Aşık Edebiyatı Özellikleri |
12-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşık Edebiyatı ÖzellikleriAşık Edebiyatı Özellikleri aşık edebiyatı - koşma - koçaklama - semai - Destanların diğer özellikleri Âşık edebiyatının kaynağı, İslamiyet'in kabulünden önceki Sözlü Edebiyat'tır 15 yy'dan sonra gelişerek günümüze kadar ulaşmıştır Şiirini, aşk, doğa, kahramanlık gibi konularda, sazıyla birlikte söyleyen şairlere İslâm'dan önce "ozan", "baksı", "kam" "oyun" denilirken, İslâm'ın kabulünden sonra "âşık" ya da "saz[size="3"> şairi"]saz[/size] çalma ve şiir söyleme yeteneği olan kişilerdir Âşıklar, saz şairliğini usta âşıkların yanında öğrenir, sonra onlardan mahlâs alarak diyar diyar gezmeye, ellerinde saz şiirler söylemeye başlarlar Gelişme alanları arasında kahvehaneler, asker ocakları, kervansaraylar, bozahaneler, tekkeler, konaklar vardır Âşık, bilgi, duygu ve becerisini yaptığı atışmalarda gösterir Aşık şiiri diğer halk edebiyatı ürünleri gibi sözlü edebiyat ürünüdür 15yy'dan itibaren yazıya geçirilmeye başlanmıştırİlk olarak okuma yazma bilen kişilerce derlenerek 'cönk' adı verilen defterlere yazılmıştır âşık şiirleri Böylece şiirlerin zamanla unutulup kaybolması engellenmiştir Aşıklık geleneği Anadolu coğrafyasında bugün de canlı olarak yaşatılmaktadır Âşık Edebiyatı Özellikleri: 1)Aşık veya ozan denilen kişilerin, saz eşliğinde söyledikleri şiirlerden oluşur 2) Genelde sözlü olmasına rağmen şairler, şiirlerini "cönk" dedikleri defterlerde toplamışlardır 3) Şairler, sazlarını omuzlarına alarak köy köy, kasaba kasaba, şehirşehir dolaşmışlardır 4) Şiirlerde anlatım içten, canlı ve yalındır 5) Şairler, halkın içinden çıktığından halk dilini kullanmışlardır Bu sade dil 18 ve 19 yüzyıllarda bazı şairler tarafından Divan Edebiyatı'nın etkisinde kalmasıyla eski arılığını kaybetmiştir 6) Nazım birimi dörtlüktür 7) Koşma, semai, destan, varsağı gibi nazım şekilleri kullanılmıştır 8) Hece ölçüsünün 7'li, 8'li ve 11'li kalıplarına ağırlık verilmiştir 9) Aşk, tabiat, gurbet, ayrılık, ölüm, özlem, kıskançlık, yiğitlik, toplumun sorunları, insan davranışları, bunlarla ilgili eleştiriler konu olarak işlenmiştir 10) Şiirlerin son dörtlüğünde şairin adı veya mahlası geçer 11) Göz kafiyesi anlayışı yerine, kulak kafiyesine ağırlık verilmiştir Yani kafiye için aynı sesin kullanılmasına gerek yoktur Buna göre p/b , ç/ş, t/d, l/ n gibi seslerle de kafiye yapılmıştır 12) Genellikle yarım ve cinaslı kafiye kullanılmıştır 13) Benzetme (teşbih) ve kişileştirme (teşhis) dışında edebi sanatlara fazla yer verilmemiştir 14) Bazı ürünlerde yöresel özellikler görülür 15) Şiirler genellikle hazırlık olmaksızın irticalen yani içe doğduğu gibi söylenir 16) Divan Edebiyatı'nda görülün kalıplaşmış benzetmeler (mazmun) Halk Edebiyatı'nda da vardır Buna göre sevgili anlatılırken yeşil başlı ördek, inci diş, elma yanak, badem göz, kiraz dudak, keman kaş, sırma saç, selvi boy gibi benzetmeler kullanılmıştır 17) Divan Edebiyatı daha çok düşünceye önem verdiği için soyut bir edebiyattır Halk Edebiyatı'nda ise şair gördüğünü, yaşadığını anlatır Bu nedenle Aşık Edebiyatı, somut bir edebiyattır Ayrıca Divan Edebiyatı'nda sevgilinin tipi çizilir, adı söylenmez Halk Edebiyatı'nda ise sevgilinin adı (Elif, Ayşe) vardır 18) Şiirler, işlenen konulara