Tarsus / Mersin |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tarsus / MersinTarsus / Mersin Hristiyanlar'ın en önemli Havarilerimden St Paulus'un doğum yeri olması, bir haç kenti özelliği taşımasıyla, bu dinin yayılmasında önemli bir yere sahiptir Orta Çağ ve Yeni Çağlar'da islam ve Türk kültürünün yoğunlaştığı bir bilim merkezi olarak, yüzyıllar boyu varlığını sürdürmüş; özellikle 19 yüzyılda bölgenin en gelişmiş ticaret ve tarım merkezi olmuştur Ancak bu yüzyıldan itibaren alüvyonal dolgu nedeniyle limanının İşlevini yitirmesi, sığ akarsu ve Aynaz (Rhegma) gölünün büyük tonajlı gemilerin giriş ve çıkışına elverişli olmaması nedeniyle Adana ve Mersin gibi hızla gelişen iki büyük metropolün orta yerinde, bu iki kent sistemi içinde yer almıştır Mersin limanına yakınlığı, kara ve demiryolları kavşağı üzerinde yer almasıyla; günümüzde de tarım, ticaret ve tekstil sanayiinde, Mersin'in gelişmiş en büyük ilçesidir Görülmeli-Gezilmeli Donuktaş (Dönüktaş) Tekke Mahallesi'ndedir Anadolu'da Antik Çağlar'dan günümüze kadar gelebilen ve ne amaçla yapıldığı uzun yıllar tartışılan bu anıtsal yapı kalıntısının, bir Roma Tapınağı olduğu anlaşılmıştır Dış duvarlarının uzunluğu 115 m, genişliği dıştan dışa 43 m, yüksekliği 7 m, kalınlığı 660 m'dir istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden Nezahat Baydur'un yürüttüğü kazı çalışmalarının sonuçlarına göre, bu yapının bir tapınak olduğu anlaşılmıştır Çoğunluğu kaba mutfak kabı türünden Roma Çağı keramiği İle Bizans ve Osmanlı dönemi seramik parçalan karışık durumda ele geçmiştir İçlerinde bir Hellenistik parça ile Demir Çağı'na ait birkaç parça vardır Rorna Çağı'na ait tüm ya da tümlenebilen pişmiş topraktan kandiller, biri yılanbaşlı, ötekiler geometrik bezemeli 3 cam bilezik ve biri II Constantius'a ait, öteki Geç Bizans döneminden 2 bronz sikke bulunmuştur Donuktaş'ı gören gezgin Barbara, 1545 yıllarında yazdığı eserinde buranın bir saray olduğunu belirtir 19 yüzyılda yöreye gelen gezgin ve araştırmacılardan Raoul Rochet'e gö-re:"Yunanlılar tarafından eklemeler yapılmış bir mezardır" diye yazar FRavvden Chesney'e göre, burası olasılıkla bir Jüpiter Tapınağfdır Mak-Ketner ise ne olduğunu anlayamamıştır Ancak Yunanlı Pagan Tarihçi Zosimos'u kaynak göstererek buranın Julien Aposta'nın kemiklerinin iran'dan Tarsus'a getirilerek, bu görkemli mezarın yapıldığını nakletmektedir Hollanda'nın Tarsus Konsolosu Barker, 1835'de yazdığı "Kilikya" adlı eserinde:"Donuktaş, bir kral ailesinin mezarıdır Fakat Serdanapal'in (Asurbanipal) mezarı değildir Çünkü Serdanapol Ninova'da yakılmıştır" demektedir Donuktaş, bazı yayınlarda Jüpiter Tapınağı olarak da geçmektedir St Paulus Kuyusu St Paulus MS 3 yılında Tarsus'da doğmuş ve babasının mesleği olan çadır bezi dokumacılığı yapmıştır Musevi Roma vatandaşı olan Aziz, ilk öğrenimini Tarsus'da, yüksek öğrenimini Kudüs'de tamamlamış, daha sonra isa'nın Havarisi olmuştur Tarsus'da SPaulus'un doğduğu ve yaşadığı ev olarak bilinen yapı kalıntısının ortasında bulunan kuyunun suyu, halk arasında şifalı olarak bilinir Bazı Hristiyanlar, Hacı olmak için Kudüs'e