalar bu güce sahiptirler ![]() ![]() ![]() Kaynak : Ladikli Ahmet Ağa, Mustafa Özdamar Hızırı görmek istiyorum Vaktiyle, saf-temiz bir adam, Hazreti Hızırı görmek derdine düşmüş ![]() - Filan çöle gideceksin filan istikamete doğru yürüyeceksin, işte oralarda bir yerlerde Hızır'ı görebilirsin, demiş ![]() O da inanmış, o çöle gitmiş ve o istikamete doğru yüürmeye başlamış ![]() ![]() - Selâmun aleyküm ![]() ![]() ![]() - Aleyküm selâm ![]() - Hayırdır, yolculuk nereye kurban? demiş karşılaştığı adam ![]() - Ben Hızır'ı görmek istiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Peki Hızır'ı görünce tanıyabilecek misin? ![]() ![]() Saf adam: - Vallahi, o hiç aklıma gelmedi demiş ![]() - Üzülme ![]() ![]() ![]() ![]() - Eyvallah kurban demişler ve birbirlerinin tersine yürümüşler ![]() Çok geçmeden aklı başına gelmiş, geri dönmüş ama, kara kuru seyrek sakallı Hızır (a ![]() ![]() ![]() Adamcağız kulağını kaşımış ve ![]() ![]() ![]() - Hay Allah, kaçırdık ![]() ![]() ![]() İnsanların en bilgini Musa (a ![]() ![]() ![]() "İnsanların en bilgini kimdir?" diye soruldu: -Benim, diye cevap verdi ![]() Cenab-ı Hak, "Allahulalem (yani en iyi bilen Allah'tır)" demediği için Musa'yı azarladı ![]() "İki denizin birleştiği yerde bulunan bir kulum senden daha alimdir" diye ona vahyetti ![]() Hz ![]() ![]() ![]() -Ey Rabbim ben onu nasıl bulabilirim? diye sordu ![]() "Bir zenbile bir balık koy, onu sırtına al ![]() ![]() Dendiği gibi yaparak yola çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sabah olunca Hz ![]() ![]() ![]() -Hele sabah kahvaltımızı getir ![]() ![]() ![]() Hizmetçi: -Hani bir kayanın yanına gelmiş yatmıştık ya! Ben balığı orada unuttum ![]() ![]() ![]() Musa (a ![]() ![]() "Bizim aradığımız orasıydı" dedi ve hemen izlerinin üzerine geri döndüler ![]() İzlerini takiben yürüyerek kayaya kadar geldiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Senin bu yerinde selâm ne gezer! -Ben Musa'yım ![]() -Benû İsrail'in Musa'sı mı? -Evet ![]() -Sen, Allah'ın sana öğrettiği bir ilmi bilmektesin ki ben onu bilmem ![]() ![]() -Allah'ın sana öğrettiği hakkı bana öğretmen şartıyla sana uymamı kabul eder misin? -Sen benimle beraber olmak sabrını gösteremezsin ![]() -İnşallah sen beni çok sabırlı bulacaksın ![]() ![]() -Öyleyse gel ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() -Tamam! dedi ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hızır (a ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() -Bak, bunlar bizi bedava gemilerine aldılar, sen gidip gemilerini deldin, adamları boğacaksın ![]() ![]() Hızır: -Ben sana, "benimle bulunmaya sabredemezsin" demedim mi? dedi ![]() Hz ![]() -Unuttuğum şey sebebiyle beni sigaya çekme ![]() ![]() Sonra bunlar gemiden indiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Masum bir çocuğu kısas hakkın olmaksızın niye öldürdün ![]() ![]() -Ben sana demedim mi, sen benim beraberliğime sabredemezsin! diye Hızır (a ![]() ![]() ![]() ![]() -Ama bu birinciden de şiddetli idi" dedi ve ilave etti: - Bundan sonra sana bir şey sorarsam, beni arkadaş etme, nazarımda bu hususta haklı sayılacaksın, dedi ![]() Yola devam ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() -Bir cemaat ki, kendilerine geliyoruz, bize ilgi gösterip, ağırlamıyorlar, yiyecek vermiyorlar ![]() ![]() Hızır (a ![]() ![]() ![]() -Artık birbirimizden ayrılma zamanı geldi ![]() ![]() Resûlullah (s ![]() ![]() -Allah Musa'ya rahmet buyursun ![]() ![]() Ravi devam ediyor: Resûlullah (s ![]() ![]() "Birinci (soru)su Musa'nın bir unutması idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: Buhari, Tefsir, Kehf 2, 3, 4, İlm 16, 19, 44, İcare 7, Şurût 12, Bed'u'l-Halk 11, Enbiya 27, Tevhid 31; Müslim, Fedail 170, (2380); Tirmizi, Tefsir, Kehf, (3148); Ebu Davud, Sünnet 17, (4705, 4706, 4707) Nasıl bir Hızır bekliyordun? Akşehir Kaymakamı Ladikli Ahmed Ağa'ya: - Ahmed Ağa, demiş siz hep görüşüyorsunuz, bir de bana göster Hızır Aleyhisselâmı! ![]() ![]() Ahmed Ağa, Kaymakamın talebine yuvarlak çerçeveli bir cevap vermiş: - Oğlum, nasibse görürsünüz inşallah! demiş ![]() Ahmed Ağa'nın hayranlarından olan Kaymakam, bir Ramazan günü, iftara yakın, iftar sofrasına oturmuşlar, ailecek iftar topunu bekliyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Biseciii! Bise alırmısınız efendiii? Arkasında da bir deve, geviş getiriyor geve geve ![]() Ne desin Kaymakam? - Ne bisesi be adam? Biseyi ne yapayım ben? - Peki efendi kızma! Bizden sorması, sanki ısmarlamış gibiydiniz de ![]() ![]() ![]() - Biseciii! Bise alan, katran alan ![]() ![]() ![]() Kaymakam kapıyı kapatıp da sofraya dönerken, mırıldanıp kendi kendine içinden: Allah Allaaah! Bu saatte bise mi satılır be adam? Mübarek iftar vakti ![]() ![]() ![]() ![]() Bir müddet sonra tekrar Ladik'e gittiği zaman: - Aşk olsun Ahmed Ağa, bize Hızır Aleyhisselâmı daha göstermeyecen mi Hacı Babam? diye sitem etmeye kalkınca, Ahmed Ağa: - Size de aşk olsun hay guzum! Kapınıza gelen Hızır'ı kovarsınız, ondan sonra da gelir bize sitem yaparsınız! demiş ![]() Kaymakam şaşkınlık içinde: - Ne demek o? Ne zaman geldi Hacı Babam? diye sorunca, Ahmed Ağa: - Ramazanın son günlerinde, siz sofrada beklerken kapınıza bir Biseci geldi mi? - Geldi? - Devesinin semerindeki katran küplerine dikkat ettin mi, semere bağlı mıydı, değil miydi? - Ben bu tiryaki kafasıyla nerden dikkat edecem ona Hacı Babam? - İçeceksen sen iç cigarayı oğlum! Cigara seni içmesin! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O Kendini tanıttı Kânûnî, bir gün kayıkla Boğaz’da gezmeye çıkmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() -Siz gâliba, bunu merak ettiniz, alıp daha yakından, bakıp inceleyiniz, dedi ![]() O zât yüzüğü aldı ![]() ![]() ![]() Bir müddet gittikten sonra, o zât inmek istediğini bildirince, Pâdişâh kayıkçıya; -Kıyıya yanaş,dedi ![]() Kayık kıyıya yanaştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kânûnî, Yahyâ Efendiye dönüp; -Ağabey, ne oluyor, bu olanlar nedir ki? dedi ![]() O da; -Efendim gördüğünüz, Hızır aleyhisselâm idi, dedi ![]() Bunun üzerine Kânûnî; -O hâlde, bunu ne için, daha önce demediniz, bizi niye tanıştırmadınız?” deyince, Yahyâ Efendi; -O kendini, tanıttı hükümdârım, lâkin siz tanımakta, geç kaldınız hünkârım, buyurdu ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|