göre "koçaklama, güzelleme, taşlama, ağıt" gibi adlar alır 19) Aşık Edebiyatı hayali olaylardan çok, gerçekçiliğin ön plana çıktığı bir edebiyattır Âşık Edebiyatı'nın yüzyıllara göre en önemli temsilcileri şunlardır: 16 yüzyıl: Köroğlu, Kul Mehmet, Aşık Garip, Aşık Kerem 17yüzyıl: Karacaoğlan, Kayıkçı Kul Mustafa, Aşık Ömer, Kuloğlu, Ercişli Emrah 18yüzyıl: Gevheri 19yüzyıl: Dertli, Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah, Bayburtlu Zihni, Seyrani, Ruhsati 20yüzyıl: Âşık Veysel, Âşık Ali İzzet, Âşık Murat Çobanoğlu, Âşık Reyhanî, Âşık Şeref Taşlıova NOT: 19 yüzyıl halk şairlerinden Dadaloğlu, Divan şiirinden etkilenmemiş, böylece aynı yüzyıldaki halk şairlerinden ayrı yol izlemiştir Aşık Edebiyatı Nazım Şekilleri Koşma Âşık Edebiyatı'nın en sevilen ve en yaygın olarak kullanılan şiir biçimidir Koşmalar genellikle lirik konularda söylenir Dörder mısralık bölümlerden oluşur Dörtlük sayısı genelde üç ile beş arasında değişir Altı dörtlükten oluşan koşmalar da vardır 11'li hece ölçüsüyle (6+5 ya da 4+4+3 duraklı olarak) yazılır/söylenir 4+3 ve 4+4 kalıbıyla söylenmiş koşmalar da vardır Sözlü Türk Edebiyatın'daki koşuk nazım şeklinin devamı niteliğindedir Koşmalarda değişik kafiye örgüleri kullanılır En yaygın kafiye örgüsü: abab cccb dddb cccb veya; aaab cccb dddb veya; xaxa bbbc ccca ddda şeklindedir Son dörtlükte şairin adı veya mahlası geçer Koşmalar konu yönünden Divan Edebiyatı'ndaki Gazel ve şarkı'ya benzer Türk Edebiyatı'nın tanınmış koşma şairleri Karacoğlan, Bayburtlu Zihni, Aşık Ömer ve Erzurumlu Emrah'tır Genellikle saz eşliğinde, ezgiyle söylenen koşmalar, ezginin niteliğine göre "Acemi koşması, Ankara koşması, topal koşma, kesik kerem" gibi türlere ayrılır Aşk ve doğa konularının yanı sıra, ayrılık, özlem, yalnızlık, gurbet, sıla, ölüm gibi temaları işler Koşmalar konularına göre dört çeşittir: a) Güzelleme: İnsan, hayvan ve tabiat güzelliklerinin anlatıldığı koşmalara denir En ünlü şairi Karacaoğlan (17 yy) dır b) Koçaklama: Yiğitçe bir anlatımla söylenen, kahramanlık ve savaş konulu koşmalardır Bu türün en başarılı sanatçıları Köroğlu (16 yy) ve Dadaloğlu (19yy)'dur c) Taşlama: Toplumun ve insanların eksik yönlerinin ele alınarak, bunların eleştirildiği koşmalardır Aynı konunun işlendiği şiirler Divan Edebiyatı'nda hiciv, Batı edebiyatında satir, çağdaş edebiyatta yergi olarak adlandırılır Bu türün ünlü ozanı Seyrani (19 yy)'dir d) Ağıt: Ölüm ve doğal afetler üzerine özel bir ezgiyle söylenen koşmalardır Ölüm konulu şiirlere Sözlü Türk Edebiyatı'nda Sagu, Divan Edebiyatı'nda Mersiye adı verilir Ayrıca bakınız>>>Koşma hakkında daha detaylı bilgi ve örnekler Semai Semai, "işitilerek öğrenilen şiir" demektir Âşık edebiyatının kimi yönlerden koşmaya benzeyen bir nazım biçimidir Semainin başlıca özellikleri şunlardır: 8'li hece ölçüsüyle söylenir Koşma gibi 3-6 dörtlükten oluşur Halk şiirinde aruzla söylenmiş semailer varsa da bunlar Divan şiirine özenen kimi ozanlar tarafından söylenmiştir Uyak düzeni koşmaya benzer Koşmada işlenen temalar ve konular semaide de işlenir Söyleyenleri bellidir Semainin de güzelleme, koçaklama, taşlama gibi türleri vardır Genellikle aşk ve doğa konusu işlenir Kafiye düzeni ve dörtlük sayısı bakımından Koşmaya benzer; fakat semailerde 8'li hece ölçüsü kullanılır Ayrıca semailerin kendine özgü bir de ezgisi vardır Karacoğlan'ın semaileri ünlüdür ÖRNEK SEMAİ: Karacaoğlan ELİF İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye Elif'in uğru nakışlı Yavru balaban bakışlı Yayla çiçeği kokuşlu Kokar Elif Elif diye Elif kaşlarını çatar Gamzesi bağrıma batar Ak elleri kalem tutar Yazar Elif Elif diye Evlerinin önü çardak Elif'in elinde bardak Sanki yeşil başlı ördek Yüzer Elif Elif diye Karac'oğlan eğmelerin Gönül sevmez değmelerin İliklenmiş düğmelerin Çözer Elif Elif diye Varsağı Güneydoğu Anadolu'da yaşayan Varsak boyu ozanlarınca söylenen şiirlere varsağı denilmiştir Çok yaygın olmayan bir nazım biçimidir, ölçüsü ve uyak düzeni semai gibidir (8'li ölçü, abab / cccb / dddb) özel bir ezgisi vardır Genellikle 3-5 dörtlükten oluşur Dörtlük sayısı daha fazla da olabilir Koşma ve semaide işlenen konu ve temalar varsağıda da işlenir Müziğinde ve sözlerinde meydan okuyan, babacan, erkekçe, yiğitçe bir hava duyulur Bu da dörtlüklerin içindeki "bre" "hey" "behey" gibi ünlemlerle sağlanır Hayattan ve talihten şikayet üzerinde sık sık durulur Bu türün en güzel örneklerini Karacaoğlan vermiştir ÖRNEK VARSAĞI: Karacaoğlan VARSAĞI Bre ağalar bre beyler Ölmeden bir dem sürelim Gözümüze kara toprak Dolmadan bir dem sürelim Amen hey Allahım aman Ne aman bilir ne zaman Üstümüzde çayır çemen Bitmeden bir dem sürelim Bana felek derler felek Ne aman bilir ne dilek Âhir ömrümüze helâk Etmeden bir dem sürelim Karacaoğlan der cânân Güzelim sözüme inan Bu ayrılık bize heman Ermeden bir dem sürelim Destan Âşık edebiyatındaki destanı, ulusların başından geçen kahramanlık olaylarını anlatan destan (epope) ile karıştırmamalıdır Âşık edebiyatındaki destanlar, toplumu yakından ilgilendiren savaş, ayaklanma, eşkıyalık, kıtlık, deprem, yangın gibi olaylar; toplumsal yergiler; cimrilik, dalkavukluk, mirasyedilik gibi gülünç hayat olayları üzerinde durur Destanların diğer özellikleri şunlardır: -Duygusal öğelere hemen hiç yer verilmez -11'li ya da 8'li hece kalıbıyla söylenir Dörtlüklerle oluşur -Uyak düzeni koşmaya benzer Konusu ve uzunluğu bakımından koşmadan ayrılır -Halk şiirinin en uzun nazım biçimidir Kimi destanlarda dörtlük sayısı yüzden fazladır Dörtlük sayısı konunun özelliğine bağlıdır -Kendine özgü bir ezgisi vardır -Destanın son dörtlüğünde şair mahlasını söyler -Konuları bakımından destanları savaş, yangın, deprem, salgın hastalık, ünlü kişilerin yaşamları, mizahigibi gruplandırabiliriz -Seyranî ve Âşık Ömer bu alanda ünlüdür Kayıkçı Kul Mustafa'nın Genç Osman Destanı ''en ünlüsüdür'' Aruz Ölçüsüyle Yazılan Halk Şiiri Nazım Biçimleri Halk şiirinde aruz ölçüsüyle düzenlenmiş şiirler de vardır Bunlar Divan edebiyatının Halk edebiyatına etkisiyle oluşmuştur Halk edebiyatında özel bir adla anılan ve aruzla oluşturulan bu yoldaki nazım biçimleri şunlardır: -Divan (Divani) -Selis -Semai (Hece ile yazılanların yanında aruzla yazılan semailer de vardır) -Kalenderi -Satranç -Vezn-i âhar Divan (Divanî) Aruz ölçeğinin "Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün" kalıbıyla düzenlenir Ayaklı(yedekli) divan biçimi de vardır; divanın gazel biçiminde düzenlenmiş olanlarında her dizenin altına Fâilatün Fâilün parçasının eklenmesiyle oluşur Mehmet Fuat Köprülü, divanların hece ölçüsünün 8+8 kalıbına uyduğunu bildirmektedir Divanlar ya gazel ya da murabba, muhammes, müseddes biçimlerinde olur Musammat divanlarda vardır Dörtlüklerden oluşan divanların kafiye şeması şöyledir: aaba- ccca- ççça Bu şema, ilk dörtlüğün uyak durumuna göre değişebilir Aaaa-bbba-ççça Abab-cccb-çççb Aaab-cccb-çççb Divanın bir de ayaklı divan ya da yedekli divan adı verilen çeşidi var Selis Halk edebiyatında aruz ölçüsü kullanılarak yazılan şiirlerdir Genellikle 19'uncu yüzyıl aşıkları tarafından kullanılan selisin en fazla yazılan tipi gazeldir Hece ölçüsünün on beşli kalıbına da uyan selislerin en belirgin özellikleri farklı bir ezgiye sahip olmalıdır Selis, aruzun " fe'ilâtün(fâilâtün) fe'ilâtün fe'ilâtün fe'ilün" kalıbıyla yazılan gazellere denir Murabba, muhammes, müseddes biçimiyle yazılmış selisler de vardır Uyak düzeni, divan, semai ve kalenderi de olduğu gibidir Semai Aruz ölçüsünün "Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün" kalıbıyla yazılırBunun da ayaklı(yedekli) biçimi vardır; semainin gazel biçimi ile düzenlenmiş olanlarında, her dizenin altına Mefâîlün Mefâîlün ya da Mefâîlün Feûlün parçasının eklenmesiyle oluşur Gazel, murabba, muhammes, müseddes biçiminde yazılırlar Uyak düzenleri, divan ve seliste olduğu gibidir Semailer, hece ölçüsünün 8+8 kalıbına da uyarlar Semailer üç türlüdürler: 1 Gazel, murabba, muhammes, müseddes, biçiminde olanlar 2 Musammat semai: Aruzun aynı kalıbında olan, fakat her beyiti dört parçadan meydana gelen semailerdir 3 Ayaklı(yedekli) semai Kalenderî Halk şairleri tarafından aruzun mef'ûlü mefâ'îlü mefâ'îlü feûlün kalıbıyla gazel, murabba, muhammes, müseddes biçiminde söylenen şiire denir Özel bir ezgiyle okunur Ezgisi bakımından düz kalenderî, Acem kalenderisi, Emrah kalenderisi gibi çeşitlere ayrılır Kafiye düzeni divan ve semaî ile aynıdır Bu tür şiirler 3+4+3+4 veya 7+7 şeklinde ondört heeceli iken, sonradan yerine aruz vezninin geçtiğini ileri sürenler vardır ÖRNEK KALENDERÎ: Tokatlı Nurî KALENDERİ İçtin mi a cânım yine mestâne durursun Gamzen gibi âşıklara bîgâne durursun Kimden söz işittin ki celâ hakkına dâir Böyle güzelim hâtırı vîrâne durursun Geç şâhım otur başımın üstünde yerin var El bağlı efendim kime divâne durursun Bir çift idiniz vuslat-ı devlette geçen gün Nettin eşini ey peri bir dâne durursun Sen al ile başımdan alıp aklımı şimdi Ey rind-i felek-meşreb edibane durursun Öldürmek ise Nûri kulun kasdına böyle Çek hançeri öldür a paşam ne durursun Satranç Aruz ölçeğinin "Müfteilün Müfteilün Müfteilün Müfteilün" kalıbıyla ve musammat gazel biçimiyle düzenlenir Satranç, musammat beyitlerinden oluştuğu için her dize iki eşit parçaya bölünür ve iç uyak bulunur İç uyaklarına göre uyak şeması şöyledir: abab-cccb- çççb Satranç hece ölçüsünün 8+8 kalıbına da uyar Vezn-i âher Aruz ölçüsünün "Müstef'ilâtün Müstef'ilâtün Müstef'ilâtün Müstef'ilâtün" kalıbıyla düzenlenir Vezni aherde her dize, ilkle uyaklı, dört esit parçaya bölünmüştür Bir bentteki dizelerin her parçası ayrı harfle gösterilirse, bendin şeması şöyle olur: Abcç Bcçd Cçde Çdef Birkaç bentten oluşan bir vezn-i aherin uyaklarının genel şeması, divan, selis, semai ve kalenderinin aynıdır Üçlüklerden kurulu vezn-i aherin genel uyak şeması ise şöyledir: Aab- ccb-ççb |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|