|
|
Konu Araçları |
açıldı, boğazı, çelebinin, evliya, istanbul, kaleminden |
Evliya Çelebi'nin Kaleminden: İstanbul Boğazı Nasıl Açıldı? |
05-02-2011 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Evliya Çelebi'nin Kaleminden: İstanbul Boğazı Nasıl Açıldı?“İstanbul Boğazı, daha meşhur ismiyle Boğaziçi nasıl oluştu?” Bu soru yüzyıllardır bilim dünyasını meşgul etmiştir Günümüzde uzmanlar, İstanbul Boğazı açılmadan önce Karadeniz’in küçük bir tatlı su gölü olduğunu belirtmektedirler Ama İstanbul Boğazı’nın insan gücüyle mi yoksa kendiliğinden mi oluştuğu sorusuna henüz bir cevap verilememiştir İnsan gücüyle açılan Süveyş Kanalı ve Panama Kanalı, uzun mesafeleri kısaltmıştır; ancak İstanbul ve Cebelitarık boğazının açılması daha eski çağlarda olduğundan bunlar hakkında arkeolojik çalışmalar yapılmaktadır Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, İstanbul Boğazı’nı ve Cebelitarık Boğazı’nı İskender-i Zülkarneyn ve onun ordusunda bulunan Hızır Aleyhisselam’ın açtırdıkları anlatılmaktadır Ayrıca, Üsküdar ile Sarayburnu arasında çok mamur bir şehrin olduğu ve bu şehrin İstanbul Boğazı’nın patlamasıyla sular altında kaldığı da aktarılır Evliya Çelebi, İstanbul ve Cebelitarık boğazlarının açılışını şu şekilde anlatmaktadır: “Allahü Teâlâ, yeryüzünü bugünkü şekline koymak için İskender-i Zülkarneyn'i yarattı Zira “Cenâb-ı Allah bir şey murad ederse, sebebini hazır eder” âyeti üzere, Âdem (as)'ın dünyaya gelişinden 5079 yıl sonra yeryüzünde İskender-i Kübra padişah oldu Bütün hükümdarlar ona itaat ettiler Fakat Yunanlıların Makedonya ve İzmirne sahibi Kaydâfe, İskender'e itaat etmeyip, kuvvetli bir hasım oldu İskender, Kaydâfe'ye bir türlü galip gelemiyordu Sonunda İskender, seyahat maksadıyla gizlice Kaydâfe'nin ülkesine ayakbastı Kaydâfe’nin divanına girdi Onun hal ve hareketini araştırırken, Allah'ın hikmeti, Kaydâfe’nin askerleri İskender'i tanıdılar Onu yakalayıp Kaydâfe’nin huzuruna getirdiler Kaydâfe, daha önce İskender'in resmini yaptırmış olduğundan, onu hemen tanıdı ve hapse attırdı İskender, uzun zaman hapiste kaldı Sonra Kaydâfe, İskender’i hapisten çıkarttı Kendisi ile savaş etmeyeceğine ve kılıç çekmeyeceğine dair İskender’e yemin ettirip onu serbest bıraktı “İskender, oradan Elburz Dağı eteğinde hükümet merkezi olan Irak Daviyân'a geldi Bütün bilginleri toplayıp bir görüşme yaptı Vezirleri: ‘Pâdişâhım, Kaydâfe denilen o kadının ne haysiyeti ola! Denizler gibi asker ile üzerine gidip vilâyetini harab edip, halkını kılıçtan geçirip, ciğerlerini kebap edelim’ dediler İskender onlara: ‘Kerim olan verdiği sözünde durur Kaydâfe beni hapisten çıkardığında, üzerine asker göndermemeye ve kılıç çekmemeye söz verip yemin ettim Buna bir çare verin ki, Kaydâfe’den intikam alalım’ diye cevap verdi O anda hemen Hızır (as): ‘Ey İskender! Eğer Kaydâfe’den intikam alalım dersen, savaş yapmaya bile lüzum yok Hemen Karadeniz'i Makedonya yakınından kesip, Akdeniz'e akıtalım Kaydâfe’nin bütün ülkesini suya boğar ve intikamını alırsın Böylece ettiğin yemin ve verdiğin sözünde de durmuş olursun’ dedi İskender'in bütün bilginleri: ‘Allah mübarek eyleye, Allah'ın ilhamı ile en güzel çare bu ola’ diyerek karar verdiler Derhal bilginler, hocalar ve mühendisler Karadeniz ile Akdeniz'in yüksekliğini ölçtüler Karadeniz daha yüksek idi Yedi yüz bin, dağ deviren işçi toplandı Karadeniz'in suyunun kesilmesine başlandı Bütün bu işlere Hazret-i Hızır bakıyordu Zira Hazret-i Hızır, İskender-i Zülkarneyn’in ordusunda asker idi “İskender ile karanlıklara varıp, âb-ı hayatı (Hayat suyu = ölümsüzlük) içmek Hızır'a nasib oldu Hâlâ zinde durumdadır Hazret-i Musa ile arkadaş olduğuna dair Kur'an-ı Kerim'de âyet vardır Hâlâ deniz işlerinde memurdur Karadeniz'in Akdeniz'e karıştırılmasına sebep, Hızır Nebî olmuştur Bu çalışma, üç sene sürdü Neticede boğaz açıldı ve Kaydâfe'nin şehirlerinden Makedonya'yı, Eski İstanbul'u, Yoruz Kalesi’ni ve yedi yüz kadar şehri su basıp askerinden bir kişi bile kurtulamadı Bu meşhur kıssa daha sonraları bir beyitte şöyle yer almış: Fırsatında düşmana veren amân / Kaydâfe gibi olıser bî-güman “O asırda Karadeniz ile Akdeniz arasında binlerce köy ve kasaba ve büyük şehirler vardı İstanbul'un Sarayburnu ile Üsküdar arasında Makedonya şehri vardı Yedi yüz ılıcalı büyük bir şehir idi Suda kaybolmuş, İskender-i Kübra da böylece Kaydâfe’den intikam almıştı Sarayburnu'nda Makedonya şehrini hemen onarmaya başladı O zamandan beri Macar ülkeleri Sirem ve Semendire sahraları, Leh, Çeh, Kırım, Kamer el-Kam, Kıpçak ve Heyhat vadileri denizden uzaklaştı Hepsi İrem bahçeleri gibi gönül açıcı yerler oldu İnsanoğlu ve hayvanlar için otluk ve ekilir yerler oldu “Büyük İskender, Makedonya'yı hükümet merkezi yaptı Sonra yine Allah'ın emri ile Akdeniz'in Septe Boğazı (Cebelitarık) olan yeri de açıp, Akdeniz'i okyanusa akıttı Yunanca'da Okyanus Denizi derler Arap dilinde Muhit Denizi (Bahr-i Muhit) denir” Yedikıta Dergisi
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|