Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
efsaneleri, istanbul, kulesi, kız, resimleri

Kız Kulesi Efsaneleri, Kız Kulesi Efsaneleri, İstanbul Kız Kulesi Resimleri, İstanbul

Eski 06-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kız Kulesi Efsaneleri, Kız Kulesi Efsaneleri, İstanbul Kız Kulesi Resimleri, İstanbul



Kız Kulesi Efsaneleri


Asya ile Avrupa’nın kesiştiği noktada Boğaz’ın ve İstanbul’un 2500 yıllık tarihine tanıklık eden Kızkulesi, asırlar boyunca pek çok efsaneye de konu olmuştur


Yüzerek geleceğim sana
Güzel kız, senin sevgin uğruna,
Sana geleceğim
Sen beklerken beni ürkek bakışlarla,
Yüzerek geleceğim sana
Dalgalar gemilere bile geçit vermese,
Yüzerek geleceğim sana
Azgın dalgalar arasından

Hero ve
Leandros’un ölümsüz aşk hikayesi…


Kızkulesi ile ilgili anlatılan ilk hikâye; Ovidius’un kaydettiği bir aşk hikâyesidir Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını anlatan bu hikâye, Hero’nun kuleden ayrılmasıyla başlar Hero, Afrodit’in rahibelerindendir ve aşka yasaklıdır Yıllar sonra Afrodit’in tapınağında yapılan bir törene katılmak için kuleden ayrılır ve orada Leandros ile karşılaşır Delikanlının ateşli ve hüzünlü bakışı Hero’yu etkiler İki aşık, yıllardır birbirlerini tanıyorlarmış gibi, bu kısacık zaman diliminde, kalplerinin artık başka bir insan için çarpmayacağını anlarlar Birbirine aşık olan iki genç, Leandros’un gece kuleye gelmesi ile aşklarını kutsarlar

Kızkulesi her gece iki gencin gizli aşkına ve yasak sevişmelerine tanıklık eder Leandros’un yüzerek kuleye geldiği fırtınalı bir günde Hero’nun yaktığı sevda ateşinin feneri söner Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros, Boğaz’ın sularına gömülür Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini Kızkulesi’nden Boğaz’ın sularına bırakır

YILANLI HİKAYE

Hero ve Leandros’un, kavuşamayan aşıklara atfen anlatılan bu hikâyesinden başka bir de; Kleopatra’nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikâyesi vardır

Bizans imparatorunun bir kızı olur İmparator buna çok sevinir ve kızının doğum gününü, ülkesinde bayram ilan eder



Her yıl, prensesin doğum günü bayramı görkemli bir şekilde kutlanır İmparator, bilginlerinden, kızının tahta hazırlanması için eğitilmesini ister Fakat bilginlerin en yaşlısı, imparatora, kızının on sekiz yaşına basmadan bir yılan tarafından sokularak öleceğini kehanet eder Bunun üzerine imparator, denizin ortasındaki küçük bir adacık üzerinde yer alan kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir

Böylece yıllar geçer İmparatorun kızı on sekizine basmak üzeredir Ancak, kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boşaltır

İmparator, kızının ölümüne çok üzülür ve kaderden kaçılamayacağını anlar Kızı toprağa gömülürse, yılanlara yem olacağını düşünerek, prensesin cansız bedenini mumyalatıp pirinç bir tabuta koydurur Tabutun da Ayasofya’nın yüksek duvarlarından birinin üstüne yerleştirilmesini emreder Böylece, kızının hiç değilse ölüsünün yılanlardan korunacağını düşünür

Bugün, bu tabutun üstünde iki delik vardır Yılanın, prensesi, ölümünden sonra da rahat bırakmadığı anlatılır

ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ



Kızkulesi ile ilgili olarak en sık anlatılan hikâyelerin sonuncusu ise Osmanlı Dönemi’nde geçer

Hikaye; Battal Gazi’nin askerleri ile birlikte Kızkulesi’ne baskın yaptığını ve kulede saklanan hazineleri alarak, burada yaşayan Üsküdar Tekfuru’nun kızını kaçırdığını anlatır İstanbul’u (Constantinopoli) kuşatmaya gelen Battal Gazi, kuşatmadan bir sonuç alamayınca Kızkulesi önündeki kıyıya karargahını kurar ve yedi sene burada kalır

Hikayeye göre, Battal Gazi’nin Üsküdar kıyılarında bu kadar uzun süre kalmasının asıl nedeni, Tekfurun kızına aşık olmasıdır Üsküdar Tekfuru, Battal Gazi’nin korkusu ile kızını, hazineleri ile birlikte kuleye kapatır Şam seferini tamamlayarak Üsküdar’a dönen Battal Gazi, kayık ile Kızkulesi’ne gelerek, Tekfurun kızı ve hazinelerini aldıktan sonra Üsküdar’dan atına atlayıp oradan uzaklaşır Çokça bilinen “Atı alan Üsküdar’ı geçti” lafı bu hikâyeden gelir

Bu hikâyeden günümüze gelen bir diğer şey de küçük kulemizin ismi ile ilgilidir

Diğer efsanelerdeki prenseslere de atfen Türkler buraya Kız-Kulesi ismini vermişlerdir Antikçağ’da Arkla (küçük kale) ve Damialis (dana yavrusu) adları ile anılan kule, bir ara da Tour Leandros ismi ile ün yapmıştır

Bu eşsiz yapı, günümüzde ise “Kızkulesi” adı ile bütünleşerek, bu isimle anılmaya devam etmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.