Süryani Tarihi

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Süryani Tarihi



Süryanilerin millatan önceki tarihleri eski Mezopotamya'da yaşayan ulusların tarihidir Hıristiyanlık inancı tüm yukarı Mezopotamya'daki halkların tek bir potada erimelerini sağlamıştır Süryani halkının kökleri de eski Mezopotamya'nın en eski tarihsel dönemine kadar inip orada kaybolmaktadır
Yukarı Mezopotamya'nın yazılı tarih evresi Akkadlarla başlar İÖ3000'lerde Sümerin kuzeyinde yer alan Akkad'da ve Fırat'ın orta kesiminde çok sayıda bağımsız site devletleri kurulmuştur Buradaki halk Sümerler'e benzemeyen bir kabileden (tribulan) oluşuyordu Bu kabile bir Sami dili (Akkadça) konuşuyordu ve Mezopotamya'nın batısında bulunan ovalarda yaşayan Tribulerle akrabaydılar yani Akkad'ın Samileri batıdan gelmişlerdi



Akkad bölgesi Dicle ve Fırat arasında merkezi bir bölgeydi Bölgenin bu merkezi durumunda yararlanan Akkad kralları kısa zamanda büyük fetihler yaptılar "Dünyanın dört bölgesinin kralı" ünvanını alan Akkad kralı Naramsin (İÖXXIIIyy) kuzeyde Doğu Anadolu dağlarına kadar ilerlemiştir

Asur halkının çekirdeğini oluşturan bu insanlar Akkad bölgesinde kuzeye yayılan Samilerdir İÖ 3000'lerde Orta Fırat dolaylarında yerleşmeye başlayan Akkadlar burada bir çok yerleşim birimi kurmuşlardır Bunlardan birisi de kabilenin ve tanrısını ismini alan Asur kentidirDaha sonra bu kabile adını tüm bölgeye ve verecek kadar güçlenmiştir

Tüm Sami halkları birbirlerinden çok farklı olmayan uygarlıklar yaratmışlardır Çünkü bu halklar birbirlerinin mirasına çok kolaylıkla sahip çıkıyorlardı Asurlularda Akkad kültür temeli üzerine kendi kültürlerini geliştirmiş ve bu kültürü daha geniş bir bölgeye yaymayı başarmışlardır

Kısa zamanda tüm Yukarı Mezopotamya'da Asurluların yarattıkları kültür egemen olmaya başlamıştır Asurlular bu egemenliğe tanıklık yapan binlerce maddi kanıt bırakmışlardır Asur Ninova Kolah vb gibi kentler ve buradaki yığınla tablet bu durumu tartışmasız kanıtlamaktadır Yukarı Mezopotamya'nın güney kesiminde Asurluların hakimiyeti tartışmasız bir şekilde kabul edilirken Süryani tarihi açısından tartışılmaya daha açık olan bölge Yukarı Mezopotamya'nın kuzey bölgesidir Çünkü bu bölgede egemenlikler sürekli olarak el değiştirmiştir
Arkeoloji biliminin halen bu bölgede yapması gereken çok sayıda çalışma vardır ama eldeki veriler buralardaki bir çok yerleşiminin tarihinin Asurlulara kadar uzandığını gösteriyor Bu bölgeler için kullanılan ilk coğrafi terimler ve kent adları Asurcadır Ayrıca ilk tarihi kayıtlarda Asur dilinde çivi yazısı olması bir rastlantı değildir Bölge için kullanılan coğrafi terimlerin ve kent adlarının Asurca olması bölgenin çok eski zamanlardan beri belki de Asurluların siyasi egemenliğinin bu bölgeye gelmeden önce Asurlularla ilişkili ve onlardan etkilendiğini göstermektedir

