Sultan Mehmed"in Hayratı

Eski 05-10-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Sultan Mehmed"in Hayratı



SULTAN MEHMED'IN HAYRATI

Çelebi Sultan Mehmed, kendisinden önceki Osmanli hükümdarlari gibi vatandaslarini (tebeasini) gözeten, onlar için imkânlar hazirlamaya çalisan bir hükümdardi Bu bakimdan günün ekonomik, sosyal ve dinî sartlarinin gerektirdigi ihtiyaçlari karsilamak için gayret sarf ediyordu Bunun içindir ki o, fakir, kimsesiz ve hatta yolculari doyurmak için imâretler insa ediyordu O, sadece bununla da iktifa etmiyor, ayni zamanda ve özellikle cuma günleri fakirlere ve yoksullara yemek yediriyordu Nitekim Hoca Saadeddin Efendi'nin "her cuma günü fukarayi it'am ve ehl-i ihtiyaca in'am-i amm edüb" dedigi Çelebi Sultan Mehmed, cami, medrese ve çarsilar insa edip onlara vakiflar tahsis ediyordu



O, babasi Bâyezid ve dedesi Murad gibi kendisinden önce geçen hükümdarlar gibi devletin iki baskenti olan Bursa ve Edirne'yi camilerle süslemisti Cülusundan kisa bir müddet sonra, Edirne'de Emir Süleyman'in temelini attigi, Musa Çelebi'nin ancak pencerelere kadar insa ettirebildigi camiyi (Eski Cami) tamamlamisti Filibe yolu üzerinde ve Meriç sahiline yakin bir yerde insa edilen bu camiye vakf olmak üzere de Edirne'deki Bedesten insa ettirilmisti Evliya Çelebi, gerek Ulu Cami diye isimlendirdigi bu cami (Eski Cami), gerekse bundan önceki cami hakkinda söyle demektedir: "Edirne'de bundan ulu ve ruhaniyetli cami yoktur Gerçi bundan kadim Mihal köprüsü dibinde Yildirim Han Camii vardir Fakat Timur-i bî nûr (Nursuz Timur) hadisesinde bu cami na tamam kalmagla onu da Çelebi Sultan Mehmed itmam edüb sevabini babasi Yildirim Han ruhuna hibe etmisti"


Sultan Mehmed, dedesi Murad Hüdavendigâr'in Bursa'da baslatip Yildirim Bâyezid'in yarim biraktigi büyük ve hasmetli camii de tamamlatmistir Büyük harcamalarla ortaya çikan bu cami, yirmi bes bölmeye ayrilmis olup bunlardan yirmi dördü birer kubbe ile örtülmüstür Yirmi besincinin ortasinda yüksek ve çevresi yirmi ayak tutan yuvarlak bir pencere vardir Pencerenin altina cami içinde genis ve kare seklinde bir havuz tesadüf eder Bursa Camii, Istanbul ve Edirne camilerinden bu havuzla ayird edilir


Istanbul ve Edirne'deki camilerden hiç birinin yukaridan penceresi olmadigi gibi berrak ve devamli akan bir suyun verdigi serinlik te yoktur Eskiden, kuslarin cami içine girip yuva yapmalarina engel olmak üzere açik olan yerlere bakir tellerden bir kafes yapilmisti Havuzda da dülger baliklari yüzermis Minberin oymalari çiçek, meyve, yaprak ve hatta ince islenmis elbise yakalari seklinde idi Osmanli ülkesinin mukaddes mabedleri arasinda sadece Sinop Camii'nde buna benzer bir minber vardi Temeller, dibinden bir insan boyu kadar yaldizlanmisti Duvarlara da "el-Esmau'l-Hüsna" naks edilmisti Binanin iki ucunda iki minare yükselir


Sultan Mehmed, Bursa ve Edirne'de iki büyük camii tamamlatinca, Asya'daki merkezinde yeni bir cami yaptirmaya basladi Yesil-îmâret Camii adi ile söhret bulan bu mabed, gerek yapilisinda kullanilan mermerlerin az bulunusu, gerek onu süsleyen oymalarin inceligi bakimindan, Bursa sehrinin baslica güzelliklerinden biridir Bu camiin duvarlarinin bütün cephelerindeki renkli mermerler, kapi ve pencerelerin içine takildigi kirmizi mermerler üzerine islenmis yazilar, kapi süsleri göz alicidir Camiin içini bezeyen çiniler de pek nefistir Bunlarin üzerine yazilmis Kur'an âyetleri fevkalâde güzeldir Kirmizi mermerden oyulmus mihrabin zerafeti, karsisindaki kapinin güzelligi ile boy ölçüsebilir Zamaninda kubbeler ile minareler yesil çini ile kaplanmis olduklarindan, bu çiniler güneste zümrüt gibi parlar ve yapiya periler sarayi görünümünü verirmis Bundan dolayi bu cami Yesil imâret adini almistir


Caminin yaninda Çelebi Sultan Mehmed'in türbesi bulunur Sekiz köseli bir sekilde olan bu türbe, çok güzel bir bahçenin ortasindadir Yapinin duvarlari, distan ve içten yesil çini ile kaplanmistir Bunun sekiz yönünde, gök renginde bir zemin üzerine gümüs harflerle yazilmis Kur'an âyetleri bulunmaktadir Bu iki yapinin yakininda Birinci Mehmed, bir medrese ile yoksullar için bir imâret tesis ve her ikisine de padisahlara layik bir cömertlikle gelir (vakif) tayin etmistir


Çelebi Sultan Mehmed'in Yesil Camii, bu padisahin sultanlik çaginin bir belirtisi olarak günahtan sakinma ve sanat sevgisinin maddi ve devamli bir delilidir Sultan Mehmed'e "Çelebi" ünvaninin verilmesi onun buyrugu ile yapilan anitlardaki sanat sevgisinden ve ince zevkten dolayidir Bu mânâda kendisine "Çelebi hükümdar" denmistir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.