Darwin Ve Yandaşlarının Saçmalıklarından Bir Demet

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Darwin Ve Yandaşlarının Saçmalıklarından Bir Demet



Bir Deli Bir Kuyuya Bir Taş Atar, Kırk Akıllı Çıkaramaz (Atasözü)

DARWİN VE YANDAŞLARININ SAÇMALIKLARINDAN BİR DEMET

Darwin türlerin Kökeni kitabında canlıların evrimi konusunda elimizde yazılı soyağaçları bulunmadığı için soy ortaklığını çeşitli benzerliklerden çıkarmak zorundayız diye yazar Diğer ifade ile canlılardaki soy ortaklığının en büyük belirtisi canlılar arasındaki benzerliklerdir Nitekim insanların primatlardan evrimleştiği varsayımı (primatların bir alt filum olan tetrapodlarla evrimsel bir bağ kurulmamasına, bu nedenle kökenlerinin bilinmemesine rağmen) bu öngörüye dayanır Diğer ifade ile evrim teorisine göre insanlarla primatlar bazı yönlerden benzeşiyorlarsa gelişkin tür daha az gelişkin olan türden evrimleşmiştir
Charles Darwinin ortaya attığı teorinin özünü ifade eden Türlerin Kökeni kitabı pek çok bilimsel tezatlar ve hatta saçmalıklarla doludur Darwin akıl almaz bir mantıkla şunları yazabilmektedir
-Balıkların yüzme kesesi buna güzel bir örnektir Çünkü aslında bir tek amaç için yani yüzmek için yapılmış bir organ çok farklı amaç için yani solunum için değiştirilebilmesi gibi pek önemli bir olguyu açıkça göstermektedir
Yüzme kesesi belirli balıklarda işitme organına yardımcı olmaktadır Bütün fizyologlar yüzme kesesinin konum ve yapı bakımından yukarı omurgalı hayvanların akciğerleriyle kökendeş ya da benzer amaçlı olduğunu kabul etmektedirler Bundan dolayı yüzme kesesinin gerçekten akciğerlere ya da yalnız solunum amacıyla kullanılan bir organa dönüştüğünden şüphe etmek için hiç bir gerekçe yoktur

Darwinin yukarıdaki akıl almaz, bilim dışı cümlelerini okuyan bir kişi büyük bir şaşkınlıkla balıklardaki yüzme kesesinin zamanla akciğerlere dönüştüğü konusunda çok ciddi bilimsel bulguların, kanıtların olduğunu zanneder Aklı başında ayrıca teori sahibi bir bilim insanının böylesine bir iddiada bulunabilmesi için küçükte olsa bazı bilimsel kanıtlara, bulgulara ihtiyaç duyacağı açıktır Fakat Darwin teorisini aklınca kanıtlamak için bu gereksinimini aklının ucundan bile geçirmez Fakat bilim varsayımları gösterilen kanıtlar göre değerlendirir
Balıklarda bulunan basit bir hava keseciğinin sıcakkanlı canlılarda bulunan ve basite indirgenemez kompleks yapılar sergileyen ayrıca tüm yaşamsal organlarla olmazsa olmaz ilişkilerin olan bir organa dönüşmüş olabileceği varsayımının bilimsellik bir yana insan hayal gücünü de aşan bir saçmalık olduğu açıktır Bu konuda yorumu bilimsel ahlak sahibi okuyuculara bırakıyoruz

Darwin'in, bu sınırsız değişim fikrini en iyi ifade eden bilimsel kanıtlardan çok derin ve sınırsız bir hayal gücüyle ifade bulan Türlerin Kökeni'nde yazdığı şu cümlelerdir
-Bir ayı cinsinin doğal seleksiyon yoluyla giderek daha fazla suda yaşamaya uygun özellikler elde etmesinde, giderek daha büyük ağızlara sahip olmasında ve sonunda bu canlının dev bir balinaya dönüşmesinde hiçbir zorluk göremiyorum
Bu cümleyi Charles Darwini tanımayan ve canlılar konusunda en küçük bir bilgisi olmayan bir kişiye okur ve fikrini sorarsanız aldığınız cevap muhtemelen; bu satırları yazan kişi hem ayıları, hem de balinaları bilmiyor olacaktır
Gerçekten de elimizde yazılı soyağaçları bulunmadığı için soy ortaklığını çeşitli benzerliklerden çıkarmak zorundayız diye yazan ve bilim adamı olması gereken bir kişinin balinaların ayılardan evrimleşebileceği, bu konuda herhangi bir zorluk görmemesini açıklaması ve bu saçmalığı teorisine kanıt olarak göstermeye çalışması hayli ilginç ve ibret vericidir
Darwinin mantığına göre canlılar arasındaki soy ortaklığının benzerliklerden çıkarılması gerektiği düşünülürse iki canlı arasındaki soy benzerliğinin tespitinde ayılarla balinalar arasındaki benzerliklerin göz önüne alınması gerekecektir
Bütün içten ve gayretli çalışmalarımıza rağmen ayılarla balinalar arasında her iki canlının doğurarak çoğaldıkları, yavrularını emzirdikleri, balinaların suda yaşadıkları, ayıların ara sıra suya girdikleri, ciğerleriyle nefes aldıkları, sıcakkanlı oldukları dışında benzerlik bulamadık Fakat benzersizlikler binlercedir
Okuyucunun balinaların ayılardan evrimleşebileceği konusunda herhangi bir zorluk görmeyen Darwin mantığını daha iyi kavraması ve doğru karar verebilmesi için iki canlı arasındaki benzersizliklerden bir kaçını aşağıya alıyoruz
a)-Balinalar sadece denizlerde yaşar Ayılar ise ihtiyaç duyduğunda suya girer Hem karada hem suda yaşar
b)-Orkalar (katil balinalar) dışındaki tüm balinalar plankton denilen küçük canlılarla beslenirler Evrim teorisine göre planktonla beslenenler orkalardan evrimleşmiştir Ayılar ise hem otçul, hem etçildir Otlardan ağaç yapraklarına, böceklerden balıklara kadar çok geniş bir besin yelpazesi vardır
c)-Ayılar karasal hayvanlar en güçlülerinden biridir Özgür güçlü ve hızlıdırlar Hemen, hemen doğal düşmanları yoktur
d)-Ayıların vücutları sık tüylerle kaplıdır Balinaların vücutlarında ise tüy yoktur
e)-Ayıların dört ayağı, ayaklarında son derece kullanışlı pençeler vardır Balinalar ise bunlardan mahrumdur
f)-Ayı ve balinaların fizyonomilerinde en küçük bir benzerlik yoktur
Yukarıda yazdığımız gibi iki canlı arasındaki benzersizlikler öylesine çok ve derindir ki birbirlerinden evrimleştiklerini iddia edebilmek için ancak Darwin gibi hayal gücü sınırsız olmak ve bilimin gösterdiklerini bir kenara bırakmak, teorisini savunmak ve kanıtlamak için akıl, mantık, vicdan ve bilimsel ahlak dışı sınırsız bir hırsa sahip olmak gerekir Balina ve ayılar konusunda daha derin ve geniş bilgi almak isteyen okuyucularımız ilgili bölümlere müracaat edebilirler
Kendini bir doğa bilgini olarak takdim eden ve bu konuda bir teori hazırlayan bir kişinin hem ayıları hem de balinaları bilmiyor olması, öyle görünmesi hem garip hem de ilginçtir
Charles Darwin teorisini kurgularken çelişkilere düştüğünün genelde farkındadır
Maymun vücutlarının kıllı fakat maymunlardan evrimleştiği iddia edilen insan vücutlarının niçin kılsız olduğunu açıklama konusunda ortaya attıklarıyla kendisi bakınız nasıl çelişiyor:
-Erkekte kılların özellikle göğüste ve yüzde ve her iki eşeyde kol ve bacakların gövdeye bitiştiği yerlerde alıkonmuş olması insanın kıllarını dik durmaya başlamadan önce yitirdiği varsayımına uygun olarak böyle bir sonuç çıkarılabileceğini göstermektedir Çünkü bu gün en kıllı olan kesimler o zaman güneşten en iyi korunmuş olmak gerekir Bununla birlikte başın saçlarla kaplı olması dikkate çeken bir ayradır Çünkü baş her zaman güneşin etkisinde en çok kalan parçalardan biri olmakla birlikte sık saçlarla kaplıdır Ne var ki insanı da içine alan maymunlar takımının öbür üyeleri çeşitli sıcak bölgelerde yaşamakla birlikte kıllarla kaplıdır ve kılların genellikle en sık olduğu yer sırt kesimidir Bu insanın güneşin etkisi ile çıplaklaştığı varsayımını çürütmektedir

