|  | Atasözleri Açıklamalı-H- |  | 
|  06-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Atasözleri Açıklamalı-H-Hacı hacı olmaz gitmekle Mekke`ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye  Bir işte asıl olan iyi niyet, samimiyet ve içtenliktir  Bunlar olmadan bir işi görünüşte ve şeklen yapmakla o iş gerçekten yapılmış olmaz  Böyle yapılırsa gerçekten iyi sonuç alınıp amaca ulaşılamaz  Haddini bilmeyene bildirirler  Hemen herkesin toplumda belli bir konumu, sınırı ve yetkisi vardır  Bulunduğu durumu söz ve davranışlarıyla aşanlar sert bir karşılık görürler, cezalandırılırlar, yola getirilirler  Hak deyince akan sular durur  Bir meselenin çözümünde, bir anlaşmazlıkta adaletli ve tarafsızca davranılır, doğru yol tutulur, hakkaniyet gözetilirse hiç kimse bir şey söyleyemez, herkes verilen kararı kabul eder  Hak gelince, batıl gider  Kur`anıkerim`deki “Hak geldi, bâtıl zâil oldu” âyetinden yola çıkılarak oluşturulan bu atasözünde, “Hak”, Yüce Allah`ın emri, hükmü anlamındadır; “bâtıl” ise doğru ve gerçeğin karşıtıdır  Dolayısıyla bir anlaşmazlık sırasında doğrudan ve gerçekten yana olunur, insaflı ve adaletli hüküm verilirse, doğru ve gerçeğin karşısında olan zalimler çekip gitmek zorunda kalırlar  Hak yerde kalmaz  Gerçek, doğru, adalet, insaf ve haklı kazanç hiçbir şekilde yok edilemez  Kişinin hakkı olan şey ya bu dünyada, ya da öbür dünyada kendisine verilir  Hakkı hor görenler, çiğnemeye kalkışanlar, inkâr edenler büyük bir aldanış içindedirler  Hak yerini bulur  Haksızlık er veya geç ortaya çıkar, bunun da hesabı kuşkusuz sorulur  Suçlunun cezalandırılması, hakkıyla hakkının verilmesi bu dünyada veya öbür dünyada mutlaka gerçekleşir  Hamala semeri yük değildir (olmaz)  İnsana kendi işi ağır gelmez  Çünkü üstlendiği iş ve sorumluluk yaşadığı hayatın tabiî bir sonucudur  Hamama giren terler  Bir işe girişen kimse, o işin güçlüklerini, sıkıntılarını ve masraflarını göze almalıdır  Çünkü bu işin durumunu, sorumluluğunu kendi isteğiyle kabul etmiştir  Haramın temeli olmaz (Haramdan şifa olmaz)  Yüce Yaratıcı`nın yasak ettiği yollardan, emeksiz ve haksız olarak bir şeye el atıp sahip olmak haramdır  Bu çeşit kazanç insana ne tat verir, ne de yarar getirir  Kişi o şeyden gereği gibi faydalanamaz, geldiği gibi çabuk gider, hayrını göremez  Harman dövmek keçinin işi değil  Hemen her işin bir yapılma biçimi ve ustası vardır  Ağır, önemi büyük işleri öyle herkes yapamaz  Hele bu işler acemi kimselere hiç bırakılamaz  Bu tür işlerden iyi sonuç almak isteyenler, işlerini mutlaka ehline vermelidirler  Hastalık sağlık bizim (insan) için  Sağlıklı bir insan organizmasında birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla fizyolojik görevlerin aksaması, dolayısıyla sağlığın bozulması son derece tabiîdir  Bu sebeple, hasta olmamak için önceden tedbir almalı, her halükârda hastalığa yakalanırsa da bunu büyütmemeli insan  Hatasız kul olmaz  Hiçbir insan tam değildir  Her insan bilerek ya da bilmeyerek yanılıp yanlışlığa düşebilir, suç işleyebilir, günaha girebilir  Kusurları bakımından insanlara fazla yüklenmek doğru değildir  Önemli olan insanların hatalarını yüzüne vurmak değil, hatalarını azaltmada onlara yardımcı olmaktır  Hay`dan gelen, Hu`ya gider (Selden gelen, suya gider)  Sözün gerçek anlamında “Hay” ve “Hû” Allah demektir  Yani Allah`tan gelen, yine Allah`a gider anlamındadır bu söz  Ancak halk arasında mecazî bir anlam kazanmıştır  Kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar  Elde kalıcı olanlar, emek sarf edip alın teri dökerek kazanılan şeylerdir  Hayır dile komşuna, hayır gele başına  Kim başkaları için iyi niyet besler, iyilik diler, hayır isterse, başkaları da onun için aynı şeyleri düşünür  Kural o ki, iyilik ve kötülük karşılıklıdır  İyilik isteyen iyilik bulur, kötülük isteyen de kötülük  Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar söyleşe söyleşe ( konuşa konuşa) anlaşır  İnsanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar  Çünkü konuşma, anlaşma yollarının başında gelir  İnsanlar duygu ve düşüncelerini konuşarak karşı tarafa aktarırlar, tartışırlar ve birbirlerini tanımaya çalışırlar  şiiredebiyatÖğretmenler Günlük ve Yıllık PlanlarÖğretmenler ForumuEdebiyat ForumuSohbetGazetelervideo dershaneöss sorularıkpss sorularıoks sorularırüyavideolaredebiyatrüya tabirleriBelirli Gün ve HaftalarŞarkı SözleriEğitim Haberlerişarkı sözleri Hayvan yularından, insan ikrarından tutulur  Yular, bir hayvanın idare edilmesinde oldukça önemlidir  Bir yere döndürülmesi, çekilip götürülmesi, bir yere bağlanıp tutulması yular vasıtasıyla olur  Bir insanı ise sözü (ikrarı) bağlar  Verdiği sözden dönen kimse, itibarını da yitirmiş sayılır  İhbarını düşünen kimse sözünden caymaz  Eğer cayarsa, bu kendisine hatırlatılır; sözünün istikametine yönelmesi istenir  Hayvanı yardan düşüren bir tutam ottur  Bk  “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur  ” Hekimden sorma, çekenden sor  Bir hastanın ne çektiğini, hekim değil hasta bilir  Çünkü ateş düştüğü yeri yakar  Bunun gibi bir derde düşenin, bir felâkete uğrayanın, sıkıntılar içinde kıvrananın çektiği çileyi, ancak kendisi bilir, çare sunan, çözüm yolu gösterenler değil  Hekimsiz, hâkimsiz yerde oturma  Sağlığımızı yitirdiğimiz, hastalandığımız zaman kapısını çalacağımız tek kişi hekimdir  Haksızlığa uğradığımız, can ve mal emniyetini kaybettiğimiz yerde başvuracağımız kişi de hâkimdir  Bu önemli iki kişinin bulanmadığı yerde oturmak son derece sakıncalıdır  Her ağacın meyvesi olmaz  Etrafımızda yaşayan insanların dış görünüşlerine bakarak onlardan bir verim beklenmemelidir  Dıştan bize verimli gibi görünen nice insanın yararsız olduğu, onlardan bir fayda gelmediği çok görülmüştür  Her ağaçtan kaşık olmaz  Kimi nesne, iş ya da durumun kendine has bir özelliği vardır  Bu bakımdan özelliği bulunan bir şey için herhangi bir malzeme, madde veya kimse kullanılamaz  Görünüşe aldanmamalı, uygun olan seçilmelidir  Her çok azdan olur  Çoğun temelinde az yatar  Önce az olanlar, birike birike çoğu meydana getirmiştir  Bu bakımdan azlar önemsiz görülüp atılmamalı, aksine sabırla bir arada tutulup biriktirilmelidir  Her damardan kan alınmaz  İnsanların yapıları birbirine uymaz  Kimi iyi, kimi kötü huyludur  Kimi yardımsever, kimi bencildir  Bu sebeple herkesten yardım istenmez, istense de yardım gelmez  Şu hâlde insan kimden yardım isteyeceğini belirlerken dikkatli olmalı, her önüne gelenden yardım istememelidir  Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan  Hiç kimse içyüzünü iyi bilmediği, yeterince incelemediği, hakkında bilgi sahibi olmadığı, denemediği bir işi yapmaya kalkışmamalıdır  Yoksa kendini tehlikeye, altından kalkamayacağı zararlı sonuçlara atmış olabilir  Her Firavun`un bir Musa`sı olur  Her zalimden toplumu kurtaracak, zalime yaptıklarının hesabını soracak bir kurtarıcı mutlaka çıkacaktır  Her horoz kendi çöplüğünde öter  Herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır, kuvvet bulur ve sözünü geçirebilir  Çünkü asıl yeri orasıdır, bağlıları çevresindedir, orada güvence altındadır, orada rahat etmektedir  Her inişin bir yokuşu vardır  Hayatın akışında hiçbir durum olduğu gibi kalmaz  Olumlu, olumsuzu, iyi, kötüyü, yükselme, alçalmayı; başarı, başarısızlığı kovalar  Bunun tersi de kaçınılmazdır  Bu bakımdan işleri bozulan, başarısızlığa uğrayan kimse üzülmemeli; kötü durumunun devamlı olmadığını bilmeli, umut var olmalıdır  ¡ Her işin başı sağlık  İnsanın yapacağı her şey vücut sağlığına bağlıdır  Sağlıklı olmayan kimse hiçbir iş yapamaz  Bir iş yapamayan, başarılı olamayan kimse de yaşadığı hayattan bir tat almaz; mutlu olamaz  Her kaşığın kısmeti bir olmaz  Her insanın talihi, kaderi bir değildir  Bu bakımdan kazançlarının farklı olması da doğaldır  Bir işte kişiler aynı çabayı gösterseler, aynı emeği verseler de biri diğerinden daha az kazanır  Çünkü kısmeti o kadardır  Herkes bildiğini okur  İnsanlar çoklukla kendi akıllarını beğenirler  Dolayısıyla başkaları ne derse desin, onların düşüncelerine uymaktansa kendi düşüncelerine göre iş yapmayı daha uygun bulurlar  Herkesin arşınına göre bez vermezler  Genel kurallar herkesin istek ve ihtiyacına göre bozulamaz  Dolayısıyla bir durumun ölçülerimize göre gerçekleşmesini beklemek doğru değildir  İstenen ölçüde değil, gerektiği oranda yarar sağlanacağı bilinmeli  Herkesin ettiği yoluna gelir  Bir kimse başkasına nasıl davranıyorsa, başkaları da ona öylece karşılık verirler  İyilik eden iyilik, kötülük eden de kötülük görür  Herkesin tenceresi kapalı kaynar  Kimsenin durumu, içinde bulunduğu yaşayış şartları başkalarınca gereği gibi bilinemez  Herkesin yorulduğu yere han yapılmaz  Bir yerde, bir düzende herkesin uymak zorunda olduğu genel kurallar vardır  Bunlar kişinin dileği doğrultusunda değiştirilemez  Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez  Herkes bir iş yapar ama istenildiği kadar güzel ve kusursuz biçimde yapıp da ortaya çıkaramaz  Bunu becerenlerin sayısı da bir hayli azdır  Herkes ne ederse kendine eder  Kişi çevresine nasıl davranırsa, çevresi de ona benzer şekilde davranır  İyilik eden iyilikle, kötülük eden kötülükle karşılaşır  Kişi, muhatap olduğu davranışların sorumlusudur  Her koyun kendi bacağından asılır  Herkes kendi davranışlarından sorumludur  Herkes kendi hatasının cezasını kendi çeker  Hiç kimse başkasının yaptığı bir hatadan ötürü hesap vermez  Her kuşun eti yenmez  1  Herkes zorbalığa boyun eğmez  Bu zorbalığa karşı gelecekler de vardır  Öyleleri çıkar ki, seni alt eder, pişman bile olursun  2  Kimi işlerin altından kalkmamız mümkündür  Ama öyle işler de vardır ki, asla başaramayacağımız işlerdir  Öyle görünüşe aldanıp da o işin altına girmeyelim  Yoksa hiç ummadığımız bir zarar görebiliriz  Her şeyin bir vakti var, horoz bile vaktinde öter  Bir işten olumlu sonuç bekleniyorsa zamanında yapılmalıdır  Çünkü gerekli şartlar ve elverişli ortam o zamandadır  Bu bakımdan bir işi zamanından evvel yapmaya kalkışmak ne kadar zararlıysa, sonraya bırakmak da o kadar zararlıdır  Bir işte acelecilik kadar, geç kalmışlık da başarısızlığa neden olur  Her şeyin yenisi, dostun eskisi (makbuldür)  Sürekli kullanılan eşya yıpranır, eskir, gözden düşer, gittikçe de insana sıkıntı verir, yenisini aratır  Ancak dostluk böyle değildir  Dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır  Çünkü birçok hatıralar birlikte yaşanmış, birlikte birçok imtihandan geçilmiş, bağlar gittikçe sağlamlaşmıştır  Eski dostluk içten olduğu için aranır, yeni dostluklar ise henüz gönüllerde kökleşmediği için pek makbul değildir  Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır  Herkesin kendine özgü bir çalışma yöntemi, bir iş yapma biçimi vardır  Çünkü kişilikleri, bilgileri, yetenekleri, yöntemleri ve yolları birbirinden farklıdır  Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar  Herkesin kendine göre yüksek bir emeli vardır  Hoşlandığı, sevdiği, kavuşmak istediği bu emeli devamlı gönlünde taşır, onun özlemiyle yaşar  Her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez  Gerçekleştirmek istediğiniz bir iş için uygun şartları dilediğiniz anda bulmanız mümkün değildir  Çünkü olaylar dileğimize göre oluşmaz  Bu bakımdan fırsat elimize geçtiğinde ondan hemen yararlanma yoluna gitmeliyiz  Her ziyan bir öğüttür  Bilerek ya da bilmeyerek uğradığı her zarar kişiye ders olur  Kendisini bu duruma düşüren yanlış hareketi bulur, aynısını tekrarlamayarak doğabilecek başka zararlardan kendisini korur  Hesapsız kasap, ya bıçak kırar ya masat (Hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır, ne masat)  1  Alacağını ve borcunu bilmeyen, gelirini giderini işine göre ayarlamayan kişi, elinde avucunda bulunanı da kaybeder; zarara uğrar  2  Önlemini iyi almadan, ne yapıp edeceğini iyi düşünmede, bir iş girişiminde bulunan kişi, başarıya ulaşamaz; o iş için gerekli olan imkânları da yitirir  Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten  Hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz  Kişi bir ekmek de çalsa hırsız olur, yavaş yavaş da hırsızlığı meslek edinir  Kahpelik de benzer şekilde oluşur  Bugün bir öpücük verip de bunu önemsemeyen kız ya da kadın, yarın sokaklara düşer  Dolayısıyla bir öpücük bir namus kirletmeye ve kahpeliğe kapı aralamaya yeter  Hiddetle kalkan nedâmetle oturur  Öfkeyle, kızgınlıkla hareket eden kişi ne yaptığını pek bilmez; sağı solu incitir, kırar  Kısa bir zaman sonra etrafa ve kendisine verdiği zararı anlar ve pişman olur  Ne var ki iş işten geçmiştir bir kere  Hocanın (imamın) dediğini yap (söylediğini dinle), arkasından gitme (yaptığını yapma)  Bir din görevlisinin anlattıkları dinin buyruklarıdır  Ancak insan beşerdir, şaşar  O da hatalı, kusurlu olabilir; hatta bile bile yanlış da yapabilir, söyledikleriyle yaptıkları birbiriyle çelişebilir  Bu bakımdan dikkatli ol; bu gibi yanlış yola sapmışların peşinden, onlar dinin buyruklarını anlatıyorlar diye sakın gitme  Hocanın (öğretmenin) vurduğu yerde gül biter  Öğretmen ne yaptığını bilen adamdır  Eğer bir öğrenciye vurmayı gerekli görmüşse, bunu mutlaka eğitmek amacıyla yapmıştır  Sakın ola ki, bu tavrından ötürü ona darılıp gücenmeyiniz  Tam tersine onun bu tavrından ötürü sevininiz  Çünkü onun vurduğu yerde meydana gelen kızarıklık, öğrencinin yarın yapacağı yanlışlıklardan, edineceği kötü alışkanlıklardan kurtuluşunun bir işareti olarak görülmelidir  Horoz ölür, gözü çöplükte kalır  Yaşanılmış, erişilmiş, alışılmış bir durum veya makam yitirildikten sonra, yine o durum veya makamda gözü kalır insanın  Kişinin bu tutkusu ihtiyarlık, hatta ölüm hâlinde bile devam eder  Horozu çok olan köyde sabah geç olur  Karışanı çok olan işlerden güç sonuç alınır  Çünkü her kafadan bir ses çıkar, herkes başka bir yol seçer, işin nasıl yapılacağı konusunda kesin karar verilemez  Dolayısıyla böyle bir işi sonuca ulaştırmak da oldukça güç olur  Huy canın altındadır  Bk  “Can çıkmayınca huy çıkmaz  ” Huylu huyundan vazgeçmez  Doğuştan gelen özellikler kolay kolay değiştirilemez  Bunun için ne kadar uğraşılsa boştur  Çünkü, o huy biçimi, kişinin karakterinin ayrılmaz bir parçası olmuştur  Bunun için onu kolay kolay söküp atamaz   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |