08-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ahmet Kaya
Ahmet Kaya
AHMET KAYA (Malatya, 1958 - Paris, 16 Kasım 2000)
Dibine vurmuş gecelerden geldim  Yalanım yok  Bir cebimde küfür, bir cebimde çocuklara şekerle yaşadım Hepinizin gurbetindeyim şimdi  Eyvallah! 
Ahmet Kaya, Malatyada beş çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak 1957 yılında dünyaya geldi Mensucat işçisi bir baba, çocuklarını yetiştirmekle yükümlü bir anne ve diğer dört kardeşle birlikte geçen çocukluk  Babası, neredeyse onun boyu kadar olan bir bağlama ile eve geldiğinde mutluluğun bu olduğunu düşünür Dokuz yaşındadır daha 24 Temmuz İşçi Bayramı’nda sahneye çıkarırlar onu, bir daha unutmaz bunu  
Yaz tatillerinde, ya plakçıda ya da tanıdıkların minibüsünde çalışır Başar ağabeyyi tutuklanınca Ahmet, küçük bağlaması ile ilk bestesini yapar: "Bir Wolksvagen alacağım, Adını ‘Başar’ koyacağım" der  Ruhi Su’nun plaklarını satın alan Ahmet Kaya, bol paçalı pantolonlar giyen uzun saçlı 68’lilerden etkilenen gençir artık 
Mensucat fabrikasından emekli olan babası, daha iyi bir yaşam için İstanbul’a göç eder İstanbul/Kocamustafapaşa’ya yerleşirler Ahmet Kayanın ilk izlenim ‘korkudur
Ahmet Kaya, ortaöğrenimini tamamlamaya çalışırken yetmişli yılların toplumsal çatışmalarının farkına varmardı Oradan gelmiş olmanın farklılığını, bu yeni kültür ve yaşam biçimi ile içiçe yaşar Türküler, devrimci marşlar, Ruhi Su ve Zülfü Livaneli’den müzikal anlamda etkilendiğini inkar etmez, ama kedi sesini arar Bütün boş zamanlarda bağlama çalıp şarkılar söyler İlk bestelerini bugünlerde yapar Boğaziçi Üniversitesi’nde bir panelede Ruhi Su’yla karşılaşır Ustayı çok sevse de yetmeyen birşeyler vardır Ahmet Kaya için, bunu ifade etmeye çalışır Ruhi Su’ya Ruhi Sunun Mahsus Mahal türküsünü kendince yorumlar Ona Bağlamanın sapını tutan Ruhi Su, Böyle bağlama çalınmaz! der Oysa Ahmet Kaya asi Farklı birşeyler yapmak ve kendini aramaktadır Yıllar sonra verdiği ilk resitalin afine Bağlama Böyle De Çalınır i spota çıkaracaktı
|
|
|