gitmeden önce Tarsus'a uğrayarak StPaulus'un kuyusundan şifalı ve kutsal suyu içerler Bu nedenle StPauIus kuyusu, Hristiyanlarca önemli bir ziyaret merkezidir Kleopatra Kapısı Tarsuslu yerli halkın "Kancık Kapı" olarak adlandırdığı Kleopatra Kapısı ayakta kalan tek antik kent kapısıdır Bizans döneminde inşa edilen kent surlarının Dağ kapısı Adana kapısı ve Deniz kapısı bulunuyordu Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Tarsus'u anlatırken, bu kapı için "iskele Kapısı" diye yazmıştır Yapımında kesme taşlar ve horasan harcı kullanılmış, kemeri at nalı şeklinde ve yerden yüksekliği 617 m, derinliği ise 618 m'dir iç içe iki surdan oluşan kentte, savaş anında kapılar kapanmaktaydı Kleopatra kapısı da bu surların kapılarından birisidir Mısır'ın ünlü Kraliçesi Kleopatra'nın Romalı General Antonius ile Tarsus'da buluşmak üzere geldiklerinde, o zamanın limanı olan Gözlükule de büyük bir törenle karşılanarak, Deniz kapısından kente geldikleri söylenir Bu nedenle Deniz kapısına Kleopatra kapısı da denilir Deniz kapısı daha sonraki yıllarda yıkılmış, yerine devşirme taşlardan bugünkü kapı yapılmıştır Son yıllarda yapılan restorasyonl kapının orjinal özelliği kalmamıştır Gözlükule Höyüğü Kentin güneydoğusunda bulunan, bugün ağaçlandırılmış ve park olarak kullanılan 300 m uzunluğunda ve 22 m yüksekliğinde bir höyüktür Burada 1934-1938 ve 1947 yıllarında Hetty Goldman tarafından yapılan arkeolojik kazılarda, yerleşimin Yeni Taş Çağı'nda başladığı ve islam dönemine kadar kesintisiz devam ettiği anlaşılmıştır Gözlükule'de Yeni Taş Çağı'na ait yapı kalıntıları, obsidien araç ve gereçler, ok uçları, küçük mızraklar, seramikler; Bakır Taş Çağı'na ait ölülerin gömüldüğü küpler, çanak-çömlekler, tabanı yuvarlak taşlarla kaplanmış gıda depoları; Bronz Çağı'na ait silahlar, mühürler, dörtgen planlı taş ve kerpiç evler gibi mimari kalıntılar bulunmuştur Gözlükule'den çıkarılan eserler, Adana ve Mersin müzelerinde sergilenmektedir Höyükle ilgili ayrıntılı bilgiler kitabın tarihçe bölümünde verilmiştir Antik Cadde Sezar, Hatip Cicero, Kleopatra, Mark Antonius, StPaulus ve nice tarihi kişiler bu cadde üzerinde yürümüşlerdir 7 m genişliğinde bazalt taşlan ile kaplı cadde, balık sırtı profillidir Her iki yanında yüzey sularının drenajı için kum taşından yapılmış, iç bükey şeklindeki yağmur kanalları bulunmaktadır Caddenin en ilginç özelliği ise, altında 220 m yüksekliğinde, 70 m genişliğindeki bir ana kanalın varlığıdır Bu büyük kanal, sel sularını çevreye zarar vermeden Rehgrna Lagün gölü yönünde tahliye etmekteydi Caddenin iki yanındaki podyum üzerinde 2 m aralıklarla l 20 m çapında sütunlar bulunmaktaydı Korint tipi başlıklar taşıyan bu sütunların oluşturduğu revakın bir çatıyı desteklediği tespit edilememiş Yolun diğer kıyısında ise henüz bir revak bulunamamıştır LZoroğlu'na göre, caddeden daha sonra inşa edilen bu sütunlu revak, büyük olasılıkla Roma imparatoru Hadrianus'un Tarsus'u ziyareti nedeniyle yapılmıştır Bu çalışmalar kapsamında kazı alanının güneybatısında 2,yüzyılda yapılmış olduğu anlaşılan bir eve ait mozaik avlu bulunmuştur |
Tarsus / Mersin |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tarsus / MersinTarsus Tarsus, Akdeniz Bölgesi'nde yer alan İçel İli'nin tarih, kültür, sanat, ticaret ve doğal güzellikleri ile ünlü bir ilçesidir Yıllar boyunca farklı inançlara hizmet eden tarih ve ilim merkezi olarak, dünyanın ilgi odağı olmuştur Hz İsa'nın ilk Havarisi Aziz Paul, Daniyal Peygamber, Hz Muhammed'in müezzini Bilal-ı Habeşi, Harun Reşid'in oğlu Halife Ma'mun ve Antik Çağın ünlü filozofu Aristo, tabiplerin atası Lokman Hekim, Mısır Kraliçesi Kleopatra ve Romalı Komutan Antonius Tarsus'ta yaşamıştır Tarihçe Tarsus'un tarih öncesi gelişimi Neolitik Döneme kadar uzanmaktadır Neolitik Dönemi, Kalkeolitik, Eski Tunç Çağı yerleşimleri izler MÖ 1500'den itibaren Hitit, Asur, Pers Makedonya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Devletleri'nin hakimiyetine girmiştir İklim Yaz ayları sıcak ve aşırı nemli, kış ayları ise ılık ve yağışlıdır Ulaşım Karayolu : Tarsus'ta karayolu ulaşımı batıdan Mersin ve Antalya'ya, doğudan Adana, Gazi Antep istikametine giden yol ile ve Ankara istikametine giden karayolu ile sağlanmaktadır İlçeden ülkenin her yönüne otobüs seferleri sağlanmaktadır Ayrıca Mersin ve Adana'ya saat başı otobüslerle sürekli seferler yapılmaktadır Otogar Tel: (+90-324) 624 69 32 Havayolu : Tarsus ilçesine havayolu ulaşımı; 42 km doğusunda yer alan Adana Şakirpaşa Havaalanı ile sağlanmaktadır Denizyolu : Tarsus'a denizyolu ile ulaşım 27 km uzaklıkta Mersin merkez ilçedeki Mersin Limanından Gazi Magosa'ya yapılan feribot seferleri ile sağlanmaktadır Demiryolu : Demiryolu seferleri Tarsus'a bağlı Tarsus'un doğusunda yer alan Yenice Beldesinden yurtiçi ve yurtdışına bağlantılıdır Yenice İstasyonu Mersin merkez ilçesine 40 km Tarsus'a 13 km uzaklıktadır TCDD Mersin Gar Müdürlüğü+90-324)231 12 67 TCDD Yenice İstasyon Şefliği+90-324)453 69 14 Gezilecek Yerler Tarihi Kalıntılar Kleopatra Kapısı : Tarsus'un batısında, Mersin yolu üzerinde bulunan Kleopatra Kapısı, bugün ayakta kalan tek antik şehir kapısıdır MÖ41 yılında Mısır'ın ünlü Kraliçesi Kleopatra'nın Romalı General Antonius ile buluşmak için gemilerle geldiği, Gözlükule Höyüğü'nde törenlerle karşılanarak o zamanki deniz kapısından şehre girdikleri söylenir Sonraki yıllarda yıkılan bu kapının yerine, Roma İmparatorluk ve Erken Bizans dönemlerinde, şehri üç taraftan kuşatan, Bağ, Deniz ve Adana olmak üzere üç kapısı bulunan surlar yapılmıştır Onur (Özgürlük) Yazıtı : (Tarsus Kitabesi) Yeni Hamamın duvarında bulunmakta olan bu yazıt, 1982 yılında Kleopatra Kapısı'nın hemen kuzeyine yerleştirilmiştir Roma İmparatoru Severus Alexander (MS 222-235) Dönemi'ne tarihlendirilmektedir Romalılar zamanında bir heykelin kaidesi olarak kullanılmıştır Roma Yolu : Roma Yolu Tarsus'a 15 km uzaklıktaki Sağlıklı Köyünün yukarı kısmında bulunmaktadır Roma Yolunun buradaki genişliği 294 ile 300 metre arasında değişmektedir Bu tarihi ipek yolunun sağlam kalan yerlerinin uzunluğu 3 km kadardır Hipodrum : Tarsus, Romalılar zamanında en parlak dönemlerinden birini yaşarken, çevresinin de spor merkezi durumunda idi Amerikan Koleji'nin yanında bulunan ve o dönemde çeşitli spor müsabakalarının düzenlendiği Hipodrom, bu nedenle tarihi bir öneme sahiptir Gözlü Kule Höyüğü : Şehrin güneydoğusunda Ulu Cami Semti'nde, bugün park olarak ağaçlandırılmış, 300 m uzunluğunda ve 22 m yüksekliğinde bir höyüktür 1934 yılından sonra başlanan bilimsel kazı çalışmalarında, Erken Neolitik'ten itibaren, İslami dönemlere kadar 33 kültür tabakası saptanmıştır: Tabakalarda Yerli Kilikya, Mezopotamya ve Miken seramiği, Eski Tunç Çağı'na ait taş temelli kerpiç duvarlar, evler ve dar sokaklar, Geç Bronz Dönemi'ne ait tabakalar, Hattuşaş'daki tapınak özelliklerini gösteren büyük bir tapınak kalıntısı, Hiyeroglif ve çivi yazılı mühür ve başlıkları, Erken Dönem yapı kompleksleri, Kıbrıs kökenli seramik vazolar, Asur Dönemi'ne ait tabletler, pişmiş toprak mühürler, seramikler bulunmuştur MÖ 4yy Bizans Dönemi'ne ait buluntularda bronz yapım ve işleme atölyesinin kalıntıları ortaya çıkarılmıştır Cumhuriyet Alanı ve Antik Yol : Tarsus'un merkezinde, Aziz Paul Kuyusunun 150 m güney batısında yer alır Bu antik yolun, Romalılar tarafından MÖ I yyda yapıldığı tahmin edilmektedir Zamanla oluşan aşınmalara rağmen caddenin zemini Antik Çağdaki görünümünü çoğunlukla korumuştur Yolun aynı zamanda asıl işlevlerinden biri olan kent içi ulaşımda kullanılmış olduğunu bazı yerlerde görülen tekerlek izleri kanıtlamaktadır Caddenin kuzey doğu yönünde, 3 basamaklı podyum (stylobat) bulunmaktadır Çalışmalarda kazı sahasının güney batı yönündeki Mozaik Avlulu Evin dikdörtgen biçimli bir odası ortaya çıkarılmıştır Avlunun ortasında bir havuz kalıntısı bulunmuştur Havuz renkli mermer levhalarla kaplıdır Avlunun diğer bölümleri mozaik kaplıdır Donuktaş (Roma Tapınağı) : Tarsus'un doğusunda Tekke Semti'nde bulunan Donuktaş, günümüze ulaşabilen en eski tapınaktır Tapınağın hangi Tanrı için yapıldığı konusunda kesin bilgi olmamasına rağmen yapıyı, Ortaçağ gezginlerinden V Longlois, Asur Kralı Sardanapal'ın mezarı olarak nitelendirmiştir Bac Köprüsü (Jüstinyen Köprüsü): Ankara-Adana yolunun Tarsus girişinde bulunan bu taş köprü, Bizanslılar Dönemi'nde, 6 yyda Justinyen tarafından Tarsus'un Berdan (Cydnos) Çayı'nı su baskınından kurtarmak amacıyla yaptırılmıştır Yakın bir zamana kadar bütün araçların üzerinden geçtikleri üç gözlü bu köprü, 1978'de restore edilmiştir Aziz Paul Kuyusu : Kızılmurat Mahallesi'nde, Cumhuriyet Alanı'nın yaklaşık 300 m kadar kuzeyinde öteden beri Aziz Paul'un evinin yeri olarak kabul edilen bir avluda bulunan kuyunun Aziz Paul adına yapıldığı bilinmektedir Tarihi açıdan zengin geçmişi olan kuyu ve yakın çevresi günümüzde koruma altına alınmış, detaylı arkeolojik araştırmalar yapılmıştır Bu araştırmalar sonucunda, Aziz Paul Kuyusu ve çevresinin Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi kültür katlarını verdiği tespit edilmiştir Aziz Paul Kuyusu'ndan çıkan suyun şifalı olduğuna inanan turistler, burayı hac amaçlı olarak da ziyaret edilmektedir Hz İsa'nın 12 Havarisinden ilki olan Aziz Paul, Hıristiyanlığın ilk teorisyenidir ve Tarsus'ta doğmuştur Aziz Paul, doğduğu yer olan Tarsus'a büyük önem vermiştir Şelale ve Roma Mezarları : Şelalenin bulunduğu yerde Romalılardan kalma yeraltı mezarlarının olduğu bilinmektedir Tarsus Irmağının yatağının değiştirilmesi sonucu ırmağın 3-5 metre yükseklikteki mezarlar üzerinden akmasıyla şimdiki şelale oluşmuştur Zaman zaman su seviyelerinde görülen değişikliklerden dolayı mezarlar görülebilmektedir Şelale ve çevresi Tarsusluların özellikle sıcak yaz günleri ilgi gösterdikleri yerlerin başında gelir Bahar aylarında yükselen debisiyle genişleyen göleti ve çağlayanı güneşin batışıyla birlikte muhteşem bir görüntü oluşturur En büyük özelliği besleyen kaynakların şelaleye çabuk ulaşmasıdır Bu durum suyun sürekli soğuk kalmasını sağlamaktadır Çay bahçeleri ve lokantaları ile yerli yabancı herkese hizmet vermektedir Eshab-ı Kehf Mağarası : Tarsus'un 12 km kuzeyinde, Ulaş Köyü yakınındadır Kuran-ı Kerim'de bir sureye adını veren bu mağara, Müslüman ve Hıristiyanlarca kutsal sayılır Eshab-ı Kehf Mağarası'nın öyküsü oldukça etkileyicidir; Çoktanrılı dönemde, tek tanrıya inandıkları için eziyet edilmekten kaçan Hıristiyan dinine mensup yedi genç (Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Debrenuş ve Kefeştetayuş), köpekleriyle birlikte bu mağaraya saklanmışlar Mucizevi bir şekilde taş kesilip 300 yıl uykuya dalan bu dindar kişiler, uyandıklarında her şeyin çok farklı olduğunu görmüşler İçlerinden birisi yiyecek almak için kente gider ve yakalanır Yakalayan onunla birlikte mağaraya geldiğinde yedi yavru kuşun tünediği bir yuvadan başka bir şey görmemiştir Bu nedenle burası "//yedi uyurlar mağarası" olarak da adlandırılır Mağaranın üstünde 1873 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan Camiye sonradan üç şerefeli bir de minare eklenmiştir Gülek Boğazı ve Kalesi : Tarsus'a 62 km uzaklıktaki Gülek Boğazı eski dönemlerde Kilikya Kapısı olarak bilinmektedir 1833 yılında Anadolu'ya sefer yapan İbrahim Paşa, oldukça küçük olan Boğazı, toplarını geçirebilmek için genişletmiştir Gülek Beldesi'nden orman yolundan yaklaşık 3-4 km mesafe ile kaleye ulaşılır Trekking için uygun bir alandır Cami , Kilise ve Medreseler Ulu Cami : Şehrin güneyinde, bulunduğu semte adını veren cami, 1579 yılında Ramazanoğlu Beyi Piri Paşanın oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır Caminin doğu tarafındaki türbede Şit ve Lokman Peygamberlerle, Abbasi halifesi Ma'mun'un mezarı bulunmaktadır Makam-ı Şerif Cami : Medresenin kuzeybatısında, semte de adını veren camide Danyal peygamberin mezarının olduğuna inanılmaktadır 1857 yılında inşa edilen caminin en önemli özelliği, Türkiye'de bulunan tek peygamber kabri olmasıdır Eski Cami (Kilise Camisi) : Makam Camisi'nin 100 m kadar kuzeydoğusunda Adana yolunun kıyısındaki bu tarihi yapı, kilise olarak yaptırılmış olup, daha sonra 1415 yılında Ramazanoğlu Ahmet Bey tarafından camiye dönüştürülmüştür Aziz Paul Kilisesi : Şehrin güneyinde Ulu Cami Semti'nde bulunan ve Aziz Paul'a adanan yapının, MS 11-12 yylarda inşa edildiği tahmin edilmektedir 1993 yılında koruma altına alınarak, Anıt Müze olarak açılmak istenmişse de, kilisede dış ve iç mekan restorasyon