Örneğin bugünkü Harran adı Asurca'daki Harranu'dan gelmektedir Bu kelimenin Asur dilindeki anlamı ise yol'dur Bu adlandırma eski çağda buradan geçen ticari ve askeri yollardan kaynaklanmıştır Tur-Abdin (Midyat ve civarı) bölgesi hakkındaki ilk tarihi bilgiler ve coğrafi terimler Asurluların XVyüzyıldaki genişlemesinden sonraya dayanmaktadır Asur krallarından IAdat Ninari ve oğlu ISalamsar'dan kalma kitabelerde "Kaşiari Dağları" diye sözü edilen bölgenin Mardin-Midyat yani Tur-Abdin çevresi olduğu bilinmektedir Bu bölgeyle ilgili diğer bir coğrafi terim olan "İzala'da" o dönemden kalmadır Çivi yazı tabletlerde ve daha sonraki Roma ile Bizans kaynaklarında Mardin ve civarı için İzala terimi kullanılmıştır



Bugünkü Cizre ilçesinin 20 km kuzey batısındaki örenler bir zamanlar Asurin (Asur) hükümdarları için başkentlik yapmış büyük bir kente aittir Nusaybin'in 15 km kuzey-doğusunda bulunan Merdis (Süryanice Marin) örneklerindeki kaya ve mağara ağızlarındaki Çivi yazısı (Asurca) ve Strangeli (Doğu Süryanice) yazılar ile çeşitli kabartma ve resimlerin yan yana bulunması bölge halkının kökenlerini gösterir niteliktedir Yine bu bölgede bulunan Hassana (Kösreli) köyünün de İsa'dan önceki döneme dayanan bir yerleşim bölgesi olarak tarihselliği Asurlulara kadar uzanmaktadır Bölgedeki Nisibis (Nusaybin) Merdo (Mardin) Urhay (Urfa) Omif (Amid Diyarbakır) vb gibi kentlerini kuranlarda yine Asurlulardır



Asurluların bu kadar geniş bir coğrafik bölgeye yayılmalarının nedeni Asur şehrinin daha İÖ'ki 3000'lerde bu bölgelerle ticaret ilişkilerine başlamış olmasıdır Asur şehrinin; Aşağı Mezopotamya Asurya ve Anadolu ile bakır ve gümüşün çıkartıldığı Doğu Anadolu'nun merkezi yerinde bulunması kentin süratle gelişmesine yol açtı Kapadokya ve Doğu Anadolu ile yapılan ticaret Asurluların buradaki bir çok şehirde koloniler ve yerleşim birimleri kurmalarına yol açmıştır Bu durum ise Asur krallarının bu bölge ile daha yakından ilgilenmelerine ve buralar sefer yapmalarına zemin hazırlamıştır Ticaretin serbestçe yapılabilmesi için ticaret yollarının güvenlikli olması gerekiyordu Bu güvenliği sağlamakta Asur krallarına düşüyordu Ticaret için yapılan fetihler ise halkın gitgide kuzeye ve tüm Mezopotamya'ya yayılmasını sağlıyordu Asurluların kuzey ve kuzey-batıya olan büyük genişlemesi ise İÖ XVyy'dan sonraki "Orta Asur Dönemi" ile İÖ VIII - VIIyy'da olmuştur

ÖXIIyy'da Asur kralları ISalmanasar ve oğlu ITikulti Nunurta büyük bir ordu ile kuzey ve batıya seferle düzenlerler Kuzeyde Van gölüne kadar olan yerler Asur topraklarına katılır Fırat geçilir ve batıda sınırlar Kargamış'a kadar genişletilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Süryani Tarihi

Eski 11-25-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Süryani Tarihi



Asurluların Yukarı Mezopotamya ve komşu bölgelere yayılmalarındaki diğer bir etken de o dönemdeki savaşların niteliğidir Bu savaşlar fetihçi halkın dışında kalan öteki halkların yıkımına neden oluyordu Fatihler fethettikleri yerlerin halkını kılıçtan geçirir ganimetleri başkente taşır ve fethedilen topraklara Asurlu koloniler gönderirlerdi O dönemde köle emeği yaygın olmadığı için köleler daha çok ev işlerinde kullanılırlardı Böylece sınırlı olan köle ihtiyacı karşılandıktan sonra diğer savaş tutsakları kılıçtan geçirilirdi Gerçi daha sonra bu durum değişecek ve Asur ile diğer şehirlerde önemli sayıda köle çalıştırılacaktı

Yukarı Mezopotamya'da halk Asurlu idi Babilanya denen yerde ise etkin bir rahipler sınıfı vardı Dolayısı ile Asur kralları bu sınıfla ittifak içerisinde idiler Bu yüzden bu bölge dışında kalan yerlerin yazgıları daha farklı oluyordu Örneğin eski İsrail krallığında ve Suriye'nin bazı bölgelerinde halk kılıçtan geçiriliyor ve sürgüne gönderiliyordu Sürgün edilenlerin yerlerine Asurlu koloniler yollanıyor ve yönetimde krallik valilerine veriliyordu

Asurluların bu yayılmacı politakası sonucu özellikle İÖVIII ve VIIyy'da Yukarı Mezopotamya ve ve buraya yakın bölgeler yoğun bir şekilde hem kültürel hem de siyasal alanda Asurluların etkisi altında kalmıştır
Fakat İÖ'ki dönemde iki önemli olay Yukarı Mezopotamya'daki halkların bölgeye daha da dağılmasına ve ve buradaki halkların birbirlerine kaynaşmalarına yol açmıştır Bunlardan birincisi Aramiler'in Mezopotamya'ya sızmaları ; ikincisi ise Asur imparatorluğu ve sonrasında kurulan Babil devletinin yıkılması sonucu oluşan yeni durumdu

Suriye çölünde göçebe ya da yarı göçebe bir hayat süren Aramiler İÖ'ki XIIyy'ın başında Mezopotamya'ya sızmaya başladılar Bu sızma çeşitli Arami kabilelerinin Fırat ve Dicle nehirleri arasına girmesiyle başladı Bu kabileler Asurya bölgesinde bulunan kentlere baskınlar yapıyor kent ve köyleri yakıp yıkıyor halkı köleleştiriyor ve Asur şehirlerinde ganimetler topluyorlardı Bu korkunç durum karşısında vadilerde ovalarda oturan halk dağlara kaçıyor ve kentlerin nüfusü azalıyordu Asurlu halk kuzey ve kuzey-doğu (Urmiye bölgesi) bölgelerine kaçıyordu

Fakat Aramilerin bu saldırıları İÖyy'da azaldı ve giderek yok oldu Çünkü Fırat ve Dicle nehirleri arasında Mezopotamya'ya yerleşen Aramiler aşama aşama yerleşik hayata geçtiler ve Asur halkı ile kaynaştılar Arami akınları da bundan dolayı sona erdi Bu sırada Asur'da kendini toparlamış ve karşı saldırya geçmişti Çok sayıda Arami köleleştirilerek Asur şehirlerindeki görkemli yapıların inşaatlarında kullanıldı İÖVIIyy'da Asur'un saldırısı sonucunda tüm Arami devletçikleri ortadan kaldırıldı

Böylece Aramiler Asur'un siyasal otoritesi altında birleşmiş oldu Bu durum Aramiler'e Mezopotamya'da hareket serbestliği sağladı ve Asurlularla kaynaşmalarını daha da hızlandırdı

Aramilerin yerleştikleri bölge onlara tüm Mezopotamya'nın kara ticaretine hakim olma fırsatı verdi Arami tüccarları Asur askerlerinin fethettiği bölgelere kolayca girip ticaret yapıyorlardı Bu durum Aramilerin ticaretini daha da geliştirdi ve kısa zamanda onları doğunun en etkili kara tüccarları haline getirdi Fırat ve Dicle nehirleri arasında yerleşik hayata geçen ve Asurlular'la kaynaşan Aramiler'in ticari etkinliği Aramca dilinin basitliği ile birleşince Aramca tüm yakın doğuda Asurca ile birlikte kullanılmaya başladı



