Devlet, Sistem Ve Kimlik-Kitap Özeti |
11-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Devlet, Sistem Ve Kimlik-Kitap ÖzetiDevlet, Sistem Ve Kimlik kitap özeti Uluslararası İlişkiler; özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra önem kazanan ve Birinci Dünya Savaşından sonra daha çok devletin bir araya gelerek oluşturdukları yapılanmaları, o dönemde henüz devletler arası olarak nitelendirilen ancak geçmişe oranla karmaşıklaşan sorunları açıklamada hem bilim dünyasına hem de politika yapıcılara daha farklı bir bakış açısıyla yardımcı olan bir disiplin, bir bilim dalıdır Ülkemizde ise, yüzyılın son çeyreğinde öne çıkmaya başlayan bu disiplin, Batıda olduğu gibi; Siyasi Tarih, Devletler Hukuku gibi ana disiplinlerle birlikte, uluslararası örgütler, diplomasi, dış politika yaklaşımları ve uluslararası ekonomi alanlarını da kapsayan yaklaşımıyla, çok özel bir coğrafyası olan ülkemizde, hızla değişen dünyayı anlama ve uluslararası politikamızı belirleme açısından önem kazanmaktadır Kitap; yukarıda kısaca çerçevesi çizilen uluslararası ilişkiler disiplinini bugüne taşıyan bilimsel alt yapıyı ortaya koyarak; uluslararası ilişkiler disiplininin tarihi temellerini, Birinci Dünya Savaşı dönemi ve İkinci Dünya Savaşı öncesinde uluslararası ortama hakim olan temel eğilimleri, İkinci Dünya Savaşı sonrasında değişen yaklaşımları ve son dönem gelişmelerle birlikte bu bilim dalının geldiği aşamayı incelemektedir Kitap, uluslararası ilişkiler disiplininin gelişmesine paralel olarak hazırlanmış yedi makaleden oluşmaktadır: Makaleler, sürece bağlı olarak birbirini takip eden ve tamamlayan biçimde hazırlandığı için, özette makaleler ayrı ayrı incelenmeyecek, bir bütün olarak ele alınarak değerlendirilecektir Uluslararası sözcüğü ilk kez, 1789 yılında, J Bentham tarafından Devletler Hukukuna alternatif bir sözcük olarak kullanılmıştır Uluslararası İlişkiler adını taşıyan ilk kitap ise (An Introduction to the Study of International Relations) 1916′da yayımlanmıştır Dünyada ilk kurulan Uluslar arası İlişkiler kürsüsü ise, İngilterede University College of Walesde, ABD Başkanı W Wilson adına kurulmuştur Ancak, W C Olsona göre, bir yanında barışın korunması, diğer yanında ise devletlerarası ilişkilerin anlaşılması ve organizasyonu için farklı bir anlayış ihtiyacından doğan uluslararası ilişkilerin temellerinin Yunanlı tarihçi Thucydidese (MÖ 455-400) kadar dayandığı kabul edilmektedir Thucydides, Peloponezya Savaşı Tarihi adlı kitabında; Melanlıların, uyuşmazlığın hakkaniyet ilkelerine göre çözümü önerisine Atinalıların, “dünyanın mevcut halinde, adalet kurallarının güçlülerce konulduğu” cevabı verdiklerini belirtmektedir Bu yaklaşım devletler arası ilişkilerde şu ya da bu biçimde Birinci Dünya Savaşına kadar etkisini sürdürmüştür 15 nci yüzyıldan itibaren, ulus devletlerin ortaya çıkışı ile birlikte bu konularda çalışmalar yapan; N Machiavelli, T Hobbes, H Grotius, J Locke, I Kant gibi düşünürler devletlerarası ilişkilere çeşitli açılardan bakarak, 20 nci yüzyıla damgasını vuracak olan İdealizm ve Realizm akımlarının ortaya çıkışına önayak olmuşlardır Birinci Dünya Savaşının verdiği zararları gören uluslararası ortam, bu savaştan olumlu dersler çıkarmış, anlaşmazlıkların önlenmesi amacıyla uluslararası mekanizmalar oluşturma yönünde çabalarını yoğunlaştırmıştır 19 ncu yüzyılda yaygınlaşan liberal düşünce akımları ile, J Bentham, H Grotius, J Locke, I Kant gibi düşünürlerin de insan düşüncelerine ilişkin yaklaşımlarının oluşturduğu İdealizm akımı, bireylerin temelde rasyonel ve iyi olduklarından yola çıkmaktadır Bu akıma göre, savaşlar devletlerin varlığı ve mutlakiyetçi, otoriter biçimde örgütlenmelerinden kaynaklanmaktadır Bu durum ise barışı korumaya dönük örgütlenmelerle aşılabilir Bu suretle uluslararası ortam daha akılcı biçimde düzenlenebilecektir Ancak, idealistlerin savunduğu uluslararası kurumlaşmanın ve en önemli projeleri Milletler Cemiyetinin uluslararası sorunlara çözüm getirememesi, İdealizmi sorgulayan yeni arayışlara ivme kazandırmıştır İdealizmi ütopyacılık olarak niteleyen E H Carr, Yirmi Yılın Bunalımı adlı eserinde Realizmin de temellerini atmıştır Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında Realizmin gelişmesinde ve uluslararası ilişkilerin şekillenmesinde H J Morgenthaunun önemi büyüktür Morgenthauya göre, uluslar da bireyler gibi çıkarlar peşinde koşar Uluslararası ilişkilerde temel unsur devlettir Devletler arasındaki ilişkileri ise ulusal çıkar ve ulusal güç kavramları belirler Gerek İdealizm gerekse Realizm uluslararası ilişkilerde etkilerini halen sürdürmektedir Günümüz uluslararası ortamında ulusal çıkar ve güç kavramlarının önemi ortadadır Öte yandan İdealizmin etkisini bölgesel ve küresel bütünleşme çabalarında görmek mümkündür Kitapta ayrıca; günümüzde Realizmin eksik yönlerinin nasıl giderilebileceği, bu disiplinin hangi bilim dallarından yararlanarak daha etkin önermelerde bulunabileceğine ilişkin tartışmalara da yer verilmiştir Kitabın; konuyla ilgili temel bir başvuru kaynağı olduğu değerlendirilmektedir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|