çalışmaları aşamalı olarak devam etmektedir Kilisenin kuzey doğu köşesinde çan kulesi yer almaktadır Tavanın merkezinde Hz İsa, Yohannes, Mattios, Marcos ve Lucas'ın freskleri bulunmaktadır Orta nefte yer alan pencerenin iki yanında bir manzara ve melek tasvirleri yer alır 1992-93 yıllarında Aziz Paul Kilisesi'nde Vatikan tarafından ''Aziz Paul Sempozyumu ve Ayini'' düzenlenmiştir Hıristiyanlar, Aziz Paul Anıt Müzesi'ni düzenli olarak hac amaçlı olarak ziyaret etmektedirler Bilal-i Habeş Mescidi: Beyaz Çarşının bulunduğu yerde yolun güney kıyısında bulunan mescidin, Hz Muhammed'in müezzini olan Bilal-i Habeşi'nin, ezan okuyup namaz kıldırdığı yerde onun ismine atfen yapıldığı söylenir Kubad Paşa Medresesi : Tarsus'un yalnızca bir tarım ve ticaret merkezi değil, aynı zamanda en önemli kültür ve eğitim-öğretim merkezlerinden birisi olduğu bilinmektedir Ramazanoğlu Beyi Kubad Paşa tarafından 1550'li yıllarda yaptırılan medrese, eski zamanlardan günümüze gelebilen tek eğitim ve öğretim kurumudur Geleneksel Selçuklu mimarisi tarzındaki bu yapı, düzgün kesme taştan inşa edilmiştir Bina 1969-1970 yıllarında genel olarak restore edilmiş olup, 1971 yılında Kültür Bakanlığı'nca müze olarak kullanılmaya başlanmıştır Yapının onarımı ve yetersizliğinden dolayı, müzeye ait eserler 75 Yıl Kültür Merkezi'ndeki yeni binaya taşınmıştır Han , Hamam ve Çarşılar Altından Geçme (Roma Hamamı) : Tarsus'ta Roma İmparatorluk Çağı'nın görkemini yansıtan, ancak günümüze kadar çok tahrip olan bu yapı, bir Roma Hamamı kalıntısıdır Şahmeran Hamamı (Eski Hamam) : Vakıf İşhanı'nın yanındaki eski hamam, Romalılardan kalma bir temel üzerine Ramazanoğulları tarafından yaptırılmıştır Plan biçimi ve ölçüleri bakımından bir Türk hamamının özelliklerini taşır Bugün restore edilerek hizmete sunulan 4 eyvanlı yapı, sıcaklık ve halvet kısımlarından oluşmaktadır Efsanevi Şahmeranın bu hamamda öldürüldüğü söylenir Bu nedenle Eski Hamama ''Şahmeran Hamamı'' denir Yeni Hamam : Ulu Caminin kuzeydoğusundaki hamamın da Ramazanoğulları Dönemi'ne ait olduğu; 1785 yılında köklü bir onarımdan geçtiği bilinmektedir Klasik Türk hamamlarının özelliklerini taşıyan hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümleri ile havlet odalarından oluşmaktadır Kırk Kaşık Bedesteni (Beyaz Çarşı) : Ulu Caminin batısında, cami ile aynı dönemlere tarihlenen yapıdır Her dönemde hareketli ticari hayatı olan ve yolların kesişme noktasında bulunan Tarsus'ta, günümüzde hala işlevini sürdüren tek örnektir Dikdörtgen planlı bedestenin içerisindeki oldukça geniş ve kubbelerle örtülü koridorun iki yanında dükkanlar dizilmiştir Tarihi Tarsus Evleri Tarsus'un tarihsel birikiminin kanıtlarını, ilçeye adım atar atmaz görmek mümkündür Tipik Akdeniz ev geleneği içerisinde mütevazılığı ve mimari farklılıkları ortaya koyan tarihi eser görünümü sergilemektedir Kerpiç, taş ve ahşaptan iki katlı olarak yapılan evlerin hepsinde, ahşap ve el yapımı demir süslemeler, taş kapıların tamamlayıcısı halindedir Müzeler Tarsus Müzesi : Tarihi Kubat Paşa Medresesinde sergilenmekte olan eserler, 2000 yılında, 75 Yıl Kültür Merkezi Binası Müze Bölümüne nakledilmiştir Neolitik dönemden itibaren, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait taş eserler, Roma ve Bizans dönemine ait sikkeler, pişmiş toprak kaplar, madeni eşyalar sergilenmektedir Müze Tel : (+90-324) 613 18 65- 613 10 43 |
