|  | Hacı Ahmed Siyahi Hayatı |  | 
|  03-20-2014 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Hacı Ahmed Siyahi HayatıHACI AHMED SİYAHİ Hacı Ahmed Siyahi,on dokuzuncu yüzyılda Anadolu'da yetişen evliyadan  Nakşibendiyye'nin Halidiyye kolunun Kastamonu'da kurucusu oldu  Mevlana Halid-i Bağdadi'nin halifelerindendir  Sa'di tarikatı dervişlerinden Demirci Ahmed Babanın oğludur  Siyah sarık sardığı için Siyahi diye anılmıştır  1777 ( H  1191) senesinde Kastamonu'da doğdu  1874 (H  1291) senesinde Kastamonu'da vefat etti  Kastamonu'nun Kırkçeşme Mahallesinde ve Ahmed Dede Caddesindeki evde doğan Ahmed Siyahi ,Kur-an-ı Kerim okumayı devrin zahid ve abidlerinden olan Saban Efendiden öğrendi  İlk tahsilini Mustafa Efendi namınd bir zattan gördü  Amasyalı Uzun Ali Efendinin ders halkasına dahil olup ilmini genişletti  Ulemadan ve Nakşibendiyye yolu büyüklerinden olan Hoca Numan Efendiden ve Buhari Abdülaziz Efendiden ilim öğrendi  İlim ve fazilet ufku genişledikçe tahsile olan şevki de arttı  Amasya'ya giderek Hacı Piyes'ten mantık,,Hoca Mehmed Caniki'den tefsir ve diğer ilimleri tahsil etti  Nakşibendiyye yolu ileri gelenlerinden Şeyh Hicabi'nin sohbetlerinde bulunup,feyz aldı  Bu hocalardan icazet aldıktan sonra Çorum'a gitti  Yusuf Bahri'den hadis ilmi öğrendi  Akranları arasında Hafız-ı Hadis ünvanını aldı  Daha sonra tekrar Kastamonu'ya döndü  Bu sırada meşhur Ayaklı Kütüphanenin en yüksek talebelerinden Müderris Hoca Osman Efendiden tefsir,meani kelam okudu  Birkaç defa Çerkeş'e giderek Halvetiyye yolu ile gelenlerinden Şeyh Mustafa Efendinin sohbetlerinde bulundu  Şeyh Mustafa Efendi; "Senin feyzine sebeb olan zatın ismi Halid olacak  Onu ara!" diye tavsiyede bulundu  Kendisini irşad edecek olan Halid isminde zatı aramaya başladı  Karadan hacca gitmek üzere yola çıktı  Şam'a vardığı zaman Nakşibendiyye yolunun büyüklüğü olan Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin sohbetinde bulunup onun talebesi oldu  Mevlana Halid-i Bağdadi ile birlikte hacca gitti  Başına siyah  sarığı için hocası ona Siyahi lakabını verdi  Bundan sonra bu lakabla anılan Ahmed Efendi,Hacı Ahmed Siyahi diye meşhur oldu  Hac ibadetini ifa ettikten sonra Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleriyle birlikte Şam'a döndü  Bir müddet Şam'da kalıp hocası ona insanlara Allahü tealanın emir ve yasaklarını anlatmak hususunda icazet verdi  1827 (H  1242) senesinde Kastamonu'ya döndü  Abdülbaki Medresesi müderrisliğine tayin olundu  Bir taraftan talebelere ilim öğretirken diğer taraftan insanlara Allahü tealanın emir ve yasaklarını anlattı  Mertoğlu isminde hayırsever bir zengin evini medrese haline getirip Hacı Ahmed Siyahi hazretlerinin emrine verdi  Mertoğlu Medresesi veya Hacı Ahmed Efendi Medresesi diye adlandırılan bu medresede  ilim okuttu  Kastamonu Valisi Sami Bekir Paşanın teberrü ve himmetiyle bu medreseye ilave yapılarak bir tarafı dergah haline getirildi  Hacı Ahmed Siyahi Efendi pekçok talebe yetiştirdi  Tasavvuf yolunda yetiştirilip icazet verdiği talebeleri şunlardır; Oğulları Abdülaziz ve Seyyid Ahmed Hicabi  Benli Sultan Şeyhi Şani Efendi  Sinop Müftüsü Hafız Ali Lütfi Efendi  Hacı Mehmed Hulusi Efendi  Namazgah Medresesi Müderrisi Hacı Mustafa Efendi  İnebolu'nun Abana nahiyesinden Şeyh Ahmed Efendi  Kastamonu Reisü'l -kurrası,Hafız Hasan Efendi  Ma'rüfi -zade Hafız Hasan Efendi  Pek çok kerametleri görülen Hacı Ahmed Siyahi hazretleri ömrünün sonuna kadar ilim öğretti  talebe yetiştirdi  İnsanlara Allahü tealanın emir ve yasaklarını anlatarak,onların bu dünyada ve ahirette kurtulmaları için çalıştı  1874 senesinde Kastamonu'da vefat etti  Cenaze namazında bütün Kastamonu'lular bulundu  Vasiyeti üzerine Çamurcuoğlu Hasan Ağa'dan intikal eden arsaya defnedildi  Kabrinin üzerine türbe yapılmaması nı vasiyet etti  Hacı Ahmed Siyahi'nin vefatı üzerine oğlu Seyyid Hicabi Efendi onun yerine geçti  Hacı Ahmed Siyahi buyurdu ki; Ey Oğul! Sana sadık dost lazımsa Allah dostlarıyla görüş  onların muhabbet meclislerine git  kardeşlik yaptğın kimseye,muhtaç olduğun malın fazlısını ver  Yahut onun nefsinle müsavi tut veya onun nefsine tercih et  Onun bir ihtiyacı varsa kendi şahsi mühim işlerin üzerine tercih eyle  Yanındayken veya gıyabında onun ayıp ve kusurlarını gizle  Evlat,akraba ve dostlarına muhabbet eyle  Kendi nefsinle beraber ona da dua eyle  Ölünceye kadar kardeşlikte ,dostluktüa sebat lazım olduğu gibi,öldükten sonra da evlat ve dostlarına dost olmak gibi haklara riayet eyle  Bütün insanlara halim,selim,mütavazi,güler yüzlü ve affedici olmaya ve güzel geçinmeye gayret eyle  Seni Allah'tan başkasıyla meşgul edecek olan dünyaya,yüksek mevkiye gönül bağlama  Zira nefis ve heva ,şeytan ve dünya insanın dört tane düşmanıdır  Herbirinin harb aletleri ve mağlubiyet sebepleri vardır  Nefsin silahı tokluk  hapishanesi açlıktır  Hevanın silahı çok konuşmak,susmak ve sükut etmek ise zindanıdır  Dünyanın silahı,insanlar ile çok görüşmek,hapsi ise köşeye çekilmek ve karışmamaktır  Şeytanın silahı gaflet ve unutkanlıktır  Kurtarıcısı Allahı düşünmek ve Allah ismini anmaktır  " Kaynak;Yeni Rehber Ansiklopedisi 8 cilt 196-197 sayfa frmsinsi  net için yazılmıştır   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |