|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
arasında, cifir, ebced, hurûficilikle, ilmi, mıdır, münasebet |
![]() |
Hurûficilikle Cifir ve Ebced İlmi Arasında Bir Münasebet Var mıdır? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hurûficilikle Cifir ve Ebced İlmi Arasında Bir Münasebet Var mıdır?![]() Sual-8: Hurûficilikle Cifir ve Ebced ilmi arasında bir münasebet var mıdır? Cevab: Asla ve kat'â hiçbir münasebet ve müşareketi ve bağlantısı olmadığı gibi, komşuluğu dahi yoktur ![]() ![]() ![]() Usûl ilminin مَا كُلٌّ مَا يَتَلَئلاُ يَحْرُقُ Yani: "Her ışık veren ve parlayan şey ateş değil, yakmaz" kaziyesi gibi; Cifir ve Ebcedi, hurûficiliğe benzetme içinde evhama kapılmak, elbetteki cehaletten olabilir ![]() ![]() ![]() İşte, Cifir ve Ebced ilmi dahi uzaktan bakıldığı, kat'î tahkiki yapılmadığı zaman sûreten Hurûficilik ile bir benzerlikleri görülebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu münasebetle; Hurûfîciliğin ne olduğu, nasıl başladığı, kimin başlattığı ve kimlerin yaymasına çalıştığı hakkında kısaca malumat vermek istiyoruz ![]() Bu arada bunu da hemen kaydetmeliyiz ki; sûreten Hurufîciliğe bir derece benzeyen hatt ve yazı san'atı, mahir hattat ve san'atkârlarının kelime ve harflerle yaptığı bazı şekiller dahi hurûfîcilikle asla alâkası yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Bu mevzu'da hatt san'atının nasıl gelişim gösterdiğini, insan şekillerinde ve ibrik şekillerinde ve hakeza bir çok şekillerde numunelerini görmek isteyenleri; "Türklerde yazı san'atı/ismail Baltacıoğlu, 1959 baskısı sh: 91"e havale ederiz ![]() Evet, Hurûficilik; Râfızîlelerin en berbat mefkûrelisi olan İsmailiye mezhebinin Bâtıniye kolundan Fadlullah el-Hurûfî adındaki şahsın "Cavidan-ı Kebir" adlı eserini yazmakla başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu küfrî mezhebi benimseyen Hasan Sabbah ismindeki şahıs ise, bunu daha ileri götürerek, çok küfrî akideler ortaya atmıştır Hasar Sabbah, ilk önce Mısır'a gidip Fatimîlerle görüştükten sonra, memleketi olan Horasan'da "Ri"ye dönmüş ve burada kendi adına hükümet kurmuş ve saire ![]() ![]() ![]() ![]() Fadlullah-il Hurûfî'nin mezhebini yaymak üzere, Horasan'dan kalkıp, Anadolu'ya gelen onun talebelerinden Aliyy-ül A'lâ ismindeki şahıs da, bir Bektaşî tekyesine girip yerleşmiş ve burada Hurûficilik mezhebini yaymaya başlamıştır ![]() Bu arada, bazı rivayetlere göre meşhur "Nesimî" dahi, yanlışlıkla bu bâtıl mezhebi kısmen hak zannetmiş ve kabul etmiş ve yayılmasını sağlamıştır ![]() ![]() İşte çok kısaca olarak Hurûfîciliğin mahiyeti budur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hurûfîcilikle bazı yazı ve hatt san'atında şekiller yapmanın bazılarına göre Ca'fer-i Sâdık'a dayandığı iddiasını Şeyh Muhyiddin-i Arabi şiddetle reddediyor ![]() ![]() ![]() Hurûfîcilik hakkında Üstad Bediüzzaman Hazretleri de; Denizli ve Afyon mahkemeleri hâdisesinde bir kısım ehl-i vukuf hocaları hatalı ve bilgisizcesine, Ebced ve Cifır ilmini Hurûfîcilikle iltibas ederek raporlarında Risale-i Nur'daki gaybî istihraclara ilişmelerine karşı şöyle demiştir: "İlm-i huruf namıyla, eski zamanda cereyan eden ve nâ-ehil bir kısım şarlatanlar dahi onu su'-i isti'mal edip, hafi ilim sırasında gizlenen ve Batıniyyûn taifesinde ehemmiyet verilen Hurûfîcilik ise; hesab-ı Ebced ve tevafukla Risale-i Nur'un beyanatı ki, gayet zahir ve gözle görünür gibi tarzının, sabık Hurûfîcilik ile hiç münasebeti olmadığı halde; bunu da, « ![]() ![]() Görüldüğü üzere, adları sanları, resmî mevkileri ve unvanları şatafatlı olan bu hocalarımızın ne kadar zahir hata ettiklerini ![]() ![]() ![]() ![]() Yine aynı ehl-i vukufun Cifir ve Ebced ilmine, hakikat noktasında çok basit ve mânâsız bir itirazlarına karşı Üstad'in cevabı şöyle olmuştur: Bu mes'elede de görüldüğü vecihle, ehl-i vukuf hocaları çok basit bir düşünceyle mes'eleye baktıkları görülmektedir ![]() ![]() ![]() Yine aynı mevzu çerçevesinde olarak, Afyon savcısının da ehl-i vukufun mezkûr raporlarına dayanarak; iddianamesinde iftiralı ve buhtanlı ve gayet cahilane olan isnadına karşı Hazret-i Üstad şöyle demiştir: Az üst tarafta, Hurûfîciliğin yayılmasına çalıştığı söylenen "Nesimî"nin ismi geçmesi dolayısıyla Hazret-i Üstad'in da, onun ismini zikretmeden, sadece sehven bâtıl bir mezhebi hak zannettiğini, bu yüzden kendisine çok işkenceler yapıldığını ve fakat sabır gösterip azim ve sebat ettiğini şöyle yazmaktadır: (1) Bu idam, bir şiî olan Timurlenk tarafından Hi ![]() ![]() Telik Hakkı © 2008 Open Source Matters ![]() ![]() Joomla! GNU/GPL lisansı altında ücretsiz bir yazılımdır ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|