Su Çiçeği Hakkında Bilmeniz Gerekenler |
06-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Su Çiçeği Hakkında Bilmeniz GerekenlerSuçiçeği, aşı ile korunabilen bir hastalıktır Suçiçeği, bulaşma özelliği en yüksek olan hastalıktır “Varisella-Zoster Virüsü” adı verilen bir mikrobun neden olduğu suçiçeği, çocukluk döneminin en sık görülen bulaşıcı hastalıklarından biridir Suçiçeği geçirmekte olan bir hasta, kapalı bir ortamda bu hastalığa bağışıklığı olmayan bir kişi ile bir saat süreliğine bir arada bulunursa, hastalığı bulaştırma şansı %96 gibi yüksek bir orandadır Bu nedenle suçiçeğine, “Koridor Enfeksiyonu” da denilmektedir Hastalık Hangi Mevsimlerde Daha Sık Görülür? Suçiçeğinin en sık ortaya çıktığı dönem, kış mevsiminin sonları ve ilkbaharın başlarıdır Suçiçeği en çok hangi yaşlarda görülür? Hastalık genellikle, 1 - 10 yaşları arasında sık görülür Kreşe giden çocuklarda 1-5 yaşlarında, gitmeyenlerde ise ilköğretim çağında daha sık rastlanır Suçiçeği Yetişkinlerde Görülebilir mi? Bulaşıcı olmasından dolayı, insanların çoğu suçiçeğini çocukluk döneminde geçirir ancak nadir de olsa, yetişkinlerde de suçiçeği vakasına rastlanmaktadır Ne yazık ki ileri yaşlarda geçirilen suçiçeği genellikle daha ağır olmakla beraber özellikle sigara içenlerde zatürreye dönüşebilir ve ölüm oranı daha yüksektir Suçiçeği virüsü, hastalık geçtikten sonra vücuttan tamamen atılmaz Sinir uçlarına yerleşir ve zamanla hastalık, kullanılan ilaçlar, yorgunluk, yaşlanma gibi bağışıklığı zayıflatan nedenlerle sinir boyunca ilerleyip deriye ulaşarak o bölgede kaşıntılı, ağrılı ve suçiçeğindekine benzeyen içi sıvı dolu kabarcıklara sebep olur Bu hastalığa da “zona” denir Yani zona ve suçiçeğinin etkeni aynı mikroptur Suçiçeğinin Bulguları Nelerdir? Hastalığın tipik klinik bulgusu döküntüdür Mikrobu aldıktan 14-21 gün sonra ortaya çıkar Önce ateş başlar, arkasından vücudun değişik bölgelerinde kızarıklık şeklinde döküntü meydana gelir Bu döküntüler daha sonra kabararak içi sıvı dolu, kaşıntılı kabarıkcıklar halini alırlar 7-10 gün içerisinde kabuklanma görülür ve kabuğun kendiliğinden dökülmesi ile o bölgede açık renkli bir iz kalır Kabarcık döneminde başka bir mikropla iltihaplanma olmazsa, hastalık sonunda iz bırakmadan iyileşir Döküntünün en önemli özelliği, farklı evrelerdeki döküntülerin (kızarıklık, kabarıklık, içi sıvı dolu kabarcık ve kabuklanma) aynı anda görülmesidir Suçiçeği geçirirken nelere dikkat edilmelidir? Suçiçeği geçiren kişiler Aspirin kullanmamalıdır Döküntülerin içinde mikrop bulunduğundan ve kabarcıklar patlatılırsa etrafa yayılabileceğinden, hastalara krem gibi ilaçların sürülmesi doğru değildir Kaşınma sonucu açılan kabarcıklara, dışarıdan başka mikroplar girebileceği ve bunun sonucunda ciddi hastalıklar ortaya çıkabileceği için kaşınmayı azaltan, ağızdan alınan ilaçlar kullanılabilir Suçiçeği tehlikeli ve korunulması gereken bir hastalık mıdır? Halk arasında suçiçeğinin basit bir hastalık olduğu, tehlikeli olmadığı düşünülür Ancak hastalığın çok yaygın görülmesi nedeniyle, suçiçeğine bağlı gelişen sekel sayısı oldukça fazladır Bunlar içerisinde en önemlisi pnömoni, yani zatürredir Bunun dışında beyin iltihabı, karaciğer iltihabı ve hastalık sırasında derinin bütünlüğünün bozulması sonucu bakterilerin vücuda girmesiyle gelişen ağır deri, kas ve iç organ hastalıkları da görülebilir Nadiren, suçiçeği geçirdikten sonraki birkaç hafta içerisinde, hastalık sırasında Aspirin kullananlarda daha sık görülmek üzere, karaciğer bozukluğu ve beyinde su toplanması ile kendini gösteren ve “Reye Sendromu” adı verilen öldürücü bir hastalık gelişebilir Hamile kadınların, gebeliğin ilk aylarında suçiçeği geçirmesi durumunda bebekte kafada küçüklük, deride yanık sekeline benzer değişiklikler, kol ve bacaklarda kısalık bulguları ile kendini gösteren bir durum görülebilir Suçiçeğinde esas korkulan, kanser veya kanser tedavisi sonrasında, çeşitli ilaçlara bağlı olarak ya da doğuştan bağışıklık yetmezliği çekenlerde hastalığın gelişmesidir Bu hastalarda ciddi oranda ağır hastalık ve ölüm riski vardır Bu nedenlerle suçiçeği korunulması gereken bir hastalıktır Suçiçeğinin Tedavisi Var mıdır? Çok etkili olmasa da, suçiçeği tedavisinde kullanılan “asiklovir, famsiklovir ve valasiklovir” gibi ilaçlar vardır Ancak bu ilaçlar normal seyreden hastalıklarda kullanılmazlar, ağır seyreden vakalarda ve bağışıklık yetmezliği olan kişilerde kullanılırlar Suçiçeğinden Nasıl Korunulur? Suçiçeği hastalarının nefeslerinden çıkan çok küçük damlacıklar havaya yayılır Havada bir süre asılı kalan bu damlacıkların hastalığa karşı bağışıklığı olmayan bir kişi tarafından solunması, hastalığın bulaşmasına sebep olur Aynı şekilde, kabuklanmadan önceki dönemde, kabarcıkların içindeki sıvıyla temas sonrası, elin yıkanmadan ağıza götürülmesi de suçiçeğinin bulaşmasına neden olmaktadır Solunum yoluyla bulaşma süresi, döküntü başlamadan önceki 2 gün ile döküntüler başladıktan sonraki 5 gündür Temas yoluyla bulaşma ise bütün döküntüler kabuklanıncaya kadar devam eder Bunun süresi ise genellikle bir haftadır, ancak daha da uzun sürebilir Bu nedenle suçiçeği geçiren çocuklar, bütün döküntülerinin kabuklandığından emin olunmadan okula veya kreşe gönderilmemeli, kapalı ortamlarda suçiçeği geçirmemiş, aşısız kişilerden uzak tutulmalıdır Özellikle bağışıklık sistemi yetersiz olan ve suçiçeği geçirmemiş kişiler, hastalardan uzak tutulmalıdır Ayrıca virüs, soluma veya öksürme ile etraftaki yüzeylere bulaşabilir Bu nedenle hastaya veya etrafındaki yüzeylere dokunan kişilerin ellerini su ve sabunla yıkaması gerekir Ne kadar dikkat edilirse edilsin suçiçeği, bulaşma özelliği çok yüksek olan bir hastalıktır En etkili korunma yöntemi aşılanmaktır Suçiçeği Aşısı İlk olarak 1974 yılında Japonya'da geliştirilmiş olan bu aşı daha sonra bazı batı ülkelerinde de üretilmeye başlanmıştır ve birçok ülkede uygulanmaktadır Aşı, canlı suçiçeği mikrobunun canlılığını kaybetmeden zararsız hale getirilmesi ile elde edilir Aşı kimlere uygulanır? Suçiçeği aşılamasının düzenli olarak yapıldığı ülkelerde, 12-24 ay arasındaki çocuklar bir defa aşı olur Ayrıca suçiçeği geçirmemiş daha büyük çocuklara ve yetişkinlere de suçiçeği aşısı önerilmektedir Düzenli aşı uygulamasının olmadığı Türkiye gibi ülkelerde ise hekimin bilgilendirmesi ve ailenin veya kişinin isteği ile 12 ay - 12 yaş arasındaki çocuklara bir kez, 13 yaşında veya daha büyük çocuklara ve yetişkinlere ise en az 4 hafta ara ile 2 kez uygulanır Aşı, büyük çocuk ve yetişkinlerde üst kola, küçük çocuklarda ise kola veya bacağa, deri altına veya kas içine uygulanır Diğer aşılarla aynı anda, ancak farklı bir koldan veya bacaktan uygulanabilir Suçiçeği aşısı kimlere yapılmamalıdır? Önceden bilinen, aşı içeriğindeki herhangi bir maddeye (albumin, laktoz, neomisin, aminoasit…) karşı alerjisi olanlara Yüksek ateşle birlikte süregiden ağır enfeksiyon hastalığı (soğuk algınlığı gibi hafif hastalıklar aşının yapılmasına engel değildir) olanlara Bağışıklık sisteminde yetersizlik olanlara Gebelere veya aşıdan sonraki 3 ay içerisinde gebelik planlayanlara Suçiçeği geçirdiği bilinen kişilere aşının yapılması gereksizdir Çünkü hastalık geçirme sonucu gelişen bağışıklık ömür boyu devam eder Suçiçeği aşısının yan etkileri nelerdir? Aşının yan etkileri seyrek olarak ortaya çıkar ve genellikle hafif seyreder: Aşının uygulandığı yerde kızarıklık, şişlik, sertlik ve kaşıntı, ateş, baş ağrısı, kırgınlık, iştahsızlık, bulantı, kusma, ishal Ağır yan etkiler ise son derece nadir görülür Bunların çoğu alerjik olaylardır Bu durumda kol veya bacakta, göz etrafında, yüzde, dilde veya boğazda şişme, solunum ve yutma güçlüğü, deride kaşıntılı döküntüler, ateş, başağrısı ve baş dönmesi ortaya çıkabilir Böyle belirtiler ortaya çıkarsa, zaman geçirmeden bir hekime başvurmak gerekir Aşı ne kadar koruyucudur? Suçiçeği aşısı hafif hastalığa karşı %85 koruyucudur Ağır hastalığa karşı koruyuculuk ise %95'in üzerindedir Suçiçeği ile temas olduktan sonra aşı yapılması yararlı olabilir mi? Temastan sonra 3 gün içerisinde aşı yapılırsa, hastalığın ortaya çıkması %90 oranında engellenebilir Kişi hastalığa yakalanmamışsa bile, daha sonraki dönemde korunmak için aşı yararlı olacaktır Aşının koruyucu etkisi ne kadar üsre devam eder? Suçiçeği aşısı yapıldıktan sonraki ilk 20 yılda, bağışıklık düzeyinde herhangi bir azalma görülmemiştir Dolayısıyla en az 20 yıl koruyucu olduğunu söylemek mümkündür Koruyuculuk süresi ile ilgili kesin yargıya varmak için aşılanan kişilerin daha uzun süre izlenmesi gerekir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|