Bükemediğin Bileği Öpeceksin |
12-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bükemediğin Bileği ÖpeceksinBÜKEMEDİĞİN BİLEĞİ ÖPECEKSİN! Özlem ÇAKIR İNSANKAYNAKLARİ Geçenlerde televizyonumu uzun zamandan beri merak ettiğim yeni albümü çıkmış eğitimli güzel sesli bakımlı fiziken çok zarif ve güzel bir Türk Sanat Müziği sanatçısını tanımak ve dinlemek için açtım Nazik hanım Türkiye’nin yakından tanıdığı şirin tavırlarıyla halkın beğenisini toplamış güzel meşhur geçimini sinema oyunculuğu ve şarkıcılıkla sağlayan bir hanımın programına konuktu Konuk sanatçı sarkısını tamamladı Stüdyodaki seyirci büyük beğeniyle sanatçıyı alkışladı Program sunucusu olan hanımefendi şaşkın Şaşkın çünkü kendisinden daha güzel daha iyi ve eğitilmiş sesli bir sanatçı ile karşı karşıya Her zaman her konuğuna iltifat yağdıran hanımefendi bir anda başka bir insan oluveriyor Konuk sanatçının şarkısını iddiali çıkış tarzını eleştiriyor onun hocalarından kendisinin de ders aldığını söylüyor Şaka yollu hanımefendiyi iğneliyor Sunucunun duruşuyla yüz ifadesiyle konuşmalarıyla kıskançlığın tüm bedenini sarmış olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliyorum İki gün sonra benim gözlemlediğim gibi bir gazetede yazan televizyon eleştirmeni de bu durumu gözlemlemiş olacak ki yazısında programın sunucusunun kıskançlığının alenen fark edildiğini yazmıştı O anda şarkılardan kopup düşünmeye başladım Neden biz başarıyı başarılı olanı bizden daha iyi olanı kıskanırız? Başarılı olanları aşağı çekmeye çalışırız? Sözle saldırı başarıyı tokatlamaya yetmez ise neden fiziken saldırırız? Son Fenerbahçe-Galatatasaray maçı buna iyi bir örnek değil mi? Ne kadar fanatik taraftar olursan ol değer mi kaybeden taraf olduğun için birisinin canına kastedecek kadar saldırgan olmaya? Yaralanmaya? Değer mi küfür etmeye? Değer mi tutuklanmaya? Değer mi bizi evimizde bekleyen ailemize kaygılı ve kötü anlar yaşatmaya? Değer mi genç futbol severlere kötü örnek olmaya? Değer mi bize barbar ve saldırgan diyen batı dünyasına bu fotoğrafları yansıtmaya? Mümin Sekman’ın ‘Türk Usulü Başarı’ adlı kitabında Ankara ili ve çevresinde yapılan bir araştırmanın Türk milletinin aktif agresif eğilimler taşıdığını; ancak bu eğilimlerin eğitim ve kültür düzeyinin yükselmesiyle yerini edilgen agresif anlayışına bıraktığını okumuştum Aynı araştırmada agresif eğilimlerin en çok köylülerde şöförlerde ve gecekondularda oturanlarda görüldüğü kaydedilmiş Karaborsa da biletlerinin 500 milyondan satıldığı bir derbi maçında acaba ne kadar köylü şöför ve gecekonduda yaşayan insan vardı? Bunu düşünmek bile istemiyorum ama çıkan kavga şeref tribünündeydi Televizyonda bırakın bilerek provokasyonun yapıldığı programları en ciddi en kaliteli sohbet programlarında dahi insanların yenilgi karşısında saldırgan olduğunu görüyoruz Siz artık hangi eğitim ve kültür seviyesinden insanların saldırgan bir tavır içerisinde olduğunu bir düşünün Her zaman benden daha güzeli daha iyisi daha başarılısı daha genci daha dinamiği daha akıllısı daha zekisi daha varlıklısı daha şanslısı daha sempatiği daha sevileni daha sayılanı daha sağlıklısı daha mutlusu çıkabilir Olgunlukla kabul etmeliyim onu takdir etmeliyim onu alkışlamalıyım ondan ne öğrenebilirim diye düşünmeliyim onunla kıskandığım için yarışmak yerine kendimle kendi hedeflerimle yarışmalıyım Başarıyı kıskanan ve kontrol edilemeyen bir kıskançlık neticesinde saldırgan olan kişiler bu olumsuz duygularla aslında en çok kendilerine zarar veriyorlar Halbuki Atalarımız ne kadar güzel söylemiş; ‘Bükemediğin bileği öpeceksin’ |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|