|  | Atasözleri Açıklamalı-C,Ç- |  | 
|  06-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Atasözleri Açıklamalı-C,Ç-Çivi çiviyi söker  Güçlü bir şeyin etkisine, en az kendisi kadar güçlü bir başka şeyin etkisiyle karşı konabilir  Çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu  1  Kararını vermeden önce iyi düşün  Kızını vereceğin kimse ne işle ilgileniyorsa, kızın da o işle ilgilenmek zorunda kalacaktır  2  İncelikli, hassasiyet gerektiren bir işi, o işten anlamayan birine teslim etme  Kabalığı, beceriksizliği, dikkatsizliği yüzünden işi berbat edebilir  Çobansız koyunu kurt kapar  1  Elindeki nesneleri kaybetmek, birine kaptırmak istemiyorsanız gereken önlemleri alıp koruyunuz  2  Yöneticisi ve koruyucusu bulunmayan, başsız kalan toplum onun bunun saldırısına uğrar; sonunda dağılıp çözülür  Çocuğa iş buyuran, ardına kendi düşer (Çocuğa iş, ardına sen düş/ Çocuğu işe sal, ardınca sen var)  Çocuk gerek yaşı, gerek bilgi ve becerisi sebebiyle kimi işlerin altından kalkamaz  Çocuğa yapamayacağı, üstesinden gelemeyeceği, belli bir sorumluluk gerektiren işi yükleyen kimse, bunun farkına vardığı anda onun arkasından gitmek ve işle ilgilenmek zorunda kalır  Çocuğun bulunduğu yerde dedikodu (gıybet) olmaz  1  Çocuk, bir sözün nereye varacağını bilmez  Onun için sözün gizlisi ya da saklısı da olmaz  Duyduğunu hiç umulmadık bir anda ve yerde lâf olsun diye söyleyip başkalarına aktarabilir  Bu korkuyla çocuğun bulunduğu yerde başkasını çekiştirme olmaz, dedikodu yapılmaz  2  Çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz  Çünkü herkes çocukla meşgul olur, oyalanır ve dedikoduya fırsat bulamaz  Çocuğun yediği helâl, giydiği haram  Çocuğun sağlıklı, dinç ve güçlü olması için iyi beslenmeye ihtiyacı vardır  İyi beslenmeyen çocuk kimi hastalıkların pençesine kolayca düşebilir ve sağlıklı bir gelişim gösteremez  Bu bakımdan onun gelişip büyümesi, iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yerindedir  Ancak giyim için yapılan hesapsız harcamalar doğru değildir  Çocuk giydiği elbisenin kıymetini bilemez, hor kullanır, kirletir ve paralar  Ayrıca gittikçe büyüdüğü için bugün kullandığını yarın da kullanamaz  Bu sebeple gerekli olan dışında çocuğu pek pahalı giysilerle donatmak yanlıştır  Çocuk büyütmek taş kemirmek  Çocuk büyütmek büyük fedakârlık ister  Çünkü anne_baba çocuğu büyütmek için türlü zahmetler çeker, büyük emek verirler  Gerek yeme ve içmeleri, gerek eğitimleri için ellerinden geleni yapıp olmadık zorluklara katlanırlar  Çocuk doğmadan kaftan biçilmez  Bir iş henüz ortaya çıkmadan, bir neticeye varmadan kimi hazırlıklara girişmek, onun hakkında yorum yapmak yanlıştır  Önce iş ya da olay netleşmeli, ne olup olmadığı anlaşılmalı, sonra hazırlık yapılmalıdır  Öğretmen össkpssGazetelerders izleBelirli Gün ve Haftalar Çanakkale savaşışiirşarkı sözlerimatematik Çocuk düşe kalka büyür  Hemen her çocuk emeklemeye, yürümeye başladığı zamanda sık sık düşüp şurasını ya da burasını incitebilir  Bu durum son derece doğaldır  Anne baba bunun için kaygı duymamalıdır  Çocuktan al haberi  1  Çocuk gizlilik kavramından haberdar değildir  Dolayısıyla duyduğu şeyi kolayca başkalarına söyleyebilir  Bunun yanlış olduğunu da düşünemez  Bu sebeple başkasının duyması istenmeyen, sır olarak kalması gereken şeyleri çocuğun yanında konuşmaktan kaçınılmalıdır  2  Çocuklar yaşları gereği yalan dolan nedir pek bilmezler  Kendilerine sorulan bir şeyi, bildikleri ve tanık oldukları bir olayı, duydukları bir sözü olduğu gibi anlattıkları, çarpıtmadıkları için haberin doğrusu çocuklardan alınır  Çoğu zarar, azı karar  Her şeyin bir ölçüsü ve bir sınırı vardır  Bunları ihlâl eden, aşan, aşırıya kaçan insan zararla karşılaşır  Böyle bir sonuçla karşılaşmamak için en uygun ölçü olan “karar” sınırında kalınmalı, öteye gidilmemelidir  Çok arpa atı çatlatır  At arpayı çok sever ama ölçüyü kaçırıp da gereğinden fazla yerse zararını hemen görür  Bunun gibi her işte de bir ölçü vardır, ölçüyü kaçırıp işte aşırı gitmek zararımıza olur  Çok bilen çok yanılır  Bir insan çok bilgi sahibi olabilir  Ama bu demek değildir ki her şeyin mahiyetini biliyor  Onun da bilmediği, inceliğini kavramadığı pek çok şey vardır  Bu bakımdan bilgisi sebebiyle bir insan kendisine güvenip öyle olur olmaz şeylere karışmamalıdır  Yoksa yaptığı bir hareket, söylediği bir söz, fark etmediği bir durum onu yanılgıya düşürüp zor durumda bırakabilir  Çok gezen çok bilir  Bilgi edinmenin çeşitli yolları vardır  Bunlardan biri de gezip görerek öğrenmedir  İnsanlar gezdikleri yerlerde gördükleriyle ilgili pek çok bilgi edinirler  Ne kadar çok yer gezerlerse, bilgileri de o kadar çok artar; bu yolla, bildikleri üzerine bilgi katarlar, bilgi dağarcıklarını zengin kılarlar  Çok havlayan köpek ısırmaz  Bilinen şu ki, bağırıp çağıran, yapacağı kötülüğü açıkça söyleyen, sözleriyle karşısındakini korkutmaya çalışan kimse, saldırıda bulunamaz; istese de bunu yapamaz  Bunun aksine, sesini çıkarmayıp sinsice hareket edenler tehlikelidirler  Onlar yapacaklarını yapıp gösterirler  Çok koşan (seğirten) çabuk (tez) yorulur  Hemen her işte sağlıklı sonuca ulaşmak dengeli çalışmakla mümkündür  İnsanın gücü bellidir  Gücünün üstünde çalışır, aşırı çaba gösterirse çabuk yorulur; yorgun düşer, dolayısıyla sonuca da geç ulaşır  Gücünün üstüne çıkmadan, kendisini çok yormadan çaba harcayanlar hem sürekli çalışırlar, hem de sonuca daha kolay ulaşırlar  Çok söyleme arsız olur, aç koyma hırsız olur (Aç bırakma hırsız olur, çok söyleme arsız olur)  Yönettiğin, eğittiğin, koruduğun kimselere aşırı ölçüde söylemek, ardı arkası kesilmeyen buyruklar vermek, eleştirilerde bulunmak sözlerinin gücünü kırıp tesirsiz bırakabilir; dolayısıyla o kimseler yüzsüz ve söz dinlemez olurlar  Benzer bir şekilde bu kimseleri aç da bırakma, haklarını ver; gerek yiyecek, gerek para bakımından bir sıkıntıya düşürme; yoksa onları kötü yola iter, hırsızlığa sevk edersin  Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir  İnsanın bilgisi yaşıyla ölçülemez  Uzun bir ömür süren ama çevresinden hiç ayrılmayan kimselerin bilgileri de sınırlıdır  Oysa çok gezen, çok yer gören kimseler daha bilgilidirler  Çünkü onlar gördükleri yerler hakkında ayrı ayrı bilgiler edinmişler ve bilgi dağarcıklarını zenginleştirmişlerdir  Çürük tahta çivi tutmaz  1  Gerçek niteliğini yitirmiş, aslı bozulmuş, eskimiş, işe yaramaz bir hâle gelmiş bulunan bir şeyi, ne kadar uğraşırsak uğraşalım faydalanabilecek bir duruma getiremeyiz  2  Şahsiyetini yitirmiş, soyluluğu kalmamış, kaypak ve güvenilmez kimselerle bir işe girişilemez  Bu gibi kimselerle kurulacak ilişkilerin sonu hüsranla biter   | 
|   | 
|  | 
|  | Atasözleri Açıklamalı-C,Ç- |  | 
|  06-24-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Atasözleri Açıklamalı-C,Ç-Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur  Cahil kişi, okuyup öğrenim görmemiş, bilgisiz ve deneyimsiz kimsedir  Bu bakımdan söylenen bir sözün ne maksatla söylendiğini, hangi anlama geldiğini kavramakta zorluk çeker  O ne biliyorsa, doğru onlardır  Ne kadar uğraşırsanız uğraşın kendi doğrularından başka bir doğru kabul etmez  Öyle de inatçıdır ki deve nasıl hendek atlamamak için direniyorsa, o da görüşünden vazgeçmemek için direnip durur  Cambaz ipte, balık dipte gerek  Niteliği gereği hemen her varlık farklı bir yerde bulunur, barınır ve iş yapar  Niteliğine uygun olmayan yerin şartları onu zor durumda bırakabilir  Dolayısıyla her kişi elde ettiği niteliklerin gerektirdiği bilgi, beceri ve uzmanlık sahası içinde çalışmalı; o alanın dışındaki işlerden uzak durmalıdır  Cana gelecek (kaza-zarar) mala gelsin  Eğer bir kaza gelecek ve zarar görecekse insan, canına değil malına gelsin  Çünkü kazaya uğrayan, zarar gören malın tekrar kazanılması veya elde edilmesi mümkündür  Ama can için durum böyle değildir  Cana gelen felâketler silinmeyecek izler bırakır  Bir kazadan ötürü insan ölebilir, sakat kalabilir, dolayısıyla böylesi zararları gidermek mümkün değildir  Can boğazdan gelir  Her canlı gibi insan da beslenmek zorundadır  Bedeni için gerekli olan gıdaları ancak bu şekilde alır  İyi beslenmeyen, yeterli gıdaları almayan bir vücut sağlıklı, dinç ve dayanıklı olamaz; bu kimselerin güçsüz kalıp hasta olmaları da kaçınılmazdır  O hâlde insan sağlığını korumak istiyorsa, iyi beslenmeye önem vermelidir  Can canın yoldaşıdır  İnsan yaratılışı gereği tek başına yaşayamaz  Bir arkadaşa, bir dosta mutlaka ihtiyaç duyar  Bu, gerek iş yapması, gerek sorunlarını çözmesi, gerekse konuşup dertleşmesi için zorunludur  Can cümleden aziz (dir)  1  Bir tehlike anında insan önce kendi canını kurtarmaya başlar  O anda kendi canı, diğer canlardan daha önemli olur  Kimi istisnalar hariç, bu durum hemen her insanda göze çarpar  Bu da tabiî bir vak`a olarak görülür  2  İnsanın kendisi hemen herkesten önce gelir  Her ne kadar kimi zaman özveride bulunur, fedakârlıklar gösterirse de (bunun da bir yeri ve sınırı vardır), vahim konularda çıkarlar çatışmaya başlayınca, kendi çıkarından asla taviz vermez  Can çıkmayınca huy çıkmaz  Huy, insanın yaratılış ve ruh özelliklerinin bütünüdür  İnsanla birlikte var olmaya başlar; insan büyüdükçe, huy da onun benliğine iyice yerleşir; kişiliğinin bir parçası hâline gelir  İster eğitim, ister başka bir yolla olsun, kişinin huyunu değiştirmek mümkün değildir; kişinin ölümüne kadar öylece devam eder  Canı yanan eşek attan yürük olur  Herhangi bir durumdan ötürü canı yanıp acı çekmiş olan kimse, aynı durumla bir daha karşılaşmamak için kendisinden beklenilenin üstünde bir çaba gösterir  Öyle ki altından kalkamaz sanılan işleri bile başarır, çok iyi sonuçlara ulaşır  Cefa çekmeyen sefanın kadrini bilmez  Sürekli bolluk, rahatlık içinde yaşayan insanlar içinde bulundukları vefa ve mutluluğun kıymetini bilmezler  Bunu doğal bir şeymiş gibi görürler  Nasıl sağlıklı bir insan, hasta olmadan sağlığın kıymetini bilmezse, sefa içinde olan da darlığa ve sıkıntıya düşmeden rahatlık, huzur ve mutluluğun kıymetini bilemez  Cennetin kapısını cömertler açar  Cömert kimse, para ve malını esirgemeden veren, eli açık olan, yardım seven, muhtaç kimseleri gözeten kimsedir  İslâm dini böyle kimseleri över ve onları cömert olmaya davet eder  Eğer böyle davranırlarsa; yetime, kimsesize, yolda kalmışa, düşküne yardım ederlerse sevap işleyecekler ve öbür dünyada yaptıklarının karşılığını kat kat fazlasıyla göreceklerdir  Cesurun bakışı, korkağın kılıcından keskindir  Kimi cesur insanlar kararlıdır, mertlikleri ve azimleri yüzlerinden okunur  Yüz ifadeleriyle hasımlarını yıldırabilirler  Korkak insanlarda ise yürek gücü yoktur  Bu güç olmadığından ötürü kılıcı gerektiği gibi kullanamazlar, dolayısıyla kılıçları keskin de olsa bir işe yaramaz  Cins horoz yumurtada (iken) öter  Kimi soylu ve değerli kimse, daha bebekken, eğitim çağına gelmeden kendini kimi hareketleriyle belli eder; başarılı bir insan olup yararlı işler yapacağını ortaya koyar  Cins kedi ölüsünü göstermez  Şahsiyetli, soylu bir kimse, sıkıntılı ve kötü durumunu başkasına göstermez ve söylemez  Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler  Bazı insanlar vardır ki övülmekten çok hoşlanırlar  Kimi çıkarcılar da böyle insanları iyi tanırlar  Onları “ne kadar cömertsin” diyerek pohpohlayıp överler; bu okşayıcı sözlere kanan kimse de malını, parasını bol bol harcar; ona buna yedirir, sonunda tüketir  Benzer bir şekilde, ne amaç güttüğü bilinmez kimseler de kişiyi “ne kadar güçlüsün, sana karşı gelemez” diye pohpohlayıp överler  Bu tip övgülerden hoşlanan kimse de, böyle biri olduğunu kanıtlamak için harekete geçer; olmayacak bir dövüşe atılır, bu sırada birisi çıkıp canından eder onu  Ç Çabuk parlayan, çabuk söner  1  Bazı insanlar vardır ki bir olay karşısında çok çabuk öfkelenip kızarırlar  Ancak öfkelenip kızdıkları gibi de çabuk sakinleşirler  2  Bazı insanlar hak etmedikleri hâlde, kimi yolları kullanarak, yasa ve kurallara uymaksızın önemli mevkilere, makamlara çok kısa zamanda gelirler; ancak o görevin ehli, o makamın adamı olmadıkları anlaşıldığında da çabucak o yerden uzaklaştırılırlar  Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme  İçinde yaşanılan toplumda sosyal ilişkiler oldukça önemlidir  Bu sebeple yapılan davetlere-çok önemli bir sebep yoksa-bir nezaket gereği olarak gitmelidir  Toplum dayanışması bakımından bu bir görevdir  Kişi, çağrılmadığı yere ise gitmemelidir  Geleneğimize göre çağrılmadığı yere gitmek terbiyesizlik ve yüzsüzlüktür  Çünkü gittiği o yerde insanların rahatını kaçırabilir  Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez  Her varlığın bir niteliği, bir yapısı vardır  Gülü, ancak gül ağacından alabilirsin  Bir çalının gül açması mümkün değildir  Çünkü tabiatına aykırıdır  Bunun gibi cahil kimselere de bir söz anlatmak hemen hemen mümkün değildir  Çünkü cahil kimsenin kavrayışı kıttır, ayrıca inatçıdır ve bildiğinden de şaşmaz  Dolayısıyla onu yola getirmek, ondan olumlu davranışlar beklemek son derece zordur; ona ne söylerseniz boşa gider  Çalma elin kapısını, çalarlar kapını  Kimseye kötülük yapma, kimseyi arkasından çekiştirme, bu tür hareketlerden kaçın  Yoksa günü gelir, benzer bir şeyi onlar da sana yaparlar ve zor durumda kalırsın  Çam sakızı, çoban armağanı  İnsanlar birbirlerini sevindirmek, mutlu etmek için karşılıklı hediyeleşirler  Bu hareket insanların gönüllerini okşar, onları birbirlerine yaklaştırır  İnsan ne kadar yoksul olsa da böyle bir eylemde bulunmak ister  Ne var ki o, varlıklı insanlar gibi değeri yüksek armağanlar veremez  Onun armağanı küçük bir şeydir  Ama taşıdığı değer büyüktür  Davranışı da soylucadır  Çanağa ne doğrarsan kaşığına o çıkar  İnsan harcadığı çabanın, başkalarına gösterdiği tavrın karşılığını ileride görür  Bir işte ne kadar hazırlık yapmışsa o kadar verim alır  İnsan diğer ilişkilerinde de böyledir  İyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük bulur  Çanakta balın olsun, arı Bağdat`tan gelir  Elindeki malın iyi ve değerli ise müşteri bulmakta güçlük çekmezsin  Öyle ki nerede olursan ol, alıcılar çok uzakta da olsa gelip seni bulurlar  Msn Öğretmen  össkpssGazeteler Sohbethazır mesajlarders izleBelirli Gün ve Haftalar Çanakkale savaşışiir Çarşı iti ev beklemez  Boş gezen, şurada burada dolaşan, hiç ciddî bir iş yapmayan ve aylaklığı alışkanlık edinenler düzenli bir iş yapmaya gelemezler  Çalışmaktan hoşlanmadıkları gibi kolay kolay disiplin altına da girmezler  Çatal kazık yere çakılmaz  Bir işe, çok başlılık zarar verir  Çünkü her kafadan bir ses çıkar  Bir o yana, biri bu yana çeker  Dedikleri birbirini tutmadığı için iş bir türlü ortaya gelemez  Yapılmamış olarak öylece kalakalır  Çıkmadık candan umut kesilmez  1  İnsanların ölüm ve dirimi Yüce Allah`ın takdirine bağlıdır  Bu bakımdan eceli gelmeyen kimsenin, ölümcül hâlde de olsan canı çıkmadığı sürece iyileşeceğinden umut kesilmez  2  İşlerimiz içinde durum böyledir  Kötü giden, felâkete uğrayan işlerin yok olma kertesine gelmiş de olsa düzelmeyeceğini kim söyleyebilir? Yüce Allah`tan hiçbir durumda umut kesilmez  Çıngıraklı deve kaybolmaz  Kimi kişiler vardır ki, nerede olurlarsa olsunlar onlar bazı özelliklerini koruyarak kendilerini belli ederler  Bir yol bulup toplum içinde yitip gitmelerini önlerler  Çiftçinin ambarı sabanın ucundadır  Çiftçi, geçimini toprağı ekerek sağlamaya çalışan kimsedir  Bu bakımdan toprağı zamanında ve iyi sürmeli, tohumunu zamanında ekmelidir  Eğer bu işlerini zamanında ve lâyıkıyla yapmazsa, iyi verim alıp ambarlarını dolduramaz; başkasına muhtaç olup kapı çalar hâle gelir  Hemen her işte durum aynıdır  İyi sonuç almak isteyen kişi, işini zamanında ve iyi yapmalıdır  Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hakk  İnsan ne ile uğraşıyorsa, onun yararına bir sonuç vermesini ister  Çiftçinin iyi ürün alabilmesi için yağmura ihtiyacı vardır  Bir kimse de güzel ve sıkıntısız bir yolculuk yapabilmek için kurak havayı ister  Görüldüğü gibi birinin istediği şey diğerinin zararınadır  Ancak sonucu yine Yüce Yaratan belirler  O nasıl takdir etmişse öyle olur, kime neyi nasip etmek isterse o gerçekleşir  Çingene çingeneye çatmadıkça kasnak boynuna geçmez  Kişilerin ne kadar cahil, görgüsüz ve bayağı oldukları ilk bakışta anlaşılmaz  Ta ki kendi ayarlarında bir kişiyle karşılaşıp kavga edene dek  O zaman gerçek kişilikleri ortaya çıkar  Çingeneden çoban olmaz, Yahudi`den pehlivan  Her kişinin ayrı bir karakteri vardır, soyu sopu farklıdır  Yetişmesi, bilgi ve becerisi doğrultusunda yapacağı işleri de birbirine uymaz  Çobanlık öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değildir; önce sabır ve sorumluluk, sonra sözünde durma ve bir yere bağlanıp kalmak ister  Çingenede ise bu hasletler bulunmaz, bunun için de çobanlık yapamaz  Benzer şekilde, pehlivanlık da cesaret, yürek ve mertlik ister  Oysa Yahudi tam tersine korkaktır, bu yüzden pehlivanlık yapamaz  Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış  Sorumsuz, bayağı ve soysuz kimse eline bir yetki ya da imkân geçince mizacının gereğini yerine getirir  Öyle ki değil yabancılara, en yakınlarına bile kötülük yapmaktan çekinmez  Ve işe başladığını böyle belli eder  Çirkefe taş atma üstüne sıçrar  Şerli, etrafa kötülük saçıp duran kimselerden uzak dur; zorunlu olmadıkça onlara çatma, söz atma  Çünkü onlar bir kötülük yapmak için fırsat kollarlar  Böyle bir fırsatı onlara verirsen onların kötülükleri sana bulaşır, kirlenir ve zararlı çıkarsın  Çivi çıkar ama yeri kalır  Birine yaptığımız kötülüğü ne denli gidermeye çalışırsak çalışalım, yeni de o kötülüğün bir izi ve hatırası kalır  Bunun için kimseyi incitmemeye, kırmamaya gayret edelim   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |