Anna Ahmatova ( 1889)

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Anna Ahmatova ( 1889)



1889 yılında doğdu Şair Ahmatova, “Akmeizm” akımı temsilcilerindendir Asıl adı Anna Andreyevna Gorenko olan Ahmatova, bir gemi mühendisinin kızıydı Kiev’de hukuk fakültesini bitirdi Şiir yazmaya 11 yaşında başladı



1910 yılında, ünlü bir şair ve Akmeist okulunun kurcusu olan Gumilyov’la evlendi Eşiyle İtaya, Fransa ve Almanya’yı gezdi 1946’dan sonra edebiyat anlayışından dolayı engellerle karşılaştı; ancak ölümünden sonra kendi ülkesinde, Rus edebiyatının en büyük kadın şairi olarak değerlendirildi


1964 yılında İtalya’da Etna Taormina Ödülü’nü kazandı Ahmatova’nın şiire başladığı dönem modernist bir akım olan akmeizmle bağlantılıdır Akmeizm, sembolist şiirin kapalılığına karşı bir akım olarak tanımlanır İlk kitabı “Akşam” ve bunu izleyen yapıtları aşkla ilgili şiirleri içerer Candan bir konuşma tonu, duygulu bir içtenlik, biçimlerin açıklığı ve doğallığı Ahmatova’nın kısa, lirik şiirlerinin kendine özgü çizgileridir Bunun yanı sıra şiirlerinde halk şarkılarının ve özellikle Puşkin’in lirik şiirleri gibi klasik Rus şiirinin etkisi sezilir


Ahmatova, I Dünya Savaşı yıllarında ve 1917 Ekim Devrimi sırasında yurtseverlik temasını şiirinde işler Kişisel duygular dışına çıkarak toplumla ilgili şiirler yazdığı bu döneminde de devrimci şairlerle arasında üslup farklılığı belirgindir 1912’den 1922’ye değin birçok şiir kitabı yayınlanan şair, 1946’dan sonra şiirlerindeki erotik, gizemci ve kötümser öğeler ileri sürülerek yoğun eleştirelere konu olmuş, “Sovyet Yazarlar Birliği”yle ilişkisi kesilmiştir II Dünya Savaşı yıllarında şair savaş ve barış konularına yönelir Savaş zamanının acıları, heyecanları şiirlerinde yansır


Anna Ahmatova bugün klasik anlamda parlak, incelmiş ve yetkin bir şiirsel biçim ustası sayılmaktadır Şairin Doğu Avrupa dillerinden şiir çevirileri ve şiir üzerine incelemeleri vardır Ahmatova’nın şiirlerinin yabancı dile çevrilmesi ülkesi dışında da tanınmasını sağlamıştır 1966 yılında öldü

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Anna Ahmatova ( 1889)

Eski 01-25-2013   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Anna Ahmatova ( 1889)





Anna Ahmatova,asıl adı ANNA ANDREYEVNA GORENKO (d23 Haziran 1889,Bolşoy Fontan,Odessa,Ukrayna,- ö5 Mart 1966,Domodedovo,Moskova yakınları)Rus edebiyatının önde gelen kadın şairlerinden

Onbir yaşında şiir yazmaya başlayan Ahmatova,21 yaşında Akmeist şairler grubuna katıldı1910'da grubun önderi Nikolay Gumilyov'la evlendiama 1918'de boşandıAkmeistler ,dergileri Apollon'da (1909-17) simgeciliğin anlam belirsizliklerine ve yapmacıklarına karşı çıkarak bunların yerine "güzel duruluğu " ,özlülüğü yalınlığı ve biçim yetkinliğini getirmeyi amaçlamışlardıAhmatova'nın daha ilk şiirleri bile bu nitelikler bakımından kusursuzduİlk kitapları Veçer (1912;Akşam) ve özellikle de Çiotki ile (1914;Güldeste) adını duyurduŞiirleri öz yaşantıdan ,hatta itiraflardan kaynaklanan şiir tarzının en güzel örneklerini oluştururken bir yandan da sanatsal ve duygusal bütünlükleriyle evrensel bir ekti gücüne ulaşıyorduAna motifi olan aşk,bütünüyle kendine özgü bir ses tonlaması ve yoğun kadınsı vurgularla dile getirdiği ,çoğu kez sorunlu ve trajik bir aştı

Ahmatova daha sonraki yıllarda ana temasına,kişisel yoğunluktan ya da sanat bilincinden ödün vermeksizin,yurttaşılk,yurtseverlik ve din motiflerini de kattıSanatçılığı ve yararlandığı malzeme üzerinde gittikçe artan denetimi özellikle Belaya Staya (1917,Beyaz Sürü) ,Podorojnik (1921;Sinirotu)ve Anno Domini MCMXXI (1922;İsa'dan sonra MCMXXI Yılı)gibi yapıtlarında belirginleşirİşlediği konulara çeşitlilik kazandırdığı halde resmi Sovyet eleştirmenlerince "burjuva ve aristokrat" olarak nitelendiŞiirini aşk ve Tanrı'yla sınırlandırdığı ileri sürülerek yarı rahibe yarı fahişe olmakla suçlandı1921'de eski kocası Gumilyov'un Sovyet aleyhtarı komploya (Tagantsev davası) katılmak suçundan idam edilmesi Ahmatova'nın durumunu daha da güçleştirdi1923'te şiir yazmayı hemen hemen bütünüyle bıraktığı ve edebiyat çevrelerince dışlandığı bir döneme girdi1940'a değin Sovyetler Birliğinde hiçbir şiiri yayınlanmadıO yıl aylık edebiyat dergisi Zvezda'da (Yıldız) birkaç şiiri çıktı ve önceki yapıtlarından seçmeleri içeren İz Şeşti knig (Altın Kitaptan ) adlı bir kitabı yayımlandıAncak kitap birkaç ay sonra birdenbire satıştan da,kütüphanelerden de kaldırıldıBununla birlikte Eylül 1941'de Alman işgali başlayınca Leningrad (bugün Petersburg) kadınlarına coşturucu bir radyo yayını yapmasına izin verildiHemen sonra Taşkent'e götürülen Ahmatova,şiirlerini hastanedeki askerlere okudusavaştan esinlenen birkaç lirik şiir de yayımladı1943'te Taşkent'te lirik şiirlerinden seçmeler içeren bir kitapçık çıkardıSavaşın sonunda Leningrad'a döndüşiirlerini okudu,yapıtlarının geniş bir basımının yapılması için harekete geçildi

Ağustos 1946'da Ahmatova Komünist Parti Merkez Komitesi tarafından sert bir biçimde "erotik,gizemci ve siyasal yönden duyarsız " olmakla suçlandıŞiirleri "Sovyet halkına yabancı" bulunarak kınandı ve bir kez daha,üstelik de Politbüro üyesi Andrey Jdanov'dan "fahişe-rahibe"damgasını yediSovyet Yazarlar Birliğinden atıldıbir şiir kitabı baskıdayken imha edildiüç yıl boyunca da hiçbir yapıtı yayımlanmadı

1950'de haftalık resimli dergi Ogonyok'un (Küçük Işık) birkaç sayısında Iz Tsikla "Slava miru " (Barışa Övgü Dizisinden ) başlığı altında Ahmatova'nın Stalin'i ve Sovyet konünizmini öven bazı şiirleri yayımlandıSovyet yönetimiyle bu beklenmedik uzlaşmanın temelinde Stalin'in gözünde yeniden saygınlık kazanarak,1949'da tutuklanıp Sibirya'ya sürülen oğlu Lev Gumiloy'un özgürlüğüne kovuşturması amacının yattığı ileri sürülürBu şiirlerin tonu,Ahmatova'nın 1935-40 arasında,oğlunun 1937'deki başka bir tutukluluğundan duyduğu acıyla yazdığı,etkileyici ve evrensel nitelikteki lirik şiirler dizisi Rekviem'den (Ağıt) çok farklıdırSovyet halkının Stalin'in şiddet yılları boyunca çektiklerinin şiirsel bir anıtı olan bu başyapıt,Sovyetler Birliğinde hiçbir zaman yayımlanmadı



Stalinin ölümünden sonra,kültür yaşamında "buzların çözülmesi" döneminde Ahmatova saygınlığını giderek yeniden kazandı1958'de içinde bazı çevirilerinin de bulunduğu küçük bir şiir kitabı yayımlandıBu tarihten sonra Puşkin üzerine yazdığı başarılı denemelerinden bazılarına da yer verdiği yapıtlarının birkaç basımı yapıldı(1961,1965,1976'da iki kez,1977)ancak bu basımlardan hiçbiri Ahmatova'nın edebiyat ürünlerinin tümünü kapsamazAhmatova'nın 1940-62 arasında üzerinde sürekli çalıştığı en uzun yapıtı Poema bez geroya ( Kahramansız Şiirler)1976'ya değin Sovyetler Birliğin'de yayımlanmadıBu güç ve karmaşık yapıt,Ahmatova'nın kendi felsefesi yaşamının anlamı ve şiirsel yaratımı üzerine son sözlerinin güçlü lirik bir özetidirçoğu kişi tarafından 20yüzyılın en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilirYapıt edebiyatla yaşam arasındaki sınırları hafifçe belirsizleştirerek simgecilik,alegori ve otobiyografiyi birleştirir ve genç bir şairin kendini öldürmesini merkez alan bir trajedinin çevresinde zaman,şiir acı çekme ve kendini olumlama gibi temaları ustalıkla örer

Ahmatova'nın şiiri temelde lirik ve kişiseldirklasik ölçülülükle yoğun duyguları kaynaştırırBaşarısız geçen ikinci evliliği de içinde olmak üzere,çoğunlukla sorunlu ve mutsuz ilişkilerini yansıtan çeşitli aşk duygularını dile getirirCesur ve son derece bireysel,ama sıkıca denetlenmiş düş gücüyetkin sözsel müziği içe işleyici bir yalınlık ve incelikle yoğrulmuş şiirsel söyleyişi onun sanatının başlıca özellikleridir

Ahmatova,Victor Hugo,Rabindranath Tagore ve Leopardi'den,çeşitli Ermeni ve Koreli şairlerden yetkin çeviriler de yaptıSimgeci yazar Aleksandr Blok,ressam Amedeo Modigliani ve dostu Akmeist şair Osip Mandelştam üstüne duygulu ,kişisel anılar yazdı

1964'te İtalya'da verilen uluslararası şiir ödülü Etna-Taormina'yı kazanan Ahmatova,1965'te de Oxford Üniversitesinden onursal doktorluk unvanı aldıÖdül törenlerine katılmak üzere Sicilya ve İngiltereye yaptığı yolculuklarla 1912'den beri ilk kez ülke dışına çıkmış olduAhmatova'nın yapıtları birçok dile çevrildiönemi,ölümünden sonra da uluslararası düzeyde artmaya devam ettiTürkçede ,Seçilmiş Şiirler (1984) ve Yaban Balı Özgürlük Kokar (1985) adıyla iki yapıtı yayımlanmıştır

Kaynak;AnaBritannica cilt 1 sayfa 203 frmsinsinet için derlenmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Anna Ahmatova ( 1889)

Eski 01-25-2013   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Anna Ahmatova ( 1889)



1914
Daha az girebilirdin düşlerime
Nasılsa sık sık buluşuyoruz
Ama yalnız karanlığın tapınağından sen
Hüzünlü, heyecanlı ve sevecensin
Bir de orda ne adımı şaşırıyorsun
Ne de burda yaptığın gibi
Gögüs geçiriyorsun


1914 / Anna Ahmatova
Anna Ahmatova





Aynı Bardaktan
Aynı bardaktan içmeyeceğiz,
Ne suyu,ne tatlı şarabı,
Şafakta öpüşmeyeceğiz
Ve akşam çöktüğünde pencereden bakmayacağız

Sen güneşle soluklanıyorsun ben ay ile
Ama aynı aşkla yanıyoruz ikimiz de

Benim yanımda sadık,sevgili yarim,
Senin yanında neşeli eşin,
Ama okuyorum gri gözlerindeki korkuyu
Çünkü sensin acım
O arada bir buluşmalarımız bundan böyle
Daha bir aradabir olsun
Gönlümüz rahat olsun,o zavallı gönlümüz

Şiirlerimde yalnız senin sesin var
Senin şiirlerinde,biliyorum benim soluğum esiyor
Ah bir ateş ki cesareti yok
Ne unutuşa,ne korkuya dokunmaya
Bir bilsen nasıl seviyorum şu an
O kuru dudaklarını,gül rengi!


(çev: Güneş Acar)
Anna Ahmatova







Bilmiyorum, Yaşamakta mısın,Öldün mü?


Bilmiyorum,yaşamakta mısın,öldün mü?
Dünyada bir yerlerde bulabilir miyim seni
Yoksa,akşamın yaslı karanlığında
Bir ölüyü mü düşünmeli

Her şey senin için:Gün boyunca dualarım
Uyuşturan ateşi uykusuz gecelerin;
Şiirlerimin beyaz sürüsü,
Ve mavi yangını gözlerimin

Hiç kimse daha yakın olmadı bana,
Hiç kimse böylesine üzmedi beni,
Acıya salıp gidenler bile,
Okşayıp bırakanlar hatta
(çeviren:Ataol Behramoğlu)
Anna Ahmatova







Mektubumu Buruşturup Atma Canım


Mektubumu buruşturup atma canım,
Sonuna kadar oku dostum, mektubumu
Sıkıldım bu durumdan, hep sıradan,
Hep yabancı olmuşum senin yoluna çıkan

Böyle bakma, öfkeli kaşlarını çatıp,
Sevgilinim ben, seninim ben
Ne bir çoban kızı, ne bir kraliçe,
Ne de bir rahibeyim artık sayende

Günlük giydiğim bu gri elbiseyle,
Yıpranmış ökçeli ayakkabılar içinde
Ancak eskisi gibi ihtiras dolu özlemim,
Kocaman gözlerimde aynı korku var

Mektubumu buruşturup atma canım
Saklı kalacak yalan üzerinde akmasın gözyaşın
Sen şu fakir bez çantanın içinde,
Mektubumu en derin bölmeye yerleştir
1912

Çeviren:
Melaike Hüseyin
Anna Ahmatova



Ne Çok İsteği Var Tatlı Yârin!


Ne çok isteği var tatlı yârin!

İsteksizdir elbet aşksız insan

Sevinç duyarım suyun sâkin

Saydam buz altında kalışından



Ve atların buza – yardım et Tanrı’m! –

O aydınlık ve kırılgan olan,

Sakla, sende kalsın mektuplarım,

Gelecek’tir bizi yargılayan



Açık, apaçık olman için ve

Bilge görünmen için onlara,

Senin o şanslı yaşamöykünde

Hiç yer verilir mi boşluklara?



Her nimet tatlıdır bu dünyada

Sıkı dokunmuştur ağları aşkın

Benim adımı ders kitabında

Çocuklar okusun, farkına varsın,



Bıyık altından gülümsesinler,

Bu hazin öyküyü öğrenince…

Aşk ve huzur vermedin, bu sefer

Acı bir şöhret ver, hiç değilse



1913

Anna AHMATOVA

Çeviri: Kanşaubiy MİZİEV - Ahmet NECDET
Anna Ahmatova



Requiem


On yedi aydır feryat ediyor,
Seni eve çağırıyorum
Celladının ayaklarına da kapandım,
Sen hem oğlum hem de felaketimsin
Herşey sonsuz bir kargaşa içinde
Ve ben kimin hayvan, kimin insan
Olduğunu artık çözemez oldum
İnfazını bekleyişim
Daha ne kadar sürecek,
Öngöremiyorum
Görkemli çiçekler etrafta, çan sesleri
Ve hiçbir yere uzanan ayak izleri
Koskoca bir yıldız, gözlerimin içine
Bakarak, yakın bir ölümü vaat etmekte
1939
Çeviren:
Melaike Hüseyin
Anna Ahmatova



Son Kadeh


Yıkılmış yuvama kaldırıyorum kadehimi
Kin , öfke dolu hayatıma
Yalnızlığına ikimizin
ve sana kaldırıyorum
Yalanına bana ihanet eden dudaklarımın
Gözlerindeki ölü soğukluğuna
Hayatın bu kadar acımasız , kaba oluşuna
Ve kurtarmamasına bizi tanrının

1934
Anna Ahmatova



Son Karşılaşmanın Şarkısı


Buzdan bir el kalbimi sıkıştırıyordu sanki

Ama bir düşte yürüyor gibiydim;

Sağ elimin eldivenini

Çıkarıp sol elime giydim



Bitmez tükenmez gibi geldiler bana

Oysa topu topu üç taneydi basamaklar

“Benimle öl” diye fısıldadı

Akçaağaçların arasından sonbahar



“Aldatıldım ben Üzgünüm

Uçarı, kötü yazgım aldattı beni…”

Dedim ki “Ben de, ben de öyleyim

Ölürüm… Ölürüm seninle sevgili



Son karşılaşmanın şarkısıydı bu

Dönüp bir kez daha baktım karanlık eve;

Yatak odasının penceresinde

Mumlar, kayıtsız, sarı bir ışıkla parlıyordu…

1911



Anna AHMATOVA

Çeviri: Ataol BEHRAMOĞLU
Anna Ahmatova







Taş Bir Sözcük Düştü Parçalandı


Taş bir sözcük düştü parçalandı

Henüz yaşayan göğsümde

Zararı yok, ben zaten hazırdım

Gelirim bunun da üstesinden

Başımda işim çok bugün:

Belleği sonuna değin öldürmek gerek,

Taşlaşması gerek ruhun

Ve yaşamayı yeniden öğrenmek

İşte… Yazın hışırdayan sıcak soluğu

Bayram gibi sarıyor pencereyi

Ben çoktan sezmiştim bu

Aydınlık günü ve boş evi



Anna AHMATOVA

Çeviri: Azer YARAN
Anna Ahmatova

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.