Bulutlardan Gelen Savaşçı

Eski 03-16-2012   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Bulutlardan Gelen Savaşçı



Bulutlardan Gelen Savaşçı




Bu aktaracağım olay da savaş yıllarına ait bir olaydır Savaş sıralarında çok sıkıştırılan ve pek çok ülkede yaşanmış, yardıma muhtaç kimselerin yaşadığı olaylardan bir tanesi de budur Yakın tarihteki Kıbrıs Savaşında bile, şimdi aktaracağım türden öyküler anlatılmıştır Fakat, bu öykülerin gerçeklik değerini, araştırılmadığı için, bilemiyoruz Araştırılmaya değmez miydi? Araştırılmadı ki, değer mi, değmez mi, bilinsin Öykü olarak dinlenilip geçildi! İnsan olarak beynimizin hala onda birini kullanabilenlerimizin ne kadar az olduğunu biliyoruz Bu sayının artırılması ve bu yüzdenin yükseltilmesi, herhalde asıl benliğimize araçlık yapan maddesel beden dışına taşabilmeden mümkün olamaz Çünkü kalıcı olan asılla değil; fani olan araçla uğraşıyoruz hep! savaşların gereği de olsa, düşmana hücum eden hayaletler, hayalet ordular, genellikle savaşlarda vardır Ama bunlar, hangi koşulların işidir bilemiyoruz İşte bu bilinmeyenlerden bir tanesi de, Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanmıştır 28 Ağustos 1914 tarihinde, yani savaşın başlarında, Mons’ta cereyan etmiştir

İngiliz hasta bakıcılarından Phyllis Camphell, bir cephe hastanesinde çalışırken, bütün askerlerin, ansızın, bir hayalden söz ettiklerini duymuştu Olayın ayrıntılarını, daha sonraları, bir İngiliz topçusundan dinlemişti Bağlı oldukları birlik, Alman Ordusuna karşı bir tepeyi savunuyordu Ama, ellerindeki toplar, hücumu geri püskürtmek için yeterli değildi Askerler, tüm umutlarını kaybetmek üzereyken, düşman hatları üzerinde bir parlak bulut belirdi: Sonra bu parlaklık, giderek kayboldu İngilizler, beyaz ata binmiş, zırhlı, dev bir şövalye gördüler: Şövalyenin başında miğfer olmadığından, adamın uzun, sarı saçları açıkça görülüyordu! Elindeki kılıcı kaldırarak, Alman süvarilerine doğru sallayınca, Alman süvarileri bir an duraksayıp, sonra paniğe kapıldılar ve geriye dönüp kaçmağa başladılar! Topçular da bu anlaşılmaz değişiklikten yararlanıp, yeniden ateşe başladılar Bu arada takviye birlikleri de yetişti ve Almanların peşlerine düştüler Sarışın şövalyeyi bir daha kimse görmedi!

Phyllis Camphell, bu öyküyü, değişik kişilerden defalarca dinledi Askerlere sorular sorup ayrıntılarına kadar öğrendi Askerler, bulundukları yere göre, hayalet şövalyeyi, ya sağlarından ya da sollarından görmüşlerdi Hepsinin de dikkatini çeken, adamın, uzun sarı saçları ve altın gibi parlayan zırhıydı! Fakat kimse, hayaletin ne zaman kaybolduğunun farkında değildi! Phyllis Camphell, bu öyküyü, memleketinde de sık sık anlattı ve olay, tüm İngiltere’ye yayıldı Phyllis Camphell, sözü edilen savaş sıralarında, Potsdam Hastanesinde çalışmış bulunan bir Alman hemşiresiyle tanıştı Bu Alman hemşire de aynı öyküyü, yararlı Alman askerlerinden dinlemişti!

Alman subaylarından biri, ona, emrindeki alaya, İngilizler’in elindeki küçük tepeye hücum etmelerini emrettiğini ve tam alay hücuma geçerken, havada acayip bir şeylerin belirdiğini; sonra bunların, beyaz bir ata binmiş dev bir şövalyeye dönüştüğünü anlatmıştı! Adamın üzerinde zırh vardı ve kılıcını havaya kaldırmıştı! Bugün bile Mons’ta, bu kutsal şövalyeyi hatırlayan İngilizlere rastlamak olasıdır Onun, Kutsal George olduğuna inananlar da vardır Bu inanca katılmayanlar, zırhlı, uzun sarı saçlı, eli kılıçlı şövalyeyi gördüklerini itiraftan kaçınmazlar

Dosta da, düşmana da hayal gördüren bu olay da mı, “toplu halüsinasyon” sınıfındandır?! Haydi diyelim ki, toplu halüsinasyondur Düşman nasıl bu duyguya kapılabilmiştir, sorulmaz mı? Diyelim ki, savaşların oluşturduğu bir haletin gereğidir bu Çünkü hemen hemen her savaşta bu tür öyküler anlatılagelmiştir Fakat, ne biçim bir savaş haleti gereğidir ki, kazanacak tarafa kaybettiriyor: Kaybedecek tarafa da savaş kazandırıyor! Çağımızın bilimi, eliyle tutabildiğinin peşinde! Gözlerin gördüğünü, görülmüş saymıyor! Bu tutuma ne diyelim? Ötelere uzanmak tembelliği mi? Öteler hakkındaki peşin yargı bağnazlığı mı?

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.