Tarsus / Mersin |
11-04-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tarsus / MersinNe Yenir? Tarsus'a özgü yemekler kuş gözü, el kıyması , humus, telatur (teletür), eya dolması, şırdan, tutmaç çorbası, lepe, övelemeç, yüzük çorbası; tatlılar tarsus baklavası (cevizli), cezerye, bandırma, lokumdur Ne Alınır? İlçede oldukça fazla alış-veriş yapma imkanı ve alınabilecek hediyelik eşya mevcuttur Yörede yapılan iğne oyaları en özgün etnografik eserleridir ve el sanatları ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekmektedir Çukurova'ya özgü pamuk ipliği çıkrıklarda eğilerek, çulfalık adı verilen tezgahlarda savan, çuval, heybe, havlu, peşkir vb dokunmakta ve dekoratif amaçlı olarak pazar bulan malzemeler yörenin el ustalığını da yansıtmaktadır Akgedik Köyünde sepetçilikle uğraşılmaktadır ve bu sepetler yoğun talepler almaktadır İlçeye özgü tatlılar özel korumalı ambalajları ile alıcıya sunulmaktadır Yapmadan Dönme [IMG]http://wwwkulturgovtr/TR/resimgosteraspx?DIL=1&BELGEANAH=110380&RESIMISIM= kirmizi**********[/IMG] Kleopatra Kapısından geçmeden, [IMG]http://wwwkulturgovtr/TR/resimgosteraspx?DIL=1&BELGEANAH=110380&RESIMISIM= kirmizi**********[/IMG] Roma Dönemi'nde yapılan Antik Yoldan yürümeden, [IMG]http://wwwkulturgovtr/TR/resimgosteraspx?DIL=1&BELGEANAH=110380&RESIMISIM= kirmizi**********[/IMG] Eshab-ı Kehf Mağarasını, Ulu Camiyi ve Makam-ı Şerif Camisini,Eski Camiyi, Bilal-i Habeş Mescidini, Kubad Paşa Medresesini, yeni Hamamı görmeden, [IMG]http://wwwkulturgovtr/TR/resimgosteraspx?DIL=1&BELGEANAH=110380&RESIMISIM= kirmizi**********[/IMG] Aziz Paul Kilisesini ve Aziz Paul Kuyusunu ziyaret etmeden, [IMG]http://wwwkulturgovtr/TR/resimgosteraspx?DIL=1&BELGEANAH=110380&RESIMISIM= kirmizi**********[/IMG] Tarsus Müzesini ziyaret etmeden, [IMG]http://wwwkulturgovtr/TR/resimgosteraspx?DIL=1&BELGEANAH=110380&RESIMISIM= kirmizi**********[/IMG] Atlı spor kulübünde tabiatla iç içe bir ortamda atla gezinti yapmadan, [IMG]http://wwwkulturgovtr/TR/resimgosteraspx?DIL=1&BELGEANAH=110380&RESIMISIM= kirmizi**********[/IMG] Birbirinden değerli arkeolojik eserlerin sergilendiği zengin Tarsus Müzesini ziyaret etmeden, [IMG]http://wwwkulturgovtr/TR/resimgosteraspx?DIL=1&BELGEANAH=110380&RESIMISIM= kirmizi**********[/IMG] Barajın çağlayan sularının görüntüsünü ve sesini hissetmeden, [IMG]http://wwwkulturgovtr/TR/resimgosteraspx?DIL=1&BELGEANAH=110380&RESIMISIM= kirmizi**********[/IMG] Şelalenin yanında oturup damak zevkinize hitap eden yöresel yemeklerin tadına bakmadan, Dönmeyin Önemli Telefonlar ve Adresler Kaymakamlık : (+90-324) 613 98 27 - 613 16 16 Belediye : (+90-324) 613 36 88- 624 12 50 Hastane : (+90-324) 613 81 84 Jandarma : (+90-324) 613 32 67- 613 88 89 İl Turizm Müdürlüğü : (+90-324) 237 26 67- 238 32 70- 237 97 45 |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|