Yukarı Mezopotamya haklarının İÖ'ki dönemde birbirleriyle kaynaşmalarını sağlayan ve bunların tümüyle birleşmelerine neden olan ikinci etken ise Asur ve Babil imparatorluklarının yıkılması ile ortaya çıkan yeni durumdu Asur ve Babil imparatorlukları yıkıldığı zaman yakın doğuda yaşayan tüm Sami halkının kaynaşmasını sağlayan temeller artık hazırdı Temeli Sümerler'den kaynaklanan Akkad ve Babillilerin geliştirdikleri kültürel mirası Asurlular'da almış ve bu kültürü çok geniş bir bölgeye yaymışlardı Bu ortak kültürel geçmişten dolayı Sami halkları birbirlerinden çok farklı olmayan uygarlıklar kurdukları gibi kolaylıkla da kaynaşmışlardır

Sami halklarının üçüncü büyük göçünü oluşturan Aramiler'de Mezopotamya'ya yayıldıklarında hem kolayca diğer Sami halklarıyla kaynaşmışlar hem de getirdikleri dil ve etkin ticaret tüm Mezopotamya halklarınca kullanılmaya başlamıştır Aramca dili sonraki dönemlerde tüm Sami halklarının ortak dili haline gelmiştir Babil devletinin yıkılmasından sonra Akamenya imparatorluğunun Aramca'yı resmi dil olarak kullanmaya başlaması Aramca'nın Med-Pers dilinden daha yaygın bir dil durumuna gelmesini sağladı Aramca hem "daha önceden bu alandaydı" hem de kardeş bir Sami dili olduğu için Akkadça kullanan insanların onu öğrenmeleri tamamen yabancı bir Hint-Avrupa diyalektiğini öğrenmelerinden çok daha kolaydı

Böylece Aramca Hıristiyanlık çağının birinci yüzyılda Mezopotamya'nın Samice konuşan halkları arasında; doğuda Akkadca'nın batıda ise Kenanice'nin yerini aldı Bazı Süryani tarihçilerinin sırf Süryaniler'in Aramca konuşmalarından dolayı kökenlerini Aramiler'e dayandırmalarının yanlışlığı da buradadır

Asur ve Babil devletleri yıkıldığı zaman Yukarı Mezopotamya'da yaşayan halkların ortak kültürel geçmişlerine onları birleştirecek yeni ve önemli bir faktör olan halkların ortak gelecek umudu eklenmiştir Yabancı egemenliği altında yaşayan Asur Arami ve diğer Mezopotamya halkları aynı bölgede oturuyor ve aynı dili konuşuyorlardı Yabancı saldırı ve istilalara beraberce karşı çıkıyor ve egemenlere karşı ayaklanıyorlardı Bu dönemdeki kaynaşmadan ötürü artık tek bir adla çağrılıyorlardı Bu halklar Asuryalı Süryani arada Kaldeliler diye anıldıkları da oluyordu

Yakın doğuda İsa'dan önceki son yüzyıllara gelindiğinde Yukarı Mezopotamya'daki Asurlu Arami ve Kaldeliler birbirleriyle kaynaşmış ortak geçmişe dayanan birlikteliğe sahip ve ortak gelecek umutları olan bir millet haline gelmişlerdi Bu yüzyılda Mezopotamya halkları da büyük bir birleşme ve kaynaşma yaşıyorlardı Fakat belli bir süre sonra insanlık tarihine damgasına vuracak olan Hıristiyanlık inancının doğuşu bölgede büyük değişimlere neden olacaktı

kanyaklar

Diakov SKovalev İlk Çağ Tarihi CI Çev Özdemir İnce Ankara V yayınları 1987
Yakup Bilge Anadolu'nun Solan Rengi; Süryaniler Yeryüzü Yayınları 1991
Server Tanilli Yüzyılların Gerçeği ve Mirası CIİstanbul Say Kitabevi 1984Herodotos Herodotos Tarihi İstanbul Remzi Kitab Evi 1983

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.