Maymun ve daktilo hikâyesi: Evrim teorisi taraftarlarına göre eğer evrim mekanizmaları düzgün işlerse daktilo başına oturmuş, tuşları rast gele basan bir maymun zaman içinde insanlık tarihini eksiksiz yazabilir Bu varsayımın evrim teorisi savunucularının akıl, mantık ve bilim dışı garipliklerinden bir başkası olduğu açıktır Şart olarak öne sürülen düzgün işlemesi gereken evrim mekanizmalarından kasıt doğal seleksiyon ve mutasyonlar olmalıdır Bu mantığa göre maymunun daktilo tuşlarını rast gele basması mutasyonların yerine geçmekte basılan harflerden işe yarayanların seçilmesi ise doğal seleksiyon olmaktadır
Fakat bu varsayım faydalıların seçilmesi için amacın en baştan bilinmesi gerekliliği ilkesine terstir Eğer siz ne yazacağınızı, ne yapacağınızı en baştan bilmezseniz rastlantılarla elinize geçenlerden işinize yarayacakları bilip seçemezsiniz Örneğin maymun rast gele İ harfini bassa İ harfinin insanlık yazarken gerekli olduğu bilinmediğinden diğer harflerden farkı olmayacak, dolaysıyla seçilip, biriktirilmeyecektir
Bilim insanı olduklarını varsaydığımız bazı kişilerin evrimsel mekanizmaların seçici özelliklerinin olduğunu, dolaysıyla amaç bilinmeden seçimin yapılabileceğini öne sürerler Sürerler ama bu seçiciliğin ne olduğunu bir türlü açıklayamazlar Bilimsel libaslar giyinmiş kimi kişilerin bu tür saçmalıkları tartışması ve hatta yadsınamaz gerçekler kabul etmesini ibret verici buluyor, esefle karşılıyoruz

Hurda deposuna düşen yıldırım hikâyesi: Evrim teorisine gönülden bağlanmış kimi evrim taraftarları hurda deposuna düşen bir yıldırımın evrim kuralları işlediği takdirde hurdaları çekip çevirerek zaman içinde tüm aksamlarıyla eksiksiz bir jumbo jet oluşturabileceğini varsayabilmektedirler
Bu varsayım cansız maddelere mutasyon, doğal seleksiyon gibi evrim mekanizmaları uygulanamayacağından temelde zaten mantıksızdır Fakat bir örnekleme olduğundan bu mantıksızlığı bir an için görmeyebiliriz
Bu iddiayı ortaya atan evrimci bilim insanımızın bu konudaki varsayımı şöyledir
-Tesadüf evrimde bir rol oynar (örneğin, rastlantısal mutasyonlar yeni özelliklerin oluşumuna yol verebilirler), ama evrim, organizmaları, proteinleri veya diğer birimleri oluşturmak için sadece tesadüfe dayanmaz Tam tersine; evrimin temel mekanizması olan doğal seleksiyon, istenen (adaptasyon sağlayan) özellikleri korumak ve istenmeyen (adaptasyon sağlamayan) özellikleri elemek yoluyla tesadüfî olmayan bir değişim sağlar
Fakat mutasyonların, ardından doğal seleksiyonun işlerlik kazanabilmesi için maddenin en azından en baştan basitte olsa bir düzenlilik oluşturması gerekir
Düşen yıldırımın ve oluşturduğu kasırganın sağa sola savurduğu parçalar düzenlilikler oluşturabilir mi? Böyle bir düzenlilik oluşsa bile termodinamiğin ikinci kanununa göre zaman içinde bozuma uğrayacağından uzun evrim süreçlerinde varlığını nasıl koruyup evrimleşecektir? Bu sorular ve cevapları bu varsayımın can noktaları olur
Böyle bir varsayımın işlerlik kazanabilmesi için en azından termodinamiğin ikinci kanunun tersine işlemesi kaçınılmazdır Bu nedenle böyle bir iddia akıl mantık ve bilim dışı bir saçmalık olur
Fakat bir evrimci varsayımı olan bu saçmalık sizleri şaşırtmasın Çünkü aynı evrimciler yukarıda saçmalıktan yola çıkarak bir canlı hücresinin rastlantılarla sıcak su havuzlarında oluştuğunu iddia edebilmektedirler Bu iddia bir önceki iddiadan binlerce kez daha zordur Bu tür iddialar denize düşenin yılana sarılması misali evrim teorisi taraftarlarının teorilerini korumak için ne kadar çaresiz kaldıklarının bir göstergesi olarak yorumlanmalıdır
Philip Johnson'ın ifadesiyle, evrimcileri dinlerken ya da öngörülerini okurken saçmalık detektörlerini hep açık tutmak gerekmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.